Jump to ratings and reviews
Rate this book

An Answer from the Silence: A Story from the Mountains

Rate this book
This novel by esteemed Swiss writer Max Frisch is an exploration of the “Why don’t we live when we know we’re here just this one time, just one single, unrepeatable time in this unutterably magnificent world?!” This outcry against the emptiness of ordinary everyday life uttered by the hero of Frisch’s book is countered by “an answer from the silence” he meets when face-to-face with death. When An Answer from the Silence begins, the protagonist has just turned thirty and is engaged to be married and about to start work as a teacher. Frightened by the idea of settling down, he journeys to the Alps in a do-or-die effort to climb the unclimbed North Ridge, and by doing so prove he is not ordinary. But having reached the top he returns not in triumph, but in frostbitten shock, having come dangerously close to death. This highly personal early novel reflects a crisis in Frisch’s own life, and perhaps because of this intimate connection, he refused to allow it to be included in his Collected Works in the 1970s. Now available in English, this distinctive book will thrill fans of Frisch’s other works.  

118 pages, Hardcover

First published January 1, 1937

12 people are currently reading
525 people want to read

About the author

Max Frisch

272 books779 followers
Max Rudolph Frisch was born in 1911 in Zurich; the son of Franz Bruno Frisch (an architect) and Karolina Bettina Frisch (née Wildermuth). After studying at the Realgymnasium in Zurich, he enrolled at the University of Zurich in 1930 and began studying German literature, but had to abandon due to financial problems after the death of his father in 1932. Instead, he started working as a journalist and columnist for the Neue Zürcher Zeitung (NZZ), one of the major newspapers in Switzerland. With the NZZ he would entertain a lifelong ambivalent love-hate relationship, for his own views were in stark contrast to the conservative views promulgated by this newspaper. In 1933 he travelled through eastern and south-eastern Europe, and in 1935 he visited Germany for the first time.

Some of the major themes in his work are the search or loss of one's identity; guilt and innocence (the spiritual crisis of the modern world after Nietzsche proclaimed that "God is dead"); technological omnipotence (the human belief that everything was possible and technology allowed humans to control everything) versus fate (especially in Homo faber); and also Switzerland's idealized self-image as a tolerant democracy based on consensus — criticizing that as illusion and portraying people (and especially the Swiss) as being scared by their own liberty and being preoccupied mainly with controlling every part of their life.

Max Frisch was a political man, and many of his works make reference to (or, as in Jonas und sein Veteran, are centered around) political issues of the time.

information was taken from
http://en.wikipedia.org/wiki/Max_Frisch

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
183 (27%)
4 stars
265 (40%)
3 stars
155 (23%)
2 stars
48 (7%)
1 star
9 (1%)
Displaying 1 - 30 of 74 reviews
Profile Image for merixien.
671 reviews665 followers
August 26, 2022
3,5 ⭐️

Kitap 30 yaşında ve evlenmek üzere olan bir adamın, hiçbir çocukluk hayalini gerçekleştiremediğini fark etmesi ve nişanlısından ayrılıp şimdiye kadar hiç kimsenin fethedemediği ve deneyenlerin hayatlarını kaybettiği bir dağa Nordgrat’a tırmanma yolculuğu. Bu yolda bir de Irene ile karşılaşıyor. Her ne kadar basit bir dağ hikayesi gibi görünse de bir noktada Max Frisch’in bütün kitaplarına yayılan hayat ve irade konularının temellerini atıyor.

Sessizliğin Yanıtı aslında yazarın ilk eserlerinden bir tanesi. Ancak zamanında yazar tarafından yeniden yayınlanmasını istenmediği - hatta vasiyet olarak da tekrar yayınlanmasını yasaklamış olmasına karşın- yayıncısı ölümünden 18 yıl sonra kendi insiyatifiyle basmış. Bu yasağın sebebi de aslında kitabın Nazi Almanyası döneminde yayınlanmış olması. Nazi dönemi romanlarında çokça rastlanan dağcılık, kahramanlık, kadın üzerinde denetim öğelerini bu kitap da içeriyor ve yazar bu kategoride anılmak istemediği için kitap kayıp eser durumuna düşüyor. Erken dönem eserlerinden -hatta yazı hayatına ara vermeden bir süre önce yazmış- olduğu için diğer kitapları kadar sarsıcı bir etki bırakmayabilir. Gizli kalmamış olması güzel ancak benim de favorim olmadı.

“Neden özlemimizin peşi sıra gitmiyoruz? Neden? Neden özlemimizi bastırıyoruz, özlemimizin örf, fazilet, sadakat dediklerimizden ve bunlarla birlikte hayata dahil olmayan her şeyden daha hakiki, daha saf, daha güzel olduğunu bildiğimiz halde? Neden bunlardan silkinemiyoruz? Neden hayatımızı yaşayamıyoruz, bu tarifsiz ilahi dünyada sadece bir defaya mahsus bulunduğumuzu bildiğimiz halde, bunun sadece bir defalığına, tekrarsız olduğunu bildiğimiz halde!”
Profile Image for Mevsim Yenice.
Author 7 books1,265 followers
October 12, 2019

"Bazen hayatın büyük, kelimelere dökülemeyecek kadar büyük, şimdiye dek tecrübe ettiği her şeyden daha büyük bir şey olması gerektiğini düşündüğünü söylüyor; belki de insanı ayakta tutmaya devam eden yegane şey bu umuttur: hayatı belki de henüz bilmediğine, bildiğinin sadece adı olduğuna dair bir umut."

