Lu Yao (Chinese: 路遥), born Wang Weiguo (Chinese: 王卫国), was a Chinese writer. He was born on 3 December 1949 in Qingjian County, Shaanxi Province, and died on 17 November 1992. He had six siblings and grew up in a very poor family. He began writing novels when he was a college student, and graduated from Chinese Department of Yan'an University in 1973. After graduation, he became an editor of Yanhe magazine. In 1982, Lu Yao published his novella "Life", which was made into a film in 1984. It was at this time that he started to become well-known across China. In 1991, Lu Yao finished his most famous work, Ordinary World, which won the Mao Dun Literature Prize. His writing was closely related to his own life and experiences, and focused mostly on young people from his native Shanbei striving to change their lives.
Bu kitap yazar Lu Yao'nun hayatından izler taşıyan 1.1 milyon kelimenin kullanıldığı Kuzey Shaanxi’nin destanı olarak tanımlabilir bence. Bu kitabı 3 ayrı kitap şeklinde yazmış ve her kitap belirli tarihler arasındaki dönemi anlatıyor. Orjinal metinde her kitabın ardından hangi dönemi kapsayıp ne zaman yazdığını da eklemiş. Kendi memleketinde hatta kendi yaşadığı mağara evlerden bahsedip onunda okumayı çok seven halinden ilham almış büyük ihtimal. Hatta Shaoping karakteri gibi gidip madende taş taşıyıp uzun sürede çalışmış o bölümü yazarken. Belki de duygular bizlere bu yüzden daha samimi geliyor. Yayınladığı dönem Çin'in en büyük edebiyat ödülünü alması da sıradan hayatlar yaşayan o insanların emek sayesinde ve değişen şartlarla emeğinin karşılığını alabileceklerine inanmaları bence. O dönem 1 milyon gencin bu kitabı okuyup ilham aldığı söyleniyor. Kitapta da geçtiği gibi Çin'in tiyatro ve operaları meşhurdur. Bazı köylerde sahneler kuruludur ve buralarda halk için siyasal, sosyal, gündem ve günlük hayatlar canlandırılır (İzlediğim çin dizilerinde görüyorum).Bu kitabinda tiyatrosu günümüzde büyük bir ekiple sahnelenmekteymiş ayrıca 56 bölümlük bir dizisi de mevcut. Birkaç bölüm izledim tavsiye ederim kitaba gayet uygun ilerliyor.
“Sıradan Dünya” gerçekten sıradan insanların hayatlarını ve köylü-çiftçi kesim için hayatın zorluklarını anlatıyor. Zor yaşam koşullarında bile; hep arzularını, umutlarını koruyup, ilerlemek için çok çalışıyorlar ve mevcut yaşam koşullarını iyilestirebileceklerine inançları tam.Gerçek hayatta pek çok sıradan insan, çok çalışsalar bile istedikleri sonuçları elde edemezler. Sun Shaoping umudunu gerçekleştirmek için ve çiftçi statüsünde kalmak istemediği için şehre çalışmaya gidip küçük işlerde çalışıp para kazanmaya çalıştı, her gün sırtında taş taşıdı, bir sürü insanla bir arada yurt denilen o küçük odalarda yaşadı. Ama en sevdiği şeyi yani kitap okumayı hiçbir zaman bırakmadı ve kendine vakit ayırıp hep okudu. Abisi tuğla fabrikasında beraber çalışmaları için ısrar etmesine rağmen geri dönmedi. Çok çalışarak kendi yolunu çizmek istediğini ve tüm hayatı boyunca köyde çiftçi olmayı istemediğini umuyordu. Sonuç pek tatmin edici olmadı ama çalışkanlığı ve bilgisiyle liderlerinin ve meslektaşlarının takdirini kazandı.
Hikayedeki her insan çok gerçek ve canlı bu yüzden gözümüzde de canlanabiliyor ve ister istemez bizlerde çevremizde yaşanmış olayların gölgesini kurguda bulabiliyoruz. Shaon ve Shaoping karakterlerinin “kaderi kabullenmeme” duyguları gerçekten etkileyici ve böylesine sıradan bir dünyada gerçekten olağanüstüler.
