En el corazón de Turquía, piedras formadas por la erupción de volcanes y esculpidas por la nieve y el viento, ciudades subterráneas construidas por el hombre para ocultarse y defenderse y maravillosos ejemplos de arte religiosos atraen y seducen a los visitantes. Fascinados ante aquellas torres cilíndricas de remate curvilí
Desde la trilogía formada por Señas de identidad, Don Julián y Juan sin tierra, que le situó entre los mejores autores de la literatura española contemporánea, la obra narrativa de Juan Goytisolo (Barcelona, 1931) ha derivado en cada nueva singladura hacia territorios inexplorados que cuestionan siempre el género de la ficción. Esta voluntad de ir a contracorriente ha propiciado la gestación de textos tan singulares como Makbara (1980), Las virtudes del pájaro solitario (1988), La cuarentena (1991), La saga de los Marx (1993), El sitio de los sitios (1995), Las semanas del jardín (1997), Carajicomedia (2000), Telón de boca (2003) o El exiliado de aquí y allá (2008).
No obstante, Juan Goytisolo no destaca sólo como autor de ficción, sino que también cultiva con maestría el género del ensayo, con obras como Contra las sagradas formas (2007) o Genet en el Raval (2009). En 2014 se le ha otorgado el Premio Cervantes de las Letras.
========
Juan Goytisolo Gay was born in Barcelona at 1931. A vocal opponent of Franco, he left Spain for France in 1956.
In Paris, he worked as a consultant for the publisher Gallimard while he was also working on his own oeuvre. There he met his future wife, Monique Langue, and Jean Genet, who influenced his vision of literature. While living in Paris, he started the most experimental side of his books. Mixing poetry with painting and fiction with non-fiction, he explored the possibilities of language, leaving behind the social commentary of his first novels. "Marks of Identity" was the start, but then he turned even more radical with "Count Julian" and "Juan the Landless", where he rejected definitely, because of a lack of identification, his Spanish identity in favor of adopting a "cervantina" nationality.
In the 1970s he visited Marrakech often. In 1981 he bought a house there. In 1996, after the death of his wife, he moved there and adopted Morocco as his main residence.
He is widely considered one of the most important Spanish authors of his time. His brothers, José Agustín Goytisolo and Luis Goytisolo, are also writers. In 2008 he won Spain's Premio Nacional de las Letras and in 2014 the Cervantes Prize.
İflah olmaz gezgin Goytisolo bu kitabında, ilk olarak Antoni Gaudí'nin meşhur Sagrada Família bazilikasından yola çıkarak Kapadokya'da özdeksel ve tinsel olarak Gaudí izlerini arıyor. Daha sonraki bölümlerde Goytisolo'yu Konya Mevlânâ'da sema gösterisinde, Edirne Kırkpınar güreşlerinde, Kahire Ölüler Kenti'nde yaşayan insanların arasında, İstanbul'da Çiçek Pasajı, Kapalıçarşı, Sultan Hamamı ve son olarak Fas'ta Ourika Vadisinin sonundaki Setti Fatma'da tekkelerin ayinlerinde görüyoruz.
Goytisolo bir batılı olarak izlenimlerini Oryantalist biçim yerine, farklı kültürlere saygı göstererek gördüğü gibi açık olarak, zengin bir dille ve çok sayıda anekdotla okuyucuya aktarıyor.
"Dikkatini çeken bir grup Madridli vatandaş gibi, fiyatları inanılmayacak kadar düşük deri ceketlerden, üstlüklerden alabilmek için pazarlığa mı girişeceksin? Deneyimli öğütlerinle, ucuz mal alma sevdasıyla yolculuğa çıkan yurttaşlarına fazlasıyla yardımcı olabilirsin, ama bu gibi durumlarda ne kadar üzücü olsa da, tersine iş görme gibi bir huyun var, yerli satıcının tarafını tutuyorsun hep: Konuşulan dili bilme avantajını kullanarak, Marakeş'te olduğu gibi, büyük bir bankanın yöneticisi ya da varlıklı bir eski bakan geldiğinde, uzaktan el kol hareketleriyle gösterip, dükkâncılara müşterilerin yağlı olduklarını, fiyatları yüksek tutmalarını, en ufak bir indirim yapmamalarını işaret ediyorsun." (Kapalıçarşı, s. 119)
"Hamamcılar insan bedeninin görkemine adanmış bu tapınağa bir fotoğrafçı getirmemi kabul ettiler, bahşişlerini aldıktan sonra dostça poz verdiler. «Türkiye'nin iyi propagandasını yapın —dedi içlerinden biri tam biz çıkarken—. Bizi kötü gösteriyorlar, gördüğünüz gibi, biz kötü değiliz.»" (Hamam, s. 122)
Küçük bir tavsiye: Kitabı bitirdiğinizde üzerine Anouar Brahem'in huzur veren ezgilerini dinleyebilirsiniz!
هذا كتاب عاشق للشرق، وللتراث الإسلامي، يتأمل فيه رحلاته بين بلدانه الأثيرة؛ في تركيا ومصر والمغرب. يقرأ غويتيصولو الرحلة بعين ناقد موسوعي، لا تفوته إشارة أو علامة.
A totally misleading title. Although it starts with a rather mystical présence of Gaudí in Cappadocia, the following chapters or papers discuss Moroccon brotherhoods, saints in Islam, wrestling in Istanbul, the origin and mysticism of Derwisjen and Caïro’s city of the death. I have found an interesting collection of chapters with mysticism in Islam as main underlying subject.
Kapadokya'da Gaudi etkisinin peşine düşen yazar, daha sonra Konya, Edirne, İstanbul gibi şehirlerde gözlemlerine devam ediyor. Bu sırada yer yer tarihsel ve mekansal analizlere başvurup, mitolojik öykülere de yer veriliyor. Okumak keyifliydi fakat daha çok Kapadokya'ya dair beklentilerim vardı. İçeriğin savrulmasi ve metnin akıcılığı konusunda üç yıldızı hak ediyor..