Anadolu Tanrıları

by Halikarnas Balıkçısı

Biz bu diyarin gercek varisleriyiz, dedik. Ama, bu mirasimizi, simdiye kadar dort bucaga pek mirasyedice sactik. Osmanli devleti sirasinda, dunyanin yedi harikasinin elle tutulur sanat kalintilari, babalarinin mallariymis gibi, simdi, Batinin cesitli muzelerindedir. 'Ne olacak? Givur putu! Yabanci seyler!' dedik. O eski mimarlik ve heykeltraslik anitlarindan cok daha onemli olarak, onlardan kalma bir de kultur zenginligi vardir. Onu da, bizim basimiza kondurmadan, 'Adam sen de! Vazgec! Asklepios, aftospiyos, kitipiyoz Yunan kulturu! diye, Batililarin baslarina savurmus bulunuyoruz. Simdi biz, sapka diye, onlarin kulahlarini taklide calisiyoruz...Sayfa 148Baski 2005 Bilgi Yayinevi

Genres: Turkish Literature, Mythology, Philosophy, Audiobook, Turkish, History

141 pages, Paperback

First published September 1, 1983

About the author

Asıl adı Cevat Şakir Kabaağaçlı olan Balıkçı 17 Nisan 1890'da doğdu. İlköğrenimini Büyükada Mahalle Mektebi'nde, ortaöğrenimini Robert Koleji'nde yaptı (1904). Oxford Üniversitesi'nde dört yıl Yakın Çağlar Tarihi okudu, üniversiteyi orada bitirdi. İstanbul'a dönünce Resimli Ay, İnci vb. dergilerde yazılar yazdı, kapak resimleri ve süslemeler yaptı, karikatürler çizdi (1910-1925). Cumhuriyetten sonra asker kaçaklarıyla ilgili bir yazısı yüzünden üç yıl kalebentlikle Bodrum'a sürüldü. Cezasının son yarısını İstanbul'da çektikten sonra yeniden döndüğü Bodrum'da kaldı; Anadolu ve Akdeniz kültürünün tanınması için çalıştı, kapsamlı araştırmalar yaptı. Araştırma sonuçlarını denemeleriyle dünya okuruna sundu. Serveti Fünun, Cumhuriyet ve daha sonra Demokrat İzmir gibi dergi ve gazetelerde yazdığı yazı, hikâye ve romanlarla uluslararası bir üne ulaştı. Hedefi Yunan uygarlığının kökeninin Anadolu uygarlığı olduğu düşüncesini yaygınlaştırmaktı. Bodrum’un uluslararası düzeyde tanınmasını sağladı. Neredeyse Bodrum’la özdeşleşti; bu nedenle, Bodrum’un eski adı Halikarnassos’tan kaynaklı, “Halikarnas Balıkçısı” adıyla anıldı. 1947'de İzmir'e yerleşen Halikarnas Balıkçısı, 13 Ekim 1973'te bu kentte öldü. Çok sevdiği Bodrum'a gömüldü.

Reviews

[Caterina · Rating 4 out of 5]

Niyet ettim kendim için inceleme yazmaya;

Mavi Sürgün'den sonra Anadolu Tanrıları'nı okumak değişik geldi. Mavi Sürgün'de bulduğum o şiir gibi üsluptan eşsiz betimlemelerden sonra birden akademik bir anlatım üslubu ile karşılaşınca Balıkçı'nın edebi kişiliği dışındaki diğer keyifli, öğretici yönünü de tanımış oldum.

Kütüphaneden aldığım 1962 baskısı kitabı tercih ettim. Mavi Sürgün'de hissettiğim dil yalınlığı burada da baskındı. Bu yüzden okurken hızlı ilerledim. İçeriğe gelince; yine uzun bir önsöz vardı. :) Sonra asıl Olimposlular'ın kısa bilgilendirmesi geldi, daha sonra sırasıyla Girit'te Minoenlerin Dinleri, Mykene, Hittitler, Kybele ana başlıklarından sonra küçük bilgilendirmelerle kitap bitti.