Shaoping'in bilgi ve özgürlük arzusunu, Shaon'un her zaman başkalarını düşünen sorumluluk duygusunu, Runye'nin nerede başladığını bilmediğim sevgisini, XiaXia'nın canlılığını, sevimliliğini ve cüretkarlığını ayrıca mantıklı ve akıllı Lan Xiang'ın istedigi bölümü kazanıp kabullenilmiş bir gerçeği yıkarak üst seviyedeki bir kişiyle mutlu sonunu gördüğüme de sevindim. Çin'in gelişimi bağlamında küçük insanların sevinçlerini ve üzüntülerini anlatmış bu da anlamı yüceltmiş ve belirli bir eğitim değeri taşımış bize. Mesela Tarım reformu sırasında sosyalizmin üretimi yoksullastirdığı ve ailelerin aç kaldığını ve toplumun refah seviyesini arttırmak için kapitalizmi nasıl uygulayabileceklerini görüyoruz. Çiftçilerin belli bir sermayeyle bir işe giriştiklerinde ne zorluklarla ve risklerle karşı karşıya kaldığını görebiliyoruz. Her zaman bir günah keçisi seçiliyor ve bu da kültür devriminin etkilerinden. Evlilikten sonra asıl aile ile çekirdek ailenin ekonomisinin nasıl dengeleneceği; uyumlu bir evliliğin önemi, cenaze törenlerinin nasıl yapılacağı, Çin'in milli bayramlarının ve diğer geleneklerinin nasıl kutlanacağı hakkında verdiği bilgilerde bizlere tam bir kültür ansiklopedisi niteliğinde ve bunlar hoşuma gitti.
Hoşuma gitmeyenlerde oldu tabi; çok fazla karakter olduğundan hepsine karşı derin hisler besleyemiyoruz ama bu Çin romanlarında çok fazla karşılaşılan bir durum. Mo Yan, Yan Lianke, Ha Jin, Yu Hua ve daha birçok çinli yazar okudum karakter konusunda fazla bonkörler😊 Pek çok olay örgüsü aynı; Sun Shaoan-Runye, Hao Hongmei-Runsheng, Shaoping-XiaXia uyumsuz aşkın aile üyeleri ya da cevre ve kendileri tarafından konuşulması ve engellenmeye çalışılması. Pek çok değer; özellikle kadınlar için dilsiz! *Xiulian,karakteri üç kişilik ailesi için elinden geleni yapıyor. Shaoan’a başarısız olsa bile her türlü zorlukta kurtarıcı rolü oynuyor. Ama Shaoan'a hastalanmaması için daha fazla yemek verdiğinde onu dövüyor ve hamileydi o zaman. Özür bile dilemeden sadece birlikte ağlayarak barışıyorlar. Xiulian ailesi için hep olumlu olmasina rağmen aile içi şiddet önemsiz mi sizce? *Runye’nin ailesinin iyiliği için sevmediği bir adamla evlenip sonra tecavüze uğraması ve kocasıyla her türlü iletişimi kesip araba kazasında bacağını kaybedince geri dönmesi. Sevmiyorsa boşanabilir aslında ama devam etmesi kafa karıştırıcı.
Shaoan ve Shaoping'in kendilerine has özellikleri ve çok yönlü özellikleri varken kitaptaki kadınların çoğu erkeklere bağımlı olarak var olması, fedakar, nazik, şefkatli iyi eşler ve anneler olmaları rahatsız ediyor. Yazarın bu tür kadın karakterleri takdir dolu bir üslupla ele alması eski toplumda aşağılanmaya katlanan ve ağır yükler taşıyan bu kadınların varlığını gösterse de kadınların ne kadar geri planda olduğunu da gösteriyor. Kısacası kitap bir grup insanın yaşam akışını özetlemekte ve her olay, tarihin uzun zaman diliminde çok küçük ama kişinin hayatında çok önemlidir. Bu sıradan dünya da kendi anlamımızı bulup yolumuza devam edelim.
