Hayalet Kitap, üniversitede geçen bir hayalet hikâyesi anlatıyor. Aynı zamanda bir aşk hikâyesi bu. Karşılıksız ama ölüme meydan okuyacak kadar büyük bir aşkın hikâyesi...
İktisat fakültesinde okuyan Güldem, bir gün posta kutusunda ona yıllardır âşık olan Gökalp'in intihar mektubunu bulur. Gökalp'in ölümünden bir yıl sonra üniversite kampusunda esrarengiz olaylar baş gösterir..
Hayalet Kitap, sürprizli kurgusu, şaşırtıcı mizahı, platonik aşka dair tespitleri ve ülkemizdeki eğitim sistemine eleştirel bakışıyla yayımlandığı günden beri okuyucudan büyük ilgi gördü. Özellikle gençler arasında kült roman olarak kabul gören Hayalet Kitap, sinemaya uyarlanarak Taylan Biraderler'in yönettiği Okul filmine esin kaynağı olmuştu.
Bu yazdıklarımı bir intihar mektubu olarak görme. Derler ya "Her intihar mektubu bir aşk mektubudur" diye. Aslında "Her intihar mektubu bir aşk romanıdır" aynı zamanda. Yani bu aldığın son mektup sana daha önce yazdıklarımdan farklı değil. Bu da bir aşk mektubu, bu da bir hikâye.
15 Nisan 1977'de İstanbul'da doğdu. 1997'de Gençlik Kitabevi Öykü Yarışması’nda ve 1999’da Nostromo Kısa Bilim Kurgu Hikaye Yarışması’nda başarı ödülleri kazandı. Bu hikayeleri de kapsayan "Düşler Kabuslar ve Gelecek Masalları" 2001'de yayımlandı. İstanbul Üniversitesi’nde Sinema TV yüksek lisansı yapan Yücel'in ikinci kitabı “Hayalet Kitap” 1 Kasım 2002’de Stüdyo İmge yayınlarından çıktı. "Okul" filminin (2004) senaryosunu yazdı. Filmi Taylan Biraderler yönetti. 2006'da Taylan Biraderler'in ikinci filmi "Küçük Kıyamet"in senaryosunu yazdı. Yücel'in "Varolmayanlar" isimli romanı 7 Eylül 2011'de Doğan Kitap'tan çıktı. 2012'de "Hayalet Kitap"ın 10.yıl özel baskısı yazarın gözden geçirdiği haliyle Doğan Kitap'tan yayımlandı. "Sanatçı Öyküler" (Kelime Yayınları - 2012), "Kar İzleri Örttü" (Kırmızı Kedi Yayınları - 2012), "Güçoburlar" (Doğan Kitap, 2014), 50 Şahane Öykü (Ot Dergi, 2017) gibi öykü seçkilerinde öyküleri de yayımlanan Doğu Yücel Blue Jean, Headbang ve Radikal'e yazdığı müzik yazılarıyla da tanınıyor. Yazar öykü kitabı "Güneş Hırsızları"nın (Doğan Kitap - 2014) ardından Can Yayınları etiketiyle yayımladığı "Kimdir Bu Mitat Karaman?" ile yazın yolculuğuna devam ediyor.
Yine çok iyi bir Doğu Yücel kitabı, anlatılanların ne kadarının hayal ne kadarının gerçek olduğunun bir önemi yok, açtığınız an seyahate başlıyorsunuz, şaşırtmıyorsunuz Doğu Yücel, seviyoruz seni.
Doğu Yücel ilk romanı Hayalet Kitap'ta intiharından 1 yıl sonra platonik aşkına ve çevresine musallat olan bir hayaletin öyküsünü anlatıyor.
İlk roman olmasına rağmen kitabı çok başarılı buldum. 300 küsür sayfa su gibi akıp gitti, bunun en büyük sebebi yazarın anlattığı konuya, mekanlara, atmosfere, döneme olan hakimiyeti ve anlattığı karakterleri tanıyarak yazması; üniversite eğitimini İzmir'de iktisat bölümünde tamamlayan Yücel'in sanki günlüğünü karıştırdığımız için anlatılan her şeyin samimiyetine inanıyoruz.
Yerli isimler, mekanlar, tepkiler ve olaylar kullanılması romanın en güçlü kısımlarıydı bence, genelde yerli yazarlarımızın bu türde eser ortaya koyarken yabancı isimlerdeki karakterleri, yabancı edebiyattaki klişeleşmiş öğeleri kullanmaları beni çok rahatsız ettiği için de sevmiş olabilirim. Böylesine zor bir kitabı yerel kodları da kullanarak işlemesini çok sevdim.
