"Bilimle uğraşmayanlar, bilimin, özellikle de biyolojinin çok ince eleyip sık dokuduğundan, ayrıntılarda çok karmaşık olduğundan ve konu dışındakiler tarafından zor kavrandığından yakınırlar. Diğer yandan bilim insanları, toplumun, temel araştırma bulgularının değerini çok az takdir ettiğinden, çok az ilgilendiğinden söz ederler.
Dr. Hoagland'ın kitabıyla aradaki duvarın iki yüzü de onarılacaktır."
Bu kitap 1970'lerin sonunda yazılmış ve Türkçe'ye 1993 yılında çevrilmiş. Tübitak'ın Popüler Bilim Kitapları Serisinin ilk kitabı. Aradan geçen 40 yıl içinde kitapta tartışılan konularda pek çok yeni gelişme oldu. Örneğin kitabın sondan bir önceki bölümünde tartışılan gen karışımı ve DNA'lara suni müdahale, 2000'li yıllarda GDO'lu ürünlerin ortaya çıkışına yol açtı.
Ben kitabın bir bölümünü oluşturan Embryogenesis konusundaki gelişmeleri özellikle merak ediyorum. Kitabın yazıldığı yıllarda bilinmeyen konular açığa çıkartılabildi mi acaba?
Kitabın son cümleleri çok hoşuma gitti:
"Moleküllerin işleyişini anlamaktan hiç hoşlanmayanlar, kendi kişisel "gerçeklerini" beslemek için (doyurmak sözcüğü daha iyi olurdu sanırım, T.Ş.) doğanın gizlerini olduğu gibi bırakmak gereksinimi duyanlar da bilimin yalnızca bilinmeyenin yüzeyini hafifçe çizmiş olduğunu öğrenerek rahatlayabilirler. Keşfedilmeyi bekleyen bilgi, hala şimdiye kadar açığa çıkanların kat kat üzerinde. Merak, güzellik, ilham, düşleme, büyü, esrar ve gönlünüzün seçtiği tanrılar için şimdi de her zamanki kadar yer var."
Açıkçası kitabın adı biraz yanıltıcı. Bilimle felsefenin harmanlandığı hissine kapılıyor insan kitabın kapağına baktığında. İlk molekül ve hücreden evrim yoluyla bilinç denen karmaşaya ulaşan yolun felsefi bir çözümlemesini okuyacağını düşünüyor ya da en azından ben öyle düşündüm ama öyle değilmiş. Kökenden kasıt 'hücre', ve hücreyi meydana getiren yapılar. Hücrenin 3.5 milyar yıllık öyküsü anlatılıyor. Kitabın adı "The Cell (Basics)" olmalı. Ama yine de okudum iyi oldu. Hücre'ye kısa bir tekrar atmış oldum. Eski dostlara; mesajcı RNA'ya, taşıyıcı RNA'ya, ribozoma, plasmide bir selam çaktım.
Tübitak Popüler Bilim Kitapları serisinin ilk kitabına döndüm. Bundan sonra bulduğum kitaplarla, sırayla seriye devam edeceğim.
Hayatın Kökleri, 8. sınıfta, Fen Bilgisi dersinde gördüğümüz/gördüğüm biyoloji konularının tek bir kitapta toplanmış haline benzerdi. Ortaokulda en sevdiğim konu olduğu için okuması şahsım adına çok keyifli oldu ancak benim hatırladıklarımın üzerine kitapla eklediğim şeyler azdı. Bildiklerimin tekrarı gibi olmasına rağmen aşkla okudum. tabii peşine niye tıp okumadığımı sorguladım, eski bir yaramı düştüm ama olsun.
Kitabın dili herkesçe anlaşılabilir düzeyde; abartılı, okurken insanı boğup kitaptan soğutan terimlerden ayıklanmış. İşte bu nedenle benim okunmasını önerilerimden.
TÜBİTAK'ın artık basmadığı bu kitabı Alfa Bilim dizisinden düzeltilmiş çeviriyle yeniden bastık. Okurların yeni baskıyı okumalarını tavsiye ederim. TÜBİTAK'ın baskısı sorunlu...