Kitabı çok sevmeme rağmen Giray Fidan çevirilerinde her zaman bir eksiklik hissediyorum bunun da cevabını bulamamıştım. Çevirmenle sohbet olacağını düşündüğumden biraz araştırmak istedim. Çünkü konularda kopukluk ya da eksiklikler var en basitinden Runye karakteri çok aktif bir karakterken kocası tarafından tecavüze uğradıktan 20 bölüm sonra falan dahil oluyor. O süreçte sosyalizmden kapitalizme geçiliyor babası Tian Fuang komunin yöneticisi ve Runye'de birçok grupta aktif yer aldığından bu süreçte gözükmemesi hatta bu dönemin hızlıca geçmesi biraz kafa karıştırıcıydı. Hatta babasının savunduğu sistem çöküyor ve biraz saygınlığını da kaybediyor. Shaon'un ikinci çocuğu olacaktı Xiulian hamileydi ve zaman geçmesine rağmen bir daha değinilmedi bu da kafamı karıştırdı.
Sonrasında orjinal metine baktım goodreasten ve orada sayfa sayısı 1251 olarak gözüküyor ama kısaltılacağını düşünmemiştim taki orjinal metni indirip her kitabın 54 bölümden oluştuğunu görünceye kadar. Ayrıca yazarın kitabın sonunda bir de dipnot niteliğinde son sözü var. Bunlar yeterli olmayabilir ama dayanamayıp çin sitelerinden yorumları da okudum ve bizim kitapta okumadığımız bazı detaylardan bahsetmisler; Xiulian karakteri kanser olup ölüyormuş iki kardeşin aynı kaderi paylaşmış olmaları üzücü denmiş. Runye'nin çocuğu oluyormuş. Enişteleri ablalarina geri dönüyormuş ama eniştesinin başka ilişkisi yüzünden biraz sorunlar oluyormuş. Ve Shaoping kaza geçirip hastaneye yatırıldığında kızkardeşi yardım ederken onunla Tıp kazanan Jin Xiu karakteri, Shaopinge aşkını ilan ediyormuş ve orada yine Shaoping kendini sorguluyor. Bu detayları Çince bilmediğimden tamamen kontrol edemezdim ama son bölümü google çeviriyle bile okuduğunuzda Jin Xiu ile olan bölümleri görebiliyorsunuz. Demek ki kitapta atlanan bölümler var. Açıkçası bu beni rahatsız etti. Neden çevirmen orjinal metne sadık kalmadı diye sorgulattı. Evet sade ve akıcı kendini okutuyor ama elimde başka çevirileri de olmasına rağmen çevirmenin çevirdiği kitaplarda acaba sorusu kafamda canlanacak. Cevirmene sormakta isterim. Okuyucu olarak fazla sorgulamak iyi mi diye de kendime kızıyorum bazen ama tarihi detaylar olduğunda elimde olmadan bunu yapıyorum.
Not: (Güncelleme yapıyorum çeviri kısaltılmış versiyondan yapılmış. Klasik sayıldığı için okullarda öğrenci ve öğretmenler için kullanılan müfredata uygun versiyonu varmış. Ondan dolayı bazı şeyler eksik. Ama yinede bunun belirtilmesi gerektiğini düşünüyorum. Toplantıdan sonra tekrar güncelleme yaparım)
1975’in Şubat ayında sıradan bir günün sıradan bir anıyla başlıyor hikaye. Sun Shaoping ve ailesi, yaşadıkları yer ve yaşadıkları dönem üç ayrı bölümde detaylı bir biçimde anlatılıyor. Çin Kültür Devrimi ise asıl karakterimiz. Çünkü her düğüm onda başlıyor, onda çözülüyor. Sefaleti besliyor, beslediğini yüceltiyor. Shaoping için hayaller kuruyor okur, ona bin bir son düşünüyor, içinde lime lime edildiği sistemden çekip çıkarılması mümkün mü bilemiyor okur.. . Sıradan Dünya kapsamlı, uzun, detayı-karakteri-dönem analizi bol bir eser. Yazar Lu Yao’ya Maodun Edebiyat Ödülü’nü de kazandırıyor. Bir kuşak hikayesi okuyacağımı düşünürken biraz şaşırttı yazar beni. Bir de hacimli bir eser olmasına karşın bu denli akıcı olması da ilginçti. Hiç sekteye uğramadan aktı sayfalar. Ancak duygusal yoğunluğu bana çok fazla geldi, sefaletin-sınıf farkının-emeğin değersizleştirilmesinin pamuk ipliğine bağlı oluşunun altında kaldım belki de. Bazı karakterlerin seslerini daha çok duymak istedim, az da olsa tünelin ucundaki ışığın yansımasını bekledim. Her şeye rağmen güzel miydi? Evet. Ama ümitvar bir eserse aradığınız, Sıradan Dünya’yı erteleyebilirsiniz:) . Giray Fidan ve Tang Guozhong’un mükemmel çevirisi, Kardelen Akçam kapak tasarımıyla ~
This is a great book which talks about the life story of a young village man who was born in 60th in China. Throughout his story, one can see how the society is changing and how the culture revolution influenced the whole country. For me, who was born in the 80th in China, the life at that time is completely different from what I have experience. Wish there is an English version so that my friends can also read it.