Yücel içerisinde bolca filme, diziye, şarkıya atıfta bulunduğu için romanı okuduğunuzda aslında ister istemez belirli bir kültürel birikimi de okuyucusuna aktarıyor ve daha ilk romanında kendine has dilini başarıyla ortaya koyuyor. Gençlerin hikayesini üstten bakarak anlatmak yerine bir genç gibi anlattığı için etek tıraşını da, Alman pornolarını düşünerek rüyalanan bir genci de heyecanla okuyorsunuz.
Öyle ki roman boyu kahkaha attığınız, korktuğunuz ve hüzünlendiğiniz kısımlar tıpkı bir sinema filmi temposunda ilerliyor. Hayaletin alışılagelmiş katil hayaletler yerine tercih ettiği metodlar ise çoğu zaman antagonist ve pratagonist kimliklerini ters düz ediyor. Kitabın son kısmındaki günlükler ise sanırım romanın en korkutucu kısmı oldu.
Doğu Yücel Külliyatı'nın son betiği okudum. Yönetmeni Taylan Biraderler olan, korku-komedi türünde olan 2004 yapımlı Okul filminin uyarlama kaynağı olan bu betik, filmin gölgesinde kaldı benim için çünkü lise gençliği temasını çok seviyorum. Sözel zekanın temsilcilerinden olduğum için iktisadi bölümü ilgimin dışında kalıyor. Sayılarla hiç aram yoktur.
Uzun ve gereksiz detaylarla dolu betikte kurgu biraz geri planda kalıyor çünkü okurlar bildiği detayları okumayı pek sevemiyor. O gereksiz detayları çıkarılırsa kurgu; akıcı, merak ve heyecan uyum içinde dansıyla sürükleyici bir şekilde ön plana çıkar. Betik bu haliyle 2.5 saatlik bölümlerden oluşan ve yavaş bir tempo içinde yayımlanan dizilerden farkı yoktur. Filmi izlediğim için bu kadar sıkılmazdım.
Kız milleti, kendilerini deli gibi sevenleri hep gözardı ederler tarih boyunca. Gökalp, Ersin karakterinden daha tutkulu biri iken cesaret yoksunudur. Ersin ise iki bacak arasındaki şeyin müptelası olan ucuz erkeklerden biridir. Erkek dediğinden ulaşılması imkansız bir varlık olmalıydı. O zaman aşk, tutku, afrodizyak ve sevilmenin nirvanasını yaşarlar kız milleti. Yani her iki cins ucuz olmamalıydı. Bir erkek olarak Güldem ile çıkmayı yeğlerim. Şebnem ve Ceyda ise bir anlık hevesten başka bir şey değildi.
Filme dönersek Nehir Erdoğan'ın partneri Doğu Yücel olmalı çünkü Nehir ile uyum abidesi olurlar. Berk Hakman yerine de Kerem Bürsin olmalıydı çünkü Kerem Bürsin, ikon denilen karakterlerine en çok yakışan bir oyuncudur. Şebnem rolü için Sinem Kobal yanlış seçim olmuş çünkü Şebnem, göğüsleriyle övünen ikoncan olduğu için bu rol için en iyi seçim Ebru Polat olmalıydı. Sinem Kobal daha çok Güldem karakterine yakışan naif bir oyuncudur. Ceyda ise hep sarışın Elçin Sangu olarak gözlerimin önünde canlandı.
Bir film projesi için başarılı bir cast çalışması olmalıydı ki o film başarılı olur. Okul, Netflix için mini dizi olursa Güldem rolü için Sinem Kobal, Gökalp rolü için Tolga Sarıtaş ve Ersin karakteri için Kerem Bürsin seçmeliydi. Gelecek bizlere neler göstereceğini bilmiyorum. Yeni baskısında sadeleştirmiş bir kurguyla okurların kalbinde taht kurulmasını diliyorum betik için. Betik mi Film mi diye sorulursa yanıtım Film olur.
