Jump to ratings and reviews
Rate this book

Havuz Başı

Rate this book
“Bir bahar günü Sait Faik ve Orhan Veli ile birlikte yaptığımız bir Boğaz gezintisini anımsıyorum. Üsküdar’dan Beykoz’a kadar her iskelede Sait beni sınava çekmişti: ‘Şu iskeleyi anlatmak gerekse neresinden başlarsın?’ Anadoluhisarı İskelesi’nin yanında küçük bir kahve vardır. ‘Haydi’ dedi, ‘mademki hikâyecisin, şu kahvede ilk gözüne çarpan nedir, söyle bakalım?’ Baktım üç dört kişi oturmuş, kâğıt oynuyor, kahve içiyor, duvarda birtakım basma resimler… İran şahının, Atatürk’le resmi falan. ‘Bu resimleri belirtirim’ dedim. Kızdı birden, ‘Ulan!’ dedi, ‘o kenarda tek başına oturan ihtiyar sakallı var ya? İşte asıl hikâye o be?’ ”
Oktay Akbal, Şair Dostlarım, 1964

*Havuz Başı *Kumarbaz Hayri Efendi *Çatışma *İyilik Unutulmaz *Bir Sonbahar Akşamı *Bir Ev Sahibi *Bayan Gülseren *Yüksekkaldırım *On Milyonerle On Metresi *Jimnastik Yapan Adam *İnsan Gibi Bir Şey: Huy *Su Basması *Mektup *Sur Dışında Hayat *Serseri Çocukla Köpek *Sonbahar *İnsanlar, Türküler, Masallar *Parkların Sabahı, Akşamı, Gecesi *Cezayir Mahallesi *Simitle Çay *Şehrin Sabahları ve Adamlarından Biri *Şehrâyin *Güğüm

160 pages, Hardcover

First published January 1, 1952

22 people are currently reading
291 people want to read

About the author

Sait Faik Abasıyanık

70 books515 followers
Sait Faik Abasıyanık (18 November 1906 - 11 May 1954) was one of the greatest Turkish writers of short stories and poetry. Born in Adapazarı, he was educated at the Istanbul Erkek Lisesi. He enrolled in the Turcology Department of Istanbul University in 1928, but under pressure from his father went to Switzerland to study economics in 1930. He left school and lived for three years in Grenoble, France - an experience which made a deep impact on his art and character. After returning to Turkey he taught Turkish in Halıcıoğlu Armenian School for Orphans, and tried to follow his father's wishes and go into business but was unsuccessful. He devoted his life to writing after 1934. He created a brand new language and brought new life to Turkish short story writing with his harsh but humanistic portrayals of labourers, fishermen, children, the unemployed, the poor. A major theme was always the sea and he spent most of his time in Burgaz Ada (one of the Princes' Islands in the Marmara Sea). He was an honorary member of the International Mark Twain Society of St. Louis, Missouri.

Sait Faik mostly published under the name Sait Faik, other pen names being Adalı ("Island dweller"), Sait Faik Adalı, and S. F..

There is an award for his name which is given every year on his death anniversary: Sait Faik Hikâye Armağanı

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
203 (38%)
4 stars
227 (43%)
3 stars
81 (15%)
2 stars
11 (2%)
1 star
5 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 41 reviews
Profile Image for Sine.
387 reviews475 followers
April 6, 2017
4.5'tan 4 yıldız vermeye niyetliyken oktay akbal'ın sonsözünü okuyup, kanlı canlı bir sait faik'in de yazı dilindekinden zerre farkı olmadığını görünce utanıp "benim ne haddime" diyerek 5 adet yıldızımı buraya bırakıyor, sait faik'i de hayvan sevgisinden öpüp kaçıyorum efenim.
Profile Image for Özgür.
173 reviews165 followers
November 22, 2025
Kitabı Oldtimer grubu ile birlikte okudum.

Sait Faik de en sevdiğim öykücülerden. İyi ki Türkçe biliyorum da yazdığı dilde okuyabiliyorum dediğim yazarların en başta gelenlerinden biri. Sait Faik’in öyküleri bana hep şiir gibi gelmiştir. Şiirle aram iyi olmasa da onun öykülerini severim.

