En mahrem bir gecenin, en matemli anında akıyordu gözyaşları. Sırların habercileri, hızına yetişemiyordu gözyaşlarının. Çok konuştuk, biraz da susalım. Susalım ve ağlaşalım. Aşkın Gözyaşları sağanağında, yitik cennetimize yol bulalım.
“5 Aralık 1273; Mevlana gördüğü rüya ile kan ter içinde uyanır. Şem’sin seneler önce kaldığı odaya girer. Taş duvarlar, tahta sedir, acem kilimi, odada her ne varsa hepsi Şems kokmaktadır. Bakışları duvarda gizlenir. Senelerdir, hiçbir şeyin asılı olmadığı duvarda, bir levhayı fark eder. Okur yazıyı, kopar çığlık, atar kendini avluya. Karla kaplı taş zemine, yüzüstü düşüp bayılmıştır.”
Kitap ile birlikte Hz. Kitabın içerisinde Kuşe 4 sayfalık renkli: Hz. Mevlâna’nın “Aşk Yolu” haritası vardır.
Aşk’a âşık ruhların hasretini gönül dili ile güfte güfte nakşeden Dr. Hüsamettin Olgun, Divan Edebiyatı’nın aşk kokulu nefesini yüzyıllar sonrası yüreklere kalem kalem işleyen Prof. Dr. İskender Pala, közden topladığı özleri tılsımlı sesi ile üfleyen Murat göğebakan beyefendilere ve mütevazılığın yürüyen numunesi edebiyatımızın asude şulesi Nazan Bekiroğlu hanımefendiye teşekkürlerimle…
Sinan yağmur,1965 yılında Kırşehirde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kırşehirde tamamladı, Kırşehir İmam hatip Lisesi'nden 1984'de,Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesin'den de 1990 yılında mezun oldu. Aynı yıl kelam ve islam felsefesi ana bilim dalında yüksek lisansa başladı. 1991 yılında Kadınhanı İmam Hatip lisesinde öğretmenliğe başlayan SİNAN YAĞMUR sırasıyla KONYA İHL ve Meram Dr. Ali Rıza Bahadır İHL de idarecilik görevlerinde bulundu, halen Naciye Mumcuoğlu lisesinde din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni olarak görevini sürdüren Yağmur, evil ve 2 çocuk babasıdır.
Aktarimlar, cok güzel. Ornegin, Tasavvufun 8 temeli; 1. comertlik 2. Rıza 3. sabır 4. işaret 5. kurbet (yakınlık) 6. tasavvuf (Mana yolculugu) 7. fakirlik (kullugu bilmek) 8. Aşk tir. Özellikle son kısımlarda altı cizilecek birçok konu vardı. Keyifli ve ders verici bir eser olmuş.
"Mürşid mi arıyorsun? Etrafındaki ette kemikte arama! Yüreğini bir yokla hele, ıssız mı, sessiz mi haykırışları. İşte ben soluğun olacağım, ta içinin içinden seni çıkartacağım Celaleddin. Oyalandın. Oyaladı gölgeler seni. Gel gör bendeki senleşen seni. Ben senelerdir sendeydim de senin haberin yoktu..."
Akıcılığıyla ve anlaşılırlığıyla çok başarılı bir eser olmuş. Okuyucuya o dönemlerde tarihi bir yolculuk yapabilme fırsatı verdiği için yazara minnettarım açıkçası. Tasavvufu öğrenmekle kalmayıp yaşıyormuş gibi hissedeceksiniz okurken. Mutlaka okunması gereken bir kitap.
Mevlana'nın hayat hikayesi ve Şems'e olan büyük aşkının Onun dilinden anlatımı.Rumi'nin ayrım gözetmeksizin herkese açık kalbi ve mekanının hikayesi. Ruhunuzdan yakalayacak bir kitap.
