George R. R. Martin, imgesel kurguya yeni bir soluk getiren abidevi serisinin uzun zamandır beklenen dördüncü cildi Kargaların Ziyafeti ile şaheserine devam ediyor.
Yedi Krallık'taki çetin mücadelelerde hayatta kalmayı başaranlar, emelleri için yeni savaşlara girişir. İnsan suretindeki kargalar, ziyafet için bir araya gelerek yeni komplolar hazırlar ve tehlikeli ittifaklar kurar. Asiller ve sıradan insanlar, askerler ve büyücüler, katiller ve bilgeler; bahtları ve elbette hayatları uğruna bir araya gelir
Müthiş bir cilt daha. - Time Out London
Martin, Buz ve Ateşin Şarkısı'nın bu cildiyle de fantastik türünü yüceltmeye devam ediyor. - STL today.com
Amerika'nın Tolkien'i. - Time
Buz ve Ateşin Şarkısı sağlam bir şekilde çok satanlar listelerinde çünkü muhtemelen en iyi fantastik seri. - Detroit Free Press
George Raymond Richard "R.R." Martin was born September 20, 1948, in Bayonne, New Jersey. His father was Raymond Collins Martin, a longshoreman, and his mother was Margaret Brady Martin. He has two sisters, Darleen Martin Lapinski and Janet Martin Patten.
Martin attended Mary Jane Donohoe School and Marist High School. He began writing very young, selling monster stories to other neighborhood children for pennies, dramatic readings included. Later he became a comic book fan and collector in high school, and began to write fiction for comic fanzines (amateur fan magazines). Martin's first professional sale was made in 1970 at age 21: The Hero, sold to Galaxy, published in February, 1971 issue. Other sales followed.
In 1970 Martin received a B.S. in Journalism from Northwestern University, Evanston, Illinois, graduating summa cum laude. He went on to complete a M.S. in Journalism in 1971, also from Northwestern.
As a conscientious objector, Martin did alternative service 1972-1974 with VISTA, attached to Cook County Legal Assistance Foundation. He also directed chess tournaments for the Continental Chess Association from 1973-1976, and was a Journalism instructor at Clarke College, Dubuque, Iowa, from 1976-1978. He wrote part-time throughout the 1970s while working as a VISTA Volunteer, chess director, and teacher.
In 1975 he married Gale Burnick. They divorced in 1979, with no children. Martin became a full-time writer in 1979. He was writer-in-residence at Clarke College from 1978-79.
Moving on to Hollywood, Martin signed on as a story editor for Twilight Zone at CBS Television in 1986. In 1987 Martin became an Executive Story Consultant for Beauty and the Beast at CBS. In 1988 he became a Producer for Beauty and the Beast, then in 1989 moved up to Co-Supervising Producer. He was Executive Producer for Doorways, a pilot which he wrote for Columbia Pictures Television, which was filmed during 1992-93.
Martin's present home is Santa Fe, New Mexico. He is a member of Science Fiction & Fantasy Writers of America (he was South-Central Regional Director 1977-1979, and Vice President 1996-1998), and of Writers' Guild of America, West.
Bence bir kitaba bağımsız olarak puan verilmeli, serisinin hatırına değil. Kargaların Ziyafeti bence serinin en kötü kitabı. Belki de bir "evren genişletme" kitabıdır, bilemem. Ancak kitapta hiçbirşey olmadığı gibi artan karakter sayısı ile aynı kişinin bir diğer bölümünü okumak belki 100 sayfa sonraya geliyor. Eğer o bölümde heyecanlı ve ilginç birşey de olmuyorsa vay halinize. Kargaların Ziyafeti'nde ana karakterler kadar Brienne, Sam gibi yan karakterler ve hatta Asha gibi (Osha ile isim benzerliğinden ötürü dizide Yara Greyjoy) yan yan karakterler bile var. Ya da şöyle söyleyeyim: Kitabın son 70 sayfası her bir hanenin üyelerine ayrılmış. Öyle kalabalık bir kadro.
Bir kez daha anladım ki paralel gitmesi gereken evren sayısı maksimum 3. O da bir yerde birleşirse.
