Jump to ratings and reviews
Rate this book

Bir Mülkiyet Kalesi

Rate this book
Kemal Tahir'in ölümünden sonra, yazarın "sarı defterleri"nden temize çekilerek yayıma hazırlanan Bir Mülkiyet Kalesi, Kemal Tahir'in önemli toplumsal betimlemeleri de vererek, yaşantısını sergilediği romanlar zincirinin ilk halkasıdır. Yazar, kahraman olarak seçtiği babasının çevresinde ailenin oluşmasını, gelişmesini, anlatır. Böylelikle, ilerde Kemal Tahir'in yetişmesini hazırlayacak koşulların neler olduğunu öğrenmiş oluruz.

518 pages, Paperback

First published January 1, 1995

7 people are currently reading
135 people want to read

About the author

Kemal Tahir

72 books238 followers
15 Nisan 1910’da İstanbul’da doğdu. 21 Nisan 1973’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Asıl ismi Kemal Tahir Demir. Deniz yüzbaşı olan babası, Sultan II. Abdulhamid’in yaverlerinden. Babasının görevleri nedeniyle ilk eğitimini Türkiye’nin çeşitli yerlerinde tamamladı. 1923’te İstanbul Kasımpaşa’daki Cezayirli Hasan Paşa Rüştiyesi’nde mezun oldu. Galatasaray Lisesi’nde 10’uncu sınıftayken öğrenimini yarıda bıraktı. Avukat katipliği, Zonguldak Kömür İşletmeleri’nde ambar memurluğu yaptı. İstanbul’da Vakit, Haber, Son Posta gazetelerinde düzeltmenlik, röportaj yazarlığı, çevirmenlik yaptı. Yedigün, Karikatür dergilerinde sayfa sekreteri oldu. Karagöz gazetesinde başyazarlık, Tan gazetesinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1938’de Nâzım Hikmet’le beraber Donanma Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde “askeri isyana teşvik” suçlamasıyla yargılandı. 15 yıl hapse mahkum oldu. Çankırı, Çorum, Kırşehir, Malatya ve Nevşehir cezaevlerinde yattı. 12 yıl sonra 1950’de genel afla özgürlüğüne kavuştu.

İstanbul’a döndükten sonra bir süre İzmir Ticaret gazetesinin İstanbul temsilciliğini görevinde bulundu. “Körduman”, “Bedri Eser”, “Samim Aşkın”, “F. M. İkinci”, “Nurettin Demir”, “Ali Gıcırlı” gibi takma isimlerle gazetelere tefrika aşk ve macera romanları, senaryolar yazdı. Fransızca çeviriler yaptı. 6-7 Eylül olayları sırasında tekrar gözaltına alındı. Harbiye Cezaevi’nde 6 ay yattı. Çıktıktan sonra 14 ay kadar Aziz Nesin‘le birlikte kurdukları Düşün Yayınevi’ni yönetti. Edebiyata şiirle başladı. İlk şiirleri 1931’de “İçtihad” dergisinde yayınlandı. Yeni Kültür, arkadaşlarıya birlikte kurdukları “Geçit”, Var, Ses dergilerinde şiirleri çıktı. İlk önemli eseri olan 4 bölümlük “Göl İnsanları” uzun öyküsü Tan gazetesinde tefrika olarak yayınlandı, 1955’te basıldı. Yine 1955’te basılan “Sağırdere” romanıyla adını duyurdu. İstanbul’u bir çerçeve gibi alıp Türklerin Osmanlılıktan Cumhuriyet’e geçişini incelediği “şehir romanları” dizisinin ilk kitabı “Esir Şehrin İnsanları” 1956’da yayınlandı. Bu kitapta Mütareke dönemi İstanbul’unu anlattı. Dizinin diğer kitabı olan “Esir Şehrin Mahpusu” 1961’de, “Hür Şehrin İnsanları” 1976’da basıldı.