Sıradan Dünya, Çin’de bir ailenin hikâyesi ekseninde 1975-1985 yılları arasında ülkenin toplumsal, siyasi ve ekonomik koşullarını anlatan oldukça sürükleyici bir roman. Özellikle Kültür Devrimi’nin etkilerini, kitabın adından da anlaşılacağı gibi, sıradan insanların hayatına nasıl sirayet ettiğini anlatıyor.
Çin’in kırsal kesiminde oldukça yoksul bir aile hikâyenin merkezindeki. Bir çocuğu evlenip köyde bir düzen kurmaya çalışıyor, biriyse büyük bir kente önce okumaya gidiyor ve ardından orada kendi ayakları üzerinde durmaya çabalıyor. Dört çocuklu bu ailenin daha çok bu iki yetişkin oğluna odaklanıyor Lu Yau. Yazarın kendi hayatından da izler taşıyan romanda, okuma azmi ve kitaplara olan ilgisiyle hayata tutunmaya çalışan karakterin hikâyesi özellikle ilgi çekici. Siyasi ve toplumsal koşulların yanı sıra, Çin’in kendine has kültürel kodlarını, gelenek ve kurallarını okumak keza lezzetlendirmiş hikâyeyi.
Bana göre kitabın en güçlü yanı sürükleyiciliği. Nasıl olduğunu bile anlamadan 100 sayfa ilerlediğimi fark ettiğim kitaplardan biri oldu. Bir diğeri de yazarın canlı anlatımı. Yazarın anlattığı koşulları karakterlerle beraber yaşıyorsunuz kitabı okurken. Yazar yer yer araya bilge bir dede edasıyla girip didaktik bir tonda ‘bu böyledir, şu şöyle olur’ minvalinde cümleler kurmasa ve belki siyasi arka plan kendini birazcık daha fazla hissettirse mükemmel bir roman olurdu bana kalırsa ancak bu haliyle de gayet güzel. Uzak Doğu edebiyatına merak duyanlara ya da dönem romanlarından hoşlananlara öneririm.
“İnsan hayatı nedir? İnsan hayatı sonsuz bir mücadeledir.”
Çin Kültür Devrimi sonrasının zorlu yıllarını Sun ailesi ekseninde konu alan detayları bol bir roman. Bu anlamda üç kısımda okuyor olmamız rahatlatıcı bir okuma olmasını sağlıyor. Karakterleri oluşmuş bir aile sıralaması üzerinden ve bazen birbirleri üzerinden tanıyoruz. Sıradan insanların gerçekten sıradan yaşamlarına tanık oluyoruz. Hayatta kalma çabalarını okuyoruz. Adaletsizlikte fırsat yakalamaya çalışmalarını okuyoruz. Seksenli yılların kırsal hayatı ne kadar sıradan olursa olsun yaşadığımız hayatların tanıklığı olan benzer anlar, tanıklıklar, gayretler, adaletsizlikler, başarısızlıklar, toplumsal bölünmeler gibi çeşitleyebileceğim anların bütünüyle okuyoruz. Yazarın hayatından izler taşıdığını öğrendiğimde yarattığı Shaoping karakterinin zorlu çalışma hayatı boyunca kitaplara sığınıyor olması çok daha etkileyici bir hal aldı. Çevirisinin gerçekten muazzam olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum.