Şimdiye değin seriyi, ara vermeden, hem de bir ay gibi bir süre içinde okuduğum için biraz yorulmaya başladığımı söylersem yanlış olmaz öncelikle. Bu kitap, önceki beş kitaba göre hikayeyi başka yönlere genişleten bir yapıya sahip. Haliyle alıştığımız karakterlerden daha uzakta yeni ve görece başka dünyalara girmek, okurken biraz yabancılaştırıcı oluyor, en azından şimdiye kadar sahip olduğumuz bilgilerin ışığındaki dünya adına. "Kılıçların Fırtınası" çok güzel bir bölümdü, "Kargaların Ziyafeti 1" hemen arkasından gelince biraz hayal kırıklığı yaratmadı değil ama büyük hikayelerin de nefes almaya ihtiyacı vardır:) Malum birde büyümelerini beklediğimiz minnoş ejderhalarımız var, umut devam ediyor:))
Bu kitap daha çok gölgede kalanları ve önceden olan bazi şeylerin açıklamalarıyla dolu..
Öncelikle Serceparmak gibi bir adamın herkesi nasil yönlendirdiğini anlayamıyorum. Gosterdigi belirgin bir acımasızlık ya da saflık yok görüntüsünde ama yinede herkesi etkisi altına alarak ilmek ilmek ağlarını işleyen koca bir örümcek kesinlikle.
Sansa'nin yaptıkları ya da yapmadıkları cok ilginçti yine. Bu kitapta en çok brienne ve Dorne olayları ilgimi çekti. Birazda greyjoylar. Aralarındaki savas ilgi çekiciydi ozelliklede kral şurası. Daenerys'in olmaması çok üzücü ve Lord Kar kesinlikle etkileyici.
Hepsi ve daha fazlası için kitap okunmalı ve şimdiki gibi devamına geçilmeli.
türk yayınevlerinin uzun kitapları ikiye bölmesinin başka bir örneği daha. yarım kalmışlık o kadar belli ki. daha fazla para kazanmak istemelerini anlıyorum ama bence bu yöntem kitapların özüne zarar veriyor. bir kitabın ortasında kitapla ilgili başka yorum yapmayı doğru bulmuyorum. genel değerlendirme ikinci cildin sonunda o yüzden.
Seride, şu zamana kadar böyle sıkıldığım olmamıştı. Sevdiğimiz ve görmek istediğimiz karakterlerin bir adım geride tutulmasından kaynaklanıyor bu durum bence, umrumda olmayan insanlar üzerinde çok durulmuş. Bazen serilerde yeni karakter tanıtmak veya sevdirmek için çok geç oluyor, öyle bir durum mu yaşanmış, yoksa gerçekten hoşlanacak mıyım kendilerinden zaman gösterecek. İlginç bir şekilde dizide bu kısımlarda sıkılmadığımı hatırlıyorum, diyaloglar sayesinde daha eğlenceli bir hale getirilmişti sanki.
Bu kitabı geçiş kitabı olarak nitelendiriyorum ve serinin geri kalan kitaplarında temponun böyle olmamasını umuyorum.
Yani Martin'e olan saygımdan 3. Yoksa 3 lük bir kitap mı bilemiyorum. Tamam acayip bir seri, ama bu sefer olmamış yahu. İlerlemedi zorlan şerlen bitirdim. Jamie olmasa,hiç çekilmeyecekti. Hele başları, allahım ne feciydi. Alakasız alakasız insanların kafasından geçenleri okuduk sayfalarca, Martin araya bir betimleme kitabı almak istemiş heralde. Cık deary,bence pek olmadı.
Tek sıkıntısı, anlattığı karakter sayısı iyice arttığından, bazı karakterlerin bölümleri arasına 10 kadar bölüm sığmış. Bu da kopuklaştırıyor hikayeyi. Unutuyor yahu insan..
Gerçi daha 6. kitap çıkacak da okuyacağız. Tek derdimiz bu unutma olsun. Seriyi komple unuttuk onu ne yapacağız bilgim yok :)
3.kitap olan Kılıçların Fırtınası ile aynı zamanda geçen kitapta 4. Kitap olup Jon Snow, Arya gibi birçok ana karakter bulunmayan Kargaların Ziyafeti'de ölen üstat Aemon tekrar canlı olarak karşımıza çıkıyor ve Kevan Lannister'ın ölümü gibi trajik olaylar yaşanıyor.