Bu kitaptaki öykülerin bazıları alışık olduğum tarzının dışındaydı biraz. Öykülerden en çok keyif aldıklarım kitaptaki sırasıyla şunlar: Havuz Başı, Bir Sonbahar Akşamı, Jimnastik Yapan Adam, Su Basması, Mektup, Sur Dışında Hayat, Serseri Çocukla Köpek, İnsanlar Türküler Masallar ve Güğüm.

“- Kedi, dedi, kedi. Kedi iyi. Yok köpek... Köpek insan gibi fena huy. Fena huy...
- Nasıl fena huy? Çok sadık hayvan.
- Sadık fena. Köpek insan nasıl huy var alıyor. Budala bir hayvan. Karaktersiz hayvan. Ama kedi çok sadık, vuruyor pençe. Çalıyor, koparıyor. Var karakter kedi. Buyuk karakter.

Kediyle köpeğin farklarını, kedinin meziyetlerini sayıp döktü. Öylesine sayıp döktü ki artık köpeğimi sevemez oldum. Kedi temizdi. Karakter sahibiydi. Şahsiyetti. Vahşiydi. Kendine fenalık yapıldı mı köpeklik yapmazdı atardı pençeyi... Cesurdu...” Jimnastik Yapan Adam’dan.
Profile Image for Baris Ozyurt.
918 reviews31 followers
June 10, 2019
“Kasaba, coğrafi vaziyeti yüzünden lodosu, poyrazı pek az tutan bir limanda kurulmuştur.İki vilayetin, yedi kazanın, otuz kırk nahiyenin, yüzlerce köyün iktisadi durumu bu limanın işlemesine bağlıdır. Kasaba deniz kenarına yığılmış evleriyle dar sokaklardan ibarettir. Bir ana yolu doğruca gelir, limana dayanır. Bütün dükkânlar, manifaturacılar, bakkallar, berberler, kunduracılar bu ana yolun üzerindedir. Limana doğru iner gibidirler. Limanın tam karşısında büyük bir meydanlık vardır.

Kasaba eski zamanlarda kaldırımsız, bakımsızdı. Meydanlarda çamurlar, sular birikirdi. Hele yüzlerce öküz arabasının yığıldığı liman meydanında geceleyin muhşetem bir opera havası eserdi. Türküler söylenir, masallar anlatılırdı.

Büyük çam kütükleri, kambur meşeler alevlerini kara kara tahtalı evlerin sırtlarında gezdirirdi. Öküzlerin büyük, efsanevi gölgeleri dört beş evin birden yüzünü kaplardı. Bir kuyruk darbesi Sarmısakzade’nin damının üstünden kayar, bir öküz başı Salâhaddin Ağa’nın alev kırmızısına boyanmış yeni tahtalı kırmızı evinin yüzünde geviş getirirdi.

Kasaba eski zamanda geceleri bir masal havası içinde yüzerdi.”(s.23)
Profile Image for İlhanCa.
901 reviews6 followers
May 30, 2024
Sait Faik'in gözlem gücünü ve insana dair derin anlayışını yansıtan, çeşitli karakterlerin günlük yaşamlarına dair kesitler sunan kitabı..

Eserde yalın ve samimi anlatım dikkat çekiyor.

"Havuz Başı"ndaki hikayeler, sıradan insanların iç dünyalarını, toplumsal ilişkilerini ve yaşadıkları zorlukları derin bir duyarlılıkla ele alıyor.

Kitapta yer alan hikayelerde, genellikle İstanbul'un kenar mahallelerinden, deniz kenarlarından ve adalardan gelen karakterler bulunuyor. Yazar, bu karakterlerin hayatlarını anlatırken, onların umutlarını, hayal kırıklıklarını ve yalnızlıklarını ustalıkla işlemiş..
Profile Image for huzeyfe.
578 reviews86 followers
March 1, 2021
Sait Faik'i Sait Faik yapan şeyler nelerdir diye soracak olursanız öncelikle daha önceki tarzlara benzemeyen ve örnekleri kendinde bir yazar olması, doğayı ve karakterleri olduğu gibi basit, samimi ve içten yani iyisiyle kötüsüyle anlatan ama hepsinden öteye bunları şiirsel bir dile bize aktaran bir yazar olmasıdır diyebilirim. Bu kitabında da, kitaba adını veren Havuz Başı başta olmak üzere başarılı birçok öykü bulunmaktadır. Ancak bazı öyküler yarım kalmışlık hissi uyandırsa da bu tamamen biraz önce bahsettiğim Sait Faik'in kendine özgü tarzından ileri geldiği için bende güzel bir tad bırakan bir kitap oldu. Öykü kitaplarını oylamak ya da yorumlamak her zaman zor olmuştur benim için çünkü genelde tek tek öykü bazında değerlendirme yapmayı daha adil bulsam da şu an hepsine ayrı yorum yazmak zor geldiği için ileri bir zamana bırakırken aralarında 5 yıldız verebileceğim birkaç öykü olduğunu da belirmek isterim.