I decided to write this review because my bf told me I need to be careful with my Goodreads review–what if I become famous one day and someone discovers my Goodreads account? Then I am happy to let them know what I truly think of this book. I would say Lu Yao and Kurt Vonnegut have great contributions to my value of the world, though people argue that even political views are genetic. The very first time I read it for fun. They said it is impossible for a primary schooler to understand such a book, and I read it to challenge that idea. It was fun. Life at Loess Plateau, north-central China is something I couldn’t even imagine. Love story, and raising up kids, I read it like how kids read deadeye dick, nothing but all into my mind is the receipt of Haitian Banana Soup. The second time I read it for fun, again. I read it in junior high school, when I was at the exact same path they ought to give up on. It was unimaginable for them to go beyond simple calculation–even though they are smart, intelligent, hard-working, and have a genuine interest in knowledge. They can’t choose but to go back to the field and work. They never thought about what would happen next year when they couldn’t survive today. Several did, though, and ended up with a completely different path. Or the same path? It is very hard to say when you measure happiness. So for the very third time, I read it for metacognition. I wanted to know why I would think in the way I do now. I now know about Cultural Revolution and forced labor. I know about communism and the following terminology: common prosperity, labor reform, and capitalism (disclaimer: I know about the parallel structure and I intentionally put it here). After everything, I need to answer the question I asked at the beginning: why this book form who I am? I would say, I know how to live my life. It is very hard to admit that what you have today is not what you earned completely by your hard work–overall trend made you today. Smartness and hard work do not matter that much in a place of starvation and thirst and in an era of chaos and warfare. But I am not trying to be Charles Dickens who liked to say a lot “It was the best of times, it was the worst of times”. Please, he should shave more instead of writing about a tragic love story. I agreed with him and agreed with a lot of other writers, who emphasized human value and dignity. Kurt Vonnegut, Thoreau (his book makes me wanna try wild fruits which is not good), Zweig, and all the other ones that I need to find time to read. Life is too short but too meaningful, and all I wish is to read their books, feel the deepest strength and energy inside of me, a human body, and live the best of my life. Now I am 19 years old, and it has been exactly 8 years since the very first time I read it. I wonder what thoughts I will have when I am 8 years, 18 years, or even 80 years older. If I can live that long, I will return and leave a review.
A perfect book to view what China society looks like in 1970s.As a person who was borned in 1990,I don't have much feelings and knowledge about that Time.Thanks to this book,I had a very deep look in that Time. When I read this book,I was lead by the characters' emotion, even cried when they cried.Never thought I could finish this full-length novel, but after I started,I just got attracted.Believe or not,you can try.
Ordinary is the essence of life. In the face of society, everyone is small and even humble, but behind the smallness and humility often lies immense vitality. "Ordinary World" is a reflection of the lives of people in the 1950s and 1960s. Lu Yao depicted the joys and sorrows, life and death, poverty and wealth, and the changes of the times with extremely delicate brushstrokes. "Ordinary World" is the most influential long novel by Lu Yao. Unlike traditional scar literature, the characters in the book often embody a spirit of self-respect, self-confidence, self-reliance, and striving. The entire book details the urban and rural life of the time, with the Sun Shaoping family as the main line. Each character has their own characteristics, full of longing for life, but also feeling helpless. They are all ordinary people, and Lu Yao portrays the good and evil in their ordinary lives. Life offers no "what ifs," and life is hard to predict. The greatest insight "Ordinary World" gave me is that life is unpredictable, which made me start to face this era that constrains people's lives. Although we cannot fully control the era, we can pursue a happier life within it. Whether chasing dreams or embracing ordinariness, these are merely different paths people take to pursue happiness.♥️
Kardeşlerin gözünden okurken bu kadar zorluğa rağmen mücadele etmeyi bırakmamaları beni çok etkiledi. Sınıf farklılığın daha ilk okuldan öğreniyorlar ve buna göre yaşamlarını idame etmeye başlıyorlar. 4 çocuğun farklı dönemlerde okumaları ve her çocuğun dönemlere göre tercihlerini, aile bağları, ve bütün zorluklara rağmen çalışmayı bırakmamak, pes etmemek. Kitap gerçekten beni çok etkiledi.
