Jump to ratings and reviews
Rate this book

Bir Dersim Hikayesi

Rate this book
"Onca uygarlığın kurulduğu, dağıldığı, el değiştirdiği; onca dilin, dinin, inancın, kültürün yaşadığı, çatıştığı, iç içe geçtiği zorlu bir coğrafya burası. Ve her geçen gün biraz daha öğreniyoruz bu topraklarda her inkârın ardında yakın ya da uzak tarihli bir toplu mezarın yattığını...Toprağa yalnızca ölülerin değil, hakikatlerin, dillerin, kültürlerin, kelimelerin gömüldüğünü..."

"Kendisi farkında olsun ya da olmasın bu ülkede herkesin bir Dersim hikâyesi vardır. İlle de içinde olmaları gerekmez.
Bazen bir ucunun kendisine değdiğini bile bilmeden yaşayıp gitmişlerdir. Ben de bu kitap için yazarlardan bunu istedim:
Bir Dersim hikâyesi anlatmalarını..."
-Murathan Mungan-

Seçkide, Ahmet Büke, Yalçın Tosun, Ayhan Geçgin, Cemil Kavukçu, Behçet Çelik, Ayfer Tunç, Burhan Sönmez, Hatice Meryem, Şule Gürbüz, Hakan Günday, Ayşegül Çelik, Haydar Karataş, Murat Yalçın, Karin Karakaşlı, Murat Uyurkulak, Gaye Boralıoğlu, Sema Kaygusuz, Yavuz Ekinci, Seray Şahiner, Murat Özyaşar, Jaklin Çelik, Gönül Kıvılcım ve Barış Bıçakçı'nın birer öyküsü yer alıyor.

200 pages, Paperback

First published January 1, 2012

9 people are currently reading
630 people want to read

About the author

Murathan Mungan

112 books669 followers
21 Nisan 1955 tarihinde İstanbul'da dünyaya geldi. Mardinli bir ailenin çocuğudur. Babası avukat İsmail Mungan, annesi Habibe Mungan'dır. İlk, orta ve lise yılları Mardin'de geçti; Mardin Lisesi'nden mezun oldu. Mardin eserlerinde sıkça kullandığı mekanlardan birisi oldu. Bu çevrenin taşıdığı farklı kültürel yapıyı, insan olgusunu eserlerine başarılı bir şekilde yansıttı. Yazar, 1972'de Ankara'ya yerleşti. Lisans ve yüksek lisansını Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nde tamamladıktan sonra başladığı doktora çalışmasını yarım bıraktı, Ankara Devlet Tiyatroları’nda altı yıl, İstanbul Şehir Tiyatroları’nda üç yıl dramaturg olarak çalıştı. Gazete ve dergilerdeki ilk yazılarını 1975’te yayımlayan Mungan; yazı hayatı boyunca şiir, öykü, roman, deneme, tiyatro oyunu, sinema yazısı, senaryo, masal, şarkı sözü gibi farklı türlere ait eserler verdi.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
147 (46%)
4 stars
110 (35%)
3 stars
50 (15%)
2 stars
5 (1%)
1 star
2 (<1%)
Displaying 1 - 22 of 22 reviews
Profile Image for Baris Ozyurt.
908 reviews31 followers
November 1, 2018
“İki gün boyunca annemin kucağında yatarken sürekli güldüm. Kadınlarsa, gülmek varken, ağlıyorlardı. Birkaç gün sonra bizi kalabalık bir grupla birlikte trene bindirdiler. Başımıza birkaç asker verdiler, sürgün yoluna çıktık. Geceleyin herkes uykudayken ağrım arttı, karnıma bıçak saplanıyor sandım. Kimseyi uyandırmamaya çalıştım. Sırtımı vagonun kapısına yasladım. Yan tarafta bir oğlan fark edip geldi. Benden bir iki yaş küçük olmalıydı. Acıya rağmen güldüğümü görünce, sen deli misin, dedi. Yok, ben kadın oldum, dedim, artık kimse almaz beni. Bacaklarımın arasından sızan kana parmağımla dokundum, gülerek oğlana uzattım. Kanı kokladı, korkma ben seni alırım, dedi. Adı Cemal’di. Yıllar sonra şair olduğunu gazetelerden öğrendim. Serin elini alnıma koydu. Sana mektuplar yazarım, dedi, ve büyüyünce gelip seni alırım. Gel, dedim, gelip beni al. Dışarıda köpekler havlıyordu. Cemal, dışarıda köpekler havlıyor, dedi.