Kemal Tahirİlk kitaplarında daha çok köy ve köylü sorunlarına eğildi. Daha sonra Türk tarihinin ve özellikle yakın tarihin olaylarını ele aldı. “Devlet Ana“da, kuruluş sürecindeki Osmanlı toplumu ve yönetim sistemini, “Kurt Kanunu”da Atatürk’e karşı düzenlenmek istenen İzmir suikastini, “Rahmet Yolları Kesti” ve “Yedi Çınar Yaylası”nda ağalık kurumu ve eşkıyalık olgusunu inceledi. “Yorgun Savaşçı”da Anadolu’daki başsız, öndersiz ulusal güçlerin birleşip Ulusal Kurtuluş Savaşı’na başlamasına kadar geçen dönemi anlattı. “Bozkırdaki Çekirdek”te de köy enstitüleri üzerinde durdu. Kemal Tahir’in düşüncelerindeki çıkış noktası Marksist görüş ile Türkiye gerçeği arasındaki bağlantı sorunuydu. Siyasi eylemlere de katılmış bir yazar olarak, Türkiye’de kendi algıladığı siyasal, sosyal, kültürel yapı ile Marksist görüşün sunduğu çözüm arasında bir çelişki görüyordu. Türk toplum yaşamına uymadığına inandığı Batılılaşmaya ilişkin yargısı da bu Marksist çözümü yetersiz bulmasına bağlıydı. Çünkü Marksizim, “Türkiye’de 2’nci Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinin siyasal ve kültürel uygulamalarını bir ticaret burjuvazisi devriminin sonucu” olarak değerlendiriyordu. Kemal Tahir ise böyle bir sınıfın varlığından kuşkuluydu. Böylece hem Marksist görüşün, hem de Batılılaşmanın ürünü olan Cumhuriyet dönemi resmi tarih görüşünün aşılması düşüncelerini belirleyen temel nokta oldu.

“Devlet Ana”da Osmanlı toplumunun kölecilik ve feodalizmden çok farklı ve insancıl bir temel üzerine kurulduğunu anlatmayı amaçladı. Diğer romanlarında da “Türk insanı ve Türkiye özeli” olgusunu ortaya çıkarmaya çalıştı. Toplumsal gerçekçi çizgide sürdürdüğü yazarlık yaşamında eserlerinde yalın bir dil kullandı. Diyaloglarla zengileştirdi, karizmatik karakterler yarattı. En üretken romancılarımızdan biri oldu.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
103 (58%)
4 stars
56 (31%)
3 stars
14 (7%)
2 stars
1 (<1%)
1 star
2 (1%)
Displaying 1 - 20 of 20 reviews
Profile Image for Pelin Ayden.
9 reviews1 follower
July 12, 2020
Kemal Tahir’in “büyük romancı”lığının hakkını verdiği bir kitap. Yazarın bir çok romanını okumuş biri olarak bu roman, Devlet Ana ve Yorgun Savaşçı ile birlikte benim için ilk üçe girdi hatta neredeyse birinci oldu. Çok büyük keyifle okudum; o döneme ait tarihi kaynak niteliğinde bir eser. Kitabı okurken, TRT 2’deki “Tarihin Ruhu” belgeselini de izliyordum, tesadüfen kitabın geçtiği dönemleri konu alan bölümlerine denk geldim ve kitaptaki bazı olayları gerçek kayıtlarıyla izlemiş oldum. Zamanınız varsa bu belgesele de göz atmanızı öneririm. Biraz uzun oldu ama epeydir bu kadar keyifle yeni bakış açıları geliştirerek, bazı olayları araştırarak, üstüne düşünerek okuduğum bir kitap olmamıştı. Tavsiye ederim.
Profile Image for Alphan Lodi.
319 reviews
October 24, 2021
Bence Kemal Tahir romanlarında realizm, olayların ve şahısların hakkını teslim etmek şeklinde tezahür ediyor. Çarpıtmadan, olanı olduğu gibi yansıtmaya çalışmak veya olanı olduğu gibi yansıtmaya yarayacak kurgular oluşturmak. “Bir Mülkiyet Kalesi” de ölümünden sonra sarı not kağıtlarından derlenerek tamamlanmış bir kitap. Kitabın ilk bölümünde Mahir Efendi’nin yaşantısı üzerinden Abdülhamit iktidarı, İstanbul’un işgali, ikinci bölümde ise İstiklal savaşı ve sonrası anlatılıyor. İkinci bölüm kitabın tamamlanması için tarihi bilgilerle doldurulmuş gibi olsa da yazarı tarafından tamamlanmamış bir kitap olması bu kusuru örtüyor. Kemal Tahir külliyatını bitirmeye kararlıyım, az kaldı :)) “İstibdat, dünya üzerindeki bütün meziyetleri müstebit (diktatör) e mal ederek yaşar. Meziyetler ancak müstebite mal edildikten sonra, ondan millete geçerler. Müstebit, Allah tarafından, milletin başına kondurulmuş bir devlet kuşudur. Onun sayesinde yaşanır, onun sayesinde mesut olunur, onun her şeyin hakkından geleceği şüphesizdir. Ona itaat eden bir millet, bütün bu ilâhi meziyetlere sahip olmuş demektir. Ona itaat etmeyenler ise birtakım vatan hainleri, bozguncular, dinsizler…”
Profile Image for İlhanCa.
881 reviews6 followers
September 16, 2023
Geç tanıdığım müthiş bir kalem Kemal Tahir.