Kitabı okumadan önce adına aldanarak evrimsel bazda ilerleyeceği beklentisine girilmemesi gerek çünkü sayfalar ilerledikçe basit biyoloji üzerinde dönen oldukça giriş düzeyinde bir kitap olduğu anlaşılıyor, keşke daha farklı bir ad seçilseymiş. Bir tıp öğrencisi olarak hali hazırda bildiğim şeylerin onlarca kat basitleştirilmiş halini okumak bana hiçbir şey katmadı diyebilirim ancak bir ortaokul veya lise öğrencisine (ki lise düzeyi için bile fazla basit kaldığı söylenebilir) önerilebilecek keyifli bir eser olmuş. Hedef kitle iyi belirlendiği takdirde oldukça kazanım sağlayacak, dolu dolu bir kitap; verdiğim yıldız sayısı ise tamamen kişisel deneyimimle ilintili.
geçmişimizi merak ediyoruz. türkiye’de soy ağacı uygulaması hizmete girdiğinde e-devlet’in çöktüğünü hepimiz hatırlıyoruz, ve bu sadece 4-5 jenerasyon öncesinde yaşayan atalarımızla ilgili bir çalışmaydı. tarih de aynı sebepten dolayı her zaman önemli bir disiplin. bu kitabı satın alma motivasyonum da aynı sebepten kaynaklanıyor, ancak büyük bir hayal kırıklığı yaşadım; çünkü bu kitaptan beklentim adından da anlaşılabileceği üzere gerçekten ilk canlıların nasıl oluşmuş olabileceğine dair teorilerin detaylı incelenmesiydi.
bu kitabın tamamen faydalı bir eser olduğunu düşünüyorum, biyolojiye merakı olan herkes için çok iyi başlangıç kitaplarından biri olabilir. yalın bir anlatımla dna, doğal seçilim gibi birçok temel biyoloji konusunu net bir şekilde aktarmasında bir sorun görmüyorum. ancak başta da söylediğim gibi, kitabın ismi ve alt başlığı üzerinden yapılan pazarlamayı karşılamayan bir durum var ortada. canlıların nasıl ortaya çıktığını anlattığı çok kısa bir bölüm bulunuyor ve bana kalırsa bu bölüm kimseyi ikna edecek nitelikte de değil. detay eksikliği bir yana, belirtilenlerin referanslarla desteklenmemesi de ayrı bir hayal kırıklığı.
kansere ayrılmış özel bir bölüm var. bireysel olarak benim açımdan faydalı oldu çünkü bu sene okuyacağım kitaplar arasında bulunan “tüm hastalıkların şahı” için ön okuma yapmış oldum.
kitabı bu context dışında değerlendirmek istersek, biyoloji ders müfredatı olabilecek kalitede bir çalışma ortaya konmuş. tabii bahsedilen konuların dar bir kapsamda anlatması da görece kısa bir kitap olmasıyla alakalı. 150 sayfada tabii ki bir ders müfredatı kadar içerik ve detay olmamasını normal karşılıyorum. anlatılan konuları 4 yılda öğretiyoruz öğrencilere. ismine takılmadan, sadece bir biyoloji kitabı olarak okunduğunda faydası görülebilir. benim zaten önemli bir kısmını bildiğim detayların yer alması ve ismine uygun bir içeriğe sahip olmaması sebebiyle biraz olumsuz bir görüşüm var maalesef.
Fantástica novela de Mahlon Hoagland, uno de los padres del ARN de transferencia. Pese a ser un libro de divulgación científica, centrado principalmente en genética, evolución y embriología, creo que es perfectamente accesible para cualquier lector, independientemente de si posee conocimientos de biología o no. Es un libro entretenido y que enfoca muchos dilemas importantes a lo largo de la biología, desde el origen del ADN, el origen de la vida o la aparición de una célula cancerígena.
Sinceramente, escogí este libro por el componente de genética evolutiva, pero me ha sorprendido muchísimo más el capítulo dedicado a la embriología, pues considero que el autor enfoca el asunto desde un punto de vista muy interesante y planteando preguntas a las que todavía sigo tratando de dar respuesta: ¿como una única célula, el feto, disponiendo de toda la información que hará al individuo,es capaz de especializarse de forma exclusiva en un hígado? ¿Por que teniendo información para ser sangre decide especializarse en hueso? ¿Que mecanismo provoca el fin del crecimiento específico de cada parte del cuerpo, si todos tienen una misma información para el crecimiento? ¿Como podría relacionarse con el cáncer?