Kızım doğdu, bana sormadan adını Elida koydular. Yıllar sonra şair Cemal’in soyadındaki bir y harfini çıkardığını duyunca, bunu gizli bir mektupla bana gönderdiğini anladım. Y harfini alıp kızımın adının başına ekledim, Yelida oldu. Ama kızım beni annesi değil ablası biliyordu. Aile karar vermişti. Bir çocuktan bir çocuk doğmaz, sen ona ancak abla olabilirsin, demişlerdi. Ben gülmekle ve yıllar sonra ona bir harf vermekle yetindim. Özel bir bakım merkezinde kalıyordum. Akrabalarım köye dönme kararı aldığında, onlarla dönmek istemedim, asla. İngiltere’de bir ailenin yanına gönderildim. Yola çıkarken, Yelida sordu: Neden bana bu harfi verdin? Ablalık hakkı, dedim ve gözlerimden yaş gelene kadar güldüm. Tarih öncesi köpekler havlıyordu, Cemal’in dediği gibi.”(s.60)
Profile Image for Seher Andaç.
345 reviews33 followers
April 21, 2017
"Bilirsiniz: İnsandan daha uzun yaşar kemikleri. Dillerini ne kadar toprağa gömerseniz gömün, kelimelerin kemiklerini örtecek toprak yoktur. Gün gelir, yazılır,söylenirler."
"Süt,kan ve kelimelerin kemikleri!"
Önsözden....
....
Ortaokul yıllarımda yaklaşık 12 yaşındayken Barbaros Baykara'nın Dersim 1937 isimli kitabı ile ilk tanışıklığım olmuştu. Murathan Mungan'ın seçkisini 2. kez okudum. Niyeti ve önsözü ile hep okunası kitaplardan.
Profile Image for D.
39 reviews14 followers
September 4, 2019
Yataktan kalktım ve masamda duran gazeteyi önüme çekip tekrar tekrar dedemin fotoğrafına baktım. Dedem ve Tahsin Amca öne çökmüşlerdi. Dedemin başında bir kep var, Tahsin Amca'mın başıysa açık... İkisinin ortasında dedemin albümündeki fotoğraflardan tanıdığım "Pilot Necmi" duruyor. Dizleri üzerinde çökmüş olan bu üç asker kesik bir başı bir kupayı tutar gibi tutmuşlardı. Arkalarında, ayakta duran iki askerin yarı bedenleri görünüyordu. Omuzlarına koydukları elleriyle kutlama yaparcasına poz veren bu üç askerin sevinçlerine ortak olmuşlardı. Dedem ve Tahsin Amca saçlarından tuttukları kesik başla objektiflere poz verirken alnı açık başın gözleri kapalıydı.

