Jump to ratings and reviews
Rate this book

Ev, Kadınlar, Seks.

Rate this book
Yirmi yıllık evlilikten sonra Resi –Marie Thérèse olan daha şık çift adını kullanmakta ısrarcıdır artık– oğlunu da yanına alarak kocası Franz’ı terk eder. Öncesinde işten çıkarılan koca, aile için kendi elleriyle bir ev inşa etmiştir. Boş odalarının tekinsiz sessizliğine gömüldüğü büyük evde Franz şimdi sızlanarak içer. Mutfaktaki önlüğünü bir kenara fırlatan kadın adımını evden dışarı atmıştır, kocaysa kırgınlığını, küskünlüğünü, öfkesini büyüterek Marie Thérèse’e kinlenir: mizojiniyle sanatsal sanrılar arasında gidip gelen, kaba sözlere evrilen eril bir monolog, çelişkilerle ve intikam planıyla dolu, sonun başlangıcı olacak paramparça bir veda mektubu dökülür ağzından.
Margit Schreiner, “Sevmek Dedikleri” kitabının ardından “Ayrılık Üçlemesi”nin ikinci kitabı olan “Ev, Kadınlar, Seks” ile kuvvetli bir yazınsal dil ve ton tutturmakla kalmıyor, bugünlerde okunabilecek en eğlenceli ve ilgi çekici cinsiyet çalışmasını da roman sanatına kazandırıyor.
“Soğukkanlı ve cesurca sahnelenen bağlanma ve baştan çıkarma hayalleri, ölümcül karşılaşmalar: (…) Roald Dahl dokunuşu barındıran ve sık sık Robert Gernhardt’ın kalemini andıran, Avusturya kültürüne uyarlanmış iyi bir karışım.”
Volker Hage, Die Zeit
“Anlatıcının, karısı ondan kaçtıktan sonra eril gevezelikleriyle kendini ele verdiği incelikli bir karakter metni – kurnaz bir evlilik romanı.”
Neue Zürcher Zeitung
“Zeki bir kitap, çok inandırıcı, sanatsal bir dil – son derece önemli bir yazar olduğunu düşünüyorum.”
Marcel Reich-Ranicki, Das Literarische Quartett
“Sözel cinnet 200 sayfadan fazla sürüyor, kadınlar ‘kendi hatası’, ‘oh olsun’ derken erkekler kader arkadaşlarıyla dayanışma içinde olacak, ta ki siyaseten evcilleştirilmiş, duygu dünyası çarpık bir adamın belki de asla yazamayacağı öfkeli bir karakter romanını bir kadının yazdığını anlayana dek .”
Henryk Broder, Der Spiegel
“Hastasın sen. Yani, böyle yüzüne karşı söylemeyi hiç istemezdim ama aslında çoktandır bunun farkındayım. Doğrusunu istersen ilişkimizin ilk gününde anlamıştım.”

120 pages, Paperback

First published January 1, 2001

16 people are currently reading
567 people want to read

About the author

Margit Schreiner

26 books26 followers

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
57 (17%)
4 stars
139 (42%)
3 stars
97 (29%)
2 stars
25 (7%)
1 star
12 (3%)
Displaying 1 - 30 of 62 reviews
Profile Image for Leylak Dalı.
633 reviews154 followers
July 5, 2024
3,5 dan 4
Kitabı bitirene kadar cinlerim tepeme çıktı, yaklaşık 120 sayfa boyunca boşanmak isteyen karısına çemkiren Franz'ın ağzına ıslak banyo terliğiyle vurmak istedim. Bu da kitaptaki eril dilin ne denli başarıyla kullanıldığının ispatıdır. Tüm kitapta yer alan monolog okumayı zorlaştırsa da konu itibarıyla çok gerçekçi buldum...
Profile Image for Eylül Görmüş.
759 reviews4,713 followers
February 15, 2025
Franz'la tanışın: her şeyin mağduru, hiçbir şeyin sorumlusu! 20 evliliğin ardından karısı Maria-Therese tarafından terk ediliyor Franz ve Margit Schreiner bizi Franz'ın 120 sayfalık monoloğuna davet ediyor, bu ayrılığı kendisinden dinliyoruz.

