Hayat sadece sevinçlerden oluşmaz. Çoğu zaman hoşlanmasak ve kaçınsak da, yaşantımızda düşmanlıklara da yer vardır. Âdeta insan olmanın zıt kutuplarından kaynaklanan bir zorunluluktur bu. Zira herkesin neşeye ve acıya, sevince ve kızgınlığa, memnuniyete ve hoşnutsuzluğa kabiliyeti olduğu gibi iyiye ve kötüye de kabiliyeti vardır. O halde kendimize şu soruyu sormamız Düşmanlık ne işe yarar ve onu hayatımızda tutmamızın altında ne yatar? Sigara içenlerle içmeyenler, köpek sevenlerle kedi sevenler, et yiyenlerle vejetaryenler, arabalılarla yayalar, inananlarla inançsızlar... Envai çeşit ve taban tabana zıt hayat tarzlarına ve bakış açılarına çevremizde her zaman rastlamak mümkün. Peki bu tür ihtilaflı durumlar neden sürekli yaşanıyor?Rekabet düşmanlığa yol açan başlıca neden midir? İnsanların “kötü” kavramını başkalarında görme ihtiyacı neden bu kadar büyük? Düşmanlığın her seferinde yeniden ortaya çıkışındaki kesinlik nasıl açıklanmalı? İnsanların bütün dirençlere rağmen düşmanlıklarını sürdürmelerindeki inadın sebebi nedir? Düşmanlık hayatlarımıza belli bir yönelim ve istikrar mı sağlar? Düşmanını sevmek ne demektir ve bu mümkün müdür? Kitapları dünya çapında ilgiyle okunan Alman felsefeci Wilhelm Schmid, Düşmanlığın Faydaları’nda düşmanlık kavramını hayatımızdan silmeye çalışmak yerine onu benimsemeyi ve ondan elde edebileceğimiz faydalara odaklanmayı öneriyor.
Wilhelm Schmid ist ein deutscher Philosoph mit dem Schwerpunkt auf dem Gebiet der Lebenskunstphilosophie.
Nach einer Kindheit und Jugend in bäuerlicher Umgebung (seine Eltern waren Landwirte und hatten sechs Kinder), einer Lehre als Schriftsetzer und vier Jahren bei der Bundeswehr holte Wilhelm Schmid am Augsburger Bayernkolleg 1980 das Abitur nach. Von 1977 bis 1980 war er in Augsburg Vorsitzender der dortigen Jungdemokraten, der damaligen Jugendorganisation der FDP. 1980 begann er ein Studium von Philosophie und Geschichte an der Freien Universität Berlin, der Pariser Sorbonne und der Universität Tübingen, das er 1991 mit einer Doktorarbeit über Michel Foucault abschloss.
Er übernahm Lehraufträge an der Universität Leipzig (1990–1991), der Technischen Universität Berlin (1991–1992), der Pädagogischen Hochschule Erfurt (1993–1999) und der Universität Jena (1999–2000). In Erfurt habilitierte er sich im Jahr 1997 mit seiner Arbeit „Grundlegung zu einer Philosophie der Lebenskunst“. 2004 Ernennung zum außerplanmäßigen Professor an der Universität Erfurt, wo er bis zur Altersgrenze unterrichte. Gastdozent (DAAD-Kurzzeitdozenturen) an der Universität Riga/Lettland (1991–2000) und an der Staatlichen Universität Tiflis/Georgien (1997–2006). Von 1998 bis 2007 arbeitete er regelmäßig als „philosophischer Seelsorger“ am Spital Affoltern am Albis (bei Zürich). Seine Bücher erreichten bis 2018 eine Gesamtauflage von etwa 1,5 Millionen Exemplaren und wurden in zahlreiche Sprachen übersetzt.
yazarın fikirlerini ifade etme şeklini beğendim net bir üslubu var ve yorucu değil ama genel olarak umduğumu bulamadım bu kitaptan..alt başlıklar ne kadar ilgimi çekse de metinlerden pek etkilenmedim çünkü konunun bende yarattığı beklenti çok daha dramatik yorumlar okuyabilmekti ve maalesef karşılamadı bunu
Düşmanlık ve kötücüllük üzerine Alain de Botton-vari bir deneme.
"Dost edindiğiniz kadar düşman da edinmeye bakın, çünkü düşmanlar sizi kendinizi aşmaya zorlar," diye özetleyebileceğim bir temaya sahip. Tanıl Bora çevirisi, kısa, doğrudan ve nükteli oluşu kitabın artıları. Yer yer gösterişçi entelektüelliğe kapılıp başlattığı isim ve alıntı bombardımanları da eksileri.
