Jump to ratings and reviews
Rate this book

Peygamberin Son Beş Günü

Rate this book
"Peygamber'in Son Beş Günü", sürekli bir bölünmenin öyküsü. Devrimci ozan Rahmi Sönmez, takma adıyla "Peygamber", bir kış akşamı, İstanbul'un Taksim alanında, arkasından kimsenin gelmediğini bile bile, en önden gidiyormuş gibi bir duygu içinde yürür. Bu yürüyüş bir bakıma onun bütün yaşamını özetler. Hep en önde olduğunu, hep ileriye doğru gittiğini sanırken, yaşamın dışına sürüklenir, gerisinde kalır. Hep çevresindekilerle kaynaşmak istemiş, ama onlar kendisini şu ya da bu biçimde yarı yolda bırakmışlardır. Gerçek devrimci ozanlar arasına katılmasını sağlayacak "tabutluk"lar düşleyip durmuş, ama evinde bir tür tutuklu yaşamı sürdürmüştür. Bir yarı bilinç içinde geçen son beş gününde ise, düşlerini gerçekleştirdiğini sanır, ama yalnızca yıkılışlarını yaşar. Böylece, gülünç ile acıklının iç içe girdiği bir döngü içinde, sürekli bir bölünme olur yaşamı.

312 pages, Paperback

First published January 1, 1992

21 people are currently reading
609 people want to read

About the author

Tahsin Yücel

156 books68 followers
Tahsin Yücel (17 August 1933 – 22 January 2016) was a Turkish translator, novelist, essayist and literary critic.

Born in Elbistan, Yücel studied at the Istanbul University, graduating in French philology. After completing his postgraduate studies, in 1978 he became professor in the same university. In addition to being author of essays, novels and short stories, Yücel was mainly active as a translator of about 70 novels from French into Turkish.

(from Wikipedia)

Kunduracı olan Ahment Yücel'le Nuriye Münevver Hanım'ın oğludur. İlköğrenimini Elbistan Gazi Paşa İlkokulu'nda tamamladıktan sonra 1945'te İstanbul'a gelmiştir. Burda; 1953'te Galatasaray Lisesi'ni, 1960'da da İÜEF Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Fakülteyi bitirdikten sonra, orda kalmayı tercih etti ve 1969'da doktorluk, 1972'de doçentlik, 1978'de de profesörlük ünvanlarını aldı. 2000 yılına kadar burda kaldıktan sonra emekliliğe ayrıldı.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
219 (39%)
4 stars
224 (39%)
3 stars
98 (17%)
2 stars
18 (3%)
1 star
2 (<1%)
Displaying 1 - 30 of 64 reviews
Profile Image for Zeren.
168 reviews197 followers
August 15, 2019
Rahmi Sönmez, nam-ı diğer Peygamber bu romanla Türkiye edebiyatında, unutulmaz kahramanlarım Poyraz Musa, Lena Ana, Vasili, Tiycan, Selim Balıkçı gibi ömürlük yadigarlardan biri olarak bende yer etti. Hiç unutmayacağım.
Profile Image for Aslıhan Çelik Tufan.
647 reviews196 followers
February 25, 2021
Özellikle liselerde müfredata dahil mi bilmiyorum ama değilse edilmesinde ya da en azından edebiyat öğretmenlerince öğrencilere tavsiye edilmesi gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Neden mi? İsmini görünce herkese dini temalı olduğunu düşündüren bu kitap aslında özellikle ülkemiz özelinde komünizm, komünist, anarşist ve terörist kavramlarının birbirine karışması ve asla doğrusunu kavrama gayreti olmadan yuvarlanıp gidilmesine karşı bir ders kitabı niteliğinde. Bilhassa 80 darbesi sonrasında yaygın olarak apolitik hale gelen gençlik ne yazıkki siyasi görüşlerin neleri kapsadığına dair bence fikre ve bilgiye sahip olmadan seçme ve seçilme hakkına sahip oluyorlar. Yanılıyorsam düzeltin lütfen.

Gelelim kitaba ;Peygamber namı diğer Rahmi Sönmez, fakülte sıralarında kavuştuğu aşkını da ülküsünü de çok erken yaşta yitirir. Fakat içten içe yitiremez, hayatına devam edemez, evladını büyütür, işine gücüne gider ama ne ideolojisini sorgular ne de aşkı başka bir kadında arar. Sanki onun için hayat sevgili karısı Feridesi kabre girişi ile durmuştur. Kabul ediyorum ki birçok insan hayatını mecburen devam ettiriyor. Kim istemezki yasını süresiz bir zamanda tutmayı?

