Dans ederek tanrıların katına çıkan şamanlar, yılanbaşlı kuyruklarıyla hayatı paylaşayan harnanlar, ışıl ışıl parlayan nar kuşları... Şamanlar Diyarı'nda görebileceğiniz şeylerden sadece birkaçı. Bu olağanüstü diyarda yaşananlar ise farklı coğrafyalarda, tarihin her döneminde, insanın insana ettiklerine dair evrensel bir sorgulama. Bizi biz yapan nedir? Ya da ötekini farklı kılan? Güç sahipleri çatıştığında, arada kalan halklara ne olur?
Eserleri dört kıtada, sekiz ülkede okunan Barış Müstecaplıoğlu, merak uyandıran anlatımıyla gözalıcı bir diyarın kapılarını açıyor. Renkli bir yolculuk için bohçanızı hazırlayın. Kalyon limandan ayrılmak üzere...
Barış Müstecaplıoğlu, 1977'de Kocaeli'nin İzmit ilçesinde doğdu. Yüksek öğrenimini Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nde tamamladı. Hikâye ve roman eleştirileri Varlık, Altyazı, Kitap-lık, Radikal Kitap gibi dergilerde ve çeşitli gazete eklerinde yayımlandı.
1995'te İstek Vakfı Mezunları İffet Esen Öykü Ödülü'nü kazandı. Türkiye'nin ilk fantastik kurgu dizisi olan Perg Efsaneleri'nin başlangıç romanı Korkak ve Canavar ve devam kitabı Merderan'ın Sırrı 2002'de, üçüncü romanı Bataklık Ülke ise Ocak 2004'de yayımlandı. Tanrıların Alfabesi, dört romandan oluşan Perg Efsaneleri'nin son kitabı oldu.
Perg Efsaneleri serisini tamamladıktan sonra, üniversitede okul yurdunda tanıştığı İslam Misyonerlerini konu alan Şakird isimli bir roman yazan Barış Müstecaplıoğlu, bu konuda Akşam Gazetesi için bir yazı dizisi de hazırladı. Bu kitabın ardından sokak çocuklarını ve onları kullanan suç örgütlerini işleyen bir polisiye roman olan Kardeş Kanı'nı kaleme aldı. Son eseri, 14.yüzyılda yaşamış gizemli şamanist ressam Mehmet Siyah Kalem'in eserlerini odağına alan "Bir Hayaldi Gerçekten Güzel" oldu.
Çeşitli çalışmaları yurtdışında yayımlanmış bir çizer olan Engin Deniz Erbaş'la birlikte resimli bir çocuk kitabı hazırladı. Bu kitapta Doğu ve Anadolu masallarının, efsanelerinin karakterlerini modern bir bakış açısıyla yeniden yorumlayıp fantastik bir çocuk öyküsünün içine kattı. Gökyüzündeki Ülke isimli bu kitap 2008 Nisan'ında yayımlandı ve Hodi Podi isimli kahramanının farklı maceralarını anlatan bir seri halinde devam edecek.
Romanları dışında İstanbul Hikayeleri ve 1002.Gece Masalları gibi çeşitli öykü seçkilerine de katılan yazarın bir cinayet öyküsü, 2008'de Amerika'da Akashic Books tarafından hazırlanan İstanbul Noir isimli bir seçkide ingilizce olarak yayımlandı. Bu kitap aynı sene Türkiye'de Everest Yayınları tarafından da basıldı.
Yazarın Kardeş Kanı isimli polisiye romanı 2008'de Polonyalı okurlarla buluştu ve 2012'de Romanya'da yayımlanacak. Perg Efsaneleri'nin tüm kitapları 2010-2011 yıllarında Bulgaristan'da yayımlandı ve yayın hakları Çin ile Sırbistan'a satıldı. Bir Hayaldi Gerçekten Güzel ise 2012'de Arapça'ya çevrilerek tüm Arap ülkelerinde raflara çıkacak.
2012'de, Fantazya ve Bilimkurgu Sanatları Derneği'nin (FABİSAD) kurucuları arasında yer aldı.
Barış Müstecaplıoğlu, yazarlık hayatında farklı farklı türlerde eserler vermeye, kendini tekrar etmekten kaçınmaya özen gösterdiğini ifade ediyor. Ayrıca Türkiye'de daha önce yazılmamış ya da az yazılmış türlerde eserler vermeyi, daha önce işlenmemiş konuları işlemeyi seviyor.