Franz çok mağdur, ama ÇOK. Senelerce çalışmış didinmiş, karısına kendisini beğendirememiş. Üstelik de kadın son derece özgüvensiz, ürkek, dırdırcı biri ve hatta zavallının teki... Franz hep onun yanında olmuş, tamam karısı şu anda özel dikim elbiseler satarak kendisinden daha çok para kazanıyor olabilir ama Franz olmasa o işi de kuramazmış ki, hem Franz ailece yaşamaları için onlara bir ev yapmış, evet karısı evin yapım sürecinde maddi destek sunmuş ama o parayı kendi kazanmış olma ihtimali pek yok, Franz paranın kadının ailesinden geldiğine emin, dolayısıyla sayılmaz. Zaten bu terkedilme işi de şaibeli, elimizde somut kanıt olmayabilir ama ne fark eder, böyle güçsüz bir kadın Franz gibi bir adamı nasıl terk edebilir? Kesin hayatına başka biri girdi, o herifle düzenini kurdu, sonra açtı boşanma davasını, başka türlüsü imkansız. Franz tabii ki şimdi çok içiyor, bunca yıllık emeğinin ve kusursuz performansının sonunda elinde kalan sıfır, içmesin de ne yapsın? Franz keşke daha önce beraber olduğu Elfi ile evlenseydi, o hem neşeli hem de becerikliydi, gerekirse bir bisikleti bile tamir edebilirdi, bıraktı onu bu değmeyecek kadın için.

Okuduğunuz kadarı bile sinirinizi bozduysa, ki bozmuştur, varın kitabı düşünün! Bir mizojini manifestosu adeta. O "becerikli" kadınla evlenmekten niye korktuğunu, niye kendine "zayıf" bir kadın seçtiğini filan asla sormayan Franz, 120 sayfa boyunca kendisi dışındaki herkesi suçluyor. Her yerde (en çok da twitter'da) karşımıza çıkan fena halde mağdur adamların müthiş bir karikatürünü çizmiş Schreiner. Bir kadının bir erkeği bu kadar iyi yazabilmesi tuhaf diyenleri okudum, yahu nesi tuhaf, bu tür adamlara ne kadar maruz kaldığımızın bir ispatı sadece.

Ey erkekler, kırılabilmeyi bir öğrenseniz, önce kendinizi kurtaracaksınız aslında.

Neyse, ben çok sevdim. Kitabı duvara fırlatma güdünüzü kontrol ediniz ve okuyunuz, ben de Ayrılık üçlemesinin sonuncusuna geçeyim.
Profile Image for Deniz Balcı.
Author 2 books818 followers
February 26, 2024
'Ev, Kadınlar, Seks.' Avusturyalı yazar Margit Schreiner'ın bir kadın yazarın zihninden kaleme alınmış 'erkeklik halleri ve hislerine' dair bir taşlama. Daha önce okuduğum 'İnsan Dengesi' köklerle ve aileyle ayrılmak üzerine son derece dokunaklı bir anlatı sunuyordu. 'Ev Kadınlar Seks.' ise kadın-erkek ilişkilerindeki ayrılığa odaklanıyor ve bir evliliğin bitişinin hemen akabinde; erkek karakterimiz Franz'ın zihnine girerek onun karısına karşı sunduğu suçlamalardan ibaret bir metin olarak bize sadece bir tanıklık sağlıyor. Tek ağızdan, tek taraflı yazılmış olan bu roman, çok alışık olduğumuz; belki de yaşadığımız gerçeklerin içerisinden sesleniyor.