Seriye bağladığım ilk kitabı olsun..
Dönemi ve şartları merak edenlerin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum..

Film izler gibi olayları takip edeceksiniz Mahir Bey merkezli..
Profile Image for Beybulat-Noxcho.
273 reviews9 followers
October 23, 2023
“Gavur hakkı zor ödenir” (s.10)

“… taşıdıkları köylü çekingenliği- pek farkında olmadan bir akıllı adam ağırbaşlılığı haline inkılap etmişti” (s.20)

“Aşk hususunda bir ağaç kadar cahildi” (s.28)
“En büyük adam bile uşağı için büyük değildir” s.90
“Hiç kimse, ihtilalde muvaffakiyetin birinci şartını ihtilalcileri kuvvetinden ziyade istibdadın artık idare edemez hale gelmesi olduğunu hesaplayamamıştı” s.107
“Her zaman, her yerde olduğu gibi mağlubiyet, ahlakı biraz daha bozdu” s.110
“Müjde paşam iki oğlumuz oldu! “ Mısırlı Prens Said Halim Paşa’nın cevabı ömür: “Babası kim?” diye sormaz mı? (s.113)
“Doğacak çocuk kanından belli olur” (s.116)
“Her budalalığın bir cezası olmalıdır” (s.117)
“Millete vaat ettiklerini vermeyen hükümetlerin harbe, bir avutma çaresi olarak başvurdukları söylenir” (s.118)
“İnsanlar o kadar açtılar ki, namustan bahsetmek gülünç ve usandırıcı bir şey oluyordu” (s.128)
“Memleket yüreğinden vurulmuş muharip gibi değil, zorla ırzına geçilmiş bir kadın gibi yerde yatıyordu. Her tarafı parça parçaydı. (s.159)
“Sahici kahraman ruhlar, sessiz, gösterişsiz vücutlarda saklanıyorlar” (s.163)
“Vatan ne demek? Vatan denilince üstündeki insanları hatırlayanlardan…Vatansız insan çok görülmüştür ama, sen hiç insansız vatan gördün mü? Ordu da bir katır ölür yer yerinden oynar; Mehmetçiğe geldi mi, künyesi kapar, leşini bir çukura atarlar. Ben bir tüfek kundağı için üç kişiye meydan dayağı atıldığını gördüm” (s.163)
“Herkeste ölümü aldatıp geri dönmemenin utanmaz kibiri, çılgın neşesi vardı” (s.171)
Canseza’nın ömründe gördüğü ilk orospu bu Şaziye Hanım’dır” (s.172)
Bir güb Talat Paşa’ya “gençleri yetiştirip yükseltmedikleri” söylenmiş, merhum da “Hani öyle müstait genç?” diye sorarak muhatabını haptetmiş” (s.212)
“İti öldürene sürütürler” s.222
Mahir Efendi ağız aramak ilmini hiç bilmiyordu .s.223
“Malum ya Prusya zabitinin meşhur bir sözü vardır: “Orospuya kur yapılmaz,” der, ücretini verir işini derhal görürsün! Pezevengin de tabii eli sıkılmaz” s.257
“Ben softa değilim. Hazreti Ömer de komünistmiş” s.260
“Tüfek ne iyi arkadaş! İnsan onu sırtında taşırken arkasını yüksek bir dağa vermiş gibi kendisini emniyette hissediyor” s.265
Arslanın erkeği var da dişisi yok mu?

“Akıl da lazım ama her şeyin başı namus. Karıyı cesur eden namusu…
“Kötü karı da bir şeyden korkmaz.
-Kötü karı rezaletten korkmaz…Sıkıntıya katlanmak icap ederse yılıverir.” s.267

“Azdan az olur, çoktan çok…”
-İstanbul’da karılara hakaret ediyorlarmış. Doğru mu?
-Namuslu karıya dokunanı görmedim. Ötekiler gavur zabitlerini kırmızı götlü balmumu ile kendileri davet ediyorlarmış”

Padişahlık dünyadan çekildi. Gölgesi kaldı. s.270

“Kavga güzel şeydi. İnsanı sarıyordu. Güzel olmasa, insanı sarmasa, insan hiç evini, barkını, çoluğunu çocuğunu bırakır da yola çıkar mı?” (s.274)
“Hem de sıkışık sıralarda verilen vaatlerin kıymeti yoktur” (s.277)