Serinin diğer kitaplarının - özellikle 3. kitap kısım 2 - gölgesinde kalmış. Daha çok karakterlerin iç dünyalarına ve geçmişlerine yöneliyor. Kehanetler, kin ve nefret duygularına temel oluyor.
Üçüncü kitaptaki olayları başka karakterlerin gözünden görüyoruz dördüncü kitapta. Dördüncü kitap geçiş kitabı gibi yazılmış bir kitap. Bir röportajda bu kitabın daha sonradan hızlıca yazıldığını okumuştum ve bu gerçekten belli oluyor. Kitap genel olarak güzel ve çok fazla değer görmeyen karakterlere yer vermiş fakat ben okurken bazı yerlerde çok sıkıldım. Yine de çok fazla puan kırmamı gerektiren bir durum yok. Fena değildi.
Kargaların Ziyafeti ilk kısım; sahneye bambaşka karakterlerin çıktığı, diğer kitaplarda ikinci planda kalan bazı karakterlerin de parlamaya başladığı bir kitap. Özlediğim ve merak ettiğim ana karakterler hakkında bilgi edinememek beni biraz üzdü tabii, çünkü anladığım kadarıyla kitabın ikinci kısmı da böyle ara karakterlerin hikayeleriyle devam edecek ve asıl bombalar Ejderhaların Dansı'nda patlayacak. Sabırsızlıkla okuyorum. =)
3. kitabın son kısmı ve bu kitapla birlikte hikaye, dizide olması gereken gerçek şekli ile karşımızda. Bu kitapla birlikte durağanlaşan hikaye diğer hanedanları da anlatarak daha da genişlemiş. Arada kalan çok önemli bilgiler de mevcut.
ikinci kısmı okumadan kitaba dair bir şey söylemek istemiyorum ama bambaşka karakterleri daha önce neredeyse hiç bahsedilmemiş bambaşka ortamlarda tanımak yani evrene biraz daha aşina olmak çok güzeldi.
Tam bir ara kitap, hiçbir olay yok. Dany, Jon ya da Tyrion bölümü yok. Bu yüzden okuması zordu, merak ettiğim hiçbir şey hakkında bilgi sahibi olmadım :'( Gideyim de 5. sezonu izleyeyim bari...
-sezonun ilk bölümünde Dany, Jon ve Tyrion olması...-
Yedi Krallık'taki savaşlar sonrasında hayatta kalanlar şimdi yeni tehlikeli ittifaklar kuruyorlar. "Akbabalar ile kargalar" savaş alanlarındaki leşler ile besleniyor. Bu kitapta kimler sofrada kalıp ziyafete devam edebilecek bilemiyoruz. Bir sürü yeni karakter ile karşılaşıp onların gözünden birçok olayı takip ediyoruz. Yeni misafirlerimiz çok ilginç kişilikler, aralarında asiller ve sıradan insanlardan tutun büyücüler ve katillere kadar çok sayıda kişi var. Beklediğimiz ve meraktan deli olduğumuz karakterlerin çoğuda ne yazık ki yok. Tabi o kadar karakter ölünce denge çok sarsıldı ve (şimdilik görünen) gidenlerin yerlerini doldurmasa da yeni karakterler sahneye çıkma şansı elde etti. Mesela benim deli gibi merak ettiğim 3 karakter var. Tyrion Lannister, Bran Stark ve tabiki olmazsa olmazlarımız arasındaki Daenerys Targaryen. Ama belki küçücük spoiler'a girecek ama üzgünüm bu kitapta daha çok yeni karakterler ile tanışacaksınız.
Tuzlu kızımız Arya son kitapta denize açılarak yeni bir yolculuğa çıkmıştı. Şimdi ise yolculuğunun diğer ucundaki gizemlere doğru bir bakış atacağız ama ulaştığı yerin gerçekten farklı ve gizem dolu olduğunu söylemeliyim. Arya'nın kaybedecek başka hiç birşeyi kalmamıştı ama şimdi kendisinden de vazgeçmesi gerekebilir. Seçimini merakla bekliyorum çünkü kendisi asi bir kana sahip ve kararları çok çarpıcı oluyor.