Havuz Başı öyküsü klasik bir yurdum insanı öyküsü olduğu için biraz sıradan gibi olsa da yine Sait Faik diliyle başarılı bir öykü olmuş. Olayın ve mekanın yer almadığı "Mektup" öyküsü ise çok sıradısı bir tarz olması nedeniyle hoşuma gitti diyebilirim. Yazarın Mektup isimli bir de şiiri vardı diye hatırlıyorum. Bir de Parkların Sabahı Akşamı ve Gecesi isimli öykü ise yaşadığım milyonluk şehirlerde (İstanbul ve Londra) kendi kabuğuma çekilmek istediğim zamanlar kalabalıkların arasına giden birisi ve bu parklarda gözlem yapmayı seven birisi olarak benim ilgimi çeken bir öykü oldu.
Profile Image for Bilgen.
238 reviews17 followers
November 1, 2025
semaver, sarnıç ve alemdağda var bir yılandan sonra 4. sait faik okumam. Bana en çok hitap eden alemdağda var bir yılan oldu sanırım. ama havuz başını okumuş olduğuma da sevindim.
adapazar'lı;) biri olarak sait faikin çocukluk izlerini taşıyan öykülerini merak ediyordum. ama sadece iki öykü bana biraz tanıdık geldi.
"su basması" öyküsü sakarya nehrini mevsimlere göre insansı özelliklerle anlatmış. ve bu öyküye ba-yıl-dım. " ah ne sinsi sudur bu! sanki en büyük düşmanı fukara insandır. ..zalimdir, alçaktır ama sessizdir. " demek o yıllarda deli akarmış sakari, ama sonbahar taşması o kadar afatlı değilmiş. Hem tanıdık hem yabancı. yıllar geçince mevsimler, nehirler bile değişiyor demek. benim bildiğim sakarya fabrika atıklarını taşımak zorunda olan, pis yatağında sessizce akan bir mahkum gibi adeta. yıllar onu da efendiyken köleleştirmiş gibi...
İlk öyküler sait faikin kendisiyle konuşur gibi yazdığı öykülerdi, dostoyevski öteki tadındaydı. onları da beğendim ama pek yazarın tarzı değil gibiydi.
son öykülerden simitle çayı okuyunca, sabah olsa işe gitsem de şu ikisinin aşkını yaşasam derken ( ki bunu 20 yıllık meslek hayatımda 20 değil 2 defa bile söylemişimdir;) bir sonraki öykü şehrim sabahları ve adamlarından biri ile birden iş hayatında uzaklaşıp, eve gitsem de en sevdiğim saatler gelse, ışıklar yansa derken buldum kendimi. sait faik sen nelere kadirsin. iki öykü arası 2 dk ruhsal değişimim tamamen tezat;)
Bir de şiir tadında başlayan öyküler:
" köpeği omzuna almış gidiyordu. köpek de sokak çocuğu da pis değildi. kirliydiler. köpek iki aylıktı. çocuk on yaşındaydı. vakit de gece yarısıydı. "
yüreğime dokunan öyküler böyleydi.
Profile Image for Caterina.
1,209 reviews62 followers
February 10, 2021
4 yıldız!

Okuduğum Abasıyanık kitapları arasında ilk defa bu kitapta içine giremediğim hikayeler vardı. Bu durumun yazardan çok benim eksikliğimden kaynaklandığını düşünsem de genel olarak betimlemelerini çok sevdiğim, keyifli bir kitaptı. Sait Faik Abasıyanık keşke hep İstanbul tasvirleri yapsa diye düşündüm... Hikayelerden dikkatimi çekenler şöyle:

On Milyonerin On Metresi hikayesi The Decameron'a çaktığı selamla benim için müthiş bir süpriz oldu.

