Bilindiği üzere her ülkede azçok birbirine benzer yiğitlik ölçekleri vardır. Kimi ülkede örneğin pazu gücü yiğitliğin göstergesidir. Sağlam yapılı insanlar yiğit sayılır. Kimi ülkede yiğitlik boyla bosla, pazu gücüyle değil, yüreklilikle ölçülür; gözünü budaktan sakınmayanlar yiğit sayılır. Kimi ülkede sözünü sakınmayanlar, eğriye eğri doğruya doğru konuşanlar yiğittirler. Kimi ülkede... Ülkelerden birinde yiğitliğin ölçüsü taşaktı. Yiğitlik orda taşakla ölçülürdü. Böyle olunca o ülkede kadınlardan yiğit çıkmaz sanılırsa da, arada yiğit, hatta çok yiğit kadınlar da çıkar, böylelerinin taşakları olmasa bile, bunlara simgesel olarak "taşaklı kadın" denilir, bunlardan kimileri de "Amma taşaklı kadın!" diye övülürdü. Erkeklerden yiğit olanlara "taşaklı adam" denilirdi ve adamların yiğitlikleri taşaklarının ağırlığına ve büyüklüğüne göre ölçülürdü. En üstün gösterenlere "taşağı altı okka" denilirdi. O ülkede taşağı altı okka olmak, başka ülkelerdeki "halk kahramanı" ya da "devlet sanatçısı" ya da "ulusal kahraman" olmak gibi bişeydi.
Aziz Nesin was a Turkish humorist and author of more than 100 books. Nesin was born in 1915 on Heybeliada, one of the Princes' Islands of Istanbul, in the days of the Ottoman Empire. After serving as a career officer for several years, he became the editor of a series of satirical periodicals with a socialist slant. He was jailed several times and placed under surveillance by the National Security Service (MAH in Turkish) for his political views. Among the incriminating pieces of evidence they found against him during his military service was his theft and sale for 35 Lira of two goats intended for his company—a violation of clause 131/2 of the Military Penal Code. One 98-year-old former MAH officer named Neşet Güriş alleged that Nesin was in fact a MAH member, but this has been disputed
Nesin provided a strong indictment of the oppression and brutalization of the common man. He satirized bureaucracy and exposed economic inequities in stories that effectively combine local color and universal truths. Aziz Nesin has been presented with numerous awards in Turkey, Italy, Bulgaria and the former Soviet Union. His works have been translated into over thirty languages. During latter parts of his life he was said to be the only Turkish author who made a living only out of his earnings from his books.
On 6 June 1956, he married a coworker from the Akbaba magazine, Meral Çelen.
In 1972, he founded the Nesin Foundation. The purpose of the Nesin Foundation is to take, each year, four poor and destitute children into the Foundation's home and provide every necessity - shelter, education and training, starting from elementary school - until they complete high school, a trade school, or until they acquire a vocation. Aziz Nesin has donated, gratis, to the Nesin Foundation his copyrights in their entirety for all his works in Turkey or other countries, including all of his published books, all plays to be staged, all copyrights for films, and all his works performed or used in radio or television.
Aziz Nesin was a political activist. After the 1980 military coup led by Kenan Evren, the intelligentsia was oppressed. Aziz Nesin led a number of intellectuals to take a stand against the military government, by issuing the Petition of Intellectuals (Turkish: Aydınlar Dilekçesi).
He championed free speech, especially the right to criticize Islam without compromise. In early 1990s he started a translation of Salman Rushdie's controversial novel, The Satanic Verses. This made him a target for radical Islamist organizations, who were gaining popularity throughout Turkey. On July 2, 1993 while attending a mostly Alevi cultural festival in the central Anatolian city of Sivas a mob organized by radical Islamists gathered around the Madimak Hotel, where the festival attendants were accommodated, calling for Sharia and death to infidels. After hours of siege, the mob set the hotel on fire. After flames engulfed several lower floors of the hotel, firetrucks managed to get close, and Aziz Nesin and many guests of the hotel escaped. However, 37 people were killed. This event, also known as the Sivas massacre, was seen as a major assault on free speech and human rights in Turkey, and it deepened the rift between religious- and secular-minded people.
He devoted his last years to fighting ignorance and religious fundamentalism.
Aziz Nesin died on July 6 1995 due to a heart attack, after a book signing event in Çeşme, İzmir. After his death, his body was buried in an unknown location in the land of Nesin Foundation without any ceremony, as suggested by his will.