Kybele'yi okurken mevsimlerin onun şahsıyla özdeşleştirilmesiyle ilgili kısımdan alıntılıyorum: "... Kybele, Olymposlu Artemis'e istihale edince, bakire kalacaktır. Onun için Olymposlu Artemis, bir ay tanrıçası olmasına rağmen, Efes Artemisi gibi başına tambir ay değil, fakat kızlığına işaret olmak üzere bir hilal taşır. Ne var ki gebe kalan Kybele, doğurur veya verimli bir ana olur. İşte o zaman azalan ay yani hilal olur. Bu sebepten Kybele'nin 1 kız, 2 kadın, 3 ana olarak başlıca üç özelliği vardır. Eskilerce Ay'da bir yıldız sayıldığı için Kybele, Suriye ve Mezopotamya'ya doğru yayılınca, adı, yıldız manasında Astret (sitare, ingilizce star) ve Olympos'a Aphrodite kıyafetinde dahil olmazdan önce Greklerce Asterte oldu. Bu üçleklik, yaratıcı kelam 1 verb, 2 ruh, 3 kutsal hikmet diye, sonraki inançlara geçmiştir.

Son sayfadan da bir alıntı yazayım:

Kybele matriyarkal bir tanrıça idi. Toplum patriyarkal olunca, öteki matriyarkal topluma karşı bazı fedakarlıklarda bulunmak zorunda kalmıştır. Bu sebepten dolayı, matriyarkal toplumun baş tanrıçası Kybele, Zeus'u Girit'te Dikte mağarasında doğurdu ve bu suretle Kybele tanrının anası oldu. Efes Artemis'i de bir çeşit istihale etmiş bir Kybele idi. Onun için tanrı anası sayılırdı. Efes'te yeni Hristiyan olanlar, her ne kadar yeni dine inanıyorlarsa da, eski itikatlarından tamamıyle ayrılmış değildiler. Onun için İsa'dan sonra, 1431'de Hristiyan Kilisesi'nin erkanı, Meryem Ana'nın özelliklerini tayin için Efe'te toplandıkları zaman, haklın baskısı yüzünden, Meryem Ana'yı da tanrı anası saymak zorunda kaldılar. Kybele Mekke'ye de götürülüp, putu Kabe'ye konuldu. Ondan dolayı Kabe istikametine Kybele'nin adından Kıble dendi. Zaten Kybele'nin etrafında tavaf edilirdi.

Unutmamalıdır ki, Paskalya yani İsa'nın dirilişi yortusu, ilkbaharın ilk günü, yani martın yirmi birinde gece ve gündüzün denkleştiği anda kutlanır. Bunun gibi dini ayinlerde eski Anadolu'nun birçok unutulmuş dinlerinin tesiri vardır.


Bana göre inançlar ortaya çıktıkları ilk zamanlardan bu yana kendilerinden önceki kültlerden etkilenmişler.

Eski bir baskıdan okuduğum için o dönemde yayınevi kitabı iki cilt olarak basmış. Bendeki ilk cildiydi. En kısa zamanda güncel baskılardan birini alıp üzerinden geçmem lazım.

[Köksal KÖK · Rating 5 out of 5]

Anadolu Tanrıları
Halikarnas Balıkçısı
Bilgi Yayınevi / Bütün Eserleri Dizisi 15.
Bilgi Yayınevi, 1955.
145 sayfa.
ISBN : 9754941890
Basıma hazırlayan, manevi oğlu: Dr. Şadan Gökovalı.

içindekiler;

-önsöz,
-olymposlu tanrılar,
-giritte minoenlerin dinleri, mö. 3400.
-mykene uygarlığı, duvarcılar,
-hititler,
-kybele.

kitabın önsöz kısmı neredeyse 40 sayfa ve tam bir bilgelik öğretisi şeklinde, antik anadolu ve egenin iki yakasıyla ilgili temel bilgilere açıklık getiriyor, antik yunanın anadolu kökenini aydınlatıyor, teşekkürler.

