Mehmet Rıfat Ilgaz, Türk şiir, roman ve öykü yazarı. Özellikle Hababam Sınıfı romanıyla tanındı. Hem yazılarında hem de kişisel hayatında toplumcu bir çizgi devam ettirdi. Türkiye’nin en çalkantılı siyasi dönemlerinde devam ettiği dergiciliği, aynı dönemdeki birçok yazar gibi, onun da adliye koridorlarında ve hapishanede zaman geçirmesine neden oldu. Oldukça üretken olan yazın hayatına şiirden mizah öykülerine, romandan çocuk kitaplarına birçok farklı alanda eser sığdırdı. Bir zamanlar toplatılan Karartma Geceleri eseri 2004 yılında 100 Temel Eser listesine girdi.
Türk komedi filmleri tartışılırken hep bir şeyden bahsedilir. Küfürsüz mizah! Bu konuda bir tercihim yok sinema eleştirmeni değilim. Çokta ilgilenmiyorum sinema ile. Ama bu misali şu sebeple verdim bu kitap tam bir küfürsüz mizah örneği. Rıfat Ilgaz'ın önsöz de dediği gibi Hababam Sınıfı bizdik. Hepimiz hababamdık okul yıllarında.
Son olarakta şunu ekleyeyim. Çekilen filmlerde senaryoyu yazanlara helal olsun! Çok küçük bir hikayeyi, belli oranda kendini tekrar eden konuları müthiş derleyip toparlamışlar ve harika filmler çekmişler.
Benim için hiç bir zaman kitap filmle yarışamaz,her zaman kitap kazanır çünkü onun zihinde canlandırdığı filmi aşamaz.Fakaaaat ilk defa bir film kitabı aşmış diyorum. Söz konusu Hababam Sınıfı elbette filmi daha meşhur demeyin. Ben yine kitabın daha güzel olacağı düşüncesiyle başladım ve yanlış anlaşılmasın çok güzel yazmış Rıfat Ilgaz. Fakat bariz farklar var ve filme alınırken kitaba bire bir sadık kalınmasını isteyen ben,ilk defa bu farklar için iyi ki olmuş dedim.Zaten bazı yerlerde anekdot olarak okumuş olabilirsiniz bunları.İnek Şaban,gerçekten sınıfın en çok çalışan gözlüklü inek öğrencisi ve aslında gıcık bir tip bence. Nerde filmdeki caanım Şaban.Tulum Hayri sınıf üzerinde epey etkili bir karakter,zaten sınıf başkanı ama filmde daha geri planda kalmış.Kel Mahmut,öyle hayran olunacak bir eğitimci değil hatta zaman zaman kendi işini yürüten sevimsiz bir idareci. Damat Ferit diye bir karakter yok tahmin edersiniz ve çok daha önemlisi Hafize Ana yok!Badi Ekrem de öyle sevimli gelmiyor(Canım Şener Şen❣️)Filmde olmayıp da(ya da benim hatırlamadığım)kitapta olan bir sürü karakter de var Refüze Ekrem, Palamut Recep,Çıyan Sadi (ki ispiyoncudur),Çolak Hamdi gibi...Yalnız Atatürk’ün gençliğe hitabesini kopya çekerek okuyormuş gibi yapıp esasında yanlışsız ezbere okudukları ve öğretmene “Hababam da olsak gençliğe hitabeyi biliriz “ dedikleri sahne birebir aynı.En çok Güdük Necmi karakteri uyuşmuş,çok sevimli ufak tefek bir afacan.İyi ki Kemal Sunal,Tarık Akan, Münir Özkul, Adile Naşit, Halit Akçatepe,Şener Şen başta olmak üzere böyle efsane bir kadroyla böyle bir film çıkmış ortaya ki kitabını bile aşıp hala onlarca defa izlesek de doyamıyoruz.Elbette Rıfat Ilgaz da iyi ki yazmış
A timeless cultural piece, which I would say is an integral part to Turkish comedy both, in film and TV.
The book follows the lives of male teenagers in a Turkish boarding school and the antics they get up to with each other and their professors.
It has been a while since I have read this, but Ilgaz's portrayal of the characters is very descriptive. The characters jump out of the page and is a very entertaining read.
The humour can be of an 'adult nature' at times, however it is a portrayal of young men and I think Ilgaz does a great job of humanising the characters. The characters evolve past just being pranksters and the audience also go on a journey with the characters.
Bir efsanenin doğuşu. O kadar çok okudum ki bu kitabı çocukluğumdan beri... ortaokulda neredeyse tüm sınıfa okutmuştum. Ve bu kitabı okuduktan sonra kitaptan çevrilen filmlerin eksik kaldığını fark etmiştim. Her ne kadar filmlerinin de ayrı yeri olsa da gönlümde, hiçbiri bu kitabın veya devam kitaplarının yanına yaklaşamaz.