Fotoğrafın altındaki haberin devamını okudum. Başbakanın özür dilediği ve arşivlerin açıldığı söyleniyordu. Haberin detayında Dersim Harekatı'nda insanların mağaralarda diri diri yakıldığını, öldürülenlerin Munzur Nehri'ne atıldığını, erkeklerin toplatılıp bir arada süngülendiklerini ve yetim kalan küçük kızların subaylara hizmetçi olarak verildikleri yazıyordu. Tüylerim ürperdi. Bütün bunları düşündükçe içimde bir şeyler üst üste yere çakılıp kırılıyordu. O kör mağaralarda yananlar çığlık çığlığa ağlaşırken dedemin tıpkı ömrünün son günlerindeki gibi kahkahalarla güldüğünü düşündüm, utançtan gözlerim doldu. " Bir mermi kaç para ! " deyip meydana topladığı adamları kurşuna dizmek yerine, mermilere kıyamayıp askerlere, "Onları süngüleyin ! " emrini veren komutan yoksa dedem miydi ? Başımı okşayan elleriyle insanları öldürüp Munzur Nehri'ne attığını hayal edince mideme bir sancı saplandı. Haberi okudukça dedemi, Tahsin Amca'yı ve Pilot Necmi'yi hatırladım ve onları hatırladıkça onlara olan hayranlığım tutuşan kuru otlar gibi yanıp yok olmaya başladı. Dayanamıyordum. Sanki karnıma ardı ardına çuvaldızlar saplanıyordu. Sancılar içinde kıvranıyordum. Dedemin saçlarından tuttuğu kesik başın yüzü adeta gözkapaklarıma yapışmıştı. Sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Önce bir sokak ötedeki camiden okunan ezan sesi duyuldu ve ardından yavaş yavaş gökyüzü aydınlandı. Rengin'in akşam bize geleceğini ve dedemin evdeki fotoğraflarını düşündükçe sıkıntıdan midem kasılıyordu. O gelmeden dedemin bütün fotoğraflarını duvardan nasıl indireceğimi düşünüp durdum. Bütün bu düşünceler ve sıkıntılar içinde kıvranırken yerimden doğrulup odadan çıktım. Annem geceliğiyle salonda oturuyordu, yüzüne bakıp " Rengin akşam bize gelecek", dedim. Dedemin duvardaki büyük fotoğrafının önünde durdum ve onu yerinden indirmeye çalışırken çerçeve elimden kayıp yere düştü. Babam telaşla salona girdi ve "ne oldu" dercesine yüzüme baktı. "Akşam eve Rengin gelecek", dedim. Babam şaşkınlıkla "İyi de ne alaka, neden indiriyorsun fotoğrafı ?" diye sorunca, cevap verecek takati bulamadım kendimde. Bunun yerine odama geçip masama bıraktığım gazeteyi getirip dedemin manşetteki fotoğrafını ona gösterdim. Babasıyla göz göze gelince önce şaşırdı, ardından gazeteyi yere fırlattı ve yüzüme bakıp kendinden emin bir şekilde, " Ben onunla gurur duyuyorum", deyip dedemin odasına doğru yürüdü. Biraz sonra karşıma geçip o meşum büyük madalyayı bana göstererek, " Babam vatanı için Tunceli'de savaştı ve o harekata katıldığı için ona bu madalya verildi. Babam dün de kahramandı, bugün de kahramandır ve yarın da kahraman olacaktır " , deyip madalyayı elime tutuşturdu. Madalyayı var gücümle avcumda sıktım. Sonra alıp yine baktım. Önce ortasında hilal ve yıldız yüze baktım, ardından da " TUNCELİ 3.ORDU MANEVRASI HATIRASI 26. vııı. 1938" yazısını defalarca okudum. Babamın öfkeli yüzünü, dedemin saçlarından tuttuğu gür bıyıklı adamın kapalı gözlerini ve kırık camlar arasından bakan dedemin kendinden emin bakışlarını da yanıma alarak evden çıkıp doğruca mezarlığa gittim.
Profile Image for Toresbeluga.
26 reviews
August 24, 2013
Birkaç öykü dışında tamamını çok beğendim. Özellikle de Burhan Sönmez'in satırlarını.

"Ve her geçen gün biraz daha öğreniyoruz bu topraklarda her inkarın ardında yakın ya da uzak tarihli bir toplu mezarın yattığını..." demiş Murathan Mungan.
Profile Image for Soner Turgay.
101 reviews19 followers
March 20, 2020


Bazı hikayeler nefes kesici, bazıları betimlemeyle çok zaman kaybetmiş.

Sanırım bu kitap politik olarak Dersim'in gündemde olduğu bir dönem yayınlanmıştı.
Hikayelerde çok incelenen motifler:

1-Dersim 38 bir sır, hiç beklemediğiniz yerden karşınıza çıkıyor.
2-Bu sırrın en yoğun yaşandığı alanlardan biri asker aileleri, çok sevilen dedeler amcalar eli kanlı katiller çıkabiliyor.
3-Dersim'in anılarını yaşatan en büyük damar esir alınan, evlat edinilen kızlar. Hikayeleri onlar taşıyor.
4-Çocukluğunu Dersim'de yaşayan ve gördüklerini bir ömür saklayan, son anda yakınlarına aktaranlar bolca
5-Ve de kitapta 3-4 farklı öyküde direk veya dolaylı karşımıza çıkan Sabiha. Atatürk'ün manevi kızının neredeyse harekatın ana figürlerinden biri gibi çizilmesi kitabın yayınlandığı günlerin siyasi ortamı açısından anlaşılır . Bence bugün Murathan abi tekrar gözden geçirse bu öykü derlemesini bu Sabiha olayını biraz abartı bulabilir.

İniş çıkışı bol, okuma zevki açısından öyküler arası ciddi farklılıklar var, yine de Murathan Mungan'ın önsözünde dediği gibi "Kelimelerin kemiklerini örtecek toprak yoktur, gün gelir yazılır, söylenirler..."