Su Basması betimlemelerin çok mutlu ettiği bir hikayeydi. Köylünün omzundaki kabullenmişliğin çöküklüğü ve selin getirdiklerine rağmen hayata yeniden tutunuşları ne güzeldi.

Mektup On Milyonerin On Metresi'nden sonra en sevdiğim hikayeydi. Yazının serüveni üzerinde bu kadar naif bir düşünme şeklini okumak keyif vericiydi.

Sonbahar bu öyküden bir tadımlığın ileride incelememi okuduğum zaman burada olmasını istedim. Mevsimler bundan iyi anlatılamazdı bence.

"Çiçekler ve ağaçlar, toprağın derinliğindeki sırrı bize ifşa ederler. Orada da kokuların ve renklerin bilmediğimiz tecellileri olduğunu lisanıhal ile söylerler. Fakat biz bir şey anlamayız. Bu
anlaşılmaz lisanlarını kulağımıza fısıldayan nebatat, anlaşılmadıklarına mahzun sönüp giderlerken, biz de yeni mevsime gireriz. İşte bu mevsim sonbahardır."
"Ne yazı, ne de kışı, ne de ilkbaharı seviyorum. ilkbahar çiçeklerin ve ağaçların küçük çocuklar, kuzular gibi bağrışıp meleme zamanlarıdır. Ne söyledikleri meçhuldür. Şuursuz ve istikametsiz konuşurlar. Yazın ise daha ağırbaşlı, lisanları daha kavi, fakat, bir inactuel flozof veya psikologturlar. Çiçekler ve ağaçlar ve otlar, yalnız sonbaharda son bir ümitle yapraklarını
dökerek; garip, esrarlı ve fani goncalar açarak; insanlara, ümitlerinden ve zaaflarından son def bahsederler."



Sait Faik Abasıyanık okumanın insana iyi gelen mutlu eden bir yanı var. Ölmeden en az bir eserini okumadıysanız zarardasınız.
Profile Image for Ahmet.
71 reviews1 follower
May 22, 2019
Sait Faik kitaplarını okumaya baştan başlayacağıma sondan başladım resmen. Daha önce Az Şekerli kitabını okumuştum, şimdi de Havuz Başı'nı okudum. Elimdeki diğer iki kitabı da Son Kuşlar ve Alemdağ'da Var Bir Yılan kitapları. Onları da okuduğumda yazarın, yayın sırasına göre son 4 öykü kitabını okumuş olacağım 😀 Lafı daha fazla uzatmadan kitabı öykü severlere tavsiye edeyim.

Beğendiğim bir-iki alıntıyı da ekleyeyim:
"Şehrin dışını bile kavuran bu sıcak, orada apartmanların, ağaçsızlığın dostluğunda kimbilir ne cehennemdir."

"-Evlat, dedi, nedir bu yolun hali?..
-Yol yapılıyor beyim! Sonra yapıldığı gibi senelerce bırakılıyor. Halbuki yapılan bir yol, her sene tamir görmeli, hiç olmazsa üç senede bir tamir görmeli ki böyle olmasın."

"Milyonluk şehirlerde de yaşasa, insanoğlunun içinde yalnızlık, kendi içine çekilme, sinme günleri doludur. Bitişik doğmadığımıza göre içimizdeki sevinçleri, kederleri başkalarıyla her an paylaşmamıza imkân mı vardır?"
Profile Image for Baran.
39 reviews
February 15, 2024
Sait Faik çok başka biri, yaşamın ta içinden, orta yerinden
Profile Image for Zeynep Haktanır Eskitoros.
136 reviews65 followers
Read
October 8, 2025
Sait Faik’i elbette seviyorum. Daha önce okuduğum öykülerinde o kendine has duyarlılığı, insanı bir anda Boğaz kıyısına, bir balıkçının iç sesine götüren o büyülü dili hissetmiştim.
Ama “Havuz Başı” ile ne kadar denesem de o dünyaya bir türlü giremedim. Öyküler birbirine karıştı, bitirdikten sonra geriye hiçbir şey kalmadı gibi hissettim. Belki zihnim yorgundu, belki de bu kitaptaki öyküler bende yankı bulmadı.
Yine de Sait Faik’in özel yerini inkâr edemem — bazen metinden bağımsız, biz o anki hâlimizle kitabın içinde olamıyoruz sadece...
Profile Image for nisa.
84 reviews23 followers
August 21, 2013
sokakta yapayalnız yürürken ne düşünürsen onu yazan adam. dilinden değil hep samimiyetinden.
Profile Image for Nevra Arslanturk.
245 reviews5 followers
July 3, 2022
Yaz öyküleri kıvamında, kapak rengi gibi havuz başı öykü kitabı. En çok “Bayan Gülseren” ve “Jimnastik Yapan Adam” öyküsünü sevdim, kısa film olsa çok çarpıcı olabilirler.