Rahmi Sönmez benim için Turgut Özben kadar unutulmaz bir kurgu karakter oldu. Onunla çok empati yaptım, onunla çok dertleştim. Keşke daha fazla anlayabilseydim diye bile düşündüm.

Zannımca yeterince değer ve ilgi görmeyen saklı hazinemiz Tahsin Yücel'i muhakkak okumalısınız, okutmalısınız.

Tavsiyemdir.

Keyifli okumalar 🌼

..
..
..
#readingismycardio #aslihanneokudu #okudumbitti #2021okumalarım #okuryorumu #kitaptavsiyesi #tahsinyücel #canyayınları #peygamberinsonbeşgünü #çağdaştürkedebiyatı
Profile Image for Yücel.
76 reviews
December 14, 2017

Okuyup da etkilenmemek pek mümkün değil. Okurken çok sevdiğim ana karakter, Rahmi Sönmez. Onun kavgası, aşkı, hayatı, ailesi, hayatın ona oynadığı oyunlar, onun hayata attığı çalımlar… Yer yer oldukça mizahi olaylara, yer yer de son derece üzücü olaylara tanık oluyoruz. Rahmi Sönmez (Peygamber) ile hayatı şöyle böyle, deli dolu yaşıyoruz. Kitabın her yerinde Nazım Hikmet ve ondan yapılmış muhteşem alıntılar. Rüya gibi bir eser desem yeridir. Sanırım uzun süre unutamayacağım bir karakter oldu Rahmi Sönmez. Kitap ile ilgili getirebileceğim birkaç eleştiri var ama bu kadar güzelliğin içerisinde bunlardan bahsetmek çok mantıklı gelmedi şu anda bunları yazarken.
Ve son olarak, Tahsin Yücel çok güzel bir insan…
Profile Image for Ebru Çökmez.
264 reviews60 followers
July 3, 2024
Değerlendirmem çokça spoiler içerir.
 
Kitabın dediğine göre çok çok ünlü bir işadamı gençliğinde beraber devrimcilik oynadıkları, aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan Rahmi Sönmez adlı bir ozanın hayat hikâyesini yazdırmak için bir grup yazarla anlaşıyor. Fakat daha sonra işadamı hazırlanan dosyayı beğenmiyor ve yayınlatmıyor. Emeklerinin heba olmasını istemeyen yazarlar da kitapta geçen isimleri değiştirip Peygamberin Son Beş Günü başlığıyla kendileri yayınlatıyor.

Kitapta bu üst kurmaca “Zorunlu bir Açıklama” başlığıyla verilmiş. Kurguya göre proje sonradan romana dönüştürüldüğü için iki kısma ayırmak zorunda kalmışlar. İlk kısımda ozanın yaşam öyküsü, ikinci kısımda da yazarların daha çok hayal gücüne dayanarak oluşturdukları ozanın hayatının son beş günü anlatılmış.

Kitabı neden sevmediğimi en sona bırakarak Tahsin Yücel’in bu kitabı gerçekten niye yazmış olabileceğini anlamaya çalışıyorum. Rahmi Sönmez karakteri aşağıdaki şekilde oluşturulmuş olsa, mesela?

Rahmi, İslam dininin tüm bilgisini şeyhinden öğrenen, evine şeyhinin izin verdiği kitaplardan başka bir şey sokmayan, bu kitaplardaki bilgileri yakın çevresine sürekli dayatarak yakınlarını bunaltan, tüm hayatı inancı çerçevesinde yorumlamaya çalışan ve karşılaştığı sorunları bu doğrultuda çözmeye çalışırken afallayan, teori pratiğe uymayınca kendi kendine senaryolar geliştiren dogmatik bir dincidir. Yönetim şeklinin Şeriat olmasını düşlemekte ve bunun için mücadele edilmesi gerektiğine inanmakla birlikte evinde oturup ibadet ederek, şeyhinden kalan kitapları, hadisleri okumaktan başka bir şey yapmamaktadır. Kendisi bu durumdan içten içe rahatsızdır. Cihat etmek, kâfirleri dize getirmek inancının gereğidir. Kendini bu yolda düşlemekten ömür boyu vazgeçmemiştir. Bir gün torunu Kazım (Nazım diyemezdim kusura bakılmasın) adi suçlardan, çetecilikten hapse düşer. Rahmi’nin hastalıklı zihni onu manipüle ederek torununun cihat yolunda mücadele ederken hapse girdiğine inandırır. Onun için cihat sonunda başlamıştır.