Platonik bir aşık zararsızdır. Platonik bir aşığın tek zararı kendinedir. Platonik bir aşık sessiz ve uzaktan sever... Bu bilgilerin doğruluğu kesindir, tabii platonik aşığın yaşadığı durumlarda. Peki aşığımız intihar etmişse ne olur? Bu sorunun eğlenceli cevabını Hayalet Kitap'ı okuyarak öğreniyoruz. Yıllar önce Okul'u izlediğim için konuyu biliyordum ama okumanın verdiği keyif bir başka oldu. İyi ki okumuşum. =)
Hayalet Kitap |4+/5| Doğu Yücel’in Can Yayınları tarafından yayınlanmış bir diğer kitabı olan Hayelet Kitap’ın yorumuna hoş geldiniz. (Umarım Varolmayanlar ve Güneş Hırsızları da Can Yayınları tarafından mümkün olan en kısa sürede yayımlanır.) Günümüz Türk Yazarlarından bahsetmek istediğimiz takdirde kesinlikle adının geçmesi gerektiğini düşündüğüm yazarlardan ilk üçe rahat bir başarıyla girebilecek Doğu Yücel’in, aslen öykücü olmasına rağmen yazdığı bir diğer roman, Hayalet Kitap. Hikayemiz Güldem isimli bir kızımıza aşık olan Gökalp isimli bir oğlanın intihar etmesiyle başlıyor. İntihar mektubu Güldem’e ulaşıyor ve bu yıkıcı olayın tam bir yıl sonrasında garip olaylar oluveriyor. Daha fazlasını anlatmak spoiler olacaktır ama kitabın bir hayalet hikâyesi olduğu ve Güldem’e musallat olacak hayaletin kim olacağını bu paragraftan az çok çıkarabilirsiniz diye düşünüyorum. Doğu Yücel bin sayfalık kitap yazsa hiç tereddüt etmeden ya da korkmadan okumaya koyulurum diye düşünüyorum. Yalın ve akıcı anlatımının yanında, hem bulduğu hikâyelerin orijinalliği hem de bulduğu hikayelerin anlatma tarzı orijinalliği okuyucuyu hiçbir şekilde sıkmıyor. Kitapları birbirlerine yakın olan tarihlerde okudum ama hala taze hala orijinal, herhangi bir şekilde baymadı beni. Ayrıca kitap 2000’lerin başlarında geçtiği için teknoloji bakımından bir nostalji de yaşadım. Yakın tarih gibi geliyor da, on sekiz yıl öncesi aslında. Artık eskisi kadar yakın bir tarih de değil 2000. Konusuyla, karakterleriyle, her şeyiyle beğendiğim bir kitap oldu benim, Hayalet Kitap. Olumlu ya da olumsuz, eleştirebilecek hiçbir nokta bulamıyorum. Kitapta büyük bir gerilim unsuru yoktu, benim için en azından. Gerilim değil de, merak unsuru daha büyük bir yer kapladı benim için hikaye boyunca. Hayalet karakterimizin güçlerini kullanım biçimi oldukça yaratıcı olduğundan, hayaletin sıradaki her sahnesini “Acaba şimdi neler yapacak,” diye okudum. Özetle, bu şekilde. Söyleyeceklerimi Doğu Yücel’in diğer kitaplarında yaptığım yorumlarda söyledim. Onların üstüne ekleyebileceğim pek bir şey yok ama önceki yorumları okumamış olanlar için kısaca anlatabilirim tabi ki. Bir hız trenine binmek gibi; hem hızla gidiyorsunuz hem de çok eğleniyorsunuz. Ama tabi ki hız trenlerinde olduğu gibi, bu eğlence herkese uygun olmayabiliyor. Benim fazlasıyla pozitif yorumlarımdan sonra kitabı alıp okuyup beğenmeme olasılığınız her daim var. Ancak fantastik okuyan kitlenin Doğu Yücel’in eserlerinde herhangi bir sıkılma ya da beğenmeme durumu yaşayacağını sanmıyorum. Ve her kitabını okurken kendime sorduğum soruyu bu kitabı okurken yine sordum. “Acaba yazması da bu kadar eğlenceli mi?” Hayaletli, üniversiteli, iktisatlı ve İzmirli bir hikaye olan Hayalet Kitap hakkında söyleyeceklerim bu kadar sanırım. Kitabın bir de film uyarlaması var ama ona henüz bakma şansım olmadı. En mümkün olan zamanda onu da izlemeyi düşünüyorum. Hayaletlerin kimselere musallat olmayacağı güzel günler dileğiyle. Kendinize iyi bakın.
Kara mizah tadında türlü olayların yer aldığı, sürükleyici bir roman Hayalet Kitap. Yer yer Hayalet karakterini daha cisimleşmiş olarak görmek istedim. Tadında bırakılarak yazılıp bitirilmiş bir kitap.
Çok genç birinin yazığını düşündüm. Ayakları yere basmıyordu çünkü. Sonuna doğru toparladı. Bir düşüncem de üniversitede biz de böyle miydik oldu. Olumlu bir tarafı espri çıtasının yüksek oluşu. Berbat olaylarda bile.
Okul filmi dolayısı ile kitaba karşı önyargım vardi. Yazarın Varolmayanlar romanını okuduktan sonra bu kitabını da okumaya karar verdim. Okul filminden çok farklı, ondan çok daha iyi bir kurgusu var.