“İnsan çocuklarını karısı doğurduğu için sevmesin” (s.290)

“ Hepimiz gemileri köprüleri bir kere yakmışız. Geri dönmek imkansız… Her zaman bu böyle oluyor. Napolyon Bonapart İtalya’ya Alp geçitlerini yalınayak askerle aşıp girdi. Yenilseydi… Kaybolur giderdi. Yendi. Hala yaşıyor. Galiba her zaferin başında böyle yalınayaklar, bitten harap olmuş deriler, aç mideler ve kocaman, hayasız yalanlar var. Yaşamak isterim. Yaşayıp da bugün, burada söylediğin vatanperver nutkun, inşallah zaferi kazanırsak, ne hale geleceğini görmek eğlencelidir” (s.318)

“Mücadeleyi hayattan şu sırrı anladım ki ben memat bir didinmenin sükuna inkilabıdır” s.318

“Gaddar adam her zaman ahlaksızdır” s.323

“Vatanı vatan için ölenler değil, şu anda sıcacık bir odada, karısnın koynunda yatanlar kullanıyor” s.324


“Ona dört tane vasiyetim var.
Bir: evlenirse karısında fazla güzellik aramasın”
İki: Asla borç etmeyecek
Üç: Berber dükkanında, hamamda, meyhanede ve kerhanede para için asla çekişmemeli”
Erkek kısmı beladan kaçmaya mecburdu. Beladan kaçsın benim oğlum. Ama bela bir kere üstüne gelirse… Yani bir damlası üzerine sıçrarsa…O zaman belanın içinde yatıp yuvarlanmasını isterim. O zaman, Murat tepeden tırnağa bir bela kesilmeli” s.325

“Yenge için vasiyetin yok mu?
-Yok. O vazifesini bilir.
-Benim var.
-Buyur.
-Başkasıyla evlenmesin. Evlense bile lütfen yeni kocasına ut çalmasın. Çalsa da hiç olmasa “Neyleyim takdire tedbir uymuyor” şarkısını söylemesin” s.326
Cenap Şahabettin “Göklerden emeller gibi rizan oluyor kar” s.326
“Kurt dumanlı havayı sever” s.332
“Trafalgar’da Fransızları yenmiş bu centilmen
-İyi etmiş.
-Ve demiş ki: Bizim gemilerimiz tahtadandı ama, denizcilerimizin yürekleri çeliktendi” Anladın mı?
-Anladım. Gemiler tahtadanmış, yürekler çelik…”
-Evet… Nelson bu harbi kazanmış. Bu söz de meşhur olmuş. Eğer harbi kaybetseydi…Dünyada bu sözden daha avanakça bir laf olur muydu? Olmadı tabii. Sözler de adamına göre…Galibin ağzında başka, mağlubun ağzında başka…Okka her yerde dört yüz dirhem derler. Yanlış” s.335

“Hoş zaten hiçbir kabahat sahipsiz kalmamıştır ya” s.337

“Mektep insanı adam etmez. Adam olma yollarını gösterir” s.338
“Yüreklerimize basarak yürüyoruz” s.342
“İnsanoğlu galiba, bir yaz gecesi başını kaldırıp gökyüzüne hiç bakmaz. Baksa da köpoğlu köpeklik düşünür…Gözünün önüne adam getir. “ s.343

“Hilafet mübarek bir makam…Dünya yüzündeki
-Biliyorum. 300 küsür milyon Müslüman mı? Ben bu devirde 300 milyon değil, üç yüz tane dini bütün Müslüman bulunduğuna inanmıyorum”
“Cahil adamın imanı da, küfrü de ancak idrakine göre oluyor” s.351

“...Suriye’de Cemal Paşa’yı da görmedim değil… Allah bile yeryüzüne inseydi, ondan daha kahhar, daha kibirli olamaz” s.352

“Bu “ama” kelimesi olmasaydı, dünyada çok şeyler düzelirdi” s.354
“Vatanı, milleti, kitaplarda yazıldığı, nutuklarda, marşlarda söylendiği gibi mi seviyorsunuz? ….. Vatanı bedava bulmuşuz. Bedava alınan her şey gibi o da en muazzam bedelle muhafaza ediliyor” s.357