Toksik erkek zihninin sunabileceği tüm argümanları bünyesinde toplamayı başaran roman, başlı başına bir çıkmazlar seramonisi. Evliliklerin kendine dair bir doğası olduğu kesin fakat bunu analiz etmek, özellikle çatışmalara uzaktan bakabilmek oldukça zor. Herkesin kendine göre bir sebebi her zaman oluyor. Franz'ın karısı Maria-Therese'ya yönelttiği bütün suçlamalar bu sebeplerin altını çizmekten öteye geçemiyor. Bir kadın olarak Schreiner, erkeğin zihnine girmeyi ve kadını türlü şekilde aşağılamaktan geri durmayan, ilkel bir erkek zihni taşlaması yazmayı ilginç bulmuş olsa gerek. Fakat bu suçlamalar yinelemelerle dolu olduğu gibi, yer yer sıkıcılığa düşen bir seyre sahip. Elimize bir edebi eser aldığımızda, insanı daha derinlikli analiz etmeyi başarmış bir metin okumak istiyor insan. Halbuki "Ev Kadınlar Seks.", Franz'ın zayıf karakterinin sınırlarına hapsolmuş durumda. Bize bilmediğimiz bir şey anlatamıyor. Hele ki bizim topraklarımızın neredeyse geleneksel erkek hissi diyebileceğimiz, çok iyi bildiğimiz şeyler, bizim için sıradan bir hikaye dinlemenin ötesine geçemiyor. Elbette Schreiner, Franz'ın göstergesinde bir mizojini haritası çiziyor ki, bu takdire şayan. Çünkü erkeklik tıpkı kadınlık gibi kendi içinde bir 'toplumsal rol' laneti içeriyor. Bu erkeklik lanetinin nasıl bir volkan haline gelip kadınlığın üzerine püskürdüğünü gösteriyor. ,
Profile Image for Mayk Can Şişman.
354 reviews225 followers
June 24, 2023
Avusturyalı yazar Margit Schreiner’in ‘Ev, Kadınlar, Seks.’i epey ‘bıçak sırtı’ bir roman. Evliliği sona eren, oğluyla birlikte eski eşini kaybeden bir adamın mizojininin doruklarında kendini kaybetmesi de diyebiliriz. Kitap, son ana kadar benzer tonda ilerlemesine rağmen öyle akıcı ve detaycı ki Schreiner’ın kalemine hayran kalmamak zor. Serap Gülerçin Karluk’un da çeviride son derece leziz bir iş çıkardığını söylemem lazım. Daha önce sanırım iki kitap okumuştum Schreiner’dan ama bu kitap çok daha başka bir yerde benim için. Yazarın, ilişkilerdeki tıkanıklığa ‘kadın-erkek’ gibi bugüne kadar çokça irdelenmiş ve çiğnenmiş bir taraftan bakmasına rağmen orijinal tespitlere varabilmesini çok sevdim. Keza su gibi akıp giden tempoyu da öyle. Bu novellayı bir erkek yazar kaleme alsaydı metin bu kadar çarpıcı olabilir miydi, bence o kadar da olamazdı, hatta problemli kısımlarda yer yer çiğ tatlar verebilirdi okuyucuya. Kaldı ki Schreiner’ın bu kitapta hiç kimseye kendini sevdirmeye çalışmadığını da bence rahatlıkla söyleyebiliriz ki bu mesafesini de zaten bilhassa çok sevdim. Yazarın, mizojini vesilesiyle feminizmin aksayan noktalarına da alttan alttan temas etmesi ve hiçbir kimse tarafından alkışlanmamayı göze alması heyecan verici. ‘Ev, Kadınlar, Seks.’ tabiatı gereği birçok okuyucunun itici bulabileceği, tüm bu sivrilik içinde arkada kalan tonun ‘ara’lığıyla ise yazarını yaşatacak, hatırlatacak kaydadeğer bir novella. Provokatifliğine sağlık Schreiner Hanım, beklemediğim kadar sevdim…
Profile Image for divayorgun.
186 reviews30 followers
September 29, 2024
Günümüz prenses erkeklerini taşlayan,alaya alan o muhteşem üçlemenin ikincisi Ev,Kadınlar,Seks.

Bir kadın yazarın, erkek zihninden düşüncelerine,duygularına yer verip yer yer hicvettiği,yer yer de dalga geçtiği bu kitaba bayıldım. Serinin iki kitabına ulaşamadığım için ikinci kitabı ile başlamak durumunda kalsam da inanılmaz zevk verdi okurken bana.

Toksik erkek diyalogları özellikle dikkat çekici metinde zaten yazarın diğer kitaplarını da incelediğimizde aile,ilişkiler,kadın-erkek döngüleri üzerine çok başarılı eserler yazdığını görüyorsunuz, üçlemenin diğer iki kitabına da başlamak için baya heyecanlıyım.
Profile Image for Ben De Hâlâ Okuyorum.
114 reviews5 followers
May 29, 2025
Yazardan okuduğum ilk kitap. Gözlem yeteneğine hayran kaldım. İlk başlarda bu monolog tarz beni sarmayacak gibi hissetsem de 6. bölüm itibariyle bir de Franz’ın rengini (içindeki cerahatı xD) daha da belli etmeye başlamasıyla birlikte su gibi akıp gitti.