"Akşamın çöktüğü vadiler hala sis altında ve sessiz sedasız köpüklerin kızgın kayalıklara çarptığı hafifçe süzülen bir bulut denizinin ortasında yükselen kayanın üzerinde insanın bir başkasıyla oturduğu anlar var."

"Bir bayrak yarışı gibi, diyor gülerek; amacı ve sonu olmayan bir bayrak yarışı; yaşamı elimize tutuşturup söylenen şu: Koş bununla, yirmi ya da yetmiş yıl. İnsan elinde ne olduğuna bakmaksızın koşar, koşar, koşar ve bayrağı bir diğerine verir. Biri bunun amacını soracak olursa söyleyecek neyi vardır? İnsan hile yapabilir tabii, birini kolundan tutup kenara çekebilir ama elini açarsa bulacağı bir hiçtir. Bunun için mi koşturuyoruz kuşaktan kuşağa? Tam bir sirk bu, çemberin etrafında dönüp durmak, belki de çemberin ortasında sevgili Tanrı oturuyordur ve eğlencesi bitmesin diye bizi yüzlerce tutkuyla kırbaçlayıp karnı ağrıyasıya değin gülüyordur."
Profile Image for Sinem A..
483 reviews292 followers
October 19, 2021
"Belkide çok duru bir vicdan gerekiyor böylesine duru bir sessizliğe katlanabilmek için;yoksa insanın hayatı boyunca itinayla inşa ettiği, üzerine titrediği ne varsa bir saat içinde çöküp dağılabilir, belkide kahramanca nitelenen hırsın kibirden başka bir şey olmadığı, sadece kaçış olduğu ortaya çıkabilir; insan orada uzun süre oturursa geriye sadece kara bir leke, insanın sezdiği ve her daim korktuğu, yüzlerce teşebbüsle üstünü kapamaya çalıştığı, yüreğin esas yalanlarından biri kalır; sonuçta insanın cesareti yoktur açık bir içgörüye, gerçek bir değişime."
Profile Image for Konserve Ruhlar.
302 reviews196 followers
September 22, 2021
Sessizliğin Yanıtı, otuzlu yaşlarında varoluşsal kriz yaşayan kahramanın hayatında dönüm noktası olacak, sınırlarını kendisinin belirlediği seyahatini anlatıyor. Kitabı yazdıktan sonra yazarın bizzat kendi hayatında da büyük bir değişiklik yaşaması kitaptaki otobiyografik izlerle paralelliği açıklıyor. Kendi varlığının ağırlığını taşıyamayan karakterimiz dağın zirvesini hedef alıyor ve yolculuk boyunca sancılarını hafifleterek hayatına netlik kazandırmak istiyor. Kendi kalesinin Drogo'su olmamak için ölmeye bile razı. Hayatında şeffaflık ve kesinlik istiyor. Ancak bu şekilde yaşam denilen yola devam edebilir.

Max Frisch bıraktığı mimarlık mesleğinin son inşaası olarak karaktere yeni bir hayat tasarlıyor. Ancak bu yeni hayata ulaşmak kolay değil. Kendine karşı ne kadar dürüst olabilirsin? Düşüncenin sonsuz açıklığında ne kadar kalabilirsin? Hangi gerçeğe tutunabilir, hayatında irdelemeden bağlandığın hangi ögeyi tartışmasız bırakabilirsin? Yazarın karakteri aracılığıyla dikenli tellerde gezinen zihni okuyucuyu da rahat bırakmıyor. Zorlu bir okuma sunuyor kitap. Tartının üzerine çıkıp biraz silkelenmek gerekiyor.

Peter Von Matt'ın kaleme aldığı sonsöz hem Max Frisch'in hayatı hem de genel olarak eserleri hakkında önemli bilgiler içeriyor. Bu bilgiler sayesinde kitabı farklı bir gözle yorumlama imkanı doğuyor.


“Rüzgârlar gibidir hayatımızın imkânları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile – acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!”

“İnsan yorgunsa eğer ve ertesi sabah uyanması için bir sebebi varsa yaşam ne güzeldir diye düşünüyor. Bu bilgiye nadiren sahiptir insan, her seferinde boş, beyhude bir varoluşa uyanır, bazen buna uzun süre katlanamayacağını düşünür (...) Uykunun hiçbir şeye çözüm olmadığı bilinir, isteği sadece bizi yeni çaresizliklere karşı bilemektir; insan, ertesi sabah bir adım ilerlemediğini bile bile ayağa kalkmak zorundadır, bilinmezliğe doğru, inançtan, amaçtan yoksun, manadan yoksun, her şeyden ve her türlü maharetten yoksun, böylece insan giderek yaşlanır, içi daha da boşalarak daha çaresiz bir hâl alarak…”
Profile Image for Fact100.
483 reviews39 followers
July 25, 2024
"Sevgili ölüm, henüz yaşamadım."

