Jump to ratings and reviews
Rate this book

Mein Weg durchs Feuer Erinnerungen

Rate this book
Halide Edip Adivars Lebensgeschichte spiegelt den stürmischen Umbruch ihres Landes. Mit wachem Blick verfolgt sie den Untergang des Osmanischen Reichs und das Erstarken der Nationalen Bewegung. Emanzipiert und eigensinnig wirft sie sich ins Geschehen. Schon früh entdeckt sie ihr Talent zum Schreiben. 1919, als die Alliierten Istanbul besetzen, flieht sie unter abenteuerlichen Umständen nach Anatolien. Die erfolgreiche Schriftstellerin stellt sich in den Dienst der neuen Türkei, bewahrt jedoch ihren kritischen Blick.

599 pages, Hardcover

First published October 1, 1926

4 people are currently reading
106 people want to read

About the author

Halide Edib Adıvar

60 books207 followers
Halide Edib Adıvar was a Turkish novelist and feminist political leader. She was best known for her novels criticizing the low social status of Turkish women and what she saw as the disinterest of most women in changing their situation. She also served as a soldier in the Turkish military during the Turkish War of Independence.

Her father was a secretary of the Ottoman Sultan Abdülhamid II. She and her family were affiliated with the Dönmeh, a group that publicly practiced Islam but secretly practiced a form of Judaism called Sabbateanism. Edip was educated at home by private tutors from whom she learned European and Ottoman literature, religion, philosophy, sociology, piano, English, French, and Arabic. She learned Greek from her neighbors and from briefly attending a Greek school in Istanbul. She attended the American College for Girls briefly in 1893. In 1897, she translated Mother by Jacob Abbott, for which the sultan awarded her the Order of Charity (Nishan-i-Shafakat; Şefkat Nişanı). She attended the American College again from 1899 to 1901, when she graduated. Her father's house was a center of intellectual activity in Istanbul and even as a child Halide Edip participated in the intellectual life of the city.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
9 (39%)
4 stars
11 (47%)
3 stars
3 (13%)
2 stars
0 (0%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 7 of 7 reviews
Profile Image for Zeynep T..
925 reviews131 followers
May 27, 2021
Pandeminin ilk aylarında archive org arşivini erişime açınca ilk aradığım kitap Halide Edip Adıvar'ın meşhur anılarıydı. Sonunda okuyabildim. Kitabı İngilizce okumuş olsam da sansürsüz nüshanın Türkçe yorumu da olsun diyerek yorumumu anadilimde yapmayı tercih ettim.

Bu kitapta yazarın çocukluk günlerinden 1918 yılına kadar anıları yer alıyor. Okuduğum bu İngilizce baskıdan (1926) çok sonra, anılar 1955 yılında Yeni İstanbul Gazetesi’nde tefrika edilmiş, yazarın ölümünden hemen önce Mor Salkımlı Ev adıyla Türkçe olarak yayımlanmış. Fakat Türkçe baskı, İngilizce’nin birer bir çevirisi değil. Bu İngilizce kitap yazarın iki anı kitabından ilki. Anıların ikinci kısmı The Turkish Ordeal kitabı olup 1918-1923 yılları arasına odaklanmaktadır. Bu kitabın Türkçe baskısı Türk'ün Ateşle İmtihanı başlığı ile basılmıştır. Yanlış hatırlamıyorsam anıların ikinci kısmının da İngilizce baskısı elimde mevcut, okumak için sabırsızlanıyorum.

Selim İleri bu hatırat için “Yakın tarihimizin ruh iklimini anlamak, kavramak ve o iklimde yaşamak açısından eşsiz bir anı kitabıdır. Burada Halide Edip, kendi çocukluğunu, yetişme yıllarını, ilk yazılarını, ilk evliliğini, eşinden ayrılışını, Milli Mücadele’ye hangi sebeplerle başlandığını kaleme getirirken; bir yandan da İmparatorluğun son dönem peyzajını çizer. Bu eser, ‘hürriyet imtihanı’ndan kimbilir kaç kez alnının akıyla geçmiş bir yazarın, o hürriyet imtihanına savruluş çağını dile getirmektedir” demiş ki katılmamak mümkün değil.