Schmid'e bayılıyorum ama bu kitap bir "Mutsuz Olmak" ya da "Sakin Olmak" değil. Konu düşmanlık olunca ben daha çetrefilli, daha aykırı, daha trajik yorumlar bekliyordum ama daha uysal, daha mülayim, daha yapıcı yorumlar buldum. Yine de, tıpkı diğer kitaplarına olduğu gibi bu kitaba da sık sık geri döneceğim ama avuçlarımın kaşıntısı boşa çıktığı için puanım 3.
Hangi sebeplerle düşmanımızı/hasmımızı yok etmeden, onun da haklarını gözeterek husumeti sürdürmemiz gerektiği sorusunun cevaplarını buluyoruz kitapta.
Husumetin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesi için husumet etiği, planlı davranışlar, iç dünyamızda olan biteni kavrayıp kontrol altında tutma gerekliliği gibi konular ele alınmış.
Ne yazık ki, kitaptaki cümlelerin yapısı okumakta çok zorlandığım bir tarzda kurulmuş. Okudum anladım ama, belki de anlayacak daha çok şey vardı.
Arkadaşlıktaki Saadete Dair, Mutsuz Olmak ve Aşk kitaplarını severek okuduğum yazarın bu kitabını beğenemedim. Yazar böylesine çetin bir konuda ne yârdan ne de serden mantığıyla hareket edince beklentilerim cam misali paramparça oldu. Kitabın tek artısı diğerlerinde de olduğu gibi iyi bir çeviri, Tanıl Bora kendi entelektüel birikimini çeviri sanatıyla da buluşturmuş.
Bir önsöz, beş bölüm, 71 sayfa. Odağı biraz belirsiz, yer yer vurucu bir Schmid kitabı. Hayatı iyisiyle kötüsüyle kabullenmekle yerinde bir düşmanlık arasında gidip gelen kısa bir metin. Motivasyon kaynaklarının karanlık tarafını irdeliyor. Akıcı, kolay okunur bir kitap. Daha çok bir giriş niteliğinde...
zaten böyle düşünüyorum fakat uygulayamiyorum,,,, ben tehlikeli dusmanlik besliyorum sessiz intikamci anonim kimse ondan nefret ettigim i bilmez mesela :)
This entire review has been hidden because of spoilers.
Wilhelm Schmid, “Düşmanlığın Faydaları" kitabında şı soruyu soruyor ; “ Düşmanlık ne işe yarar ve onu hayatımızda tutmanın altında ne yatar? “ Yazar bu sorudan yola çıkarak düşmanlığın bize kazandırdıklarını, düşmanlığın neden zorunluğu olduğunu, insanların düşman edinme iç güdüsünü, galip gelme arzusunun anlamsızlığını sorgulayarak, okuyucuya düşmanlık ile ilgili farklı bir bakış açısı kazandırıyor.
Tanıl Bora’nın çevirisini yaptığı “Düşmanlığın Faydaları” kitabı 79 sayfalık kısa bir kitap olmasına rağmen, şimdiye kadar notların arasına en çok alıntı kaydettiğim kitaplardan biri oldu. Meselelere farklı bir açıdan bakan, olumsuz duygulardan kazanabileceğimiz iyi sonuçları gösteren ve zaferlerden yaşayacağımız kayıpları gösteren çok güzel bir kitap. Kitap içerisinde bir çok farklı kaynak veriliyor, konu hakkında daha fazla merakınız olması durumunda bunlardan da yararlanabilirsiniz. “Düşmanlığın Faydaları” gerçekten okunmaya değer ve “düşmanım” dediğiniz kişiler varsa onlara farklı bir gözle bakarak onlardan nefret etmek yerine saygı duymanızı öneren bir kitap.
Kitap hem akademik metin, hem de kişisel gelişim tadında okunabilecek oldukça faydalı olduğunu düşündüğüm bir eser. Düşmanlık olgusu üzerinden nefreti, ötekiyi, içimizdeki iyiyi, bazen neden kötülüğe ihtiyaç duyduğumuzu ve aslında bunun da gerekli oluşunu aktarıyor. Çok fazla detaya girmeden, geçmişle günümüzü güzelce bütünleştiren örnekleri de Schmid'in satırlarını daha keyifli okunur hale getiriyor. "Ya şu düşmanlık neyin nesiymiş?" "Düşmanlarıma karşı nasıl davranmalıyım?" "Ben neden düşman oluyorum ve buna niye muhtacım?" gibi sorularınıza tatmin edici cevaplar bulabileceğinize inanıyorum.