Kendinizi diğerleriyle kıyaslayınca hep yetersiz mi buluyorsunuz? Bulunduğunuz yeri, kazandığınız başarıları aslında hak etmiyormuşsunuz gibi mi hissediyorsunuz? Hatta bugüne dek herkesi kandırmış olsanız bile, bir gün birilerinin maskenizi alaşağı edeceğinden, foyanızın ortaya çıkacağından mı korkuyorsunuz? Peki imposter sendromunu duymuş muydunuz? Psikoloji dünyasındaki adıyla “imposter sendromu” ya da “sahtekâr sendromu”ndan mustarip insanlar, başarılarını hep şans ya da tesadüflerle açıklar, hatta takdir gördüklerinde başkalarını kandırıyormuş gibi hissederler. Dolayısıyla kendi yetenek ve çabalarını görüp kabul etmek yerine, sürekli ifşa olma korkusuyla yaşarlar. Bu “felaket”i önlemenin tek yolunun ise daha çok çaba sarf etmek olduğunu düşünerek kendilerini tüketircesine uğraşırlar. Psikoterapist Michaela Muthig, Neden Kendimi Yetersiz Hissediyorum? kitabında bu yaygın durumun derinliklerine iniyor; özgüven düşüklüğünün spesifik bir türü olan imposter sendromunun hangi nedenlerden kaynaklanabileceğini ve kendisini ne kadar farklı biçimlerde gösterebileceğini anlatmanın yanı sıra, bize kendimizi de anlamamızı sağlayan sorular yöneltiyor. Hangi karakter özelliklerine sahip bireyler imposter fenomenine meyillidir? Hangi çocukluk yaşantıları özgüven düşüklüğüne sebep olur? Korkularımız kendini nasıl gösterir? Daha önemlisi, bunları anladıktan sonra hayatımızı kolaylaştırmak için neler yapabiliriz? Muthig, kitabında hem bu soruları cevaplamamıza yardımcı oluyor hem de bize yanıtlarımız doğrultusunda hareket edeceğimiz alıştırmalar ve ödevler sunuyor. Neden Kendimi Yetersiz Hissediyorum? içimizdeki her şeyi olduğundan daha kötü gösteren çarpık aynayı düzelterek özgüvenimizi geri kazanmamız için elimizden tutan, gerçek bir elkitabı.
Da ist große Probleme mit dem Impostor-Syndrom hab suche ich schon seit längerem nach einem Buch dazu, dieses hier war leicht und einfach zu lesen und beinhaltet einige Übungen.
Zuerst: Ich habe ADHS, da ist das Imposter-Syndrom typischerweise gleich mit inbegriffen, da man durch Gedächtnis- und Fokusprobleme probleme und Ähnliches immer wieder so tun als würde man eigentlich neurotypisch funktionieren, da dies von einem erwartet wird, speziell wenn man lange undiagnostiziert durchs Leben gegangen ist. Masking wird einfach in vielen Situationen von Neurodivergenten Menschen erfodert und soweit sich das nicht zusätzlich ändert wird man wohl immer ein wenig ein Imposter bleiben. Einflüsse wie diese werden hier nicht beleuchtet, wovon ich aber auch nicht ausgegangen bin.
Trotzdem fand ich das Buch hilfreich, denn der Imposter in mir hat trotz einiger Defizite die einige Extrastützen erfordern und es mir mit der Kompetenz schwer machen natürlich trotzdem nicht immer recht. Einige der Tips kannte ich schon aus der Therapie für meine Angsterkrankung: Wie man die Angstgedanken mit der Realität abgleicht, sich fragt was man Freunden raten würde und so weiter. Einige der Tips habe ich also schon (teils erfolgreich) angewandt.
Es wurde auch beleuchtet wie sich das Impostersyndrom in verschiedenen Typen äußert und welcher Typ Mensch besonders anfällig ist (wobei mir das etwas zu eindimensional war, es gibt sicher auch Extravertierte Menschen mit Impostersyndrom). Anhand zweier Beispiele wurde dann noch darauf eingegangen wie Kindheit/Vergangenheit dazu beiträgt dass man das Impostersyndrom entwickelt.
Insgesamt würde ich sagen das Buch ist in Ordnung um einen Überblick über Ursache, Wirkung und Hilfsstützen zu bekommen. Einige Übungen bestehen daraus sich mit Ängsten und seiner Vergangenheit auseinanderzusetzen, ich kann das Buch vor allem eher Leuten empfehlen die eventuelle Traumata schon etwas aufgearbeitet haben und auf vorangegangenen Therapieerfolgen aufbauen möchten oder gerade dabei sind (beide Beispielpersonen im Buch haben übrigens ebenfalls nebenbei eine Therapie gemacht, was ich gut fand).
Kendi yapamayışlarının, bir insanın çocukluğunu, gençliğini ve yetişkinliğini nasıl harap edebildiğini idrak edebilecek kadar duygusal ve bilişsel kapasite sahibi birinin anne-baba olmayı aklından bile geçirmemesi gerekiyor. Böyle bir şeyse olmuyor, olamıyor bir biçimde işte. Sonra ne mi oluyor? "Öz farkındalığı yüksek" (kendilerini yiyip bitirmeye doyamayan) zavallı imposter "yetişkinler" yalayıp duruyorlar yaralarını iyileşebilsinler diye. Hem bugünde hem geçmişte savaş veren kahramanlar onlar. İki cephe de yetmiyor üstelik, bir de kendi kendilerine sağlıklı bir gelecek inşa etmek için hem ayık hem uyanık olmaları gerek. Ah bir de kendilerine "merhametli" ve "öz şefkatli"! Aferin onlara! Kuşkusuz bu dünyanın en çok takdiri hak edenleri onların ruhları ve zihinleri. Dönüş dönüşebilirsen, uğraş dur. Yaradan acıyıp yanına da almıyor bunları. Onun yerine ağza bir parmak bal, kalbe gülbeşeker, zihne merak tohumu. Neymiş efendim, hayat da ne güzelmiş, "anlam" buldun mu tadından yenmezmiş, hele bir gözünü gönlünü açıp baksan ormanın kokusu, denizin tuzu, bir varlığın gülüşü için amaç da bulurmuşsun, kendine iman da. Hem sen aslında neler neler başarmışsın, ah tüm dünya anlamış ve görmüşken bunu bir senin gözün kör kulağın tıkalıymış kendine! Öyle bol ünlemli, öyle üzücü bir okuma tecrübesi ki kime sarılıp teskin edeceğini şaşırmış haldeyken kendi kalbin avucunda onu sakinleştirmeye çalışıyorsun. Bu kadar duyguyu sağaltıp bir de davranışı ve algıyı dönüştürmeyi psikolojide belli bir davranışçı ekolün (burası boyumu aşan bir tespit) omzuna yüklemek de haksızlıktır belki. Bu alandan herkes el vermeli, bu imposterler çok zorlanıyorlar, ha gayret bir destek. İyi insanlar bunlar. Yetişkin çocuklar ama iyi olanlarından, zararları hep kendilerine. Onlar için üzülmeyelim, onlardansak da üzülmeyelim. Bir kap su ve biraz mama, sıcak bir kucaklama. Hayvanlar gibi üremeyi bilirken bu üçünü yapmayı beceremeyen ebeveyne ne yapmalı? Bilmiyordu, bilse yapmazdı mı diyeceğiz sadece?