"Sessizliğin Yanıtı", "Stiller" ve"Montauk" gibi eserleriyle bilinen Max Frisch'in hayatında dönüm noktası olacak kararlar ve olaylardan önce, gençliğinde kaleme aldığı ilk kitabı.

Varoluşsal bir kriz yaşayan bir adamın öyküsünün anlatıldığı "Sessizliğin Yanıtı", Max Frisch'in kabullenip sahip çıktığı bir eseri değil. "Sessizliğin Yanıtı", Max Frisch'in genel olarak eserlerinde yer bulan anlam ve varoluş kavramlarını içerse de, bu eser, yazar tarafından içselleştirilmemiş, hatta, sadece bir kez basıldıktan sonra, yazar kendi ilk el yazmasını yakmış ve bu eserin bir daha basılmamasını vasiyet etmiş.

“Rüzgârlar gibidir hayatımızın imkânları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile – acı, ümitsizlik, cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir!”

Yazarının ölümünden yıllar sonra tekrar basılarak hayata dönen bu eser, edebi olarak, Frisch'in bilinen eserleri kudretinde olmasa da, okurken, bizleri de hayat amaçlarımızı ve varoluşumuzu gözden geçirmeye sevk edebilecek derinliğe sahip.

"İnsan, hayatım dediği şeyin içini pek az doldurur, hem de gülünç derecede az. Bu, yitik günlerden oluşan bir zincirden başka bir şey değildir. Dolduramayacaktır hayat dediği şeyin içini, tıpkı dün ve yıllardır olduğu gibi."

Kitabın, Sisifos misâli bir yolculuğa çıkan başkahramanının, kendi hayatına anlam kazandırmak niyetiyle çıktığı bu çılgın yolculuğa, okur da katılıyor, benzer sorgulamalar yapıyor, düşüncelere dalıyor.

"Genç bir ruhu hiçbir şey, yetişkinlerin, insan her şeye alışıyor, nihayetinde biz de bu yollardan geçtik demesinden daha fazla kızdıramazdı. Bu muydu teselli dedikleri, onların da dünyaya yenilmiş olmaları mı?"

Varoluşu irdeleyen, hayat ve anlam üzerine kafa yoran, soran ve sorgulayan yetişkin okurlara öneririm.

Sevdiğim bazı alıntıları da paylaşmak isterim:

"İnsan yorgunsa eğer ve ertesi sabah uyanması için bir sebebi varsa yaşam ne güzeldir diye düşünüyor. Bu bilgiye nadiren sahiptir insan, her seferinde boş, beyhude bir varoluşa uyanır, bazen buna uzun süre katlanamayacağını düşünür. Zaman zaman kendini çok çaresiz hissedebilir, masanın üzerine yığılabilir ya da bazen başını alıp duvarlara çarpmak isteyebilir, düşündüğü ne varsa parçalanıp gitsin diye, fakat en sonunda bir an gelir ve uyku bastırır; her şeye galip gelen düşüncelerimizden veya çaresizliklerimizden daha güçlüdür uyku, sıkıntılarımızın tümünü kolayca bir kenara iter, böylece ölümcül düşünceler silinip gider.
Aslında uykunun hiçbir şeye çözüm olmadığı bilinir, isteği sadece bizi yeni çaresizliklere karşı bilemektir; insan ertesi sabah bir adım bile ilerlememiş olduğunu bile bile ayağa kalkmak zorundadır, bilinmezliğe doğru, inançtan, amaçtan yoksun, manadan yoksun, her şeyden ve her türlü maharetten yoksun, böylece insan giderek yaşlanır, içi daha da boşalarak, daha çaresiz bir hal alarak..."

"Bir bayrak yarışı gibi, diyor gülerek; amacı ve sonu olmayan bir bayrak yarışı; yaşamı elimize tutuşturup söylenen şu: Koş bununla, yirmi ya da yetmiş yıl. İnsan elinde ne olduğuna bakmaksızın koşar, koşar, koşar ve bayrağı bir diğerine verir. Biri bunun amacını soracak olursa söyleyecek neyi vardır? İnsan hile yapabilir tabii, birini kolundan tutup kenara çekebilir ama elini açarsa bulacağı bir hiçtir. Bunun için mi koşturuyoruz kuşaktan kuşağa? Tam bir sirk bu, çemberin etrafında dönüp durmak, belki de çemberin ortasında sevgili Tanrı oturuyordur ve eğlencesi bitmesin diye bizi yüzlerce tutkuyla kırbaçlayıp karnı ağrıyasıya değin gülüyordur."