önsözde;

-anadolunun dili; türkçe,
-ing. troyalıların torunları.
-rönesansın kökeni,
-batılı ve modern olmak, eleştirisi,
-klasik uygarlığın kökeni; anadolu,
-iyon, sözü, iavan, javan,
-alfabe, anad. ion lehçesi,
-helen bilincinin oluşumu, hati, hatti, hitit, eti etkisi.
-orfizm akımı, orfik din, orfizm öğretisi gizemi,
-eleusis sırları,
-pythagoras, fisagor, batıni öğretisi,
-ksenophanesin öğretisi, evrenle birleşen tanrı kavramı. (bu tanımlamayı bugün, 21. yy da aydınlanma çağına girerken biz; "evren-kozmoz-tanrı-biz" ve "tüm biz" olarak yorumlayabiliriz. her şey her şeyle ilgilidir, her şey birdir, aynıdır, bütünün parçalarıdır.

-herakleitos un öğretisi, aklın öteki devi, her şey değişir.
-ion kültürü ve anadolu,
-plastik sanatlar,
-ozanlar ve filozoflar çağı,
-tablo olarak da, and. ve yunanlı şair, filozof ve tarihçiler sıralanmış, tabii and. daha zengin.

giritte minoenlerin dinleri hakkında; mö. 3400.

-kutsal boğa, mö.5000.
-girit, lykia, karia, etrükste tanrı dişildir, anadır, ana tanrıdır, kadındır, yeryüzüdür, doğadır.
-and, akdeniz, ege, yunan aynı kültür havası içindedir, ve temel kültürü, tapınım kültürü başka dil ve şekil altında yaşar-paylaşırlar.

mykene uygarlığı hakkında;

-duvarcılar, bu ifade derin anlam taşır, günümüze öğretisi süregelir, bu başlık altında olayı aydınlattığı için yazara şükran borçluyuz, oxford kütüphanesinin zengin kaynaklarına ulaşıp, kaynakça göstermese de, bizlere aktardığı için teşekkürler.

-duvarcılar kavramı günümüzde anlam kayması yaşamış, negatif karakter kazanmış. oysa ki, pisagor, kutsal geometri, piramit inşaatçıları, özünde hizmeti yansıtır, medeniyeti, insanın ruhsal gelişmişlik derecesini gösteririr, potansiyelini ve sınırları zorlamasını gözterir. tanrını verdiği aklı, bu aklın ölçüsünü ve sınırlarını yansıtır.

gelelim KYBELE'ye, kybelenin farklı kültür ve dillerdeki adları (bunları biçok yerde yazdım, üşenmeden yine yazıyorum (dikkat kopy paste değildir, bizzat

kitaptan);

-kybele,
-kıble,
-kubele,
-kubebe,
-kubaba,
-huvava,
-havva,
-hubel,
-hekate,
-dindymos,
-sipylene,
-ma,
-maya
-maia
-anaitis,
-rhea,
-ops,
-ge,
-gaia,
-urania,
-urinom,
-idea,
-vesta,
-anna,
-marianna,
-atargatis,
-diktinna,
-plestene,
-artemis,
-selene,
-britomatris,
-agdistis,
-demeter,
-astoret,
-afrodit,
-arinna,
-iştar,
-tellus,
-ceres,
-serez.

kitapta bi efsanede "büyük yılan ofiyon" dan bahsedilir;

-büyük yılan ofiyon,
-bilgi,
-bilgelik,
-öğreti,
-sır anlamlarını taşır.

kitapta yine bi efsanede "çam kozalağından" bahsedilir;

-çam kozalağı,
-Epifiz,
-Pineal Gudde,
-Pineal Gland,
-Üçüncü Göz,
-Kutsal Kozalak anlamlarını taşır, nette epey iyi makale var. bir de "i pet goat 2" ve açıklaması adlı videoları izlemenizi tavsiye ederim.

iştarın sevgilisi attis;

-attis,
-adonis,
-tammuz,
-damızlık.

geldik en önemli bilgiye, kutsal üçlü, ;

-üçgen,
-kutsal üçlü birlik,
-Kutsal Teslis,
-Kutsal Üçleme,
-Üçlü Birlik,
-teslis,
-Baba,Oğul ve Kutsal Ruh.
-kybele= ana-kız-kadın,

....1-kız-verb,
....2-kadın-ruh,
....3-ana-kutsal bilgi, yazarın ifadesiyle kutsal hikmet.