“Sen Murat’ı dövmesen, Yunan yüzbaşısı da kendi Murat’ını tokatlamazsa, çocuklar büyüyünce birbirinini gırtlağına belki sarılmazlar. Şerefli insanların, başkalarına ait haklara tecavüz ettiğini hiç gördün mü?
“..hata etmemek ayıp. Hata etmeyen insanla, dost olmak şurada kalsın, tavla bile oynanmaz…
-Daima bizi yener diye mi?
-Hayır, canımızı sıkar diye.” s.357
“İtirazım düşmanla dövüşmek değil, kazanılacak zaferin neye, kime yarayacağında” s.445
“Karnın aç da, fikrin dolaşmış” s.448

maslahat: hukuk düzen kurallar
rizan: dökülen
mesmu: duymak, işitmek
Hacalat hissi
mevkuf
madrabaz: dalavere çeviren
müstait: doğuştan yetenekli
Profile Image for Ömer Faruk.
164 reviews26 followers
August 19, 2019
Abdülhamit döneminden başlayarak Kurtuluş Savaşı'nın sonu, saltanatın kaldırılmasına kadar olan süreci padişah yaveri, alaylı yüzbaşı, marangoz Mahir Efendi'nin hayatı odağında anlatan bir Kemal Tahir romanı.

Aslında pek roman demek içimden gelmiyor. Neredeyse bir tarih kitabı demek daha doğru olur. Özellikle birinci dünya savaşından itibaren, yazar Platon tekniğiyle yazdığı diyaloglarla dönemin önemli tarihi olayları ve kişilikleri ile ilgili malumat vermeye ve değerlendirme yapmaya başlıyor. Komünist Adil Usta, Durmuş Hoca, Mülazım Selami Efendi gibi yan karakterler bu diyaloglarda kullanılıyor. Adil Usta ağzından dönemin komünist fikre sahip şahsiyetlerinin mesela Mustafa Suphi olayına nasıl baktıkları ve genel durumu nasıl değerlendirdikleri anlatılıyor. Aynı şekilde Durmuş Hoca açık fikirli müslümanların düşüncelerini yansıtıyor. En çok konuşturulan ve Kemal Tahir'in de adeti olduğu üzere fikirlerini söylettirdiği romandaki aklı başında karakter olan Mülazım Selami Efendi vasıtasıyla ise olanı, olacağı ve olması gerekeni anlatıyor.

Ama bu anlatımlar yer yer öyle uzuyor ki, okuyucu hikayeden kopuyor. Söz konusu diyaloga nereden gelindiği unutuluyor.

Kitabı teknik olarak beğenmediğimi söyleyebilirim. Yan karakterlerin derinliği yok. Hemen hepsi yüzeysel işlenmiş. Sadece konuşuyorlar. Birinin repliğini bir başkası söylese farkedilmez neredeyse. Hemen bütün yan karakterler hakkında bir-iki cümleden fazla değerlendirme yapılamaz. Canseza, Hasan Kahraman, Tahsin Usta, İzzet Efendi, Durmuş Hoca... Başkarakter Mahir Efendi'nin de derinlemesine psikolojik tahlili yapılmıyor. Roman daha çok olaya dayalı diyeceğim ama o da pek değil. Evet sürekli olarak bir mekan değişmesi ve hızlı bir zaman akışı var ama o da tarihi olaylara yedirilmiş biçimde değil. Tarihin kendisi romanın olay akışını çok gölgede bırakmış.

Kitap iki kısımdan oluşuyor. Birinci kısım Abdülhamid'in halledilmesine kadar olan dönem. Bu dönemde Mahir Efendi'nin bir mülk sahibi olma takıntısı oluşumdan itibaren işleniyor ve neticeye ulaştırılıyor. Buraya kadar merkezde Mahir Efendi ve kagir evi var. Abdülhamitten sonra bu ev Mahir Efendi'nin (evin yarısını nasihatlerin aksine karısı Canseza'nın üzerine yapmayışı yüzünden) şark kurnazlığı sebebiyle elinden alınıp bedeli isteniyor. İyi yürekli bir faizci hanımla karşılaşması neticesinde bu Hayriye Hanımefendi'ye borçlanarak evini kurtarıyor ve borcunu ödemek için evi kiraya verip evinden çıkıyor Mahir Efendi ve ailesi. Hemen akabinde de savaş çıkıyor.

Bu dakikadan itibaren ikinci kısım başlıyor ve kitabın başından beri işlenen kagir ev, mülk takıntısı bir anda silinip gidiyor. Buradan itibaren yalnızca Mahir Efendi'nin oradan oraya sürüklenmesi ve savaş anlatıları mevcut. O ev meselesi niye anlatıldı, neyi sembolize ediyordu ben anlamadım açıkçası. En sonda da bir yangın neticesinde evi kurtarmak isterken Mahir Efendi hayatını kaybediyor. Bütün bunlardan hiçbir anlam çıkaramadım.