“On Milyonerle On Metresi” Decameron Türkiye versiyonu :)

“Mektup”, “Sonbahar”, “Simitle Çay” da çok hoş öyküler olmakla birlikte içlerinde oldukça iyi cümleler de vardı.

“-Yazıyı belki binlerce, milyonlarca insan okuyor. Ama yazı bunun için uydurulmuşa benzemiyor pek…Olamaz, ilk defa birçokları için yazmadık. Yazı sizin için yazıldı. Bu yüzden uyduruldu. Bir türlü Seviyorum! Diyemedik.
-Daha samimi olmamız lazım geldiği zaman utandık. Bu utanmadan yazı doğdu.
-Konuşurken düşünmüyor muyduk? Düşünüyorduk ama hatalara düşüyor, bir türlü onaramayacağımız haltlar karıştırıyorduk. Sonradan ne kadar pişman oluyor, söylediğimiz, hırsla söylediğimiz bir sözden ne kadar utanıyorduk. Yazı daha hesaplıydı. Konuşurken elbet daha samimiyiz. Ama ilk yazıyı yazan adamın yalan söylemek için yazdığını sanmıyorum.
-Ah o ilk mektup! Bir elime geçse…Onu ben de size göndermek isterdim. Sizde ilk yazıyı okuyan kadının heyecanı, sevinci canlanır mıydı?
-Kaybolan yalnız, sevgiliye yazılmış, uydurulmuş ilk mektup…Merak ettiğim hep o ilk ve en güzel yazı.”
S90-92 /Mektup
Profile Image for Hümeyra.
31 reviews12 followers
October 28, 2025
Sait Faik'e olan sevgim her kitabını bitirdikten sonra daha da çiçekleniyor. Havuz Başı'nı Old Timer Klasik Okuma Grubu'nun Ekim Aralık Türk Klasiği okumasına katılabilmek için başladım. İyi ki de başlamışım. Ne zaman okumakta odaklanmakta zorlansam Sait Faik'in akıcı dili beni çekip çıkarıyor o döngüden.

Canım arkadaşım Nejla'ya ayrıca teşekkür ederim kitabı bana ulaştırıp okumamı sağladığı için.

Beğendiğim öyküler sırasıyla, Havuz Başı, Bir Ev Sahibi, Bayan Gülseren, *Jimnastik Yapan Adam (yıldızlı, tüm kediseverlere armağan), Sonbahar ve Şehrin Sabahları ve Adamlarından Biri.

Oktay Akbal'ın son sözünde bahsettiği kimin hikayesinin yazılacağı bahsi çok hoşuma gitti, bana M2 metrosunda ya da metrobiste insanlara göz gezdirip hikayelerini tahmin etmeye çalıştığım zamanları hatırlattı.
Profile Image for Derya Uygun.
15 reviews1 follower
March 17, 2015
"Karakolda ayna var ayna var
Kız kolunda damga var damga var
Gözlerinden bellidir Karabaş
Sende de bana sevda var
...
Bende de sana sevda var"
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Selin Yalnız.
19 reviews
September 8, 2016
"Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet değil. Kış müthiş olacak, kar yolları kapayacak, bembeyaz ovada ölülük uzayıp gidecek..."
Profile Image for Ahmet.
211 reviews2 followers
January 21, 2024
Kısa kısa hikayeler, 1950-1960 istanbulunda sokak aralarında yaşanabilecek anlar barındırıyor
Profile Image for Morella.
27 reviews
March 23, 2019
"Üçle dört arası Beyoğlu'nun bu kahvesi pek tenhadır. Sokak da tenhadır ya: Sinemalar, mektepler, daireler alacağını almış; sokağı parasız avarelere, kahveyi de bize bırakmışlardır.