Manipülasyon, narsisizm, mizojini üzerine kuvvetli bir metin. Hayatının herhangi bir evresinde (ya da hâlâ) böyle bir adamla (ister eş, ister erkek kardeş, ister baba olsun) yaşamış olan bir kadının, kendisine yaşatılan akıl oyunlarını dışarıdan bir gözle gözlemleyebileceği bir oyun sahası aslında bu kitap. Pek çoklarına fener olmasını dilerim.
Profile Image for yaren.
84 reviews6 followers
June 25, 2025
MAALESEF o kadar gerçekçi bir bakış açısıyla yazılmış ki… yazardan ilk kitabımdı çok akıcı buldum hiç düşürmedi temposunu diğer kitaplarına da bakacağım mutlaka.
ayrıca bol malzemeli, bu yüzden birçok bağlamdan okuma yapmaya uygun.
Profile Image for Oytunla Hayat.
177 reviews6 followers
June 30, 2025
Aslında 3 - 3,5 arasında gidip geldim yıldızlamada ancak kullanılan eril dilin gerçekçiliğine 4'e tamamladım gitti:)
Serinin 2. kitabıydı ve ilk kitap Çıplak Babalar'a göre daha iyiydi diyebilirim. Anlatım tarzı yine monolog ve tüm kitap boyunca Franz'ı parçalamak istedim. Resi'nin ağzından bolca haykırdım :)) Ve evet çokça sinir oldum. Bazen acaba bu ilkel adam ironi mi yapıyor desem de tabii ki yapmıyordu :/ Ve bu his boğucuydu...
Şimdi sıra serinin son kitabında... Umarım bu kadar sinir bozucu değildir...
Profile Image for Demet.
100 reviews46 followers
August 4, 2024
İlk başta bu kısa roman, dili zehir zemberek Franz isimli bir adamın eski karısına olan öfkesini kusmasından ibaret gibi görünüyor. Öte yandan boyun devrilsin Franz diye diye okumaya devam ederken bu adamın neden böyle olduğunu da fark etmeye başlıyorsunuz. Baba kaybı, depresyonlu annenin hayata ve çocuklarına olan ilgisizliği, şefkatsizliği ve sevgisizliği, evin tek erkek çocuğunu çocukluk yaşamadan bir yetişkine dönüştürüyor. Kurtarıcı rolüne soyunarak hem annesine hem de kız kardeşlerine kol kanat geriyor. Ve bu da özel hayatında hep kurtarıcı arayan “eksik, kusurlu” kadınlara yönelmesine sebep oluyor. Annesi ve kız kardeşleri ile yaşarken o kadar kahraman olmaya alışmış ki hayatına giren kadının eline adeta bir hayatta kalma rehberi tutuşturup bu rehberden dışarı çıkmamasını akıl veriyor. Beş yıllık eski sevgilisini bırakma sebebi kadının bu rehbere ihtiyacı olmadığını anlamasından kaynaklanıyor olabilir. Franz’ın bu hal ve tavrı, belki evlendiği kadına ilk başta iyi gelmiş olabilir, hepimiz sürekli yardıma koşan, her ihtiyacımızda yanımızda olan adamlardan etkileniriz ve iyi biri olduğunu düşünürüz bir yere kadar. Ama gerçekler zamanla ortaya çıkar, tüm bu iyilik bombardımanında sevgi eksiktir. Çünkü Franz, kahraman rolüne soyunurken sevmeyi ve sevilmeyi öğrenememiştir. Sözün özü Ben bu öfkeli mektupta Franz’ın yaralı hayvan misali hırçınlaşan sevgisiz ve şefkatten yoksun çocukluğuna şahit oldum, onun için üzüldüm. Ailenin, hele ki annenin bir küçük gülümsemesinin, bir başını okşamasının, bir bakışının insanın hayatını tamamen değiştirme gücüne bir kez daha inandım. Margit Schreiner’in tempoyu düşürmeden, konuyu dağıtmadan, aynı duyguda kalarak bu kısa romanı tamamlamasına hayran oldum.
Profile Image for gulsenbasarir.
59 reviews5 followers
December 29, 2023
Bir kadının kaleminden mizojinik yani kadın düşmanı bir erkeğin duygu ve düşüncelerini okuyoruz 119 sayfa boyunca. Söylemeliyim ki okurken en psikolojik baskı altında hissettiğim kitaplardan biri oldu Ev, Kadınlar ve Seks.
Aslında bir monolog okuyoruz. Yirmi yıllık evlilikten sonra çocuklarını da alıp yanına kocasını terk eden bir eşin ardından tabiri caizse söylenip duran bir eşi okuyoruz. Karısını suçlayışını, aşağılayışını, kendisini gururla savunuşunu. Doğrusu çok zor bir metin. Alıntı dahi yapmak içimden gelmedi. Çünkü her bir cümle kadın düşmanlığının pekiştiricisi.
Ancak yaşadığı şeyin psikolojik şiddet olduğunu farkında olmayan birinin ne yaşadığını fark ettirebilmesi açısından da önemli bir metin. Bir kadının ise böylesine sert ve kuvvetli bir metni kaleme alabilmesine çokça da saygı gösterdim doğrusu.
Profile Image for Merve Büker.
215 reviews18 followers
Read
March 2, 2025
Margit Schreiner’in Ev, Kadınlar, Seks romanı, ana karakter Franz’ın yirmi yıllık evliliğinin sona ermesiyle başlayan içsel hesaplaşmasını anlatıyor. Eşi Resi ve oğlunun onu terk etmesiyle Franz, yalnızlık, öfke ve hayal kırıklığı içinde kadınlarla ilişkilerini sorgulamaya başlar.