Dersim üzerinde 75 sene sonra sözler yazılmış, söylenmiş...
Profile Image for Seda Asolar.
127 reviews3 followers
April 7, 2024
Hem konusunun tarihi bir gerçekliğe dayanması hem de yazarlarının pek çoğunu başka eserlerinden severwk takip ettiğimden, benim için güzel bir okuma oldu.
Tabi yüzleşmemiz gereken gerçekler acı ve kabul edilmesi ağır. Milli eğitimde yada ana akım messyada devlet bakış açısıyla yansıtılan Kürt konusuna, bu seferler yazarlarımız kendi hikayeleriyle başka bir boyut katmış.
Profile Image for Sirpalli.
111 reviews12 followers
November 16, 2018
Bir kac oyku disinda pek begendigimi soyleyemeyecegim. Ayni olay uzerine cok fazla yazar yazinca bir sure sonra hikayelerin hepsi birbirine benzemeye basladi... Olaylar gerceklikten cikip hayal urunune döndü, etkisini kaybetti..:(
Profile Image for Erdi Tosun.
2 reviews1 follower
May 26, 2020
"Kendisi farkında olsun ya da olmasın bu ülkede herkesin bir Dersim hikâyesi vardır. İlle de içinde olmaları gerekmez. Bazen bir ucunun kendisine değdiğini bile bilmeden yaşayıp gitmişlerdir. Ben de bu kitap için yazarlardan bunu istedim: Bir Dersim hikâyesi anlatmalarını..." —Murathan Mungan
Profile Image for Seyma Sengul.
37 reviews13 followers
November 3, 2017
“Bizim buranın eriği üzümü yerine masalı,efsanesi meşhurdur.Fakat her yerde duyup okuduklarınıza benzemezler... Olan şeyleri olmamış gibi söylemek adettir.Misal, ‘Bir varmış bir yokmuş’ diye başlamaz hikaye, sadece ‘yokmuş’ denir ‘ve hatta hiç var olmamış...’” - Ayşegül Çelik’in Işık Ağaçları adlı hikayesinden...

Kitabı okurken kafamda hep Dilan Balcı’nın sesinden Bırayeme çaldı durdu,kendimi mırıldanırken buldum.O kadar dokunan hikayeler vardı ki bir anda boğazım düğümlendi,bir anda burnum sızladı.
Kitapta yazdığı hikayeyi çok beğendiğim ama hiç kendi kitabını okumadığım yazarlar vardı,onlarla da tanışmış oldum en kısa zaman hepsinden bir şeyler okumak istiyorum.

Satır altlarını çizerek,sayfa kenarlarını kıvırarak,daha önce okuduğum,dinlediğim anılardan notlar alarak okuduğum bir kitap oldu.
Alıntı yapabileceğim,aklımda yer edinen birçok cümle vardı fakat ben bu kitabı en çok “Bizim bu kadar yaşamamız günahtır.” cümlesiyle hatırlayacağım.
Profile Image for DeeDee.
86 reviews7 followers
September 5, 2014
Meğer sessizlik ne sağır edici bir gürültüymüş...
Profile Image for Zîlann.
3 reviews1 follower
March 24, 2024
Murathan Mungan ve diğer emektar yazarlarla birlikte toplamda 24 yaşanmışlıklardan oluşmuş dersim katliamının sadece bir tarafını anlatan kitaplardan biri. Zalimin zulmün kol gezdiği çağda hala susmayan kalemleri görmek bi nebze de olsa insana umut aşılıyor. Kitapta dejenere edilmesini amaçlayan halkın direnişi, çocukların ve mazlum insanların yaşadığı o korkunç anlar, mavi gözlünün hatırası, sözde vatanperver askerlerin insanlık onurunu zedeleyen faaliyetleri ayrıca çocuklarıyla ve torunlarıyla beraber anlatılarla desteklenmiş kitap. Üzerine konuşulacak çok şey olur ya bazen susmayı tercih edersin sadece (dilim dönmez zira) önüme gelene herkese bu kitabı bi kere okuması için zorlarım merak edenlere de tavsiye ederim. Zannımca okunması gereken kitaplardan biridir. Kolay okumalar
Profile Image for Seren Keleş.
24 reviews34 followers
June 25, 2017
En çok Sema Kaygusuz'un "Yıllar Önce Ben Bir Meydandaydım", Gaye Boralıoğlu'nun "Pepuk Kuşu", Karin Karakaşlı'nun "Sabiha", Hakan Günday'ın "Zerre", Hatice Meryem'in "Beyaz Kartal" ve Burhan Sönmez'in "Tarih Öncesi Köpekler" öykülerini sevdim, boğazımda bir yumru oluşturdular ama kitaptaki 23 öykünün her biri insana dokunuyor.
Profile Image for Dilan.
26 reviews
May 21, 2019
Pek çok yazar, pek çok anı, pek çok bakış açısı; kitabı en değerli kılan bu özelliğidir. Bir olay; yaşayanların ve yaşatanların gözünden, öncesinden ve sonrasından, uzaktan ve yakından, köyünden şehrinden gibi farklı yerlerden değinilerek anlatılmış.
Profile Image for Fuat Gökçe.
27 reviews1 follower
March 31, 2025
Bilirsiniz: İnsandan daha uzun yaşar kemikleri. Dillerini ne kadar toprağa gömerseniz gömün, kelimelerin kemiklerini örtecek toprak yoktur. Gün gelir, yazılır, söylenirler.