Kitabın yazım dili sürükleyici olduğu için çabucak okunabilen bir kitaptı.Öncelikle hz mevlanın hayatını okumak çok büyük bi şerefti benim için . Babasından öğrendikleri ve kendi çocuklarına da örnek olması çok etkileyici bi davranıştı. Şems’in gelişi Mevlana’nın Şems’e bağlanması Şems’in ansızın gidişi ve Mevlana’nın boşluğa düşmesi sürekli Şems’e mektuplar şiirler yazması ve en sonun yerini öğrenip oğlu sultan veledi Şam’a göndermesi çok güzeldi fakat Mevlana’nın ilk evliliği olan Gül hanımdan iki oğlu olmuştu biri alaaadin diğer sultan veled . Alaaddin çok hırslı be intikam almak isteyen hırçın bir çocukken aynı zamanda tam tersi olan sultan veled tam babasına benzeyen bir çocukmuş. Sultan veled Şems’in yanına giderken Alaaddin babasına neden ben değil de sultan veled gidiyor demişti ve makbul olanın sultan veled olduğunu öne sürmüştü. Her neyse sultan veled gider getirir Şems’i halk Mevlana’yı ne kadar çok seviyorsa Şems’i de o kadar sevmiyorlar çünkü halk Mevlana’nın vaazlarını hutbelerini sohbetlerini dinlemeyi çok seviyordu ve şems artık medreseyi kapatmasını istiyordu be kapatıyordu. Şems ile Mevlana’nın halvet yapması çilehaneye kendilerini kapatmaları oruç tutmaları ney üflemesi Şems’in ve kuran okumaları çok güzeldi ilahi aşka ulaşmak istiyordu Mevlana sürekli yalvarıyordu rabbine .mevlana ikinci evliliğini yaptı karışı Gül hanım öldüğünde Karaman’dan Konya’ya gelirken güçsüz düşüp vefat etmişti karısı Gül hanım yeni hanımı kerra hatundan iki çocuğu oldu biri kız diğeri erkek kızının ismi kimya hatun du kimya hatun Şems’e aşıktı fakat şems evlenmek gibi bi gayesi yoktu küçüklüğünden beri dünyevi arzulara kendini kapatmıştı bu yüzden istemiyordu Mevlana ise kızıyla Şems’i evlendirmek peşindeydi ve evlendirdi . Çok güzel bir romandı bi kitaptan ne kadar çok şey beklenebilirdi daha fazlası vardı çok güzeldi .....
This entire review has been hidden because of spoilers.
Hz. Mevlana ile ilgili daha önce de birkaç kurgu olan ve olmayan eser okumuştum. Roman olarak Ahmet Ümit'in ve Elif Şafak'ı yazdıklarını... Bu kitaba karşı popülerliğinden dolayı bir önyargım vardı itiraf edeyim, ona rağmen storytel'den dinledim. Kurgu biyografilerdeki sorun bu kitapta da var, hatta okuduğum kurgular arasında en problemlisi diyebilirim. Şu ana kadar yaptığım birkaç okuma ve araştırmaya göre şunu söyleyebilirim, aslında Hz. Pîr hakkında çok fazla yazılı kaynak yok. Neredeyse tüm eserler tek bir eserin etrafından filizleniyor. Ariflerin Menkıbeleri... Bu eserin de öncesinde yazılan bir başka asıl kaynak ise Hz. Pîr'e kırk sene hizmet etmiş Sipehsâlâr'ın notları. Şimdilerde onu da okuyorum. Bu kısıtlı kaynaklara göre olan bilgileri yazarlar alıyorlar üzerine kurgu yazıyorlar. Sinan Yağmur da öyle yapmış ama öyle romantik bir dünya oluşturmuş ki kendisine beni biraz rahatsız etti. Gül Hatun ile mektuplaşmalar, tasavvuf sohbetleri... Bunların hiçbirinin yazılıı kaydı yok, yazar Hz. Mevlana üzerine yaptığı araştırmalarla kendinde oluşan dünyayı kitaba aktarmış. Böyle kurguları bunu bilerek okursanız sorun yok ama bilmeyenler için tehlike büyük. Mektupları google'a sorayım dedim, hemen tüm sonuçlarda bu kitaptaki şekli ile yayılmış. Yarın artık bu mektuplar gerçekten var zannedilecek. Elif Şafak'ın kitabında da vardı kurgu hataları ama onlar teknik hataydı, bu kitapta temel olayların baz alarak tamamen kurgu bir dünya oluşturmuş. Öyle diyaloglar var ki, zannedersiniz ki Hz. Mevlana, Şems ile karşılaştığında acemi bir dervişti. Hayır, bu da çok yanlış biliniyor, sülukunu tamamlamış bir mürşitti. Şemsle ilişkisi sohbet şeyhliği diye düşünülebilir. Velhasıl, kişiler üzerinde okumalar yapacaksanız kurguları en sona bırakın, öncelikle kaynak eserlerle başlayın derim.