Bu haliyle Rahmi acınası bir karakter midir? Evet diyemeyiz. İslam dinini benimseyen çoğu insan bu karakteri üstüne alınıp da “Vay efendim, İslamcıları nasıl gösteriyor!” diye yazarı eleştirmez. Hatta radikaller bu karakteri hak yolunda bir mümin olarak algılayıp kıvanç duyabilirler. Rahmi karakteri bu haliyle edebiyat dünyasında fırtınalar koparmaz. Bir edebiyat eseri olarak bile kabul görmez.

Rahmi Sönmez Marksist bir ozan olarak kurgulanınca iş değişiyor. Hâlbuki tipoloji birebir aynı. Dogmanın içine sıkışmış, olduğu yerde dönen bir karakter. Böyle yazılınca kitap, Rahmi Sönmez üzerinden tüm eski solcuları (onlara salon sosyalisti mi diyorlardı?) ironik bir şekilde topa tutuyor. Kitabın yazılış amacının bu olduğuna ikna oldum galiba.

Kitap ele aldığı konu bakımından çok katmanlı değerlendirmeler sunabilirdi. 1940’tan günümüze Türk solu-toplum ilişkisi, devrimci edebiyat, Nazım Hikmet’ten günümüze şiir, Marksist kuramın günümüz dünyasındaki geçerliliği vs.

Ancak kitapta yazarın bu konularla ilgili bir savı yok. Bu konular, Rahmi Sönmez’in acınası halini tekrar tekrar gözümüze sokmak amaciyla atmosfer oluşturmakta araç olarak kullanılmış. Rahmi’nin eski solcu arkadaşlarından biri büyük kapitalist, biri pavyoncu olmuş. Devlet tarafından dikkate alınarak hapis yatmak onuruna ermiş olanlar cenaze törenlerinde Rahmi’ye burun kıvırıyorlar. Marksist kuramın olmazsa olmazı örgütlü mücadele kitabın hiçbir yerinde yok. Darbelerin sadece iması yapılırken, dönemin baskıcı koşullarından bahis yok.

Bu bir dönem ve hiciv kitabıysa eğer bu unsurların kitapta yer alması gerekirdi. Böylelikle Rahmi Sönmez, dönemin devrimci yazar-çizer skalasındaki yüzlercesinden biri olur ve bu karakterin kitlenin genelini temsil etmesinin önüne geçilmiş olurdu.

Üst-kurmaca bölümünde sözde yazar grubu Rahmi Sönmez’i çok sevmiş, hayatının bilinmesine karar vermişler bilgisi var. Ayrıca, Peygamberin Son Beş Günü kısmında bu yazarlar hayal güçlerini çalıştırdıklarını ve böylelikle biyografinin biraz olsun roman niteliği kazanabildiğini belirtiyorlar. (İnsan sevdiğine bunu nasıl yapar!). Bu son beş günü yazarak Rahmi Sönmez'in gerçek bir Roman Kahramanı olma hakkını elinden almış ve onu bir Mr. Bean, gibi parodi bir tiplemenin içine hapsetmişler.

Sözüm Tahsin Yücel’e değil tabii ki, ısmarlama kitap yazan o beş kişilik gruba!
Profile Image for Erkan.
285 reviews64 followers
September 18, 2018
Kitabı okumadan önce tek bildiğim eski tüfek bir karakterle ilgili olduğuydu, başka bir bilgim yoktu. Kitabın en başında açıklandığı gibi beş tane yazar zengin bir işadamının teşvik ve maddi desteğiyle adamın eski arkadaşı ile ilgili araştırma kitabı ya da biyografi yazmak için yola çıkıyorlar ancak anlaşmazlık yaşayınca proje iptal oluyor ve Tahsin Yücel bu araştırmaları romanlaştırıyor.

Kitabın 140 sayfalık ilk bölümünde baş karakter Rahmi Sönmez'in hayat hikayesi anlatılıyor. Rahmi Sönmez romantik bir komünist. Hayata sadece bu pencereden bakabiliyor, bakmayanları da anlamakta ve kucaklamakta zorlanıyor, kendine kurduğu kapalı dünyasında yaşıyor ne yaşıyorsa dolayısıyla değişime ve çağın gereklerine ayak uydurmakta zorlanıyor.

İkinci bölümde ise romanın adında belirtildiği gibi nam-ı diğer peygamberin son beş günü anlatılıyor. Peygamber, Rahmi Sönmez'e takılan bir lakap, sebebini anlatmayayım. Yaşadığı bu dışa kapalı hayat sonucunda gerçeklik duygusundan uzaklaşan hatta aklını yitirmeye başlayan peygamberin hayatının son beş gününde devrime kalkışması hikaye ediliyor.