-üç dağlı=idalı-spyleneli-dindymeneli,

bu özelliklerden dolayı şekil olarak konik, üçgen bir taş ile sembolize edilmiş, üçgen, pramit, konik taş, çam kozalağı simgesi olmuş. (al sana illuminatı ile kafayı bozmuş olanlara aydınlatıcı bilgi. tamam doğru, siyon liderlerinin protokolleri de haklı, altın bizde biz yönetiriz demeleri de haklı, ama kökeni de bu kutsal bilgiye bilgeliğe dayanıyor, bilgi olmasa bakırı altına nasıl çevirebilirsin, nasıl kitleleri yönetebilirsin. bu senin elinde, bu bilgiyi iyi yönde de kötü yönde de kullanabilir, atomu parçalar bi şehrin elektriğini de üretebilir, bomba yapar şehri silebilirsin de bu senin bilgiyi nasıl kullandığına bağlı. yani öyle her şey tukaka değil.

kybele tapınımı hakkında;

-kybelenin ilk tapınakları hep doğa olmuştur, dağ, mağara, orman ve sonra evde bir köşe.

-sonraları bir göktaşı, sembol olarak tapınım gördü, romada, and da, ve şimdi KABEde, evet kıble odur, ana tanrıçadır, boşuna din min diye yırtınmayın, hepimiz hrantız, hepimiz Özgecanız, hepimiz paganız, hypatiayız.

kybelenin papazları;

-kabirler, italyada.

...tılsım,
...tilsem,
...tilsiman,
...telesman,
...talisman,
...penates.

-koribantlar, kuretler, frigyalı,
-daktiller, giritte, şiir ve ilahi,
-telkinler, rodosta,
-semivirler,
-Galli, keltler, bunların öğretisi mimari olarak görülebilir, zaten her yıl bisürü insanı kendine çekiyor güneş tapınakları.

mö 4000 de;

-hıdrellez,
-nevruz,
-meyalensia,
-bahar bayramı,
-paskalya. mart nisan aylarında.

yazar, kitabın sonuna, eski yunan ölçüsü, vezni adlı bi bölüm koymuş;

şiir çeşitleri;

-epos, destan,
-elegeia, ağıt ve övgü,
-iambos, tragedyanın temeli,
-melos, şarkı, lirik şiir, kadın ozan sappho ve alkaios.

[Kahveci · Rating 4 out of 5]

Antik Yunan tragedyalarına ve Anadolu tarihine merak duyanlar için biçilmiş kaftan.

Olymposlu tanrılar ile başlıyor kitap. Kim kimdir kısaca değiniliyor. Mykene ve Hitit uygarlığından bahsediliyor. Bu topraklarda yaşamış farklı kültürlerin birbirleriyle etkileşime girerek özellikle dini anlamda birbirinden çok etkilendiğini ortaya koyuyor.

En çok ilgimi çeken kısım Kybele oldu. Kybele bir kadın tanrıça olmasına rağmen neden en üst tanrıça sayılıyor ve neden bereket simgesi olarak görülüyor hepsinin cevabını buluyoruz.

[Idilik · Rating 4 out of 5]

Seviyorum seni okumayı sevgili Cevat Şakir namı diğer Halikarnas Balıkçısı... Bakış açımı şekillendiren her insan, yazar gibi senin de yerin ayrı.. Mitoloji ve tarih sevenlere tavsiye belki çokta yeni şeyler öğrenmeyeceksniz ama seveceksiniz eminim.