Roman, Franz’ın iç sesi aracılığıyla ataerkil düşünceyi eleştirirken, onun giderek cinsiyetçi bir söyleme evrilen bakış açısını gözler önüne seriyor. Son derece rahatsız edici bir karakter olan Franz’ın kendini mağdur olarak konumlandırması, kadınları sorumlu tutan ve kendi hatalarını görmezden gelen bakış açısının bir yansıması. Yazar, okura yalnızca bir adamın hikâyesini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumun kadınlara bakışına dair eleştirel bir yaklaşımda sergiliyor.

Ayrılık Üçlemesi’nde okuduğum ikinci kitap Ev, Kadınlar, Seks oldu. Daha önce okuduğum Çıplak Babalar kitabına kıyasla bunu daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Franz gibi bir karakteri okumak zorlayıcı olsa da kitap kesinlikle okunmaya değer.
Profile Image for Serra.
47 reviews1 follower
August 5, 2024
Karısı tarafından terk edilmiş bir adamın serzenişleri.. Böyle beklemiyordum kitabı ama fena değildi. Adamın kafada kurduklarını dinlerken delirmemek elde değil.
Profile Image for çiğdem.
129 reviews4 followers
January 2, 2025
Okurken sinirlerim tepeme çıktı resmen, gündelik hayatta maruz kaldığımız "kadınlara nefret kusan ve buna kılıf uyduran erkeği" okumak, neden böyle olduğunu anlamak rahatsız etti.
Franz'ın, "Ayrıldık, bu beni üzdü. Ondan nefret ediyorum benden ayrıldığı için," dedikten sonra salmayıp ayrıldığı kadına kin kusarken buna tüm kadınları dahil etmesi ve kini yüzünden ne kadar saçma davrandığını fark etmemesi, kadın nefretinin nasıl ve neden oluştuğunu çok çok iyi açıklıyor. Çocukluğundan itibaren büründüğü kurtarıcı rolü, annesiyle olan sağlıksız ilişkisi de bu nefretin sebepleri arasında.
Edebiyatın insan ruhuna ayna olabilmesi çok değerli bir şey, bu kitap da tam da bu sebeple okunmalı bence.
Profile Image for Cansu Varol.
225 reviews94 followers
August 30, 2024
Franz seni hiç dinlemedim ama bence haksızsın ya
Profile Image for emine.
20 reviews1 follower
February 20, 2025
twitter’daki incellerin bas ucu kitabi sanirim kustum okurken
Profile Image for Sirin Mitrani.
156 reviews4 followers
October 2, 2024
Ay çok zor okudum bu kitabı
Bir kadın tarafından yazılmış bir terk edilmiş koca monologu olduğunu bilmeme rağmen kolay gitmedi. Belki yazarın diğer kitaplarını sevdiğim için beklentim yüksekti bilemiyorum.
Çok fazla tekrar var. Hikaye bir yere gitmiyor. Kısa ama ben çok uzun gibi hissedip daraldım o yüzden de maalesef tavsiye edemeyeceğim
60 reviews
October 6, 2025
Ayrılık üçlemesinin 2. kitabıymış. ama ben bu üçlemeyi bilmeyerek ilk "Sevmek Dedikleri" kitabını okudum. Kitaplar bağlantılı olmadığı için hangi sıralamayla okuduğunuz fark etmiyor. Önemli olan aynı temayı işliyor olması. "Sevmek Dedikleri" anne kaybını ele alırken, bu kitapta eş kaybını (kadının adamı terk edişini) okuyoruz.