"Belki de çok duru bir vicdan gerekiyor böylesine duru bir sessizliğe katlanabilmek için; yoksa insanın hayatı boyunca itinayla inşa ettiği, üzerine titrediği ne varsa bir saat içinde çöküp dağılabilir, belki de kahramanca nitelenen hırsın kibirden başka bir şey olmadığı, sadece kaçış olduğu ortaya çıkabilir; insan orada uzun süre oturursa geriye sadece kara bir leke, insanın sezdiği ve her daim korktuğu, yüzlerce teşebbüsle üstünü kapamaya çalıştığı, yüreğin esas yalanlarından biri kalır; sonuçta insanın cesareti yoktur açık bir içgörüye, gerçek bir değişime."
Profile Image for Hulyacln.
987 reviews564 followers
September 22, 2020
‘Rüzgarlar gibidir hayatımızın imkanları, yine de insan neden cesaret etmez ki yelken açmaya? Her şey yaşanmamış bir hayattan daha iyidir, hatta felaket bile-acı,ümitsizlik,cürüm, her şey ama her şey boşluktan daha iyidir.’
.
Cumartesi günü kitapçıda aylak aylak dolaşırken elim birden Sessizliğin Yanıtı’na gitti. Belki iç açıcı rengi dikkatimi çekti bilemiyorum. Ve onu alıp çıktım kitapçıdan.
Okuduğum kitaplar olmasına rağmen; kahve içerken yine ona gitti elim ve şöyle bir bakmak istedim.
İki kahve içtim ve elimdeki kitabın son sayfasını çevirdim. Bu kadar kısaydı işte. Ve bu kadar akıcı.. 30 yaşındaki bir adamın hikayesi neden bu kadar akıcıydı peki?30 yaşına girdiğim için mi? Kitaptaki karakter gibi henüz bir şey başaramadığımı düşünüp hayıflandığım için olabilir mi? Belki..
Ama şunu yeniden söyleyebilirim: kitapları sevdikçe siz değil; onlar sizi bulmaya başlıyor.
Ansızın onu okurken buluyorsunuz kendinizi, yalnız hissettiğinizde halinizden anlayan, unuttuğunuz şeyleri hatırlamak istediğinizde ise kulağınıza unuttuklarınızı fısıldayan bir karakter çıkarıveriyor karşınıza.
Sessizliğin Yanıtı da benim için öyle oldu.. Bol bol altını çizdim cümlelerin, kimi cümleleri kendimin yazdığını hissettim.
Ana karakterimiz çıkılamayan bir dağın zirvesine ulaşmaya çalışıyordu.
Onu tertemiz bir sessizlik bekliyordu veya tertemiz bir ölüm..
Sessizliğin Yanıtı’nda , Max Frisch’in hayatından izler olduğunu, o dağın ayrı bir anlam da taşıdığını Peter von Matt’ın son sözünden öğreniyoruz ve okuduklarımız daha da biçimleniyor zihnimizde. Tabii etkisi de artıyor, derinleşiyor.
Max Frisch diğer eserlerini merak ettiğim, alınacaklar listemin başına eklediğim bir yazar oldu..
Saliha Yeniyol’un çevirisini çok beğendiğimi de belirtmeliyim –
Author 6 books253 followers
September 23, 2019
"Maybe what you expect from your life is very presumptuous; it is very presumptuous that every creature thinks it must have meaning."

I could be considered a Max-Frisch-Vervollständiger, I guess, so I have no compunctions about reading things he wrote that others have been known to deride like this early novel that even he didn't like.
He is wrong. So is everyone else. This is an outstanding, terse and tight novel about brutally simple things: man, mountain, Danish (a girl, not a pastry, you fools!). That pretty much sums it up. Oh, also, it is about the titular search for some kind of meaning anywhere, even death, and from anything, even death.
I don't get folks passing this one over, it is cruelly and beautifully written as anything else Frisch wrote, maybe even a little more accessible, I'd say. Maybe people just don't like simple stories where people simply act on an unhorrible whim.
Profile Image for Matti.
51 reviews
July 8, 2025
Erstaunlich reflektive Betrachtung eines Helden, der zynisch die Sinnhaftigkeit des Lebens in Frage stellt.

Er, der kein gewöhnliches Leben haben möchte, aber – seiner Ansicht nach – nichts Nennenswertes erreicht hat, was seinen Ansprüchen genügt, entscheidet sich nun, eine Triumph-oder-Tod-Unternehmung zu wagen, das Besteigen des Nordgrat (eine fiktive Version der Nordwand), was niemand zuvor schaffte.

Dieses Wechselspiel zwischen dem Erklimmen eines Berges und der eigenen Selbstreflexion hat mir gut gefallen.
Ich fand das Ende ein wenig abrupt, dem angestrebten Motiv nicht ganz entsprechend; aber sonst konnte man der Erzählung bereits die Erkenntnis abringen, dass aus den damals 25-jährigen Architektur-Studenten ein herausragender Autor heranwachsen würde.

Das Nachwort von Peter von Matt, der die autobiographischen Elemente aus dem Text hervorhob und erläuterte, möchte ich hier auch lobend erwähnen.
Profile Image for Tim.
248 reviews50 followers
October 21, 2018
Max Frisch avanciert wohl endgültig zu meinem Lieblingsautor. Einerseits traf er in Dienstbüchlein, Fragebogen oder Schweiz ohne Armee? jeweils wunde Punkte der (Schweizer) Gesellschaft, er schaffte es andererseits auch, autobiografische Aspekte und Fragestellungen wunderbar in brilliante, kurze Geschichten zu verpacken: nach Der Mensch erscheint im Holozän ist nun dieses Werk ebenfalls schlicht grossartig. Bereits mit 26 Jahren veröffentlichte er diese Erzählung, kurz vor seinem Aufbruch in ein neues Studium als Architekt. Ich trauere dem 1991 verstorbenen Autor immer mehr hinterher. Einige eingehende Auszüge:

Wozu? Es ist schon die unhöflichste Frage, die man an das Leben richten kann.