Osmanlı imparatorluğunun yıkılmasına giden süreçte, o son yılların siyasi, toplumsal, sosyolojik, ekonomik durumuyla ve bu durumu yaratan ya da idare etmeye çalışan tarihi kişiliklerle ilgili ilk elden anlatılan o kadar çarpıcı ve ilginç ayrıntılar var ki edindiğiniz tüm tarih bilgilerinizi farklı bir gözle yeniden yorumluyorsunuz.

Çocukluk hatıralarının oldukça uzun ve dağınık anlatıldığını düşünüyorum. Fakat çok canlı bir biçimde tasvir edilen İstanbul'un bir dönemi var ve okucuya adeta tarihi bir yolculuk yaşatıyor. Evin içinde haremin ve selamlığın işleyişine dair erkek yazarlardan duyamayacağınız bilgileri okumak aydınlatıcıydı.

Yazar, özellikle çocukluk ve gençliğinde aile içinde yaşanan sorunlar ve trajediler konusunda oldukça açık sözlü. Yazarın; güzellik takıntısı, bir yandan üst sınıfa ait olmanın bilinciyle kendini beğenmişliği, inatçılığı ve aksiliği gibi özelliklerini oluşturan aile ortamı güzel yansıtılmış. Rıza Tevfik ve Mahmut Esat gibi kişilerden ders alsaydım ve prestijli yabancı bir okula kabul edilen ilk kadın olsaydım ben de bu kadar kibirli olurdum sanırım.

Halide Hanım, ilk evliliği sürerken atlattığı depresyonla bağlantılı olarak inanç, dinler ve peygamberler konusunda düşündüklerini de aktarmış. Bu kısımda Mustafa Kemal Atatürk ile olan bir sohbetinden anekdota yer vermiş, Türkçe kitapta bu kısım yer alıyor mu merak ediyorum.

Kitabın asıl merak uyandıran bölümleri yazarın; tanzimat dönemini, o dönemin belli başlı politik olaylarını ve kısmen de olsa İttihat ve Terakki partisini anlatmaya başladığı bölümler ve devamında yer alıyor. O kadar çok ayrıntı var ki; yenilenmeyi zorunlu kılan iç ve dış etkenler, azınlıkların durumu, batılılaşma konusunda öne çıkan kişilerle yaşadığı olaylar (Tevfik Fikret, Mithat Paşa, Hüseyin Cahit vs.)... İttihat ve Terakki partisinin kuruluş yıllarını iyi bildiği ve partinin önemli figürlerini yakından tanıdığı halde ayrıntılı şekilde anlatmaktan kaçınmış. Fakat Halide Hanım partinin merkezileşmesini tek parti diktatörlüğü olarak tanımlamaktan ve hatta bu durumu kitabın yazıldığı dönemdeki siyasi atmosfere benzetmekten geri durmuyor.

İttihat ve Terakki iktidarı dönemi çerçevesinde; Türk ulusalcılığı, dilin sadeleştirme çalışmaları, pan-islamizm, pan-turanism gibi konular ele alınmış. Burada en ilginç kısım, yazarın pan-turanism idealinin gerçekleşmesinin tek yolunun Türkiye'nin federal bir devlet olarak örgütlenmesi olduğunu söylemesi ve Ziya Gökalp ile Enver Paşa özelinde pan-islam ve pan-turanism karşılaştırması yapması.