Biz kahvedekiler avare değil miyiz? Avare olmasına mis gibi, bal gibi avareyiz ya, biz ümitsiz avareyizdir. Halbuki dışardakilerin daha ümidi vardır."
Profile Image for Özgün Onat.
436 reviews6 followers
May 12, 2025
HAVUZ BAŞI / SAİT FAİK ABASIYANIK
Sahaftan alıp, kitaplıkta okunmayı bekleyen Havuz Başı'nı Sait Faik'in ölüm yıldönümü olan 11 Mayıs'ta onu anmak için okudum.
İlk defa 1952'de yayımlanan öykü kitabı Havuz Başı yeniden gözden geçirilerek basılmış. Bendeki kitap, 7. baskı Temmuz 2004 tarihli. İçinde 23 öykü var. Her öykünün sonunda ilk kez nerede, ne zaman yayımlandığı yazıyor ama bazı öyküler o dönemde farklı adla yayımlanmış. ( Örn. Kitaptaki Yüksekkaldırım adlı öykü 17 Ağustos 1947'de Yedigün'de "Daimi Bir Seyir Yeri" adıyla yayımlanmış) "Bir Sonbahar Akşamı", Parkların Sabahı, Akşamı, Gecesi" adlı öyküler ise daha önce hiçbir dergide yayımlanmamış, yazar tarafından doğrudan kitaba alınmış.
"Bir Ev Sahibi" adlı öyküsünde: "Malumu devletleri yaşadığımız asrın mühim dertlerinden birisi de ev sahibi, kiracı meseleleridir. Dünyada, içte, dışta bin türlü politika dalavereleri, kavgaları olurken fertlerde de borsa, karaborsa, geçim, maaş, işçi, patron, esnaf, et, süt, meyve kavgalarından maada bir de kiracı, ev sahibi derdi vardır. Galiba en mühimi de budur." demiş. Sait Faik bu hikayeyi Şubat 1948'de Yedigün dergisinde yayımlamış. Üzerinden 77 yıl geçmiş ama çözüm bulunamamış hatta daha kötü duruma gelindi maalesef.
"Çatışma" adlı öykü ise beni şaşırttı. Çünkü ilk defa Sait Faik kaleminden böyle çatışma, bunalım, karamsarlık içeren bir öykü okudum. Yirmi ikinci öykünün adı ise "Şehrayin" ????? Araştırılacak bir kelime. Osmanlıca - Türkçe sözlüğüme baktım hemen. Şehrayin: bileşik kelime, isim, Farsça ön bilgilerinden sonra anlamı; donanma, şenlik demekmiş.
Kitabın adı "İndim havuz başına" şarkısını hatırlattı, şarkıyı mırıldanarak okurken "Yüksekkaldırım" adlı öyküye gelince birden melodi değişti ve Levent Yüksel'in seslendirdiği Orhan Veli şiiri Dedikodu'ya geçiş yaptım :)))
Siz bir SİMİT için 380 kelimelik yaklaşık iki sayfalık bir yazı yazıp, üstelik okura merak ve keyif içinde okutabilir misiniz? İşte edebiyat dünyasında "en iyi öykü yazarı" denilen Sait Faik usta duru, akıcı diliyle bunu başarıyor. Böyle bir ustayı tavsiye etmek haddimizi aşar, ancak öykülerini okumaya devam edebiliriz.
Profile Image for İrem Hira Yuca Vurucu.
227 reviews68 followers
October 16, 2025
Tam artık üst üste Sait Faik okumaktan bunalacak gibi oluyorum, derken öyle bir öykü başlıyor ki, “yine yaptın yapacağını !” diyorum. Daha farklı uzun anlatılar ya da bağlantılı hikayeler teknikleriyle yazdıklarından sonra eski sulara dönmüş. Kısa kısa ayrıksı hikayeler - ya da belki o dönemlerde kıyıya köşeye yazdıklarını toplamışlardır? Bilmiyorum orasını. Ama “On Milyonerle On Metresi”, “Jimnastik Yapan Adam” “Serseri Çocukla Köpek” ve tabi çay kadın olduğum için “Simitle Çay” müthişti. “Parkların Sabahı, Akşamı, Gecesi” , yazmanın felsefesi üzerine fikir yürüttüğü “Mektup” ve “Yüksekkaldırım” yine sevdiklerimden oldular.
Sırada “Son Kuşlar” var , hadi bakalım.
Profile Image for Hakan İlker.