Son zamanlarda okuduğum en etkileyici kitaplardan biri olan "Aşkın Gözyaşları 2", beni derinden etkiledi. Sinan Yağmur'un kaleminden çıkan bu eser, okuyucuyu manevi bir yolculuğa çıkarıyor. Kitap, sadece bir aşk hikayesi değil, aynı zamanda insanın kendini keşfetme yolculuğunu da anlatıyor. Her sayfasında düşünmeye ve içsel bir yolculuğa davet eden derin anlamlar bulunuyor. Mevlana ve Şems'in öğretileri ve felsefeleri, okuyucuya manevi bir huzur veriyor. Bu kitabı okurken, içsel bir dinginlik ve huzur buldum. Bu kitabı okumak, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Eğer siz de ruhunuza dokunan ve derin anlamlar taşıyan bir kitap arıyorsanız, "Aşkın Gözyaşları 2"yi kesinlikle okumalısınız. Birde kitaptan alıntı ile bitireyim postu; "İnsanlar günahları ile övünüp sevaplarla alay ediyorsa, Şeytan yüreklerini tavaf ediyor demektir." Vesselam
Önce kızını sonra en sevdiği dostu Şems Tebrizi'yi kaybeden Mevlana'nın yaşadıkları ve öncesindeki duyguları bu 2.kitapta Mevlana gözünden anlatılmış. Oldukça geniş çaplı bir araştırma yapılmış ve kaynakça kısmına hepsi eklenmiş. Mevlana öğretilerini seven mesneviyi seven herkesin okumasını tavsiye ederim.
Mevlana'nın ağzından Mevlana'yı anlatan biyografik bir roman. O'nu ve kendini adadığı şeyler uğruna yaşadıklarını anlatan bir kitap. Okunmalı evet ama asla burada bırakmamalı daha fazlasını da öğrenmelisiniz.
"Yusuf gibi kuyuya mı attılar seni, güneşi gökten koparıp hançerleyenler kim? Bu nasıl sır, adım atanın göğe yükseliyor feryadı. Bu nasıl bir gömlek, kim giyse gözlerine kan iniyor."
Acikcasi kitaba aman aman bayilmadim. Hz.ali ve fatma, veysel karani kitaplarindan sonra hz. Mevlana'nin anlatimi bana cok yavan geldi. Koca Rumi daha guzel anlatilabilirdi bilmedigimiz ozellikleriyle.
Serinin ikinci kitabı. İlk kitabını geçen hafta bitirmiştim, Şems'in ölümüne kadar olan kısımda biraz sıkıldığımı söyleyebilirim çünkü kronolojik olay sırasını zaten orada okumuş oldum. Mevlana'nın ağzından ölümüne kadar olan hikayesi anlatılıyor, ilk kitaba göre kendisi ile ilgili biraz daha ayrıntı var, büyülü sözlere (edebi yönü yoğun olduğu için böyle diyorum) ve mektuplara yer verilmiş. Asıl ilgimi çeken bölüm, daha önce İskender Pala'nın 'Od' kitabında anlattığı karakterin dahil olması ardından Ney'in hikayesi ve Mevlana'nın ölümü yani Şeb-i Aruz ile ilgili etkileyici bir son. Serinin 3. kitabı Kimya Hatun'u biraz zaman geçtikten sonra okumayı düşünüyorum.
Bir solukta okuduğum Sinan YAĞMUR'un serilerinden 2. Kitap Mevlana. Hz. Mevlana büyük alim Baha Veled'in oğlu, varisi. Mevlanayı yazmaya kelimeler yetmez, kitabı tarif etmeye cümleler yetmez. Eksiklikleri var mı elbette var ama bu bile mevlana ya Mevlana'nın bilgeliğine alimliğine aşık olmaya yeter.