Kadın şaman konusu Batı ve Amerika kıtası araştırmacılarının da yazılarına konu olmuştur. Ne yazık ki konu büyücü, sihirbaz, sözde şifacı, tinselci, rahip kadınları da kapsadığından, fazla olarak artık genişletilmiş, Şamanlık müessesesi eski dinlerin içinde aranmış, ölü medeniyetlerden Mayaların, Azteklerin kültürleri de bu bağlamda araştırılmıştır. Bu kitapta canlı şamanlık kurumu ve canlı kadın şamanlar kıs-men de olsa toplumsal cinsiyet kuramları çerçevesinde ele alındı. Batı bilim dünyasının kurguladığı geniş eksenli “kadın şaman” (büyücü, falcı, otacı vs.) problemine değinilmedi. Kurgusal şamanlık değil, Sibirya Türk kültür hayatının yönlendiricisi olan Şamanlık ve kadın şaman fenomeni üzerinde duruldu. Kadın şamanlık deneyimi uluslar arası arenada değil, Türk kültür varlığı bağlamında, yani somut verilere dayanılarak incelendi. Asıl Şamanlıkla ilgili çalışmamız daha önce Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı adlı kitabımızda ele alınmıştı. Burada yer yer karşılaştırmalara, Sibirya’nın diğer halklarının canlı şamanlık tecrübelerine de başvuruldu.
Türk kültüründe bulunan kadın şamanlar konusunda tek eserdir. Şamanlığın aslında anaerkil yapıdan erkeklere geçişini ve diğer şaman özelliklerini anlatır.
Kitabı, Ankara Kitap Fuarı’ndan almıştım. Alırken stantta çalışan kadın özellikle lise ve ortaokul öğrencilerinin bu kitabı görüp heveslendiklerini; ancak içinde “ritüeller” barındırmadığı, bir referans kitabı olduğunu gördüklerinde almaktan vazgeçtiklerini söylemişlerdi. Hakikaten bu konularda yükselen bir trend söz konusu ve bu trendi ne yazık ki kötüye kullanan insanlar olduğu kanaatindeyim. Her neyse, lafı fazlasıyla uzattım. Şamanizme dair çok fazla okuma yaptığımı söyleyemem. Belki ben de son zamanlarda sosyal medyada çok sık maruz kaldığımdan ya da karşılaştığımdan bu konu ilgimi çekmeye başladı, bilemiyorum; fakat son zamanlarda Türk mitolojisine, Türk şamanlığına dair daha fazla şey okuyorum. Bu açıdan bu kitabın faydalı bir kaynak olduğunu söyleyebilirim. Bazı noktalarda yazarın objektiflikten uzaklaştığını hissetsem de benim için ilginç ve keyifli bir okuma oldu. Konuya ilgi duyanlara tavsiye ederim.
Yazarın bir akademisyen olması, Türkoloji alanında çalışmaları bulunması ve akademik yayınlarının ağırlıklı olarak şaman kültürü üzerine olması en büyük etkenler.
Metin boyunca alıntı gösterilmeyen, havada kalan, yorumlama olan bir şey yok. Bütün savlar kanıtlı ve atıflı olarak metinde var olduğundan objektif bir çalışma okuduğunuzu hissetmeniz daha kolay.
Bir diğer yandan da sık sık görseller ile anlatım desteklenmiş olduğundan, kısa tutulan bölümlerden, detaylıca ufak bölümlere ayrılmış olmasından dolayı okuma kolaylığı var.
Şamanlarla ilgili ben çok fazla şey öğrendim. Bayıldım. Azıcık bile ilginiz varsa muhakkak okumalısınız.
Bu konu hakkındaki tek kitapmış, özellikle Türk kadın şamanları ele alan. Ben okul zamanlarımda Orta Asya Türkleri ile ilgili tarih derslerini çok ilginç bulurdum, özellikle o toplumda kadının yerini. Hatun'un gücünü, at üstünde ok atan kadınları. Ve peygamberli dinlerden önceki inanışlar da çok ilgimi çekiyor, özellikle şamanizm ve paganizm. Bu sebeple bu kitabı zevkle okudum. Beğendiğim alıntıları da ekledim siteye. Kitabı bir arkadaşım verdi, çünkü dinlerin erkek egemenliğine nasıl geçtiğini konuşuyorduk. Bu kitapta bundan bahsediliyor ve bazı sebepler gösteriliyor. Bu konuyu daha derin ve ayrıntılı inceleyen kitaplar da okumak istiyorum. Kara şaman kadınlar hakkında oldukça ilginç ve ürpertici hikayeler vardı. İslamın kabulü ile yaşanan değişimler de işlenmiş. Özellikle şamanların farklı cinsiyetlere özgün davranışları ve Travestizm ile ilgili kısım gerçekten ilgi çekici. Bir de -gan eki ile ilgili kısım, yazara göre bu kadın cinsi kelimeler oluşturan bir ek. Ama bu konuda okuduğum kaynaklarda yazan ise: - Alışkanlık, özellik, aşırılık anlamı katar (https://makuyapimekleri.wordpress.com...) - GAn (-An) eki, tarihî ve çağdaş Türk şivelerinde geniş zaman, geçmiş zaman (-mIş, -dUK) ve gelecek zaman sıfat-fiil eki olarak kullanılır. (FECC346EB6C94406B10FC0073CCFE210) Yani eski Türkçe'de gramerde cinsiyet olduğu ile ilgili bir kaynak bulamadım. Ama isimlere gelen ve ismi kadın/erkek yapan bir ek olabilir. Örneğin Can, Kaan, Han gibi isimlerin erkek; Su, -e/-ye, Gül gibi isim ve eklerin kadın olması gibi. Kadın şamanların evlenmesinin yasak olup erkeklerde böyle bir yasak olmaması da tabiiki feminist ruhumu rahatsız etti. Özellikle bu "kadın şamanlar ilk doğumdan sonra güçlerini yitirir" düşüncesinin kaynağını merak ettim. Erkek şamanların bile doğurduğuna inanılan bir kültürde üstelik. Bana hamile kadının daha bile güçlü olacağı inancı çok daha mantıklı gelirdi. Ve son olarak kitaptan en sevdiğim alıntı ile noktalıyorum:
Ataerkil olarak nitelendirilen bir toplumda erkeğin güçlü olması veya güç kaynaklarını elinde tutması için zayıf kadına ihtiyaç duyulur.
Türk Tarihinde Kadın Şamanizmi’nin hangi seviyede olduğunu, günümüzde dahi taşıdığı izleri ve etkilenen meslekleri örneklerle anlatmıştır. İçerisinde halk hikayelerinden ve metinlerden oluşan olay örgüleri ile daha anlaşılır bir kitap ortaya çıkmış.
Fuzuli hocanın objektif bakış açısı, çalışmayı daha güzel bir yere getirmiş kesinlikle. Türk kültürüne özel bir ilgisi olmayanlar için de zevkli ve anlaşılır bir eser olduğunu düşünüyorum.
Bayat hocamız, çok kapsamlı bir çalışma yapmış. Türk mitlerine harika katkıları olmuş.
Şamanizm geleneğini, kadın kimliğinin önemini geçmişten bugüne nasıl geldiğini açıklamış. Her bölümde bilgi akışı çok fazla, bu yüzden yavaş okunan bir kitap. Altını çizerek, notlar alarak okuduğum eşsiz bir çalışma. Felsefe, mit tarihi, metafizik alanlarında bize çok yardımcı olacaktır. Ayrıca uzun, gereksiz ayrıntılar da yok kitapta. Şiddetle tavsiye ediyorum.