(...) Es kümmert sie auch nicht, dass er darauf sagt, er hätte ebensogut Kaufmann werden können oder Maler oder Kaminfeger; es gebe eben Leute, die alles könnten, weil sie zu nichts berufen seien.

Aber wer keine Sehnsucht mehr hat, keine echte Sehnsucht, was bleibt ihm anderes übrig als der Ehrgeiz?
Profile Image for Kaplumbağa Felsefecisi.
468 reviews81 followers
December 27, 2019
Kurdun derisi adında bir film vardı netflix'te, kitapla filmin bir bağlantısı yok ama anımsattıkları ve resmettikleri profil aynı gibi geldi. Ve çok etkileyiciydi. Yalnızlığa alışmış insanları çok iyi tanıyor ve anlıyorum. Sanırım ben de bu hali çok sevdiğim için ayrı bir tad bırakıyor bende.. Keyifle okudum.
Profile Image for Vishy.
806 reviews285 followers
November 5, 2019
I discovered Max Frisch's 'An Answer from the Silence' while browsing in the bookshop. I am happy and excited that in these days when we discover most books through the internet, it is still possible to visit the bookshop, spend sometime browsing, and discover a beautiful book. This is the first book I read for this year's German Literature Month. I read the Mike Mitchell translation (and not the Smith Nicholson one).

The story told in Max Frisch's book goes like this. The main character, whose name we don't know, is staying in an inn near the mountains. He is thirty years old. He is passing through and he is trying to climb one of the nearby cliffs. We learn that he feels that he hasn't accomplished much, has drifted from one dream to another, and finally decided that he is going to attempt climbing a cliff which no one has ever done before, and if he succeeds, he feels he would have accomplished something and not just loved a regular, mundane life. And then he meets a woman at the inn. And they begin a wonderful conversation. What happens after that and how their friendship evolves and whether this man climbs the cliff and finds the meaning of life is told in the rest of the story.

'An Answer from the Silence' is a slim book at around a hundred pages. It is also a beautiful book. It is one of the great introvert novels like Marlen Haushofer's 'The Wall', Alexis M.Smith's 'Glaciers', Robert Seethaler's 'A Whole Life', Peter Stamm's 'Unformed Landscape', Muriel Barbery's 'The Elegance of the Hedgehog' and Rabih Alameddine's 'An Unnecessary Woman', in which the main character lives a rich inner life and contemplates on some deep questions. It is the kind of book I love. There are so many beautiful passages in Frisch's book that I couldn't stop highlighting. The character of Irene, the woman who starts a conversation with our mountain-climbing main character, is so beautifully depicted, and she was my favourite character in the book. Max Frisch's prose is beautiful and flows serenely like a river. There are beautiful descriptions of the mountains and nature. One of my favourite descriptions went like this :

"Outside there is no light visible that has been lit by human hand. There are just the stars glittering above the mountains and it's bright, so that you can even see the blades of grass on the ground nearby, almost as bright as day, though it's a different gleam, a lifeless gleam pouring over things, dull and without shadow, very strange, as if one were on another planet where there's no life, on a planet which, with all its rocks and ice, is not made for man, however indescribably beautiful it may be."

The book also asks some deep, profound questions on life which are relevant even today. This book came out in 1937, during the time when Hermann Hesse and Thomas Mann were still active, and so it is not surprising that it asks some profound questions. I haven't read a Max Frisch book before and I am surprised that he is not that well known today, because this book is really good, as good as the best ones of Hermann Hesse and Thomas Mann. Frisch seems to have led an interesting life too – he was a writer and journalist, but couldn't pay his bills, and so went and studied architecture and became an architect, and while he was in the army during the Second World War, he started writing again and he continued his successful architecture practice alongwith his writing after the war. It seems he was also in a relationship with my favourite, Ingeborg Bachmann. I want to read more about him and I want to read more of his books.

I will leave you with two of my favourite passages from the book.

"It's just like a relay race, he laughs, a relay race with no finishing tape; they hand life over to us and say, 'Go on now, run with it, for twenty or seventy years.' And you run, you don't look at what you have in your hand, you just run and hand it on. And what, he says, if one of us asks what the aim of it is? You could be nasty and grab one of them by the sleeve and take him to one side and when he opens his hand – nothing. And that's what we're running for, one generation after another? It's nothing but a circus, round and round in a circle..."

"Why do we not follow our longing? Why is it? Why do we bind and gag it everyday, when we know that it's truer and finer than all the things that are stopping us, the things people call morality and virtue and fidelity and which are not life, simply not life, not a life that's true, great, worth living! Why don't we shake them off? Why don't we live when we know we're here just this one time, just one single, unrepeatable time in this unutterably magnificent world?"

Have you read Max Frisch's 'An Answer from the Silence'? What do you think about it?
Profile Image for Oğuz Kayra.
180 reviews
August 1, 2019
Uzun zamandır rafta bekleyen «Homo Faber» ve aşırı merak ettiğim «Stiller» bir yana, Frisch'in okuduğum ilk kitabı oldu. Bir dağcının hayata ve insanlarla olan ikili ilişkilere dair yorumları baya güzeldi. Bir günde rahatça okunacak «Sessizliğin Yanıtı» bana İsviçre Alplerini hatırlattı. Kitabı merak edenlere şiddetle tavsiye. Es geçmeyin.

