James Baldwin’le Engin Cezzar, Baldwin’in ikinci kitabı Giovanni’nin Odası’nın yayımlanmasından bir yıl sonra, 1957’de New York’ta tanıştılar. Baldwin romanı Cezzar’la birlikte oyunlaştırdı ve başrol için de onu önerdi. Giovanni’nin Odası hiçbir zaman sahnelenmedi ama Baldwin’in Cezzar ile dostlukları Jimmy’nin otuz yıl sonraki ölümüne kadar sürdü. Jimmy itilip kakılmış, bir beyazla gerçekten dost olunabileceğine dair inancı kalmamış, karşısındakine güvensiz yaklaşan biriydi. Dostluğu tanımlayamıyordu. Bir gün içimden geldi ve şöyle dedim: “Yeni dost edinmek zor iş. Tam oldu zannedersin, olmayıverir. Sana bir teklifim var. Arkadaş nedir bilmiyor olabilirsin belki ama kardeş nedir biliyorsun. Bir sürü kardeşin var. Gel, biz de kan kardeşi olalım. Sen Afrikalısın. Ne kadar ciddi olduğumu anlayabilirsin. Kardeş olalım da bugün nasıl birlikte hareket ediyorsak, hayat boyu birbirimize destek olalım...” “Peki” dedi. Kestim kollarımızı, sürttük birbirimize. Kardeş oluverdik.
James Arthur Baldwin authored plays and poems in society.
He came as the eldest of nine children; his stepfather served as a minister. At 14 years of age in 1938, Baldwin preached at the small fireside Pentecostal church in Harlem. From religion in the early 1940s, he transferred his faith to literature with the still evident impassioned cadences of black churches. From 1948, Baldwin made his home primarily in the south of France but often returned to the United States of America to lecture or to teach.
In his Giovanni's Room, a white American expatriate must come to terms with his homosexuality. In 1957, he began spending half of each year in city of New York.
James Baldwin offered a vital literary voice during the era of civil rights activism in the 1950s and 1960s. He first partially autobiographically accounted his youth. His influential Nobody Knows My Name and The Fire Next Time informed a large white audience. Another Country talks about gay sexual tensions among intellectuals of New York. Segments of the black nationalist community savaged his gay themes. Eldridge Cleaver of the Black Panthers stated the Baldwin displayed an "agonizing, total hatred of blacks." People produced Blues for Mister Charlie, play of Baldwin, in 1964. Huey Newton, co-founder of the Black Panther Party, defended Baldwin.
Engin Cezzar ile yakın arkadaşı, kan kardeşi James Baldwin arasındaki yazışmalar. James Baldwin'in dünyaya bakışı, ruh hali, yaşadığı sıkıntılar hakkında aydınlatıcı metinler. Engin Bey'in arkadaşının "beni çevirmek zordur" demesine karşı "hem çok yerel (Afro-Amerikan) hem de çok edebi (Henry Jamesvari) bir üslubu vardı çünkü" yorumunu yapması dikkatimi çekti. Kitabın fotoğraflarla desteklenmesi yerinde olmuş.
Çeviren Seçkin Selvi'nin, editör Dürrin Tunç'un, düzeltiyi yapan Eser Demirkan'ın emeklerine sağlık.
Çok sevdiğim bir yazarın benim yaşadığım şehirle bu kadar bağlantılı olmasına, ülkemi bu kadar sevmesine yeniden şaşırdığım bir mektuplar dizisi. Okuyabildiğim için mutluyum.
"İyi bir haber: Brando'dan red cevabı almayabiliriz; çünkü hiçbir zaman hiç kimseye cevap vermez." Sf:36
"...Baldwin ona, 'Yaşar, Türkiye'de kendimi özgür hissediyorum,' diyordu; Yaşar Kemal de ona, 'Jimmy, Amerikalı olduğun için öyle hissediyorsun,' diye cevap veriyordu." Sf:106
"istanbul'dayken, oraya sadece, karşı konulmaz yazgımın daha fazla kaçamayacağım yeni bir yüzüyle karşılaşmak için gelmişim duygusuna kapıldım. Bu yüzden de elimden geldiği kadar onurlu davranmak, benim için her zamankinden daha önemliydi. Bunu becerip beceremediğimi bilmiyorum, herhalde hiçbir zaman da bilemeyeceğim. Çünkü onurun ne olduğunu artık gerçekten bilmiyorum; bazı durumlarda onur, korkaklığın bir başka maskesi, pek çok maskesinden biri olabiliyor." Sf:112
"Sana ne diyebilirim ki cancağızım? Umutsuzluğu reddediyorum: ama bu reddedişi her gün yinelemek zorunluluğu kendi umutsuzluğunu kendi içinde taşıyor."
"Bir böcek yaşasın, bir kurtçuk yaşasın da sen yaşama... Olacak şey değil". Kral Lear'in repliği. Farklı şekillerde çevrilebilir ama özünde sevdiği birini kaybetmenin isyanı ve yaşaması gerekmeyen birçok canlı hayattayken, sevdiğini kaybetmenin çaresizliğini dile getiriyor. Jimmy öldüğündeki hissimi. (...) Bir daha görüşebilsek nasıl olsa barışırdık. Görüşemedik. Jimmy gitti. Kan kardeşimle bozuk ayrıldık... Hafta sonuna denk geldiği için konsolosa ne kadar yalvardımsa da vize alamadım. Cenazesine gidemedim...
This entire review has been hidden because of spoilers.