[Zeynep · Rating 5 out of 5]

Bayıldım.

Küçüklüğümden beri mitolojiye ilgi duydum, en çok da Yunan mitolojisine. Zaman geçtikçe, gezdikçe, okudukça Yunan mitolojisinin içindeki Anadolu elementlerini gözlemlemek kolaylaştı. Ana Tanrıça Kybele'nin Efes Artemisi'ne, sonra Meryem Ana'ya dönüşümünü, ana tanrıça kültünün Hititlerde Arinna, Afrodisias'ta Afrodit, Asurlarda İştar olarak adı değişse bile hep karşımıza çıkmasını izlemek sanki bir bulmacayı çözmek gibi gelmeye başlamıştı. Bu kitap bu konularda göremediğiniz, bağlantı kuramadığınız, bilmediğiniz pek çok şeyi açıklar nitelikte. Bu nedenle tam olarak aradığım kan.

Balıkçı'nın yaptığı etimolojik ve mitolojik çıkarımlar gerçekten hem ilgi çekici hem de inandırıcı. İsterdim ki kendisinin de belirttiği üzere kısa ve özet bir kitap olmasın, ciltlerce ayrıntıyla yazsın, ben okurdum. Özellikle Kybele bölümü favorim oldu. Önsöz de uzun olsa da şimdiye kadar okuduğum en bilgilendirici önsöz olabilir.

Son olarak ufak bir not, Halikarnas Balıkçısı'nın da kitapta belirttiği üzere bu bir arkeolojik çalışma kitabı değil, dolayısıyla yorumlamalarını ve verdiği bilgileri bu gözle değerlendirmek lazım.

[Fatma Ozen · Rating 5 out of 5]

İnanılmaz etimolojik çıkarımlar yapmış. Ve geleneklerimizin aslında ne kadar ötelere dayandığını gösteriyor. Müthiş bir kitap. Şiddetle tavsiye ederim.

[Patiareh · Rating 4 out of 5]

Roma seyahati öncesi seçilecek en manidar kitabı almışım kitaplıktan okumak için. Kitap ne bir arkeoloji kitabı ciddiyetince ve yorucu ne de bir çırpıda okunabilecek kadar akıcı bir eser. Fakat az da olsa arkeoloji müzesi gezmeyi seven, mitoloji ile ilgilenmiş herkesin ilgisini çekecek keyifli bir kitap.
Üstelik dinsel ritüellerin çıkış noktaları ve yuzyıllardır basit evrimlerle süre gelişinin kökenlerini öğrenmek isteyenlere de faydalı olacaktır

[Oğuzhan · Rating 3 out of 5]

Kibele (kültü) üzerine ilginç bilgiler var.

[Ayse Kara · Rating 4 out of 5]

Anadolu’dan geçmiş tüm tarih öncesi tanrılarını özetleyen hap gibi bir kitap. Pagan dinledi (Orfizm) kısmına hakim olduğum için okurken daha hızlıydı ama Girit’ten Hitite doğru akışta bilmediğim bir sürü detay vardı. Sindirmek için sıklıkla internetten yardım aldım. Bu arada Hititler ve Sümerler’le ilgili detaylı ve güzel bir kitap önerisi olan varsa, yoruma yazarsa sevinirim.


Kitap boyunca bir sürü detay var, hikaye özeti var ama hikayelerin tamamı yok. Hikayeler için yine kendisinin Anadolu Efsaneleri kitabına atıfta bulunmuş. Halikarnas Balıkçısı da girişte kısa olması için detaydan kalınacağını söylemiş zaten ancak bu kitabı Joseph Campbell yazmış olsaydı 400 er sayfadan 3 cilt yazardı. Onu da okumak isterdim. Gerçi “Tanrıçalar ve Tanrıça Dönüşümleri”nde anayanlıdan babayanlıya geçişi coğrafya üzerinden anlattığı için bazı Anadolu ve Orta Asya bağlantılarını oradan da okuyabilirsiniz. Yine de Anadolu odaklı bir kitap değildir “Tanrıçalar ve Tanrıça Dönüşümleri”.