Hepimizin binlerce kez izlediği efsanevi serinin kitaplarına da başlamak istedim. Mizah tarzı bir şeyler okumak istiyordum ve en az filmi kadar komik olan Hababam Sınıfı'na başladım. Gerçekten fazla sayfa sayısına sahip olan bu kitap biraz gözümü korkutsa da, sayfalar arasında kayboldum, filmi gibi kitabı da aktı geçti. Hikayesini bilmeyenler yoktur zaten kitabın. En azından filmlerinden aşinayız. Yatılı bir okulda kendilerini Hababam Sınıfı olarak adlandıran müthiş derecede haşarı öğrencilerin yaramazlıklarını, numaralarını izledik yıllarca, bu karakterler hep buralardan geldi işte. Güdük Necmi, İnek Şaban,Hayta İsmail ve daha niceleri... Her yeni gün yeni bir Hababam macerası... Kitabın sayfalarındaki karikatürler de oldukça hoştu. Kitaptaki bir çok şey filmlerde yoktu zaten, aslında bu 500 sayfalık koca kitap sanırım sadece birinci filme konu olan kısım çünkü Hababam Sınıfı kitapları, filmleri gibi bir seri halinde bulunuyor. Diyaloglar çok doğaldı, sürekli filmdeki karakterler ve sahneler gözümün önüne geldi okurken. Rıfat Ilgaz'ın kalemi de çok akıcı ve komikti, bir çok sayfayı okurken kahkaha attım. Ayrıca zaten Hababam Sınıfı filmlerindeki sarkastik durumları da az çok biliyoruzdur. Aynıları kitaplarda da var. Hikayeler kısa kısa olmasa belki mükemmel olabilirdi ama böyle de oldukça güzel. Okurken keyif aldığım bir kitaptı. Tekrardan filmlerini açıp izleyesim geldi.
Ayça'nın kitaplarının arasında okumak istediğim onlarca kitap var ve onlardan biriydi Hababam Sınıfı. İlkgençlik yıllarımda kahkalarla sayısız kez; kitapların, edebiyatın dünyasına giriş yaptıktan sonra kahkahalar yerine hüzünlenerek izlediğim, hâlâ gözlerimin dolduğu bir film olmuştur benim için.
Kitap yorumlarına baktığımda tesadüfen Rıfat Ilgaz'ın romanı yazma amacının, "Hababam Sınıfı'nı, ilkgençlik yıllarından sonra bir eğitim yergisidir. Mizah beyazdır, olumludur. Mizahta gülme ana öğe değildir. İsteyen ağlar, isteyen güler. Ben yergi yapıyorum, komedi bile düşünmüyorum. Hababam Sınıfı’nda üç şeyin yergisi yapışmıştır: Kopyanın, ezberin, uydurma saygının… Benim mizahım düşündürmeye dayanır. ‘Hababam Sınıfı’nda bize yakışmayan eğitimsel şeylerin yergisini yapıyorum.” sözlerinden etkilenip hemen başladım okumaya. Film, sulu şakaların, komik sahnelerinden ötürü kitabın önüne geçmiş ve filmin popülaritesi, döneminde Rıfat Ilgaz'ı bile gölgesinde bırakmış. Bense izleyiciye ders veren sahnelerinden etkilenmiştim ve bu yüzden romanı büyük keyifle okudum.
Yakın döneme ait olsa da uyarlandığı Türk sinemasının göz bebeği... İnek Şaban'ın kitapta asıl karakter olmayışı ve mavi gözlü oluşu ilk başta garipsenebilir ama Hababam sınıfı bildiğimiz gibi. Yazarın dediği gibi herkesi kapsayan bir yapısının bulunması ve aile kültürüne aşırı kaçacak argonun bulunmaması belki de bu yapıtı halka sevdiren...
Filmini defalarca izledikten sonra kitabini okumak ayri bir keyif verdi. Satirlari okurken filmi bir kez daha kendi gozumde okuyarak izledim. Serinin devamini da okumak istiyorum artik. Rıfat Ilgaz yazın hayatımızın en büyük kalemlerinden olduğunu sermiş. Var olsun!
Uzun zamandır aradığım mizah kitabıydı. Kitabı sevdim. Çoğu hikaye birbirinden bağımsız kesitler halinde. Dili de sadeydi. Hoşuma gitti bir çırpıda okunabilecek kitaplardan.
