22.6.1927'de İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesi'ni, Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. 1943-1944'de Çınaraltı, Varlık, İstanbul ve Kaynak'da şiirleri ve düz yazıları çıktı. İlk kitabı Üçüncü Mevki 1946'da yayınlandı. Ulus gazetesinde muhabir olarak başladığı gazeteciliğe Hür Ses'de fıkra yazarlığı ile devam etti. Daha sonra Halkçı, Tan, Akşam, Milliyet, Yeni Ortam, Hürriyet, Güneş gazetelerinde ve Çarşaf dergisinde köşe yazıları yazdı. Bu dönemlerdeki çalışmaları, Taş, Sömürücülerle Savaş, Suçlanan Yazılar, 'Kahrolsun Komünizm' Diye Diye, Onlar Uyanırken, Kopuk Kopuk, Geçip Giderken, Gölgelerin Gölgesi, Şeytanın Aynaları, Bir Yumak İnsan (1978 Türk Dil Kurumu Ödülü), Nar Çekirdekleri adlı kitaplarda toplandı. Altan'ın dört romanı var; Büyük Gözaltı (1973 Orhan Kemal Ödülü), Bir Avuç Gökyüzü, Viski ve Küçük Bahçe. Dördü de Fransızcaya çevrilen bu eserlerden Büyük Gözaltı İsveçce, Yunanca Bulgarca ve İspanyolca; Bir Avuç Gökyüzü ise İspanyolca ve Romence dillerinde yayınlandı. Büyük Gözaltı Fransız liselerinde seçmeli ders kitabı olarak okutuldu. Çetin Altan 1965-1969 arasında Türkiye İşçi Partisi'nden milletvekilliği yaptı. Önce dokunulmazlığı kaldırılan, sonra da iade edilen ilk milletvekilidir. Bu dönemdeki anılarını Ben milletvekiliyken adıyla kitaplaştırdı. Yazarın tümü oynanmış oyunlarından basılı olanlar; Çemberler, Mor Defter, Suçlular, Dilekçe ve Tahtaravalli, basılmamış olanlar ise, Beybaba, Yedinci Köpek, Islıkçı ve Telefon Kimin İçin Çalıyor'dur. Kavak Yelleri ve Kasırgalar'da çocukluk anılarını anlatan Altan'ın Aşk Sanat ve Servet ve Atatürk'ün Sosyal Görüşleri adlı iki incelemesi var. Rıza Bey'in Polisiye Öyküleri ile Türk yazınında pek az denenmiş olan polisiye türünde eser veren yazar Zurnada Peşrev Olmaz'da mizahi yazılarını topladı. 2027 Yılının Anıları ise onun fütürist bir çalışmasıdır. Çok yönlü bir yazar olan Altan'ın gezi yazıları Al İşte İstanbul ve Bir Uçtan Bir Uca adlarıyla yayınlandı. Tarihinin Saklanan Yüzü ise onun Osmanlı tarihi üzerine yaptığı bir araştırmadır. Tüm yapıtlarından örneklerin toplandığı "Seçmeler" 1992'de yayımlandı. 1997'de Seçmeler genişletilerek Dünyada Bırakılmış Mektuplar adıyla tekrarlandı. Son 15 yılın günlük gazete yazıları da Şeytanın Gör Dediği kitabıyla okuyucuya ulaştı. Yazar son olarak çocuklar için özel bir yapıtı gerçekleştirdi, Alfabe... Elli yıllık yazı yaşamında yazılarından ötürü pek çok kez mahkemeye verilen Altan hakkında ağır cezada 300'den fazla dava açıldı. 1972 yılında gözaltı süresi 24 saat olmasına karşın 15 gün gözaltında tutuldu. Üç kez tutuklandı, iki kez mahkûm oldu ve iki yıl cezaevinde yattı. Son olarak hakkında 159. Maddeye dayanılarak açılan davada tek celsede beraat etti. Çetin Altan köşe yazılarına Sabah gazetesinde devam ediyor.
Çetin Altan, 1960'larda Akşam gazetesinde solculuğu popülerleştiren, bu arada kendisi de bir kalem ustası olarak sivrilen, 1965'de Türkiye İşçi Partisi listesinden TBMM'ye giren, oradaki konuşmaları ile dikkatleri üzerine çeken dönemin en popüler köşe yazarlarından biri.
Sosyalizmin, emekçi sınıfların uyanışı ile mümkün olacağını dile getiren Altan, bunun her ülkede olduğu gibi Türkiye'de de kendine özgü bir şekilde mümkün olacağını, sosyalist olmanın Rusya'ya kapılanmak anlamına gelmediğini, "komporodor Türk burjuvazisi"nin kendisini eleştiren ve emekten yana duran herkesi komünist olmakla suçladığını ileri süren bir yazar.
Bu tezler doğru bulunabilir, eksik ve yanlış görülebilir, primatif olarak yorumlanabilir, sosyalizm bu değil denilebilir. Ancak Çetin Altan'ın (kitapta anlatılmıyor ama) 23 Nisan 1967'de TİP Milletvekili olarak İzmir'de katıldığı parti toplantısında dövülmesinin ve milletvekilliğinin düşürülmesi için TBMM'de önerge verilmesinin ardından kendisine halktan, uyanması için çağrı yaptığı emekçi sınıflardan gelen mektupları içeren bir kitap Onlar Uyanırken.
Bir yandan sosyalizm nedir, Türk tipi sosyalizm nasıl olmalıdır'ı anlattığı bir bölüm var kitapta, ardından mektuplara, üstelik orjinal içeriği ile yer verilen ikinci bölüm. Altan kitapta, egodan arınmış bir üslupla, "Türkiye'de sosyalizm kurulduğunda benim bu yazdıklarım çok önemsiz kalacak" diyor ama kendisine emekçi halktan mektuplar ile gelen destek onu belli ki çok gururlandıryor.
Kitabın bu versiyonunda, Metin Çulhaoğlu tarafından yazılan bir sunuş, değerlendime yazısı var. Bu da kitabın yazıldığı 1967 yılının ve o dönemin ruhunu sergilemek için güzel bir katkı.