«Buna hayat mı diyeceksiniz, diye soruyor Irene'ye, insanın sakalının ve tırnaklarının uzamasını izlemesine?»
Profile Image for Zeynep .
70 reviews14 followers
January 26, 2025
Aşkı, arayışta olmayı bir dağ tırmanış hikayesi içinde sadelikle ancak karın, buzun yoğunuluğunda anlatışını çok sevdim.

Kitap ve yazarla ilgili yazılan son sayfalar da renk kattı... Kısa olması sebebiyle tek seferde okunan, güzel bir pazar gezisi gibi bir etki yarattı.
Profile Image for Albus Eugene Percival Wulfric Brian Dumbledore.
587 reviews96 followers
May 31, 2018
[anobii - Ago, 2015]
liberare la fiducia nelle proprie tentazioni …
La montagna e i suoi silenzi. Universo meraviglioso.
«Perché non seguiamo i nostri aneliti, i desideri? Perché, in effetti? Perché ogni giorno li imbavagliamo e scacciamo, quando sappiamo che sono più veri e più ricchi e più belli di tutto ciò che ci blocca, ciò che viene chiamato morale, virtù e fedeltà e che non è vita, semplicemente non la vita, vera e grande, degna di essere vissuta.
Perché non ce ne liberiamo con uno scossone? Perché non viviamo se sappiamo che saremo qui solo un’unica volta, solo un’unica e irripetibile volta, su questo mondo indicibilmente magnifico!»

Fabrizio cantava … scordarsi le rotaie verso casa …

Profile Image for Mosco.
449 reviews44 followers
August 4, 2017
sarebbe forse anche bellissimo...
se tradotto da una persona che dice guida alpina e non guida montana, distingue un piccone da una piccozza (8 volte, mica una), gli agganci dai moschettoni, i rampini dai ramponi! E a me girano i maroni. Che fa pure rima.
Anche nel 1937 in montagna si usavano le piccozze e non i picconi, per la miseria! E meno male che in coda al testo c'è un'integrazione della traduttrice che spiega i massimi sistemi, le atmosfere, le scelte stilistiche. Nulla sui picconi. Né sui rampini of course.

A dirla poi tutta non amo la scrittura emozionale e nemmeno molto gli stereotipi del bel tenebroso e dell'oca giuliva con la vocazione della crocerossina. Ma quella è colpa mia non dell'autore: servisse saperlo sono una vecchia cinica
Profile Image for Mine.
7 reviews
May 18, 2020
sessizliğin yanıtı bir paradokstur. "öyle bir sessizlik ki insan gerçekten onu işitebilirse ölümün kaçınılmaz olduğunu hisseder. "
Profile Image for Bonadext.
63 reviews29 followers
August 14, 2017
Questo racconto è stato una piacevole scoperta! La tematica esistenzialista ha sempre avuto un grande fascino su di me, perchè da sempre spunti di riflessione importanti sul senso della vita.
Il protagonista è in cerca di se stesso ed è combattuto tra un'esistenza ordinaria (mediocre) e un'esistenza all'insegna dell'avventura (una vita degna di essere vissuta). Nel suo cammino incerto e solitario capirà che spetterà solo a lui trovare la pace interiore a costo di fare scelte dolorose ma consapevoli.
Mi è piaciuto in particolar modo il personaggio di Irene, così piena di vita e spensierata, da diventare adorabile.

Una lettura molto attuale, che consiglio vivamente a tutti!

"In una terra qualunque, dice lui, dove non c'è il quotidiano, dove non si conosce nessuno, dove si potrebbe davvero vivere senza costrizione e senza considerare le conseguenze, senza nulla di ciò che non c'entra, una vita vera, una vita senza abitudine, una vita piena di esperienze, la vita che è nei nostri aneliti, una vita nuova e diversa, una vita che valga la pena di vivere!"
Profile Image for Patiareh.
103 reviews22 followers
September 25, 2019
Max Frisch'in kendi yaşamından da izler taşıyan bu kitap, 30 yaşındaki bir insanın varoluşunu sorguladığı bir dağ yolculuğunun hikayesi. Ve bu yolculukta ona eşlik eden Irene'nin de.
Montano Hastalığı'nda, Vila Matas 30 yaşın gizemini çok güzel bir şekilde ifade etmişti. Max Frisch'in bu kitabı da bana oradaki şu pasajı hatırlattı.
"Orta yaş gizemlidir, kafa karıştırıcıdır. Şu an varlığını en çok hissettiğim şey bir tür yalnızlık. Görünen dünyanın güzelliği bile un ufak oluyor sanki. Evet, aşk bile un ufak oluyor. Sanırım bir yerlerde yanlış bir adım attım, yanlış bir yola saptım, yanlış bir sapaktan döndüm ama ne zaman olduğunu bilmiyorum, bilebileceğime dair bir umudum da yok.”
Kitabın sonlarına doğru isminin Balz olduğunu öğrendiğimiz baş karakter Dağcı'nın da bırakıp yollara düştüğü nişanlısının ardından Irene ile karşılaştığı günlerde anlattıklarında aynı hissi buldum.
Profile Image for psk.okuyor.
49 reviews12 followers
May 1, 2023
Oh be net yaaa bu benim yazarım bu benim kitabım dediğim bir gün.
Ben Stillerle başladım yazara .. Sonra devam ettim.. Montauk da çok sevdiğim kitaplarından biridir. Orada ki aşkın hali ve karakterlerin cesaretleri çok hoşuma gitmiş idi. Hatta yazarın hayatı ondan sonra ilgimi çekmeye başladı.. Yazarın yazdıklarında otobiyografik izler var elbet.. Bu kitap yazıldığında da yazar yeni bir hayata adım atma kararı almış.. Kafasındaki karmaşayı karakterlerine yansıtmış cevap bulmuş yada bulamamış bilmiyorum . Fakat bende kesinlikle başka bir açılım yapıyor bu adamın cümleleri..

