İçinden tren geçen şehirler, orman köyleri, balıkçı kasabaları, nehir kenarları... O sekiz bloğun dışındaki heryer çok uzak ve yorucu geliyordu.
Ayrıca çok sıkılırsak, sekiz bloğa on dakika uzaklıkta, altı salonlu sineması olan bir AVM vardı.
Deniz, evet. Kıştan rezervasyon yaptırarak yetmişsekiz bungalovlu o tatil köyüne gidebiliyorduk. Yedi gün sekiz gece bize ait olan o bungalovlardan birine yerleşip denize girebiliyorduk.
Sonra yine bu sekiz blok. ... Şehrin yükselen yıldızı, kuyruğuyla dünyayı devirip kayıplara karıştı.
Deli asansörler yerin yedi kat dibine kaçtılar.
Üçüncü boğaz köprüsüne sadece yirmi dakika uzaklıktaki akıllı evler duygularına yenik düşüyor, gizli kameraların hepsi ıssız kumsallar gösterirken güvenlik alarmları canavar düdüğü üflemeyi bırakmış, içlerinden of sökerek sesli sesli ağlıyorlardı. Havanın boşluğunda birbirine çarpıp yankılanan keder, yer kabuğunu boydan boya yararak ilerledi.
İTÜ İnşaat Fakültesi İnşaat Mühendisliği mezunu olan Atilla Atalay, 1979 Yılından başlayarak profesyönel mizah yazarı olarak çeşitli dergilerde yazılar yazdı. Gırgır, Fırt, Hıbır Mizah dergileriyle birlikte bir süre haftalık olarak yayınlanan Gazete Pazar'da ve Milliyet Gazetesi Kültür Sanat Eki'nde köşe yazıları yazdı. Mizah dergilerindeki köşeleri Eray ve Sıdıka büyük ilgi çekti. Yazıları halen Leman ve Lemanyak Dergileri'nde sürmektedir.
"Sıdıka" adlı tiplemesi Atıf Yılmaz ve Mahinur Ergun'un yönetiminde Show TV için televizyon dizisi olarak çekildi. Haluk Bilginer ve Zuhal Olcay için yazdığı "Gelecekte İnecek Var" adlı mini TV dizisi ise ATV'de yayınlandı.
"* Birbirimize 'Aşşkuuğm, tatluums bakar mısın?' filan gibi üçüncü kişileri bayıltan ruh hastası, teletabik hitaplarla seslenmek zorunda kalmıyordunuz.
* Bi tanemiz sevdiceğini aklına düşürüp de baktığında, diğerimiz zaten onun baktığı yerde oluyordu."
Sıkılhan'la Diyalog Çabaları'na zamanın ruhuna uygun olarak Enes Binsatar karakteri eklenmiş, çok da iyi olmuş. İlişki gurusu Lanbanu Ohnur'u da çok sevdim. Her zamanki gibi çok çok iyi.