Ben gözlemlere bayıldım ve kadın bir yazarın bunu erkek bir karakterin ağzından anlatması tek kelimeyle başarıdır. Kitabın monolog olması, paragraflarla ayrılmıyor oluşu ilk bakışta yorucu ya da göz korkutucu gelebilir. ama hiç öyle değil. Zaten baktığınızda çok da kısa bir kitap. Adamın bazı serzenişlerinde dövesiniz gelebilir ama bi durup düşününce gerçek hayatta da bu şekilde olduğunu görebilirsiniz.

Ben "Sevmek Dedikleri" kitabından daha başarılı buldum.
Profile Image for Gülçin.
95 reviews1 follower
June 20, 2025
Ben ne okudum böyle; yazarın ustalıkla oluşturduğu bu eril dile benzer şekilde çokça maruz kalmış biri olarak çok etkilendim. Cümlelerin altını çizerken bu ifadeleri duydum diye notlar düştüğüm için karalama defteri gibi oldu.
Profile Image for Neşe.
20 reviews1 follower
June 26, 2025
Çok ilginç bir kitap. Anlatıcının sayıklamaları ve suçlamaları eşliğinde karısına dair düşüncelerini okuyoruz.
Kurban ve kurtarıcı rollerinde kendisini elbette kurtarıcı gören bir erkek karakterin ilişkiye ve karısına dair algısının zaman zaman hikayeyi bir de karısından dinleme isteği oluşturdu benim için… Tek taraflı bir anlatı olduğunu düşünürsek Marie Therese’e karşı ön yargı, empati ve karışık duygular oluşturabilecek denli güçlü bir yazı dili olduğu da aşikar…

Ben yazarın sanatsal diline ve oluşturmuş olduğu bu denli gerçekçi karakterine hayran kaldım… kitap baştan sona şikayet ve hatta yargılayıcı bir üslupla devam ederken okumaya devam ettiren şeyin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum ama galiba onu merak ettim ve anlamak istedim… kitap boyunca duygularından hiç bahsetmiyor, bahsedecek gibi olsa, kadınlar zaten böyledire, sen zaten böylesine, getiriyor konuyu. Açıkçası zor bir karakter. O başından beri mağdur ve o hep haklı…

Ayrıca çok iyi kurgulandığını düşünüyorum mesela karısının annesinin karakteri ve kendi annesinin karakterinden bahsetmesi bile ilişki temelinin nasıl oluştuğuna dair fikir veriyor ve hatta bunu kendini haklı gören anlatıcının ağzından dolaylı bir şekilde okuyucuya sunuyor (parçaları birleştirebilelim diye).

Çıplak Babalar’da güzeldi ama sanırım en çok bunu beğendim.