Hayatını bir kez heba ettiysen geri dönüşün yoktur.. Merhamet yok.. Bunun sebebi ne gen , ne kader ne çevredir. Direk biz ve yaptığımız seçimler ..


Bu roman bir dağcının hikayesi kabaca.. Yaşamı ya ölüm ya yaşamak sanıyor. Siyah ile beyaz arasında ama ortasının da olabileceğini bence acı bir şekilde öğreniyor. Ben Irene karakterini cok sevdim. Zaten hikayenin devamında İrene’ın karmaşası aaaa bu Montauk daki temanın devamı demiştim .. Ben hayran oluyorum cesaretini aşabilen kadınlara! Gerci İrene ne kadar aşıyor bilmiyorum ama en azından duygularının farkında.. Kendine dürüst.. Neyse kelimelerimin ötesinde bir kitap , kendi dil ve duygu dağarcığım bu kitabı okurken bende uyanan hisleri anlatmaya yetmez. Biraz iddialı oldu ama benim durum bu.
Profile Image for Old Man JP.
1,183 reviews76 followers
May 23, 2022
This was one of Max Frisch's earlier books and, apparently, he became disenchanted with it and didn't want it included with his body of work. Obviously, his wish was not followed since I was able to read it but I can understand why he felt this way. The book is fairly good but nowhere near as good as most of his other work. It's about a man who wanted to do extraordinary things in his life and avoid living just an ordinary life, at all costs. As he approached thirty, he found himself still living a life of no distinction, having failed at everything he attempted and became depressed and suicidal. He decided to attempt climbing a route up an Alps peak that had never been successfully done before, inspite of his inexperience.
18 reviews3 followers
March 4, 2020
Yanlış hatırlamıyorsam Orhan Pamuk'un Yeni Hayat kitabındaki insanları gizemli yolculuklara sürükleyen kitap da pembe kapaklı bir kitaptı değil mi? Doğru hatırlamışsam hoş bir tesadüf olmuş demektir. Çünkü kitap tam da bunu becerebilecek kaftan. (Çok iddialı oldu değil mi? Ama beğenilen kitaba hava basmak bu yorumlama işinin raconu değil midir..)

Doğru zamanda okunduğu takdirde okuru üzerinde etki yaratabilecek bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitabın birkaç alıntısından-yorumundan hareketle gaza gelip sizi yarı yolda bırakacak kitaplardan da değil bence. 10 sayfada bir durup uzun uzun hayat hakkında düşünmeye teşvik ediyor. Çok doyurucu bir hikaye altında bunu yapmasa da kitabın çıkış noktasındaki soruların önemli olduğunu düşünüyorum.
Profile Image for nins.
290 reviews3 followers
February 22, 2025
sexist man having a mid-life crisis‘ final boss
Profile Image for Alex.
158 reviews10 followers
May 1, 2020
Ich kann mich der Kritik, dass das Buch „pathetisch-hölzern“ und „kitschig“ sein soll nicht anschließen. Jeder, der schlechte Liebesromane oder spirituelle Bücher gelesen hat, weiß, dass dieses Buch nicht zu der Beschreibung passt. Der junge Mann befindet sich in einer Lebenskrise. Die meisten Menschen erleben diese Mal. Er flüchtet kurz vor seiner Hochzeit und beschließt einen Berg zu besteigen, den vor ihm noch keiner besteigen konnte. Das könnte man Wahnsinn nennen, er empfindet dies als notwendig. Man begleitet ihn-wortwörtlich- Schritt für Schritt auf seiner Suche um diese innere Leere zu füllen. Für die Hauptfigur ist die innere Leere schlimmer als der Tod, daher hat er auch keine Angst. Im Gegenteil: Er weiß, dass er sterben könnte- oder eben nicht. Dabei ahnt er nicht, dass es nicht so glatt (Tot oder lebendig) ausgehen wird, wie er denkt. Zu Beginn war er innerlich tot, aber körperlich fit und am Ende innerlich erfüllt und körperlich beeinträchtigt. Die Optionen die die Hauptfigur scheinbar nur hatte, erscheinen natürlich beide nicht erstrebenswert- Aber genau das macht die Erzählung für mich eben nicht „kitschig“, sondern realer als eine Story zu dem Thema vermuten lässt- 3 1/2 Sterne
5 reviews
August 7, 2025
Uno degli ultimi racconti di quel romanticismo alpinistico tipico dell'ottocento, la montagna vista come luogo dove mostrare il proprio onore e riscattare una vita ordinaria. Negli anni in cui anche l'ultimo grande problema delle Alpi ( la parete nord dell'Eiger nel 1938) stava per essere risolto, il racconto mostra la perfetta prospettiva alpinistica di quell'epoca in tutta Europa.
Profile Image for Serpil Dogan.
10 reviews9 followers
May 26, 2020
"ya da hiçbir şey söylemez, sadece birlikte otururlardı, soru sormadan, konuşmadan, insanları ancak birbirinden ayırmaya yarayan böylesi şeylerden uzak durarak."