Neticede Kemal Tahir'in Türk tarihinin belki de en önemli 30 yılını fikirlerini açık ede ede anlattığı bir kitap elbette okunmalı. Enver Paşa ve İttihat-Terakki, bu öznelerin bizi savaşa sokması, savaş yıllarındaki İstanbul'un ilk defa asker verişi, kıtlık, kıtlığa karşı namustan verilen tavizler; Anadolu'nun savaş yıllarındaki hali, tehcir, zorunlu göçler, memurların yolsuzlukları, mütareke İstanbul'unun rezillikleri, (Mahir Efendi'nin Anadolu'ya geçme sebebi olan çarşaflı "Türk kadını"nı koluna takan Fransız zabiti vurma olayı) Ankara ve Mustafa Kemal, Çerkez Ethem olayı gibi meseleler hakkında mütalaalar okumak elbette muazzam faydalı ve keyifli.

Bu mütalaalarda yazar çuvaldızı hep kendimize batırmış. Cemal Paşa'nın kibri, Enver Paşa'ların bizi savaşa sokuşu, Nuri Paşa'nın Azerbaycan'da yaptıklarının İtilafların İstanbul'da yaptıklarına benzerliği gibi olaylar veya Yunanistan'da 300 sene ne işimiz vardı gibi sorgulamalar... Özellikle Enver'lerin bizi savaşa sokuşu ve gencecik Anadolu evlatlarını kumarda harcanan boplara benzetmesi öfkeyle kaleme alınan satırlar olduğu çok belli. Bunlara örnek olarak Canseza'nın kurtarmaya çalıştığı, evin önünde soğuktan donarak can veren Mehmetçiğin anlatıldığı sahne ile, Burdurda hastane katibinin Sarıkamış'tan ötürü aklını kaybederek "şahidim" son sözüyle can vermesi vurucu sahnelerdi.

Bu mütalaalarda çok fazla yanına mim konacak satır-paragraf mevcut. Bazı yerler gerçekten durup düşündürtüyor. Yazar ayrıca bolşevik devrimi ve sosyalizm hakkında da olumlu görüşlerini vermeden edememiş. Üslup çok sade ve rahat.
Profile Image for moi, k.y.a..
2,071 reviews378 followers
September 5, 2023
Kemal Tahir okumaları #1

bu ülkenin cahilliğini hafife alıyorsunuz cümlesini yine yeniden derinden hissettim özellikle son kısımda. üzerine konuşacağım şeyler var ama önce bir sayıp sövme evrem geçsin!
97 reviews2 followers
February 29, 2024
Kemal Tahir’i her okuduğumda hissettiğim şey hep aynı, keşke ortaokul- lise dönemindeki anlamsız resmi tarih dersleri yerine Kemal Tahir’in eserleri okutulsaymış. Edebi olarak bir beklenti olmadan okunabilir, dönem tarihini öğrenmek için müthiş bir kaynak. II. Abdülhamit döneminden başlayıp, cumhuriyetin ilk yıllarına kadar uzanan bir süreci (31 mart, Balkan savaşı, 1. Dünya savaşı, Milli Mücadele, Çerkez Ethem, TKP, Mustafa Suphi,..) marangoz Mahir Efendinin yaşamı üzerinden takip ediyoruz. Roman aynı zamanda otobiyografik de sayılıyor. Mahir efendi aslında Kemal Tahir’in babası Tahir efendi. Canseza da, bir Abaza olan ve saraya köle olarak verilen, Tahir efendi ile evlenene kadar Abdülhamitin kızı Naile Sultanın yanında kalan Hubser Hanım.
Profile Image for E. Alp.
4 reviews
October 9, 2025
Yazarın son dönemde okuduğum Meşrutiyet, sonrası ve erken Cumhuriyet döneminde geçen pek çok eserinden biri. Kapsadığı dönemi farklı toplumsal profillerin bakış açısından yansıtması ve her birinin gözünden dönemin devlet ve toplum yapısına eleştiri getirmesi yöntemini bu kitapta daha da ustaca kullanmış.