Yazar, Balkan savaşlarında yaşanan ağır galibiyet ile beraber Makedon Türklerinin ve müslümanların katliamının bir nevi Ermeni katliamlarına giden yolu döşediğini belirtmiş, hatta ifade ediş şekli için özür dilemiş. Bu kısımda Talat Paşa hakkındaki görüşleri ve kendisiyle olan tanışıklık ilişkisi dikkate değerdi. Balkan savaşlarından sonra Enver Paşa'nın orduyu ıslah çabalarını ve bu çabanın Kurtuluş Savaşı'nda oynadığı rolü paşayı sevmeyenlerin bile takdir ettiğini söylüyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nun 1. Dünya Savaşı'na girişiyle ilgili gördüğüm en güzel analizlerden biri Halide Edip Adıvar'a ait. Keşke tarih derslerinde okutulsa. Bu dönemde Ermenilerin yaşadıklarıyla ilgili yazdıkları ve Talat Paşa'dan aktardığı sözler çok ama çok ilginçti.

Sonrasında kitap Halide Edip Adıvar’ın Cemal Paşa’nın daveti üzerine çeşitli kız okullarının kurulması ve denetlenmesi için gittiği Suriye günlerine odaklanıyor.

Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşe gittiği en hareketli, en trajik döneminde gerek aile bağları gerekse eğitimi ve zekası sayesinde önemli görevlerde bulunup olaylara ilk elden şahit olmuş yetenekli bir yazarın kaleminden anılarını okumak çok değerliydi.

 
Profile Image for Shawn.
341 reviews7 followers
December 1, 2020
An invaluable perspective from Halide Edib. I was interested in the reigns of Abdul Aziz and Abdul Hamid, what Turkey was like back then, in the 19th century, as the world adjusted to change. Halide's name popped up in a book "The Islamic Enlightenment" (centered around three nations: Egypt, Iran & Turkey), and there was a photo in the book of her standing alongside a dozen pilots & a small plane--she was the only woman. Turkey and its history, how they managed to put together a constitution, how they were able to even pull themselves, extricate their identity from the tottering Ottoman empire, and move forward to meet the industrial revolution, truly fascinating, especially for one like me who knew next-to-nothing about any Islamic civilization. In this book, there are pictures interspersed, scenes & places mostly, the chapters are divided into the critical stages that Turkey underwent. Edib is undoubtedly very intelligent and conscientious. She was "the smart girl" in school. She played piano, knew French, worked at orphanages, was in communique with the leaders of Turkey's political aspirants, she wrote, defended her work, took posts, married twice, gave birth to two sons--there is so much to glean from her life.
Profile Image for Burcu.
391 reviews46 followers
Read
September 19, 2015
Halide Edib wrote her memoirs originally in English and this edition is I believe a reliable version of it. Reliability matters in this case because the Turkish versions of the memoirs are not exactly translations. They are edited and somewhat censured by the writer herself. Therefore, reading this book in comparison with the Turkish versions tells as much about the writer and her era as the content of the books does. It reveals some of the not-much-known aspects of Turkish history and provides another piece to the puzzle beyond the officially recorded one.
Profile Image for Emin.
92 reviews5 followers
June 26, 2020
Except for her musings about race and nationalism, a great book to think of how far we have come both as a nation and as people in general and how we have not changed at all in some ways.

Quite a bit of namedropping of who is who of Turkish politics, intellectuals, and upper ranks of the army, but you'll be disappointed if you want some juice on Ataturk (that would be the second book, Turkish Ordeal).

It's a shame that there is not a proper copy to read from, my pdf was not great. Hope to get a second hand version of the hardback sometime to keep it in my library.
Profile Image for Patrick .
628 reviews30 followers
October 6, 2018
From her childhood in Ottoman Turkey to working in an orphanage in Lebanon. Not often that a good writer has lived through interesting times and has written about it. Even the stuff from her childhood is surprisingly not boring. She is accused of forcefully turkifying non-Turkish children during her time working at the orphanage, in her book she writes that she opposed such practises.
Profile Image for Seha Ozgur.
38 reviews8 followers
September 29, 2016
What a gem. It felt like I was teleported to that time and was observing from inside her mind. Beautifully written, full of details and highly descriptive. It felt honest and objective, written in exile. I started reading the second part of her memoirs right after.
Displaying 1 - 7 of 7 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.