Eğer mitolojiye ilgi duyuyorsanız “Anadolu Tanrıları” kesinlikle okumanız gereken bir kitap. Yeni başladıysanız; o kadar çok bilgi var ki kafanız karışabilir ya da bilgiyi hazmetmeden üstünden geçerek okuyabilirsiniz .

Ben Halikarnas Balıkçısı ve ülkemize katkıları ile ilgili bilgim olsa da yeterince hakim olmadığım için bu kitabı Cevat Şakir’den bağımsız ele aldım. Bu neydi? Şu tanrı ile bunun ilişkisi nerden geliyordu? diye arada hatırlamak istediğiniz yerler için kütüphanenizde kesinlikle bulunması gerekir. Anadolu mitolojisi ile ilgili daha çok esere ulaşmak dileğiyle…

[Lulu's Life · Rating 5 out of 5]

Mitolojiyi bir de Balıkçı'dan dinleyip ezber bozmak lazımmış gerçekten de... zira onlar Yunan Tanrıları değil "Anadolu Tanrıları" ;)

[Ekim Gökçe ☁️ · Rating 3 out of 5]

Mitoloji çömezleri için çok ala bir ilk kitap olabilir. Elbette, mitolojiye hali hazırda girmiş kimseler için sadeleştirilmiş çocuk kitabı tadında.
Okuduğum ikinci Cevat Şakir kitabı bu. Mavi Sürgün gibi mükemmel bir anı kitabından sonra bunun daha farklı olacağını biliyordum ama açıkçası bu denli giriş seviyesi bir kitap beklememiştim.

[Burhan YILDIRIM · Rating 5 out of 5]

Bazı kitaplar vardır ki okurken sadece bilgi edinmez, aynı zamanda bir zaman yolculuğuna çıkarsınız. “Anadolu Tanrıları”, işte tam da böyle bir kitap. Yazar, Anadolu’nun binlerce yıllık efsanelerini yalnızca anlatmakla kalmıyor; onları birer yaşanmışlık, birer kadim ses olarak sayfalara taşıyor.

Her tanrı bir dağın gölgesinden, her tanrıça bir nehrin kıyısından çıkıp bize sesleniyor adeta. Hitit’ten Frig’e, Likya’dan Urartu’ya kadar bu toprakların üst üste binen katmanlarından yükselen mitler, yazarın güçlü ve zarif kalemiyle hem yeniden doğuyor hem de ilk kez karşımıza çıkıyormuş gibi taptaze bir merak uyandırıyor.

Anlatılanlar sadece efsane değil; aynı zamanda bir halkın düşünce biçimi, doğaya bakışı, hayata yüklediği anlam. Ve belki de en güzeli, kitabın sadece mitleri sunmakla kalmayıp, okuyucusunu öğreten bir yolculuğa çıkarması. Her bölüm sonunda bir adım daha yaklaşır gibi hissediyorsunuz bu toprakların ruhuna.

“Anadolu Tanrıları”, geçmişin tozlu raflarından çıkmış bir ders kitabı değil; yaşayan, nefes alan ve hâlâ kıyılarımızda yankılanan bir sözlü tarih gibi. Okudukça büyüleyen, öğrendikçe hayran bırakan bir anlatım…

Bu kitap bana bir kez daha hatırlattı: Üzerinde yaşadığımız coğrafya sadece bir harita değil, başlı başına bir destan.

[Samed · Rating 4 out of 5]

İnsanın tarihi, insanın inanişınin da tarihidir bir nevi ve insan kitleleri bir yerden bir yere hareket ederken kuşkusuz inanışlarıda hareket eder, değişir ve dönüşür. İşte bu seyrin önemli duraklarındandır Anadolu, geleni hem değiştirir hemde sonraki gideceğe yere dönüştürür. Günümüz medeniyetinin başlangıç noktası kabul edilen Yunan medeniyetinin tam olarak bir artçı-öncü ilişkisi içinde Anadolulu dönüşmüşler tarafından oluşturulduğunu yada çok ciddi katkısı olduğunun hikayesinin Tanrılar kısmı... Musa Cevat Şakir, değerli nispeten bu kısa eserinde işte bu Tanrılardan bahseder, onların nerden gelip nereye gittiklerini anlatır. İlgi çekici ve her daim okunmaya değer...