🏫Hababam Sınıfı, hepimizin filmlerini severek izlediğimiz bir seri aslında ve kitapları olduğunu belki de çoğu kişi bilmiyor. Bense yıllardır okumak istiyor ama almayı erteleyip duruyordum. Artık bu yıla kısmetmiş. Öncelikle çok büyük bir beklentiye başladım, siz öyle yapmayın. Çünkü kitabın ilk çeyreğinde - ya da yarısında- bana çok da iyi gelmedi kitap. Yani bunu şu anlamda söylüyorum kesinlikle iyiydi, güzeldi, belki kahkahalarla güldürmedi ama eğlendirdi. Fakat artık hep aynı şeyler oluyormuş gibi gelmişti: kopya çekiyorlar, hocaları işletiyorlar, okuldan kaçıyorlar... Sanki bana gereksiz uzun olmuş gibi geldi. Şöyle diyeyim, kitap kısa kısa bir sürü bölümden oluşuyor -sanırım dergide bölüm bölüm yayınlandığı sonradan kitap haline getirildiği için- ve her bölümde Hababam Sınıfı'nın bir haylazlığını okuyoruz, dediğim gibi bir süre sonra daha ince bir kitap olsa daha tadında olabilirmiş gibi gelmişti. Ama kitabın ikinci yarısını çok daha fazla sevdim ve bu düşüncemi arka plana attım. Konular yine benzer olsa da daha orijinal ve eğlenceliydi. Karakterler zaten çok iyiydi. Bu sırada filmle hem benzer hem de farklı yanları var ama üzülerek ben filmi tercih edeceğim. Bunlar dışında bence anlatımı ilginçti. Anlatıcı olayların içindeki bir karakter ama adı bile geçmiyor ve kesinlikle baş karakter de değil. Başta kitabı sevmemişim gibi bir yorumla başladım -ki sanırım okurken de sevdim ama eh işte gibiydim- ama gördüğünüz gibi sevdiğimi söyleyerek bitiriyorum. Bence herkesin okuyabileceği -sadece zaten yaramazlığa yatkın öğrencilere okutmayın derim:)- oldukça samimi ve eğlenceli, okuması oldukça kolay, anlatımı basit bir kitaptı. Eğer Hababam Sınıfı'nı izleyip sevenlerdenseniz kesinlikle okumalısınız, eğer izlemediyseniz de bu sizin için büyük bir şans önce kitabını okuyun derim...
~Alıntılar~
🏫"Utanmıyor musunuz?.." "Utanıyoruz efendim!" "Peki, bu derbederlik ne öyleyse?" "Derbederlik değil efendim!" "Ya ne?" "Yokluk efendim!"
🏫"At; zeki, itaatli, eğitime elverişli bir hayvandır, ama nihayetinde bir hayvandır efendiler!"
One of the remarkable masterpieces of Turkish literature, composed of many articles published originally by the author in various magazines. Each individual reflects another piece of Turkish culture, that correctly emulates interactions between different parts of the Turkish community. The book overall is a satire of the Turkish education system and describes many of its fallacies, like incompetent teachers, problematic parents, and students being taught things without understanding. It is a marvellous book for anyone that enjoys comedy based on satire.
Yıllarca filmlerini izlediğim bu eseri okumak biraz garip gelse de karakterlerin farklılıklarını görmek keyifliydi. Gerçek bir eleştiri örneği olarak alınmayıp komediye dönüştürülmesi ilginç bir tercih. Ya Türk insanı her şeyi mizahla anlatmayı sevdiğinden bu tercih yapılmış ya da Hababam Sınıfı gibi kült bir eserin bu hale dönüşmesinden ötürü ciddi eleştiri kültürü oturmayıp sorunlar gülme/güldürme kaygısının arkasında kalmış. Türk eğitim sisteminde kalite düşüklüğü bu eseri okuduktan sonra daha net görülüyor.
"Hababam Sınıfı'nı, ilkgençlik yıllarından sonra bir eğitim yergisidir. Mizah beyazdır, olumludur. Mizahta gülme ana öğe değildir. İsteyen ağlar, isteyen güler. Ben yergi yapıyorum, komedi bile düşünmüyorum. Hababam Sınıfı’nda üç şeyin yergisi yapışmıştır: Kopyanın, ezberin, uydurma saygının… Benim mizahım düşündürmeye dayanır. ‘Hababam Sınıfı’nda bize yakışmayan eğitimsel şeylerin yergisini yapıyorum.”
Uzun yıllardır listemdeydi. Bu kadar geç okumak biraz burukluk yaratsa da çok sevdim. Ve filmler kadar karikatürize değil zaten Rıfat Ilgaz ın kalemini bilenler bilir az çok, amaç aslında bizi güldürürken düşündürmektir bu yönüyle filmlerden daha gerçekçi ve daha vurucu kısımları var.
Filmleri yüzlerce kez izlemiş olsanız da kesinlikle şans verin diyeceğim bir başyapıt var burada.
Filmlerde izlediklerimiz kadar güzel, samimi ve eğlenceli. Rıfat Ilgaz'ın okuduğum ilk eseri. Eğitim sisteminin bu çok zekice eleştirisi, ilgili kişilerce hiç okunmamış, okunduysa da anlaşılamamış olacak ki o gün olduğundan daha kötü bir sistem işlemekte. Kitapla ilgili olarak beni en çok şaşırttan unsur, Hafize Ana'nın bu kitapta hiç geçmiyor olmasıydı.
Okuduğum tarih aralığı yanıltıcı olmasın, başına geçildiğinde su gibi okunuyor. Tabii filmleriyle büyüyünce arka planda sürekli onunla eşlemeye çalışıyor zihin. Serinin tamamını okuyacağım. Mükemmel değil işin doğrusu, fakat kıymetinden ötürü 4 yıldız.
karakterlerin filmden bu kadar farklı olması şaşırttı filmlere öyle alısmısım ki kitaba alısamadım yine de oknması gereken bir kitap eğlenceli cabuk bitiyor