“Resmi yırtmadan önce tozunu siliyorum. Bir bankta genç, solgun yüzlü bir kadın oturuyor, sağ elini midesine doğru uzatmış, titriyor belki de. Yanında ifadesiz yüzlü, sinekkaydı tıraşlı, kolalı yakalı sevimsiz bir erkek, yapmacık bir ilgiyle bu hareketi izliyor. Arkalarında nereden çıktığı belirsiz bir ağaçta solmuş olmasına rağmen hatları görünen kediye benzer kocaman, kapkara bir hayvan var. Resmin üstünde iyi cins siyah mürekkeple ‘Zsófi, Vilmos Bajza ile Hayvanat Bahçesi’nde. 1911’ yazılı. Zsófi benim annem oluyor, Vilmos Bajza kim bilir kim, belki de babamdır, kediyi andıran hayvan ise bir kara panter.”
Kossuth Ödüllü Adam Bodor, Gün Benderli’nin özenli çevirisiyle ilk kez Türkçede! Macaristan’ın en önemli yazarlarından Adam Bodor, Şoförümüzün Kötü Günü’ndeki öykülerinde panik anlarını, aşırıya kaçan hisleri sakin manzaralar içine yerleştiriyor. Sessizliğe sığınmış fırtınaları resmediyor. Bir anlık dalgınlık sonucu ortaya çıkan felaketler, bu felaketlerden sonra ne yapacağını bilemeyen karakterler. Çünkü felaketler biriciktir, karşılarında hepimiz acemiyiz.
The author of ten volumes of fiction since 1969, Ádám Bodor is an award-winning, Transylvanian-born Hungarian writer.
Ádám Bodor, born on July 22, 1936, in Cluj-Napoca, in the Transylvania region (then part of Romania), is one of the most recognized contemporary Hungarian writers. He grew up in an environment marked by the ethnic and political tensions of the time, as Transylvania had a significant Hungarian population but was part of Romania after the Treaty of Trianon in 1920. In his youth, he was arrested and imprisoned by the communist authorities due to his subversive activities against the regime, an experience that significantly influenced his later literary work.
Bodor is known for his novels and short stories that explore themes such as political oppression, human isolation, and moral decay in fictional settings, clearly inspired by the bleak landscapes of totalitarian states. His literary style is characterized by precise and cold prose, where dialogue and silence are crucial in conveying the characters' sense of alienation. Among his most notable works is he Sinistra Zone (Az érsek látogatása), considered one of his most important novels, where he creates a closed, isolated, and authoritarian world, reflecting the communist regimes of Eastern Europe.
Throughout his career, Bodor has received numerous literary awards both in Hungary and internationally, establishing himself as a key figure in Central European literature. Although his work is somber and deeply critical of social structures, it also reveals a philosophical and existential dimension that transcends the immediate political context, achieving a universal resonance.
içine çok zor girdiğim, bağ kuramadığım bir kitap oldu. absürt edebiyata göz kırpan öykülerde bazen bir şey oluyor, bazen de hiçbir şey olmuyor. bir şey olsa da biz onu anlamıyoruz. yazar da zaten birkaç kez anlamamamızın normal olduğunu söylüyor. hani şöyle gibi: “sabah uyandım evden çıktım önüme gelene bir tekme diyip şişman bir adama tekme attım. adam bana bağırdı. neden tekme attığımı bilemedim. döndüm arkamı gittim.” genel olarak neyi niye yaptığını bilmeyen, bazen sorgulayan ama çoğunluk sorgulamayan karakterlerle dolu öyküler. atmosfer de genelde aynı: kış, kar, kasvet. şimdi yazarımız ádám bodor bize muhtemelen bazı öykülerde geçen hapishane, delirme gibi detaylardan anladığım komünizm eleştirisi yapıyor ama gerçekten yakalayabileceğim ayrıntılar değildi pek. ama biraz daha uzun, insana dokunan yani en azından ölüme, saçmalığa, vicdan azabına, boşluğa dair öyküler de yok mu? var. çok şükür. insanın sistem içinde robotlaşmasına dair çoğu öykü ama ben sistem eleştirisinin bile daha içten, daha geveze ve daha kendime yakın olanını seviyorum sanırım. kitaba adını veren öykü “şoförümüzün kötü günü”, “berber” “otostop”, “yabancı bir kentte” sevdiğim öyküler oldu. onun dışında absürt edebiyatı da kafkaesk edebiyatı da pek sevmediğimi hatırladım. gün benderli çevirisi çok iyi ama inanılmaz tashih var kitapta. bir bakışta elliden fazla gösterebilirim. sanırım bu yayın grubunun bu işi çözmesi lazım artık.