334 reviews
October 15, 2017
Bu kitap ile Sait Faik’in tüm öykü kitaplarını tamamlamış oluyorum. Ondan yeni bir öykü okuyamayacak olmam biraz canımı sıksa da, kütüphanemden çekip çıkardığım bir kitabın içindeki bir öyküsü bana her zaman huzur ve tanışıklık hissi vereceği için oldukça da mutluyum. Bu öykü kitabı diğerlerine nazaran bana daha karanlık, melankolik geldi. Kim bilir, neler yaşıyordu, neler yaşamıştı da çocukların bile yüzlerini çamur rengine benzetebilmişti...
İyi ki var olmuşsun üstad... İyi ki seni kendi dilimizde okuyabiliyoruz.
Profile Image for atito.
715 reviews13 followers
August 4, 2025
aslında sanırım bu seçkideki hikayeler tercihlerini bir başkasının dilinde bulunmak, o dile bürünmekten yana kullanıyor. ancak arada benim meftun olduğum sait faik dalıp gitmeleri de mevcut. zaten büründüğü diller insan portreleriyle de sınırlı değil, bıldırcının, sonbaharın, suyun da diline nüfuz etmek hevesi var. en sevdiğim hikayeler bu seçkide değil ama şiirin en doyurucu tanımı da burada: sebebsizce ya da unutularak sevilen şey. bir de "birdenbire evimi özledim." bu kitaplara adını veren öyküler hep bambaşka oluyor
5 reviews
April 23, 2020
“Yazıyı belki binlerce, milyonlarca insan okuyor. Ama yazı bunun için uydurulmuşa benzemiyor pek... Olamaz, ilk defa birçokları için yazmadık. Kendimiz olmadan, sesimiz duyulmadan başka birisine, bir tek kişiye bir şey söylemek için bir takım şifreler düşündük. Yazı sizin için yazıldı. Bu yüzden uyduruldu. Bir türlü ‘Seviyorum’ diyemedik.” Sait Faik Abasıyanık.
Profile Image for İsa.
28 reviews
January 9, 2025
Bu kitabı incelerken öncelikle şunu söylemek istiyorum, ben 5-6 sayfalık küçük hikayelerin olduğu kitapları çok da sevemiyorum. Düşük verme nedenim de tam olarak bu. Siz nasıl hissedersiniz bilemem ama ben okurken sıkıldığımı bile hissetmiştim. Ama bu tarz hikayeleri seviyosanız kitaba bir şans verebilirsiniz. Ayrıca şiirsel bi dil kullanmış olması da hoş bir detay
Profile Image for Gürkan Çoşkun.
265 reviews2 followers
April 23, 2019
Okuduğum en iyi öykü kitaplarından biriydi. Beğenmediğim yoktu. Tavsiyemdir.
45 reviews
August 30, 2020
Sait Faik tarzı oldukça farkli ve bizden. Icinde yazarin küçük küçük öyküleri var.
Profile Image for Pınar Aydoğdu.
Author 4 books39 followers
August 16, 2021
Sait Faik’in sıradan insanı anlatışındaki içtenlik, doğallık ve ustalık beni hep büyülüyor. Havuz Başı da birbirinden harika öykülerle dolu.
Profile Image for Ceren.
25 reviews
September 28, 2021
e iyiydi yani ama edebiyat dersi olmasa okumazdım çünkü hikaye sevmem roman>>>> neyse iyi işte fav yüksekkaldırım oldu jimnastik yapan adamdan da nefret ettim
Profile Image for Kerem Gençer Kutman.
81 reviews1 follower
February 12, 2022
Bir solukta okunan ve her öyküde insani yeni bir düş bahçesinde dolaşmaya çıkaran şahane bir eser. Bazı öyküler apansız biterken, diğerlerinin ise uzun uzun keyfini sürebiliyorsunuz. Pek güzel.
Profile Image for Tuana Aksu.
25 reviews
March 9, 2023
En sevdiklerim:
Bayan Gülseren
Su basması
Mektup
Parkların sabahı, akşamı, gecesi
Displaying 1 - 30 of 41 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.