10/8
Profile Image for Deniz.
38 reviews6 followers
December 6, 2024
Kitabın yorumlarını okuduğumda, insanların bu adamı tekil bir vaka; sinir bozucu ve kötü bir insan olarak görmeleri bana trajikomik geldi. Bu adam erkeklerin çoğunluğunun zihninin yalın ve dürüst bir yansıması sadece. Dworkin'in zamanında ifade ettiği gibi: "Many women, I think, resist feminism because it is an agony to be fully conscious of the brutal misogyny which permeates culture, society, and all personal relationships." Erkeklerle kurulan tüm ilişki biçimlerinde, bir noktada sizinle ilgili bu kitaptaki adamın düşünceleriyle parallelikleri olan düşüncelere sahip olacaklar, bunu kabul etmek, tabii, bu kitabı yalnızca modern olmayan, kadın düşmanı 'bir' erkeğin iç sesi olarak görmek ve yorumlamaktan çok daha zor.
Profile Image for Gülden Alaz M..
17 reviews
July 8, 2023
Çocukluğundan getirdiği kadın düşmanlığı ile deliren, delirdikçe daha da kadın düşmanı olan erkeğin, karısı kendisini terk edince geldiği hâl öyle güzel ifade edilmiş ki... Bir monolog olsa da sıkmaması en sevdiğim yanı oldu. Mizojini, gözümüze gözümüze sokulmadan, incelikle ve mizahla öyle güzel işlenmiş ki... Yazarın diğer kitaplarını hemen okuyacağım. Bu kitabı muhtemelen sadece erkekler beğenmez fjdjd
Profile Image for Sıla.
200 reviews13 followers
November 28, 2024
gerçek bir korku kitabı. çünkü hikayeyi dinlediğiniz bakış açısının sizi tam olarak ne kadar etkisi altına alabileceğini fark ediyorsunuz. şiddet eğilimleri olan ve küçümseyici bu kocayı zaman zaman neredeyse haklı görüyorsunuz. insan ilişkilerinin karmaşıklığı da burada bir rol oynuyor tabii ama her şeyden önce bir erkek-güç gösterisi okuyoruz aslında.
yazarın sesinin jelinek'e bu kadar benzemesi çok hoşuma gitti, yine de ara sıra ilgim dağıldı. anlattığı şeyi etkileyici bulsam da metni okumak çok da etkileyici bir deneyim değildi. sevdim ama bu yüzden üç yıldızda kaldı benim için
Profile Image for Serap Becit.
106 reviews3 followers
February 21, 2025
Bir Türk kadın yazar yazmış gibi. Türkiye'deki evlilikleri konu almış gibi, maço denilebilecek bir erkek kafası, her şeyi kadından bekleyen ama kadının başarılarını küçümseyen, ben olmasam sen bir hiçsin kızım kafasından çıkamayan erkeksilere ithaf edilesi. Çok başarılı olmuş, feminizme dair okunabilecek bir novella. Bir kadının kaleminden erkek beyni.
Profile Image for Beyda Büyükgöze.
21 reviews
July 31, 2025
Sonunda bitirdim! Kız Resi, iyi ki boşamışsın o ucubeyi. Kitaptan beklentilerim daha fazlaydı doğrusu, biraz hayal kırıklığı oldu. Feminist mesajlar olsa ds üstten bakan erko anlatım dili benlik değil,,,
Profile Image for Berrak Hotan.
20 reviews
June 12, 2025
O kadar sinir bozucu ki incecik kitabı bir haftada bitirebildim. Bu da yazarın başarısıdır.
Profile Image for Anik Üzcuce.
5 reviews
January 22, 2025
Şiddet ihtimali olmadan, iki kelimeyi bir araya getirebilen böyle bi’ erkek bireyin konuşmalarına, kendini anlatmasına tanık olmak değişikti. Hayatımda buna ihtiyaç var mıydı hayır. Sinirlendiğim çok kısım vardı ama “kudur” diye içimden geçirdiğimde. Çok içine alan, gözümün önünde canlanan betimlemelerle doluydu.
Profile Image for Meric Aksu.
159 reviews33 followers
August 9, 2025
Kadın cinayetlerine giden yolda hasta ruhlu erkeklerin kafasının içini gayet güzel anlatmış Schreiner. Erkekler yıkar, kadınlar yok eder diyor geveze Franz. Oysa görüyoruz ki yıkan da, yakan da, yok eden de hep erkekler.
Profile Image for Sevim Tezel Aydın.
806 reviews54 followers
June 13, 2025
"Kadınları hiç anlayamayacağım. Yirmi yıl boyunca susarlar sonra bir anda çekip giderler."

Franz'ın ağzından yirmi yıllık karısı Resi tarafından terk edilmesini ve bu süreçte yaşadığı büyük "mağduriyeti" anlatan romanı sevdim, okurken pek eğlendim…

Karısını sürekli küçümseyen, ortak hayatlarının bütün yükünü kendisinin taşıdığını iddia eden adamın şikayetleri şahane bir kırılgan erkeklik tablosu sunuyor. Kendinden çok emin bu adamın her yakınması onu haklı çıkarmak yerine karısının ne kadar baskı altında kaldığını, haksızlığa uğradığını ispat ediyor. Bu anlamda, hikayenin zekice kurgulanmış olduğunu düşündüm. Olayları kadının ağzından dinlesek adamın haksızlığına bu kadar ikna olmazdık. Dedim ya okurken pek eğlendim:)
Displaying 1 - 30 of 62 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.