"Şamanlar Diyarı'nın en dikkat çekici yanı tanıtım yazısında da söylendiği üzere; farklı diyarlarda, tarihin her döneminde, insanın insana ettiklerine dair evrensel bir sorgulama niteliği taşıması. Tarihte pek çok yerde, günümüzde ise özellikle ülkemizde boy gösteren toplumları kutuplaştırmanın nasıl da işine yarayanlarca "öğretildiği"ni, muktedirin gücüne güç katmak için insanları birbirine nasıl da düşman ettiğini anlatıyor. Bu aşina konuyu fantastik bir öyküde, leziz bir kurguyla ele alan Müstecaplıoğlu, bana göre en çok da yakın tarihimizi ele alıyor; huzur içerisinde yaşamak için insan olmanın yeterliliğinin altını çiziyor. Bu vurgu, zaman zaman aşırı tekrar yüzünden sıradanlaşsa da, didaktik bir atmosferden uzak elbette. Fazlasıyla basit dili, akıcı anlatımı ve şaşırtmacalarla süslenmiş olağan kurgusuyla eğlenceli bir kitap. "
Şamanlar Diyarı bilinmeyen diyarlarda, farklı ırklar, türler, büyücüler, şamanlar ve bugün hayal bile edemeyeceğimiz yaratıklar/canlılar ile bezeli bir anlatı. Buna rağmen, gayet de aşina olduğumuz bir konuyu ele alıyor. Birbirinden farklı olma durumu, bu farklılıklar nedeniyle gücü elde edenin bir diğerine farklı olduğundan dolayı yaşattıklarını. Kitabı severek okudum.
Edebiyatımızda bu türde yazan ilk yazarlardan Barış bey. Hatta ilk. Bunun yanı sıra Fantazya ve Bilim Kurgu Sanatları Derneği kurucularından. Eserleri o kadar fazla dile çevrilmiş ki açıkçası geç tanışmış olmanın hüznü içerisindeyim. Zira bana kalırsa bazı çok bilindik fantastik kurgu eserlerinden çok daha iyi olduğunu söylebilirim. Açıkçası bu tür kitaplarda hep bir farklılık ararım. Olay örgüsünden ziyade yaratmış olduğu evren, onu destekleyen canlılar/varlıklar ile hayal gücü... ve elbette ki akıcı bir dil. Bunların hepsi bu eserde mevcut. E bize de okuması kalıyor.
Olein, Kaye ve Darok çok güzel karakterler. Hele Perg haritasının bulunması beni oldukça şaşırttı. Dikkatimi çeken bir diğer nokta ise yazarın kendini geliştirdiğini direk farketmek oldu.
Bizi biz yapan nedir? Ya da ötekini farklı kılan? Güç sahipleri çatıştığında arada kalan halklara ne olur? Savası iki tarafın gözünden de anlatan harika bir fantastik roman. Hele ki şu günlerde keşke herkes bu kitabı okusa ve savasın anlamsızlığını görebilse.. Birileri daha zengin daha güçlü olsun diye oynanan oyunların farkına varabilse... Okurken kafamda hep bu düşünceler vardı, ikinci kitabı hemen edinip okumak istiyorum.. Herkese tavsiye ederim cok etkileyici, sürükleyici bir roman.
her yeni kitabında daha iyi yazdığını suratımıza çarpan yazar, dünya fantastikçileri çakallığına yakışır bir tavırla kendi kitaplarını refere eden hareketlere de başlamış. sevinçliyiz.
Şamanlar Diyarı, uzun süredir kitaplığımda onu okumamı bekliyordu. Serinin kalan kitaplarını aldıktan sonra sonunda okuyabildim. Beğeneceğimi tahmin ediyordum ama bir yandan da yavaş okuyacağımdan endişeleniyordum. Okumam uzun sürerse ilgimi de kaybedebilirdim. Bu sebeple biraz endişe ile başladım. Ama beklediğimin çok aksine bir sonuç aldım. O kadar hızlı bir şekilde bitti ki kitap! Gerçekten bu kadar sürükleyici olmasını beklemiyordum.
Çok uzun zamandır böyle bir fantastik evreni okumamıştım. Yepyeni bir dünyaya girip yepyeni türlerle tanışmıştım. Çok güzel karakterlerle tanıştım. Okurken ne kadar keyif aldığımı kelimelerle anlatamam. Yazarın fantastik evrenine hiç hakim değilim. Yanlış bilmiyorsam aynı evrende geçen başka bir serisi daha var. Serinin kalanını da ilk kitap kadar seversem diğer seriyi de almak istiyorum.
