Narrative (anlatı) terapiye giriş kitabı. 2000 yılında basılmış. Avustralyalı bir terapist Alice Morgan. Narrative terapiye kaynak olarak gösterdiği kitaplar ve makalelerin çoğu da Avustralya’dan. Kitabın dili anlaşılır. Konuyla ilk defa karşılaşan bir okuyucu temel meseleyi kavrıyor. Her insanın hayatında onun yaşayışını farkında olarak ya da olmayarak yönlendiren anlatılar var. Bu anlatılar özellikle olumsuzsa kişiyi kısıtlayıp hayat neşesini azaltıyor. Narrative terapi bu olumsuz anlatıyı fark ettirmeyi ve daha sonra yerine alternatif bir anlatı koymayı amaçlıyor. Terapistin doğru zamanda, doğru soruları sorabilimesi önemli. Bu sorulara örnekler verilmiş ki daha da verilebilirmiş. Az sayıda danışan diyalogları var. Uygulamada nasıl çalıştığını gösteren daha çok örnek daha açıklayıcı olurdu. Terapi sırasında kullanılan yöntemler arasında mektup yazma, moral verici listeler hazırlama, seansların kaydını tutma, ilerlemeyi gösteren sertifikalar hazırlama var. Narrative terapiye getirilen bir eleştiri ayrı bir tür terapi sayılamayacağı, iyi bir terapistin yapması gerekenleri anlattığı şeklinde. Bir taraftan her terapist böyle olabilir diyorsunuz, diğer taraftan her terapistin sorunu danışandan ayrı görüp bu kadar dışsallaştırmayı doğru ya da gerekli bulmayabileceğini düşünüyorsunuz. “Kendi hikâyenin asıl yazarı olmak” fikri kulağa bir an doğru geliyor ama her şeyi kontrol altında tutabileceğimiz ima ediliyorsa bir problem oluyor. Yazar ara ara tekrara düşüyor. Bazı bölüm sonlarına koyduğu özetler konuyu derleyip toparlıyor.
Çevir iyi, rahat okunuyor. Noktalama ve yazım hataları var.
“Narrative terapi, insanları kendi hayatlarının uzmanı olarak merkeze alan, danışsan saygılı, danışmanlığa ve topluluk çalışmalarına suçlayıcı olmayan bir yaklaşım sergilemeyi amaçlar. Narrative terapi, problemleri insanlardan ayrı olarak görür ve insanların hayatlarındaki problemlerin etkisini azaltmalarına yardımcı olacak birçok yeteneğe, beceriye, yetkinliğe, inanca, değere ve bağlılığa sahip olduğunu düşünür.” (16)
“Bir anlatı, olayları birbirine ekleyerek ören ve bir hikâye oluşturan bir iplik gibidir.” (17)
“Hayatlarımız çok katlıdır.” (20)
“Her zaman hayatımızın hikâyelerinin oluştuğu bir bağlam vardır.” (22)
“Zayıf bir betimleme genellikle insanların kimlikleri hakkında zayıf çıkarımlar yol açar…” (25)
“Bu zayıf çıkarımlar bazen daha geniş güç ilişkilerini gizler. … Bu çıkarımlar maruz kalınan gücün ve kontrolün taktiklerini olduğu kadar, kişinin önemli karşı koyma eylemlerini de gizler.” (26)
“…alternatif hikâyeler de problemlerin etkisini azaltabilir ve yaşamak için yeni olanaklar yaratabilir.” (26)
“Yani “motivasyonum yok, hiçbir şey yapamıyorum” yerine terapist, “demek ki problem, bu enerji seviyenizi etkiledi” diyebilir. “Ben depresif bir insanım” yerine terapist, “demek Depresyon dışarı çıkmanızı zorlaştırdı” veya “Problem güçlü olduğunda, motivasyonunuz olmadığını düşünmenize yol açıyor” diyebilir. “Ben endişelim biriyim” yerine terapist, “Endişe yeni şeyler denemenizi engellemeye çalışıyor” şeklinde ifade ederek problemi dışsallaştırabilir.” (30)
“Dışsallaştırma konuşmalarında, bir sıfat veya fiil sıklıkla bir isme dönüştürülür. Örneğin, “depresif” kelimesi “Depresyon” olur, “mücadele etmek”ten “Mücadele” olarak bahsedilir ya da “endişeli” yerine “Endişe” kullanılır.” (31)
“Dışsallaştırma konuşmaları suçluluk duygusu ve suçlamayı azaltır ve böylece sorumluluk almaya imkân tanır.” (37)
“Örneğin, birçok kadın bana anoreksiya nervozanın sesinin bir erkek sesi olduğunu söylemiştir.” (41)
“Şöyle sorular sorulabilir: “Siz ve Mükemmeliyetçilik arasındaki ilişkiye bir isim verseniz ne olurdu?”…” (42)
“İnsanlar genellikle problemin, hayatlarının farklı zamanlarında değiştiğini keşfettikten sonra rahatlarlar.” (51)
“…problemin kişinin hayatına girmesine yardımcı olan kültürel inançlar ve problemin hayatını sürdürmesini destekleyen inanç ve fikirler,…” (61)
“Söz edilmemiş ne tür arka plan varsayımları bu hikâyeyi işler hale getiriyor?” (62)
“Kesin kabul edilen doğruların parçalarına ayrılması ve irdelenmesi, yapısöküm olarak bilinir. Yapısöküm konuşmaları, narrative terapinin bir başka ana bileşenidir.” (62)
“Eşsiz bir çıktı, problemin hoşuma gitmeyecek; baskın hikâyeye uymayan herhangi bir şey olabilir.” (70)
“Bir problemin, kişinin hayatını asla %100 kontrol edemeyeceği kabul edilir.” (77)
“”Patolojize eden bir ortamda çalışırken saygılı olmaya dair fikirlerini devam ettirmen” senin hayatta neyin önemli olduğuna dair kanaatlerin açısından ne söylüyor?” (83)
“…”Birinin benimle nasıl konuşmasını isterim?…” (87)
“Üyelikleri gözden geçirme konuşmaları, insanların hayat kulübünde hangi üyelere daha fazla yer vermek istediklerini ve hangi üyelerin üyeliklerini düzenlemeyi veya iptal etmeyi tercih edeceklerini ihtiva eder.” (101)
“Bunu söylediğini duysa en az kim şaşırırdı?” (102)
Belgeler Bildiriler Sertifikalar El Kitapçıkları Seans Notları Video Kayıtları Listeler Resimler (111)
“Problemin kendisi problemdir (kişi problem değildir). … Bir kişi bir terapiste danıştığında bu, problemin, hayatı ve ilişkileri üzerindeki etkisini azaltmak için daha önce birçok girişimde bulunmuş olduğu anlamına gelir. … Kişinin hayatında, problemin etkisinden kurtulabildiği zamanlar ve olaylar her zaman vardır. … İlgi, saygı ve şeffaflık atmosferinin sağlanması terapistin sorumluluğundadır.” (158)