The best piece of work of the best Chinese writer. His put his life-long experience into this inspiring story, which is combined with genuinely simple and sincere words. I hope everyone can read Chinese just read this book.
Çin dünyada en merak ettiğim ülkelerden biri. Bu kitap o merağa çok güzel yanıtlar sunuyor. Fakat yapısı benim sevdiğim tarzda değil. O nedenle bir yere kadar keyif alsamda bitirmekte zorlandım.
Çin’deki bir ailenin 1975-1985 yılları arasındaki hikayesini anlatıyor Sıradan Dünya. Hikayeyi yazar anlatıyor bize. Ana kahramanlarımız ailenin iki oğlu. Bu iki oğul üzerinden Çin’deki kültürel, politik, sosyal ve ekonomik hayatı da okuma şansım oldu kitapta.
Kitap adından da anlaşılacağı üzere bu ailenin sıradan hayatını anlatıyor bize. Sakin ve duru bir anlatımı var. Ancak yazar kitapta o kadar çok kendi görüşlerini anlatıyor ki canım hikayeyi okumak bazı yerlerde zorlayıcı oldu benim için. Kitap bir romandan çok bir didaktik eser şeklinde yazılmış. Bir başyapıt olabilecek bu hikayeye ne yazık ki bu didaktik yan benim açımdan zarar vermiş. Eğer bu didaktik yan olmasa idi bu kitap da Yu Hua kitapları seviyesinde olabilirdi.
Açıkçası çok merak etmiyorsanız bu kadar uzun bir metni önermeyeceğim. Yu Hua okumak daha keyifli olacaktır. Ama merak ediyorsanız hikayeyi, sabrınızın yüksek olduğu bir dönemde başlamanızı öneririm bu kitaba.
—— “He slowly understands that when a person is alive, he has to be ready to endure hardships at any time. He has read some books and knows that both ordinary people and great people have to endure many hardships in his life.”
The first edition of "Ordinary World" was published in 1986. It was based on the background of China from the mid-1970s to the mid-1980s, and it showed the life of ordinary people in certain conditions.
Lu Yao, whose real name is Wang Weiguo, was born in Qingjian County, Yulin, Northern Shaanxi in 1949 and died in 1992. Representative works: "Ordinary World", "Life", etc.
In December 1978, the Third Plenary Session of the Eleventh Central Committee was held. In 1982, the household contract responsibility system was established. In 1987, the basic route of "one center, two basic points" was proposed. In 1988, "Science and technology is the first productive force" was proposed. In 1993, the supply of grain and oil were opened up, and grain tickets were officially declared to be out of use.
I often think that these three generations born after 1990 (post-90s, post-00s, post-10s) are the luckiest three generations in China for at least nearly 100 years. Those seemingly absurd, ignorant, and dim days finally ended just a few years before we were born. Whenever I think of the fact, I can’t help feeling horrified. It seems that Chinese people just came back from the cliff.
The three generations of us naturally have difficulties that our generation must face. Whether it is "class solidification" or "cannot afford a house to look down upon," it is a practical challenge that most ordinary family children must face. However, compared with the difficulties faced by the predecessors in the repressed and fanatical social environment, I think what we face is a piece of cake.
Indeed, there are still many problems in our time. But is this the mission of our generation to fix them? The dividends post-90s can enjoy are at the expense of the sacrifice of the post-60s. Similarly, the post-60s must create a broader and enlightened future for the post-20s.
In the future, when we look back at 2020 is just like when we look at the 1990s, we may think about how difficult and unfortunate the people ’s lives were in 2020. Such an opinion shows that our generation has played its historical role, and truly help society become better.