يبدو أن الكاتب يكتب لكل منطقة الشرق الأوسط، وليس فقط عنوان الكتاب. بل هناك قصة هذا البلد يغرق، والتي تظهر أن الفساد الذي يعم منطقتنا هو نفسه، بغض النظر عن اختلاف الشعوب أو اختلاف أنظمة الحكم..وهذا ما يثبت رأيي في أن سبب مشاكلنا الأساسي، انهيار منظومتنا الأخلاقية.. فعلى سبيل المثال لا الحصر، قبل خمسين عاماً.. كانت مجرد إشاعة أن موظفاً حكومياً قبل رشوة، تسبب له ولعائلته الكثير من المشاكل. فلا يُسلّم عليه أحد، ويمتنع البقال واللحام... عن بيعه نقداً أو بالدين، وربما لا يُقدم أحد على خطبة أخواته البنات.... على نقيض عصرنا الحالي، فالموظف أو الانسان الشريف يعتبر حماراً، بينما الموظف أو الانسان المرتشي أو الغير شريف، هو الذي يعرف الحياة جيداً، ويعرف من أين تُؤكل الكتف، ومن وين ما دقيتوا برن على القول العامي.
الكتاب عادي. فيه بعض القصص الجيدة، ولكنه ليس أفضل ما كتبه عزيز نيسين.
Bu Memleket Batar hikayesini okurken "Yahu, yetiştirme yurdunun çalışanları, oradaki anababasız çocukların ırzına geçmişler. " cümlesini okurken gündemde Ensar vakfı haberleri olduğundan kafama sert bir şey dank etmiş, çarpmış gibi irkildim. Bu hikaye 20 Ağustos 1986'da yazılmış ve bu kötülükler hala olup, bitebiliyor bu ülkede. Bir de bazıları bunlara itiraz etmiyor, hoş görüyor ya, insanın içi acıyor, eziliyor.
كانت قراءة هذه القصص ثقيلة علي بشكل لم أتوقعه. لا أنكر أن عزيز لديه صور ساخرة متميزة، لكنني لم أستطع إكمال القراءة لسببين الأول: الترجمة الرديئة والأخطاء النحوية والإملائية الشنيعة. الثاني: التكرار الممل لنفس الأحداث في القصة الواحدة، قرأت عددا من القصص ولاحظت التكرار، على الرغم من وصول الفكرة للقارئ منذ بدايةالقصة.
بداية معرفتي باسم عزيز نيسن ربما من 4 سنوات بعدما حكى عنه بلال فضل في عاموده اليومي أيام المصري اليوم ، مجدي الجلاد !!! عظمه كثيراً بلال فضل وكتب عنه كما العاشق المتيم ، يومها حملت 4 مجموعات قصصية له ولم أبدأ بقراءة أحداهم إلا من أسبوع واحد !!!! .. أعتقد أن تلك المجموعة ليست أفضل مجموعاته قطعاً :) !!! ليست على مستوى تلك الروعة التي تحدث بها بلال فضل أبداً ، ثم أن أفكاره نفسها وفلسفته لن أقول إنها غريبة ولكنه يحورها لتلائم قصة يريدها أو يجعل المغزى في النهاية موجه بصورة مباشرة للغاية تفقد القصة طعمها وحلاوتها وميزتها ... عندما تعجبك 3 أو 4 قصص من 20 قصة لكاتب كبير أو من هو مفترض أنه كاتب كبير فهذا يعني فشل ذريع لكلاكما :) أؤكد ثانية أنه لم تعجبني المباشرة المبالغ فيها التي أفقدت حتى الأعمال الجيدة والتي تنبع منها الفكرة الجديدة والبراقة ، بريقها ... . الشيء الوحيد الذي لفت انتباهي أني اعتقدت أنه لايتحدث عن تركيا !!!!!! ليست هذه تركيا التي نعرفها الآن ولامنذ سنين ، إما إنه يتحدث عن زمن قديم قبل الآن وإما أنه يري مالانرى بسبب احاطته بالظروف .. واما أن كل البلاد تتشابه في مصائبها وعوائقها وهوان أهلها على حكامهم !!! .... سأحاول معه مرة أخرى في مجموعة قصصية أخرى ، ولكن لا أعتقد انها ستكون هذه السنة
Elektronik kitap versiyonunun hatalı kopya bilgisiyle başlamak istiyorum değerlendirmeme. Bu kitap bir dizi öyküden oluşuyor. Elektronik kitap versiyonunun (epub) ilk öyküsünün başlığı "En Büyük Numara" iken, bir kopyalama hatası yüzünden kitap "Bu memleket batar" adlı öykü ile başlıyor. Daha sonra bu hikâye tekrar var kitabın içinde. Böylece "En Büyük Numara" isimli öyküsünü okuyamıyorsunuz. Elektronik versiyonu satın alacaklar bu duruma dikkat etsinler lütfen.