Kitabın verdiği mesajlar çok açık ve netti. Yani alttan bir mesaj verdiği söylenemezdi. Sanırım beni beş yıldızlık, harika bir kitap demekten alıkoyan tek şey buydu. Kitabın alt metni zaten farklı olanların dışlanması üzerineyken bir de her konuşmada her karakterin bunu dile getirmesine tam bir anlam veremedim. Okurken bunu zaten anlıyoruz bir de üstüne sürekli hatırlatılmak ister gibi tekrarlanması bu kadar önemli bir konuyu biraz basitleştirmişti bana kalırsa. Ama dediğim gibi bu o kadar da önemli ve kitabı okumakla ilgili sorun yaratan bir durum değildi. Hatta genel olarak bütün bir kitabı ele aldığımızda küçük bir detaydı bile denilebilir.
Ayrıca Şamanlar Diyarı'nın da serinin diğer iki kitabının da kapak tasarımı çok güzel.
Kitabin ana cercevesi fantezi edebiyatinda cokta fazla islenmeyen bir tema ile cizilmis, ayrimcilik. Ozellikle de Turkiye'nin kendi su andaki ve tarihi ayrimcilik ve bunun sonucu olan catismalariyla kurulan paralellikler oykunun temelini daha da saglamlastiriyor. Kitabin baslarinda karakterleri gorece zayif bulmustum; ama aralarindaki iliskiler ve gecmisleri aciklandikca; karakterler de guzel bir derinlik kazanmaya basladi. Genel olarak yaratilan Dunya'nin cografya ve ozellikleri konusunda yeterince bilgi edinmiyoruz birinci kitaptan; ama genel hikaye dogrultusu bir sonraki kitabi okumayi istetiyor. Ama asil kuvvet basta soyledigim gibi ayrimcilik gibi derin bir konuyu duzgun bir sekilde ele almasinda. Bir hikayenin "yerliligi" biraz da burada aslinda, bir Tolkien/Martin klonu yerine Kurt sorunu, Ermeni meselesi ve Turkiye'deki derin devletin isleme mekanizmalari gibi cok agir konulari fantezi suzgecinden gecirip baska bir dilde yazilamayacak bir oyku yazabilmek.
Kanımca, yazar Taht Oyunları'ndan esinlenmiş ve kurgusu da çok iyi.
Her kırılma noktasına gelmeden heyecanı adım adım yükselterek, diğer karakterlerin gözlerinden de bize farklı bakış açılarını göstererek çok kaliteli bir eser çıkarmış ortaya, yazar.
Anlatımı beklentimin bir tık altında kalsa da Türk fantastik kurgu için önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum. En azından ülkemizden de fantastik kurguda başarılı yazarlar çıkabileceğini gösteriyor.
"... Yazarın, sürükleyici anlatımı, sade üslubu, hayal ve gerçeklik arasındaki sarmal yapının işlenişi, tekinsiz ve olağanüstünün kullanımı, fantastik dünya ile yaşadığımız dünya arasında bir köprü kurar ve kullandığı imgelerle gerçeklik düzlemine göndermeler yapar". İncelemenin devamı için: http://fabilog.com/samanlar-diyari/
su gibi akti. yazarin diger fantastik kitaplari gibi bir solukta okunuyor. sahsen yazarin hayalgucu yerinde.gayet ilginc olaylarla dolu bir kitap.yazar gene bir iki ters koseye yatirma politikasi uyguluyor.iki kitap sonra 10 yildir merak ettigim sona kavusacagim.ais sozunu tutabildi mi?okuyalim gorelim.
uzun zamandir bu kdar akici, bir solukta okudugum kitap olmamisti. yazarin tum kitaplarini almak istedim. okudugum yorumlarsa bu seriyi okimadan yazarin onceki serisi olan perg efsanelerini tavsiye ediyorlar. ikinci kitaba baslamadan gene 3 kitap olan perg serisine baslayacagim, kitapcilarda bilabilirsem :(
Okuması kolay, çeşit çeşit fantastik öğeler içeren bir roman (şamanizm, büyücüler, karışık ırklar/yaratıklar). Serinin ilk kitabıymış, devamını bekliyoruz.
su gibi akti. yazarin diger fantastik kitaplari gibi bir solukta okunuyor. sahsen yazarin hayalgucu yerinde.gayet ilginc olaylarla dolu bir kitap.yazar gene bir iki ters koseye yatirma politikasi uyguluyor.iki kitap sonra 10 yildir merak ettigim sona kavusacagim.ais sozunu tutabildi mi?okuyalim gorelim.