He aprendido mucho de esta novela, y considero que está tan bien enfocada que resulta agradable e interesante para todos aquellos que poseemos conocimientos de biología, pero también es una novela extraordinaria para conocer algunos conceptos de evolución. Con fines docentes, creo que es una lectura muy buena.
Ver cómo Hoagland describe el descubrimiento de la penicilina de Fleming o el experimento de Avery me ha retrotraído a mi etapa universitaria, y simplemente por ese recuerdo, este libro ya me merece la pena.
Keşke böyle bir kitabı öğrencilik yıllarımda okusaymışım. Ribozomları, nükleotitleri, ATP yi anlamak için ne çok emek vermiştim. Yazar bir tıp doktoru ve bilim adamı. Genetik alanında araştırmalar yapıyormuş. 1976 da tRNA üzerine çalışmalarıyla Franklin ödülünü almış. Kitap 1998 yılında TUBİTAK tarafından basılmış (eski TUBITAK). Bilim insanlarının yaptıklarını konuları dışındakilere de açıklamak zorunda olduğu düşüncesiyle bilimle uğraşmasa da meraklı olanlar için yazmış. Bilimi başkaları için de zevkli yapma çabasında olduğunu söylüyor. İnsan ve bakteri hücrelerini, atomları, molekülleri, genleri, DNA yı, RNA yı, enzimleri, üç milyar yıl önce yaşamın nasıl başladığını, mutasyonları, kanser hücrelerini ve bilimin ne olduğunu bir öykü gibi anlatıyor.
Releído para un curso de Introducción a la Biología celular. Me resultó muy básico pero claro. Lo leí por primera vez a los 15 años y me había encantado. Hoy, 35 años después y con más conocimiento me parece muy breve y simple, pero está bien como lectura introductoria. No parece haber quedado tan desactualizado como otros libros de divulgación que leí hace unos meses.
Kitap sayesinde, lisede gösterilen gen ve hücre bilgilerini hatırlamış oldum. Konular oldukça basit bir şekilde anlatılmış; okurken zorlanılmıyor. Evrim, gen ve hücre kuramları üzerine yeterli bilgi seviyesine sahip kişiler, kitabın içeriğini anlamakta hiç zorlanmayacaklardır.
Kitap beni gerçekten çok zorladı, özellikle ilk iki bölümü anlayıp diğerlerine devam edene kadar birkaç kez baştan başlamak zorunda kaldım. Normalde kitap okurken önemli bulduğum kısımları not alırdım fakat bu kitabı okurken buna çok fazla efor sarf ettiğimi fark ettim, okurken sürekli "acaba burayı not almalı mıyım?" diye ilerlediğim için beni zorladı ve bunu yapmaktan vazgeçtim çünkü bilim üzerine bir kitap olduğu için hemen hemen her bilgi önemli ve not alınması gerekiyordu, devam etseydim tüm kitabın kopyasını çıkarmış olacaktım :) Bundan sonra ilk iki bölümü kendimi zorlayarak da olsa bitirdim ve devam eden bölümlerin gerçekten daha akıcı olduğunu gördüm. Açıkcası çeviride de bazı hataların olduğunu düşünüyorum. Devrik cümleler fark ediliyordu. Aslında kitabın başlangıcından dolayı 3 yıldız vermeyi düşünüyordum fakat son bölümü "Bilimsel Yöntem"e ayırmış yazar ve gerçekten "Bilim Nedir? Nasıl Çalışır? Sınırları nelerdir?" sorularını çok iyi cevaplamış. Ondan dolayı +1 yıldızı hak ettiğini düşündüm. Daha detaylı incelemesi için: https://wp.me/p14nDk-oC
Özellikle kapanış kısmı efsanedir, gerçekleri yüzünüze çarpar... Onun dışında biyolojinin temellerini öğrenmek isteyen bilim ne yaparı gerçek anlamda öğrenmek isteyenlere tam bir yol göstericidir.