Bu toprakların insanlarının dertlerini anlattığınız için teşekkürler.
Profile Image for Duygu Arikan.
48 reviews3 followers
December 19, 2024
Murathan Mungan’ın Bir Dersim Hikayesi, geçmişin yaralarını derin bir incelikle işlerken, öykülerin hepsinde sarsıcı bir ağırlık taşıyor.
Profile Image for sidana.
173 reviews1 follower
August 13, 2016
23 yazarın dersim hikayeleri ile katıldığı bir seçki, Murathan Mungan'nın da dediği gibi herkesin bir dersim hikayesi var, kiminin az kimin çok. muhtemelen çoğu yazar hikayeleriyle dersime dışardan tanıklık edecek. Güzel bir roman olmasına rağmen bence aynı tarzda kitaplardan pek de bi fark göremedim..

“Anadolu, kanlı sahne. Onca uygarlığın kurulduğu, dağıldığı, el değiştirdiği; onca dilin, dinin, inancın, kültürün yaşadığı, çatıştığı, iç içe geçtiği zorlu bir coğrafya burası. Ve her geçen gün biraz daha öğreniyoruz bu topraklarda her inkarın ardından yakın ya da uzak tarihli bir toplu mezarın yattığını… Toprağa yalnızca ölülerin değil, hakikatlerin, dillerin, kültürlerin, kelimelerin gömüldüğünü…"

"Kendisi farkında olsun ya da olmasın bu ülkede herkesin bir Dersim hikâyesi vardır. İlle de içinde olmaları gerekmez. Bazen bir ucunun kendisine değdiğini bile bilmeden yaşayıp gitmişlerdir. Ben de bu kitap için yazarlardan bunu istedim: Bir Dersim hikâyesi anlatmalarını..." Murathan Mungan
Profile Image for Cemressa.
180 reviews5 followers
January 14, 2015
Bendeki yarası derin Dersim'in. 38'in eşikte kalmış çocuklarıyız. İsterdim ki bu yangın satırlara düşsün. Ama birkaç hikaye dışında vurucu bulduğum hikaye olmadı. Haydar Karataş, Karin Karakaşlı, Murat Uyurkulak, Gaye Boralıoğlu, Sema Kaygusuz diğerlerine göre öne çıkmayı hak eder bence. Malesef en büyük iki hayal kırıklığım ise duygulara ve acıya kelimeler giydirmekte usta Hakan Günday ve Barış Bıçakçı oldu.
Profile Image for Mehmet Can.
9 reviews
August 24, 2012
Bazı hikayeler etkileyici iken kimisi anlaşılmaktan çok uzaktı
Profile Image for Oğuzhan.
56 reviews
Read
March 14, 2015
hiç yoktan, bir acaba sorusunu akıllara getirebilse yeter. -ki daha fazlası-
Profile Image for Mehmet Furkan Kocaaslan.
224 reviews5 followers
December 26, 2019
Biraz hayal kırıklığı oldu maalesef. Birkaç öykü hariç akılda kalacak bir öykü barındırmıyor. Seray Şahiner’in öyküsü özellikle akılda kalıcı.
Displaying 1 - 22 of 22 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.