Kitabın genel değerlendirmesine gelince, bir solukta okunabilecek, güldüren ve gerçekten müstehcen bir dille yazılımış güzel bir kitap diyebilirim. Hemen hemen okuduğum her Aziz Nesin kitabında hissettiğim gibi 50 yıl geçmiş, hâlâ aynı tantanalarla uğraşıyoruz dedirtiyor kitabın hemen her kısmı. Klasik Aziz Nesin sataşmacılığı ve dil ustalığını bu kitapta da görüyorsunuz. En bayıldığım kitap diyemem ama iyi ki okudum dediğim bir kitap oldu benim için.
نجح عزيز نيسين في تحليل مشاكل مجتمعه (والتي تتشابه بل وتتطابق مع مشاكل مجتمعات الشرق الأوسط وشمال إفريقيا بشكل مذهل) في قالب ساخر يجعل قارئ الكتاب يضحك بالتزامن مع شعوره بالأسف لحال مجتمعاتنا التي وعلى مايبدو إن تمسكت بصفاتها الحالية لن تطور أبدًا. أنصح جدًا بقراءة هذا الكتاب..قصص قصيرة تختصر الكثير من المشاكل بقالب مضحك.
Aziz Nesin'in kendi standartlarına göre çok yavan bulduğum bir eser, tabii bu değerlendirmede 1980lerde yazılan bir eseri 2020'de değerlendirmek de etkili olabilir, günün şartları ile daha çekici bir kitap olabilir.
bilmiyorum, benlik değildi. ama büyük ihtimal ara ara bu hikayeler tüm ayrıntılarıyla aklıma gelecek. çünkü Aziz Nesin'in böyle bir etkisi var benim üstümde.
İsmindeki ''Kalkınma'' kelimesi kitabın siyasi memleket meselelerini anlatan bir eser olduğu gibi bir ön yargı yaratsa da; daha ziyade ''Memleket Manzaralarını''nın komik ve kısa öyküler şeklinde fotoğraflarının çekildiği bir Aziz Nesin eseri..
Kitap hep başlığı ve kapağıyla küçükken kitap fuarlarında dikkatimi çekerdi. Bunun haricinde özellikle yaşadığı olumsuzlukları ustaca mizahla aktaran Uğur Mumcu'nun ölümsüz eseri ''Sakıncalı Piyade''den sonra benzer bir tat yakalayabilirim diye bu kitaba başladım.
İlk öyküler biraz fazla didaktik (hatta açık konuşayım esprilerin çok daha başarılı olamadığı bir atmosferde) gelse de sonraki öykülerde karakterlerin yarattığı o keyifli, samimi ve komik atmosfer 1.5 günde bu kısa kitabı keyifle bitirmemi sağladı:)
Yazar Aziz Nesin olunca pek fazla bir şey yazmaya gerek yok. Bundan neredeye 30-35 yıl önce yazılmış öyküleri okuyunca aslında Türkiye'de hiçbir şeyin değişmediğini görüyorsunuz. Öykülerin yeri, zamanı, kişileri değişiyor ama içeriği değişmiyor. Dilimiz boşuna "Aziz Nesinlik" diye bir tabir kazanmadı. Özellikle, kitaba adını vermiş olan ve sonda yer alan "Nah Kalkınırız" öyküsünde, televizyonda konuşan bir devlet büyüğünün "çağ atlıyoruz", "çağ atladık", "kalkındık" cümleleri ne kadar bugünü hatırlatıyor, öyle değil mi? Toplumsal ve siyasi mizah sevenlerin mutlaka okumaları gereken bir kitap.