Çok güçlü karakterlerden birini geçen kitabın sonunda gömdük. Tywin Lannister sonunda hakettiğini buldun. Ardından üzülen pek kimse göremedim. Cersei'ye bakacak olursak panikle yeni bir Kral Eli arayışını saymazsak, kendi dertlerine üzülmesini herkes babasına üzülmesi olarak algılıyor. Aslında bilinir ki ava giden ve ödülü kazanan daima dişi aslandır. Ama bu dişi aslanımızı sürünün önceki lideri birazcık damızlık gibi kullandığı için içindeki vahşilik dışarıya biraz saklı kalmak zorunda kaldı. Ama şimdi dişi aslanımız yönetmek istiyor ve bunun için tüm ayarlamaları yaptı, önündeki tek engel, yeni güzeller güzeli kraliçemiz Margaery Tyrell. Kızımız, Cersei kadar manipülasyon ustası hatta belkide Altın Kraliçemizden çok daha fazla. Ah bu Altın biraz kararmış Margaery bunu temizlemek yerine gidip kuyumcuda bozdursak mı acaba :)
Sur'un yeni kumandanı Lord Snow ki kendisi artık gerçekten Lord sayılabilir. Değişik planlar peşinde ve Sam'e biraz yazık etti ama sonunda nasıl olur bilemedim ama bence beklediği gibi sonuçlanacak bir plana benzemiyor :/
Yeni tanıştığımız karakterler görünüşte yıldızı çok parlak kişiler(Kraliçeyaratan, Karga Gözü, ve hatta Deniz Canavarının Kızı favorim) ama hangi karga bu ziyafetten istediğini alabilecek bekleyip göreceğiz.
Ayrıca küçük bir kaç not olarakta; Asha'nın laf sokmalarına bayılıyorum. Demirdoğumlu olmanın getirdiği birşey olsa gerek :) Dizinin 5. sezonuna bu kitabı okuyarak başlamanızı önermiyorum çünkü sezon, Kargaların Ziyafeti 2. Kısım'daki konularla bir bütün olarak ele alınmış ve eğer benim gibi kitabı okuyarak ilerliyorsanız daha ilk bölümden henüz okumadığınız kısımlarla karşılaşıp spoiler uçurumundan kendinizi atmış olacaksınız. Bu nedenle 2. kısmı okumadan diziden uzak durun derim :)
Kargaların Ziyafeti, düşük aksiyonu ve akıcılığıyla serinin diğer kitaplarına kıyasla durgun bir kitaptı. Kitapta Tyrion, Jon, Dany gibi sevilen karakterlere yer verilmemesini bir olumsuzluk olarak nitelendiremiyorum zira bu durum, bu karakterlerin sonraki kitapta daha fazla görüleceğinin mesajını veriyor. Bu yüzden, serinin sonraki kitabı Ejderhaların Dansı'nı okumayı merakla bekliyorum.
Dany’nin yokluğunu bir nebze anlayabiliyorum malum ejderhalar henüz büyüme aşamasında fakat hiç olmazsa biraz Tyrion, biraz Jon Snow hatta biraz da Ser Davos’u hak etmiyor muyuz sizce de? 😭 Bu karakterlerin eksikliği dışında kitapta en çok Cersei ve Jamie’nin bölümleri hoşuma gitti. Dorne’da olanlar da oldukça heyecanlıydı fakat... Demiradamlardan ve onların Boğulmuş Tanrılarından oldukça sıkıldım. Yazar serinin hızlı gidişatına küçük bir mola vermiş ve bizi en çok da Brienne bölümleriyle sınamış. 🤦🏻♀️ devamı ikinci kitabı okuduktan sonra...
Kitabın tek eksiği büyük bir Jon Snow ve Tyrion Lennister özlemi çekmemdi. Bu kitapta onlara dair birşey okumuyoruz daha çok Cersei, Brienne, Dorne ve Demir adalar ağırlıklı bölümler vardı serinin gelişimi açısından bunların detaylandırılması güzeldi. 🗡 🗡🗡 🗡
“Bilgi silahtır Jon. Mücadeleye gitmeden önce kendini adamakıllı silahlandır.”
“Gördüğüm şeylerin yarısını asla görmek istemedim ve görmek istediğim şeylerin yarısını asla göremedim.”
Serinin şimdiye kadarki en durgun kitabınının ilk kısmında karakter odaklamasına girişen Martin, taht etrafında dönen entrikaların hafife alınmayacağını göstererek ayrıca Dorne'un kapılarını bize açıyor. Durum ciddiyetini karakterlere verdiği hasarla ve güç uğruna verilen canlarla gösteriyor.