Bir günah işle ve onu öldür geçmeden bir deniz kenarından bir günah işle ve onu öldür takmadan köpüklerini peşine ahtapotları, denizatları ve yıldızlarıyla mürekkep balıklarını kurutmadan gidişi bir günah işle ve onu öldür.
1959'da Samsun Ladik'te doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Ankara'da tamamladı. İlk şiiri Mavera Dergisi'nde çıktı (1982). Yükseköğreniminin ardından bir süre editörlük yaptıktan sonra Şûle Yayınları'nı kurdu. 1989'da Merdiven Sanat isimli aylık bir sanat dergisi çıkardı. 24 sayı çıkan bu derginin yanı sıra Kitaphaber isimli iki aylık bir kitap-kültür dergisi yayınladı. Yayın yönetmenliğini de yaptığı bu dergilerde şiir, öykü ve makalelerini yayınladı. Ural'ın yayınlayıp yönettiği dergiler arasında bir şiir ve poetika dergisi olan Merdivenşiir de bulunuyor (2005–2007). 2006-2012 yılları arasında Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul şube başkanlığını yapmış olan A. Ali Ural, bir dönem de Şehir Tiyatroları Repertuar Kurulu üyeliğinde bulundu. İstanbul Uluslararası Şiir Festivali Yürütme Kurulu üyesi olan Ural, “Ejderha ve Kelebek” adlı eseriyle, Türkiye Yazarlar Birliği'nin 2010 Deneme Ödülü'nü aldı. 2011 yılından itibaren FSMVÜ'de “Özgün Yazarlık” ve “Yazılı ve Sözlü Anlatım” dersleri veren A. Ali Ural, 2012 yılının Şubat ayında birinci sayısı çıkan ve edebiyat ağırlıklı bir sanat dergisi olan Karabatak' ın yayın yönetmenliğini yapıyor. Ural, “Gizli Buzlanma” adlı şiir kitabıyla 2013’te Türkiye Yazarlar Birliği’nin “Yılın Şiir Kitabı” ödülünü aldı.
Adam Asmaca: bir oyundu, çocukluğumuzda oynardık önce nokta nokta bir cümle ve sonra harf sorardık ilk bilemediği harfe bir kafa ikincisine bir gövde çizgilerden darağacı kurardık çocuktuk, güzel oyunlarımız vardı boş vakitlerimizde birbirimizi asardık
bir şiir kitabını okuyup da beğenimi iki uçtan birinde yaşamadıysam onun hakkında yorum yazmakta zorlanıyorum. içinde tamamen kaybolduğum şiirlerden ziyade bu kitaptaki gibi imgesel ve gözümde de bir şeyler canlandıran şiirleri seviyorum. ayrıca benim için okuduğumun aynı zamanda kulağa hitap etmesi de önemli, şiirlerin kafiyeleri ve uzunlukları bu açıdan da hitap etti. ama birçok kez asıl anlatılanı anlamadığım veya orada bir duygu varsa ona ulaşamadığım hissine kapıldım. muhteva, takas, hükümdar ve iki numara pencere kenarı diğerlerine nazaran daha çok beğendiğim şiirler oldu