Aziz Nesin'i her okuyuşumda üstadın zamanötesi yazdığını bir kez daha anlıyorum. 19 şubat adlı öyküsü resmen bu zamanın öyküsüydü uyarmış(okuyan anlar) ... Her ne kadar kendisi inanmıyorum ama inananlara saygı duysa da kendisine saygı duyulmadı. Kitaba ismini verdiği Nah Kalkınırız hikayesinde bizleri öğretmenleri anması/anlatması muhteşemdi. Üstadın dediği gibi biz NAH KALKINIRIZ NAH!
Hani yenilerde sosyal çürüme oldu diyoruz ya hayır HEP ÇÜRÜMÜŞMÜŞÜZ o zamanlarda sosyal medya vs bu kadar yaygın olmadığı için yeni sanıyoruz.
Aziz Nesin'i mutlaka ama mutlaka okuyun/okutturun.
İçinde yine çok keyif aldığım hikayeler olsa da "Vah Yavrum Vah" hikayesini oldukça rahatsız edici buldum ve mizahi bir öykü gibi gelmedi bana. Sanıyorum Aziz Nesin'in de yazarken öncelediği şey komedi olmasa gerek ve umuyorum okuyan hiçkimse de buna gülmemiştir. İnternette yaygın olan "bear or man?" sorusuna cevap bir hikayeydi. Ayrıca sesli kitapta seslendirmeyi yapan Seda Türkmen'i de pek beğenemedim. Aydoğan Temel çok daha iyi bu konuda. Bu nedenlerle bu kitaba daha düşük bir puan veriyorum.
الكتاب مترجم من اللغة التركية الى اللغة العربية. كتابات عزيز نسين التركي الشهير ذات طابع كوميدي سياسي. لها جانب مسلي طريف وكما يبدو يقتبس بعض كتاب المسلسلات التلفزيونية في الوطن العربي كتاباته في سيناريوهات مسلسلاتهم الكوميدية السياسية والتي ربما يعتبرونها مناسبة للتعبير عن عدم ارتياح بعض مواطني تلك الدول عن طريقة إدارة شؤونهم والتي تنعكس سلبا على معيشة المواطنين والمقيمين في تلك البلدان.... كما يبدو أن الكاتب محمد نصرت نسين الشهير باسمه المستعار (عزيز نسين) تعرض للاضطهاد السياسي والملاحقة بسبب نمط كتاباته وأسلوب الكوميديا السوداء الذي يصف فيه أحوالا مضحكة مبكية لما حوله في قصص قصيرة
حرصت على اقتناء قصص قصيرة أخرى مترجمة للكاتب لقراءتها لاحقا .. أسلوبه ممتع ومسلي وقراءه قصصه القصيرة بمثابة وجبه خفيفة للذهن ...
Belki de Aziz Nesin standartlarının vasatında bir kitap olmasına rağmen günümüzde bu kalitede kitap bulmak bile zor. Çağının ötesinde günümüzü anlatıyor gibi olması Nesin'in büyük düşünceleri midir yoksa bir adım kendini geliştirmeyen toplum mudur bilinmez. Her devrin kitaplarından birisi daha, zevkle okuyacaksınız
Ne diye el işareti yaparsın a oğlum? Değil mi ki televizyondan kalkınıyoruz diyorlar, iyi ya, sen de “Bizde bu gelgit varken, bugün git yarın gel varken, nah kalkınırız” desene... O zaman başın belaya girmezdi... dedi
Toplum eleştirileri ile dolu cok klişe bir kitap. Yazar eleştirilerini açıklıkla yapmis fakat çözüm önerileri eksik ve bu eksiklikten kaynaklı depresif bir çıkmazda hissediyor insan kendini. Açıkçası bana cok hitap etmedi
لولا لوحات مرايا لفاتنا الكثير من عزيز نيسين! كيف يمكن لنا كعرب أن نغفل عن هذا الكاتب التركي ، المعارض ، الساخر ، المتهكّم لتقرأ المجموعة دون ملل لا تقرأها تباعا بل خصصها كوقت مستقطع تقرأ منها كل ما شعرت بفتور القراءة
مجموعة من القصص التي تشكل لوحة رائعة رسمت بمئات الألوان ولكنها لبست قناعا أشبه بالوجه الحقيقي. إذا قرأت هذا الكتاب سوف تعلم ما تحت القناع ولكن أي وجه سترى؟
Kalkınma masallarına, halkın ayakta uyumasına kahkahayla direnen, her zamanki gibi trajikomik, ironiyi bir mercek gibi kullanan bir eser. Nesin, uyutulmuş bilinci sarsmayı hedeflemiş yine.