"sadece Irene'nin yarın gideceğini, bu akşamdan sonra br daha asla görüşmeyeceklerini bilmesi yeterdi, belki bu bilgi kalplerini her zamankinden özgür kılar, bize yük olan geçmişten, bizi tereddütte bırakan gelecekten kurtarırdı, sadece ve sadece şimdiki zamana, gerçek var oluşa ait bir akşam."
Profile Image for Dominic.
135 reviews1 follower
March 18, 2025
In seiner Frisch Biografie rät Volker Weidermann dieses Buch nicht zu lesen, da nur kitschiger Heimatroman. Frisch muss wohl selber Zweifel gehabt haben an seiner Berufung zum Schriftsteller: Er hört auf mit Schreiben und beginnt ein Architekturstudium. Und später schämt er sich für seinen Zweitling (Jürg Reinhart war sein erster Roman) und verbannt ihn aus seinen gesammelten Werken.

Ich widerspreche Weidermann. Ich bin froh, dass ich Antwort aus der Stille gelesen habe. Es liest sich gut und es sind auch interessante Motive dahinter - Identität, Suche nach Lebenssinn - die sich im späteren Werk von Frisch wiederfinden (die Ausgabe enthält auch ein Nachwort von Peter von Matt, der das Buch einordnet).

Man spürt schon, dass der Autor jung ist (25 Jahre) und in manchem merkt man der Erzählung ihr Alter an (ca. 1936 geschrieben), vor allem das Frauenbild! Es handelt sich auch (das Hauptmotiv ist die Sinnsuche und Selbstfindung des Mannes) um eine Art Dreiecksgeschichte mit zwei Frauen. Die Frauencharakteren sind verschieden, aber als Frauen sind sie als Beigeschmück beschrieben, das mehr oder weniger nur der Entfaltung des Mannes dient. Wüsste gerne, wie das Buch bei Leserinnen ankommt.
Profile Image for Yasemin.
78 reviews3 followers
Read
August 29, 2019

25 yaşındaki Max Frisch'in sesi. Sorgulamaları çok şey söyledi bana. Max Frisch'ten tek okuduğum kitap, kendi seçkisi içine almamış bu kitabını. İçeriğindeki sorgulamalar çok anlamlı olsa da edebi olarak üslup olarak çok sevmedim.
"Belki de çok duru bir vicdan gerekiyor böylesine duru bir sessizliğe katlanabilmek için; yoksa insanın hayatı boyunca itinayla inşa ettiği, üzerine titrediği ne varsa bir saat içinde çöküp dağılabilir, belki de kahramanca nitelenen hırsın kibirden başka bir şey olmadığı, sadece kaçış olduğu ortaya çıkabilir; insan orada uzun süre oturursa geriye sadece kaçış olduğu ortaya çıkabilir; insan orada uzun süre oturursa geriye sadece kara bir leke, insanın sezdiği ve eskiden beri her daim korktuğu, yüzlerce teşebbüsle üstünü kapamaya çalıştığı, yüreğin esas yalanlarından biri kalır, çünkü insanın cesareti yoktur açık bir içgörüye, gerçek bir değişime."



...muhtemelen asla o muazzam sessizlikte neler duyduğunu dile getiremeyecek olsa da; fakat bu sessizliğin, sessizliğe göğüs geren şeylerin büyük bir manası olmalı, her ne kadar bu üç gece içinde yitirdiği şeyler olsa da ona çok şey kalacak; artık kolayca heba edilebilecek sıradan hayat, küçümsenebilir hayat diye bir şey olmadığını, bizlerin gerçekten yerine getirdiği şeylerin yeterli olduğunu biliyor.
Profile Image for Melusina.
199 reviews54 followers
March 17, 2013
A critic called Frisch's second book, a novella, "Russian roulette in the high mountains". Indeed, one can already find the topic that haunted Frisch for most of his life in this book, written at the age of 25: the question about existence/life, this question continuously looming above our heads: Why? Why do we live? Or do we even live? Is it not that we only exist? The protagonist wants to avoid nothing more than ordinary human existence, he wants to feel, experience, be life - instead of rotting away in self-deception, a vegetative state of the unconscious; another blind sheep amongst a flock of blind sheep. To seek for the sense of life, this is what brings him to the mountains. He wants to challenge life, find answers from the quiet. At the end, he has - indeed - found back to himself, but the price he had to pay was high. He is now a bit more than a corpse among the living and the reader knows that the never-ending quest for the "Why?" is never going to leave him nor anyone else, brave enough to face such horrible and radical, yes even dangerous, thoughts face to face.
Displaying 1 - 30 of 74 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.