Yaklaşık yetmiş yılı kapsayan bu yolculuk boyunca okuyucunun bağ kurabileceği pek çok yan karakter gelip geçiyor elbette. Ancak bunlardan Selami Bey'i ve baş karakterimiz Mahir Bey ile kurdukları yoldaşlık ilişkisini kolay kolay unutacağımı sanmıyorum. Normalde alıntı biriktiren bir okuyucu değilim ama bu acemi yorumuma dönüp baktığımda hatırlamak için şu bölümü bırakmak istiyorum:

“Mahir Efendi, Selami'nin İzmir'i hiç sevmediğini biliyordu ama, kolayca yalan söylemişti. Oğlu, Ayşe'yi belki de sevmeye mecbur değildi. Fakat Selami'yi mutlak sevecek... Yoksa biçarenin orada, öylece düşmesinin ne kıymeti kalır?
"Böyürsen seni Selami amcanın mezarına götüreceğim. Büyürsen çok para kazanacaksın... Selami amcana mermerden bir mezar yaptıracaksın. Bana haydi söz ver..."
Sesi titrediği için sustu. Islanan gözlerini oğlunun şaşkın bakışlarından kaçırdı.
"Olur... Bizi Adil Bey, Hürriyet Tepesi'ne götürdü. Selami amcama Hürriyet Tepesi'ndeki gibi bir mezar yaptıracağım..."
"Teşekkür ederim oğlum!"
"Bak, iyi aklıma geldi... Durmuş amcam hep söyler. Hani bize Hürriyet de getirdin mi baba?"
"Hürriyet mi? Hürriyet'in ne olduğunu sen biliyor musun?"
"Biliyorum. Hürriyet, iyi bir şey..."
"Galiba getiremedim."
"Neden? Bulamadın mı? Eli silahlı adamlarda olurmuş... Durmuş amcam dedi ki: Hürriyet hep eli silahlı adamlarda bulunur. Demek ki... Kılıcını çektiğine göre Selami amcamda varmış..."
"Evet, onda vardı."
"Niçin almadın?"
"Unutmuşum..."
"Eyvah! Durmuş amcam sana çok öfkelenecek..."
"Haklı Durmuş amcan..."
"Bak ne yaparız. Deriz ki... 'Evet getirdi,' deriz..."
"Hayır Murat! Galiba yalnız Hürriyet meselesinde yalan söylenmiyor. Bırak, Durmuş amcan bana öfkelensin!"
Murat birkaç adım sonra yavaşça, "Ben Hürriyet'i pek merak ediyorum!" dedi. "Rüyama bile girdi de ondan. Kırmızı bir şeydi... Şöyle kıpkırmızı..."
(Ketebe Yayınları, 2025, 2. basım, s. 551)
This entire review has been hidden because of spoilers.
30 reviews
June 21, 2025
Kemal Tahir'den okuduğum bilmem kaçıncı roman oldu bu. Aynı coğrafyada aşağı yukarı aynı tarihleri işlemesine mukabil her romanında bambaşka olay örgüleri, bilinç akışları ve karakter tiplemeleri kurgulayabilmesi Kemal Tahir'i bende diğer roman yazarlarından çok başka bir noktaya oturtur. Kaleminin özgünlüğü ve derinliğini anlatmaya bu metin kutusu yetmeyebilir : ) sadece tavsif olarak Kemal Tahir'in müthiş bir gözlemci olduğunu ve hayatın menfi ve müsbet bütün âzasını hakikatten kurguya indirgeyebilecek bir zekaya sahip olduğunu söyleyebilirim. Hakkında okumuş olduğum bir tarifte kendisinin hayatı bir roman karakteri olarak yaşadığını ve hayattaki her şeyi(bila-istisna her şeyi) roman unsuru olarak gördüğünü okumuş idim. Kemal Tahir tam da böyle tavsif edilebilecek birisi. Kitapta getirebileceğim tek eleştiri romanın kapanış kısmının basit kalmış olmasıdır. Tüm bu mükemmel romanı son 10 sayfada yangından mal kaçırırcasına ; ) derleyip bağlamış. Genel ahêngi bozan bir son oldu.
Profile Image for Murat çevik.
124 reviews
May 1, 2024
Sarayda marangoz olan Mahir Efendi eşliğinde İstanbul'un işgali ve sonrasında ülkenin içinde bulunduğu işgali, savaşı güzel bir şekilde aktarılmış. Anadolu'daki Mustafa Kemal önderliğinde başlayan kurtuluş mücadelesinin Büyük Taarruz öncesinde alınan riskin ve ordunun hali de anlatılarak başarının büyüklüğü ortaya konmuş.

Sarayda padişahın yanında başlayan macera saltanatın kaldırılmasıyla sona erip evine dönmenin eşine Canseza'ya dönmenin huzurunu yaşarken son yaşadığı mücadelenin sonunda insanın boğazı düğümleniyor. Bu hayat bunu hak etmedi.