[Ceren Ulusaler · Rating 4 out of 5]

Medeniyetlerin kaynağının Anadolu olduğunu ve Tanrıların kökeni anlatıyor Halikarnas Balıkçısı. Benim gibi limitli bilgisi olanlar için biraz dağınık bir kitap ama belki de önce Anadolu Efsaneleri’ni okumalıydım.
Not: Tanrıların ve tanrıçaların anası Kybele’nin topraklarında geçtiğimiz yıl 315 kadın öldürülmüş. Medeniyetlerin doğduğu coğrafyamızda şeriat savunuculuğu yapan bakanlar filan var. Ne diyeyim, bu utanç bizim :(

[İlhanCa · Rating 3 out of 5]

Anadolu kültüründeki Greek etkileri gördüğümüz #onesittingread ayarında bir kitap..
Çok tanrılı inançlardan kültürümüze yansıyan ilginç bilgiler de var..
Mesela şalvar ve şalvara sarılan bezin hangi nedenle yapıldığı anlatılmış..
Pek benlik değil ama bir myth kitabı okumam gerekiyordu bir Challenge için..
O maddeyi halletmiş oldum..

[Emre Doyduoğlu · Rating 4 out of 5]

Anadolu'nun mitolojik zenginliklerini keşfetmek isteyenler için değerli bir kaynak olduğunu düşünüyorum. Kitabın yarısını oluşturan önsöz kesinlikle atlanmamalı. Ayrıca günümüz dinlerindeki inanışlarla ilgili de ortak noktalar bulabilirsin.

[Salim · Rating 3 out of 5]

Biraz karışık

[Umit · Rating 1 out of 5]

Çok akademik bir çalışma olmuş, bitirdim ama sevmedim

[Elif Lâl · Rating 1 out of 5]

Balıkçı daha büyük yalanlar atıyor

[Meltem Sarıkaya · Rating 2 out of 5]

http://iyihissetmek.blogspot.com.tr/2...

[Aysell · Rating 4 out of 5]

"Greklerce dünyayı tanrılar yaratmadı, tanrılardan önce de dünya vardı. Ama evren karanlıktan ve kargaşadan ibaretti. Tanrılar, dünyanın evlatları, Titan denilen iriyarı devlerdi. Birçok serüvenden sonra bu Titan'ların ikisi kalıyor: Kybele (Grekçesi Rhea) ve onun kocası Kronos (Latincesi Saturnus). Kybele yeryüzünü temsil eder. Kronos, Kybele'nin ona doğurduğu çocukların hepsini yer, yutardı. Kronos bir anlama göre zaman demektir. Zaman ise yarattığı her şeyi yok eder. "
diye başlayan, yazarın kendi önsözüyle giriş yapıtığı güzel bir kaynak. Yalnız, olaylar ve kişiler o kadar hızlı değişiyordu ki ayak uyduramadım. Bir kısmını okuyup ara ara tekrar göz gezdirmek üzere kitaplığıma kaldırdım. Halikarnas Balıkçısı Oxford Üniversitesi'nde Yakın Çağlar Tarihi bölümünde eğitim almış, bunu bilmiyordum. Bu bilgiyi arkama alarak onun başka kitaplarını da okumak için sabırsızlanıyorum. Çünkü bu kitapta Anadolu'da yaşamış, buralardan yolu geçmiş tüm uygarlıklar, efsaneler ve en çok da tanrılar tek tek açıklanarak anlatılıyor. Yazarın bu minvaldeki diğer kitapları ve başka kaynaklar da okunarak bu bilgi, zenginleştirilmeye çok müsait.