From the perspective of the development of the Chinese nation, 2020 is also a year to be recorded in history. Only when I read the difficult environment beyond my imagination, I can realize how great it is to build a well-off society.
On December 6, 1979, Deng Xiaoping met with Japanese Prime Minister Masayoshi Ohira and said that "Our four concepts of modernization are not modern concepts like yours. What we mean is to make every family have a well-off life." It took us more than 40 years to develop our country, and finally, we almost touch this goal. How amazing it is.
Of course, compared with developed countries, we are still too far away. But how can we force us to use 40 years of hard work to surpass the accumulation of those countries which have struggled for 100 years or even 200 years? If we do not actively or passively go astray, we may be able to compete evenly with the former in 100 years. I’m full of confidence about life in China in 2049.
Today, the post-90s are gradually taking over the baton of the times. I think we should take a firm path on the road of carrying weight in the next 30 years. We can, and we must make a difference.
I spent two days devouring all three volumes of Ordinary World. It was a literary feast—especially when paired with the song 只要平凡 playing in the background. We really are just ordinary people. It’s hard—nearly impossible—to cross class boundaries. But still, we have to live earnestly, even if we’re just particles swept along by history, our lives shaped by the casual decisions of those in power. Still, each of us is a unique, vivid individual, full of life.
I loved the depiction of everyday life in Shuangshui Village. Shao’an, in particular, was written with depth and vitality—probably because the author himself grew up in the countryside and knew this life firsthand. In contrast, I skimmed through the parts about government officials and their decisions. They felt fake, almost childish.
The plotlines were stiff and clichéd. As soon as I saw the “appointment” between Shaoping and Xiaoxia, I knew—someone wasn’t going to make it. And of course, the other one shows up, cries, the usual dramatic routine. It felt like the author couldn’t figure out how to end a love story that was doomed from the start, so he took the easy way out and killed Xiaoxia off. How clumsy!
Theme: 4/5 Character portrayal: 3/5 Writing style: 3/5 Plot: 3/5
Bir kitap okudum ve hayatım değişti değil ama bir kitap okudum ve okumadan önceki ben değilim. İşte Lu Yao’dan Sıradan Dünya böyle bir kitap. 1970’lerin sonu 1980’lerin başında Çin’in toplumsal değişiminin arka planda olduğu, kırsalda yaşayan ve oldukça fakir olan Sun ailesinin yaşadıkları tüm acılara rağmen umutla ve azimle var olma çabalarını okuyoruz. Bunca karanlık bir dönemde bu kadar ümitvar bir kitap okumak bana çok iyi geldi.
Böyle söyleyince metin, toz pembe bir yükseliş hikayesi gibi gözükse de bütün iniş çıkışları, felaketleri, sıradan insanların olağanüstü hikayeleriyle sonuna kadar gerçek. Toksik bir pozitivite değil, gerçekçi bir umut anlatısı.
Ezcümle yazar sıradan insanlar üzerinden evrensel bir insanlık hikayesi aktarıyor. Gazap Üzümleri’nde, Ana’da da tanıklık ettiğimiz farklı coğrafyalarda bir kendini var etme azmi. Hayatın iniş çıkışlarında anlamınıza tutunup, umudun kırılgan sesini yükseltmeye çağıran bir metin. Biraz umuda, direnişe, azme ihtiyacınız varsa bu kitabı okuma listenize almanızı içtenlikle öneririm. Kitabı daha detaylı incelediğim yazım için:
Such a fantastic and detailed overview of life on the Loess Plateau in a time of great turmoil, upheaval, and change. There are so many characters and plot lines that tangle and detangle with each other as we follow them through a journey from the poorest village in the region to great provincial cities from 1975 to 1985. This was also the decade that China saw the most drastic changes, especially at the village level, with the end of the Culture Revolution and beginning of economic reform. Just as this had advantages and disadvantages for the country, so too was the fact for the characters. The author was able to brilliantly balance the story between multiple characters and rhythmically shifted our focus from one to the other, and of course, to the larger society. Though it does make me wonder if the story would have been any different had it been written just a few years later (the final draft was finished in 1988 and the author died shortly after in 1992, and a lot definitely happened in those short few years).