Kitap içerik, anlatı ve olaylar konusunda gayet bilgilendirici, macera dolu ve Cumhuriyetin kuruluş mücadelesinin atlattığı zorlukları, tehlikeleri okuyucuya hem bilgi hem olay hem de duygu olarak çok güzel aktarmış.
75 reviews
October 10, 2025
Bir romandan beklentim her zaman iyi bir kurgu okumak oluyor. Ancak bu kitap, Abdulhamid döneminden başlayarak Milli Mücadele'nin sonuna kadar olan olayları anlatmaya çalışması, arada Mustafa Kemal'in konuşmalarını tam olarak vermesi, dönem boyunca yapılan tartışmaları aktarması bakımından bana yer yer tarih kitabı okuyorum hissi verdi. Kitapta verilmeye çalışılan mesajların derinliği olmayan karakterler ve konuşmalarla başarıya ulaşmadığını düşünüyorum. Ancak tek sevdiğim nokta, o dönemin ahlakına ve insanların yaşayış biçimine dair bilgi vermesi oldu. Böylece dönemi daha yakından tanıma fırsatı buldum.
131 reviews1 follower
May 18, 2025
2. kez… Kemal Tahir efsanesinden muhteşem bir kitap daha. Çöküş, milli mücadele ve insanımızın yüzyıllardır değişmeyen eğitimsizliği, fırsatçılığı; her kanun ve nizamı kendi menfaatine yontma çabası.
2 reviews
October 19, 2017
Bence yazarın üzerindeki çalışması bitmemesine rağmen müthiş bir kitap.
Milli mücadele yıllarına dair kitapları zaten severim, bir Tahiri olarak bu kitaba özel bir sıcaklık hissettim.
4 reviews
November 20, 2017
Bitmesine ömrü yetmese de, bütün kitaplarını okumuş biri olarak favorim budur.
Profile Image for meryem betul.
48 reviews6 followers
August 8, 2019
1.Dünya Savaşından Kurtuluş Savaşına kadar olan dönemi, müterake yıllarını ve harbin askerin üzerindeki psikolojik etkilerini mükemmel bir dille anlatmış Kemal Tahir. Mutlaka okunması gerekir.
Profile Image for Alperen Mercan.
6 reviews
March 10, 2024
Kemal Tahir’in en can alıcı kitabı olabilir. Çok uzun bir dönemi inanılmaz detaylarıyla birlikte okuyoruz. İnanılmaz.
Profile Image for Caterina.
1,191 reviews60 followers
September 21, 2023
🎧 Storytel'de dinledim.

Mülk: Arapça mulk
1. isim Ev, dükkân, arazi vb. taşınmaz mal.
2. isim Vakıf olmayıp doğrudan doğruya birinin malı olan yer veya yapı.
3. isim, ► ülke

Başlarken çok büyük bir beklentim olmasa da ilerleme kaydettikçe "mülk" sözünün TDK'da belirtilen 3 anlamının hakkının verildiğini hissettim. Her kelimede tüylerim diken diken oldu. Eğer okumaya karar verirseniz, Mahir Bey'in köyünden payitahta gelmesiyle başlayan kurguda saltanatın adım adım sona gelişi ve kurtuluş savaşı mücadelesinin farklı görüşlerce dile getirilişini okuyacaksınız.

Kemal Tahir'in ölümünden sonra derlendiği için tenkit edenler olsa da ben olayların anlatıldığı dönem hakkında bildiklerime istinaden içeriği ve anlatım üslubunu beğenenlerdenim.

Son sözleri okurken Mahir Bey'in "Karıcığım, yarın benim takım zembilini hazırla! Takım zembilini… Yarın…" sözlerinden sonra gözlerim dolu dolu oldu.

Ölmeden önce mutlaka okuyun ya da benim gibi storytelde dinleyin!
Profile Image for Recep Tugrul.
37 reviews2 followers
December 18, 2012
Kemal Tahir'în öldükten sonra müsfettelerinden yayınlanan kitabı. Büyük ihtimalle bu yüzden biraz dağınık bir kurguya sahip kitapta üç büyük savaş görmüş (Balkana Harbi, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı) bir Osmanlının (Tahir'in babasının) hikayesi anlatılıyor. Kemal Tahir'in düşünce yapısının oluşmasında rol oynayan zaman dilimleri hakkında da fikir veriyor kitap.
60 reviews
March 31, 2021
Kemal Tahir in beklentimi karşılamayan eseri
Displaying 1 - 20 of 20 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.