“Bu kitabın adı olsun diye müracaat ettiğim serlevhâ her ne kadar “Desem Öldürürler, Demesem Öldüm” ibaresi ise de, bu kitap dolayısıyla bir nihaî hakikat perdesinden bahsetmemiz mümkün değil. Ne ben burada söylediklerim sebebiyle hayatımı tehlikeye atmış oluyor, ne de hayatta kalışımı burada dile getirdiklerime borçlanıyorum. Altmış sekiz yıla baliğ ömrüm içinde biz Türklere ne yalanlar söylendiği, bize ne dolmalar yutturulduğu hususunda çok şey öğrendim. Yine öğrendim ki, Türkiye’ye kötülük yapanlar Türkiye’ye ne kötülükler yapıldığı konusunda benden daha çok bilgiye ulaşmış durumdadır. Bu yüzden ben konuştukça onlar bıyık altından gülüyor. Mel’unlar melanetin nerelere uzandığını benden iyi biliyor.”
İsmet Özel, şair ve yazar. Bir süre Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde öğrenim gördükten sonra, Hacettepe Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı’ndan mezun oldu. 18 yıl Devlet Konservatuvarı’nda Fransızca okutmanlığı yaptı. Ataol Behramoğlu'yla birlikte Halkın Dostları dergisini kurdu ve yönetti. 1963’ten itibaren şiirleri yayımlanmaya başladı. 1974’te düşünsel ve ruhsal bir değişim yaşayarak yazı hayatına İslami düşünce çerçevesinde devam etti. Uzun yıllar çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. 2005’te Türkiye Yazarlar Birliği deneme ve üstün hizmet ödülünü kazandı. 9 şiir, 22 deneme, söyleşi, mektup ve 5 çeviri kitabına imza attı. 1978 yılında kaleme aldığı Üç Mesele (Teknik, Medeniyet, Yabancılaşma) en önemli kitaplarından biridir. 2007 yılında kurulan İstiklal Marşı Derneği'nin kurucusu ve hâlen genel başkanıdır.
“ Ramazan bir çile değil, sabır ayıdır. Gün boyu sabreder ve akşam ezanı okunur okunmaz Allah'ın bize bahşettiği emniyet sahasına girmiş olmanın hamdine vasıl oluruz. Herşeyimizi Allah'a borçlu olduğumuzu sabır vasıtasıyla itiraf ederiz. Yeyip içmiyor, cinsi münasebette bulunmuyoruz. Yani, itiraf ediyoruz ki, cismimiz ve neslimiz idame edecekse, bunun teminatı müracaat ettiğimiz vasıtaların bize temin ettikleri değildir. Bir ümmet, büyüğüyle küçüğüyle zenginiyle fakiriyle bütün bir ay oruç tutuyor. Bu akla sığacak bir şey değil. Yoksa bunun fikriyata dair, tefekküre dair bir tarafı var mı? Asıl bu mu önemli? Tabii ki asıl bu önemli. Biz oruç tutmak suretiyle bütün yaratılmışlara bir ümmet olarak, ümmetin tamamı olarak hitap ediyoruz: Bizi yaratan Allah'tır. Biz hayatta kalıyorsak yediklerimiz, içtiklerimiz yüzünden değil. Allah bizi yaşattığı için hayattayız. “