Kitap oldukça güzel, tatmin edici, dili de akıcı, okurken keyif aldım. Bazen gerçeklik duygusundan uzaklaştı roman ama bunu zaten yazar da romanın en başında belirtmiş, bunu gerçek hayat hikayesini anlatmaya çalışmasına bağlamış. Beni en çok rahatsız eden şey bazı sözcüklerin kullanımı oldu. Örneğin roman boyunca burjuva yerine kenter sözcüğünü kullanma ısrarını saçma buldum yazarın.

Sonuç olarak herkese tavsiye edebileceğim bir roman olduğunu söyleyeyim. Ülkemizdeki Marksizmin, komünizmin bir eleştirisi olarak da okumak mümkün ayrıca, nerelerde nasıl hatalar yapıldığından, devrime bakış açısındaki yanlıslıklar ve eksikliklerden bahsetmesi, gerçekçilikten nasıl uzaklaşıldığını anlatması açısından da önemli bir roman.
Profile Image for Murat Gonul.
223 reviews
July 22, 2016
Etkileyici bir romandı.

Peygamberin Son Beş Günü, adından anlaşılacağın aksine, gençliğinde yaptığı ateşli konuşmalar ve savunduğu fikirler nedeniyle 'peygamber' takma adını alan halk ozanı Rahmi Sönmez'in yaşamını anlatıyor. Kitap iki ana bölümden oluşuyor, ilk bölümde Peygamber'in hayatı, ikinci bölümde de son beş günü anlatılmış. Tahsin Yücel gerçek bir Türk dili üstadı. Dilimizi nakış gibi işliyor bu romanda. Türkçe aşığı olduğu çok belli yazım tarzından.

Romanın baş karakteri derinlemesine anlatılmış, gerçekten tanıyor gibi oluyor insan, tipi gözünün önüne geliyor insanın sanki. Peygamber, ilk ve tek aşkıyla, devrime olan gönül bağıyla, teoriyle pratik arasındaki farktan kopuk, idealist bakış açısıyla çok eğlenceli ve sevilecek bir karakter.

Bundan başka, kitap tam bir Nazım Hikmet övgüsü. Şairin hayatıyla ilgili bir çok güzel bilgi ve dizelerinden bir çok güzel örnek var. Karakterimiz Nazım'a öykünüyor, torununun adını da Nazım koyuyor hatta.

Özellikle son kısmında halk ozanımız Peygamber'in, İsa Peygamber benzeri olaylar yaşaması dikkate değerdi. Kitabın sonu da duygusaldı, içimde tanıdığım birini bir daha göremeyecekmişim gibi bir his bıraktı.
Profile Image for Tuna.
184 reviews11 followers
July 3, 2024
Bir kitap kulübü vesilesiyle tanıştığım yazarın bu yapıtı, sinemadaki “found footage” alttürüne göz kırpan, derlenen belge ve bilgilerin kurgusal bir takım eklentilerle edebi bir eser formuna dönüştürüleceğini vadeden üst kurmaca tadında girişiyle epey gizemli bir hava yarattı.

İki eski dostun çocukluktan başlayan arkadaşlığının ergenlikten ilk gençliğe geçirdiği dönemler ve can yoldaşı olmaları, üniversiteye girişleri ve onları dönüştüren devrimci fikirler ile tanışmaları, hayatlarını değiştirecek kişiyle karşılaşmaları hızlıca anlatılıyor. Zorluklar içinde başlayan ve yine öyle devam eden bu süreçte edebiyat ve yazın dünyasına adım atmaları ve fakat gündelik yaşamın güçlükleri nedeniyle birbirlerinden, eserlerinden ve fikirlerinden uzaklaşmaları da aktarılıyor.

Gençliğinde idealist bir insan olarak çizilen Rahmi Sönmez (Peygamber), şartların ve zamanın etkisiyle ışıltısını ve rengini kaybetmeye, hayatının dönüm noktalarında edilgen bir tutum sergilemeye ve kabuğuna çekilmeye başlar. Gerçekler ve hayaller arasındaki bağı silikleşirken hedeflediği dünyanın dışına itildiğinin ayrımına varmakta da zorlanır. Beylik ve eski kalıplara göre ezberlediği fikirleri değişen ve gelişen dünyanın ve insanlığın dertlerine çare olmaktan çok uzaklara düşmüştür artık. Yaptığı sohbetler ve girdiği tartışmalar beyhude nihayetlerle sonlanır.

Devrimin ve devrinin geçtiğini epey sonra anlamakla birlikte hala yapılabilecek birşeyler olduğunu düşler, ozanlığı gibi mücadelesinin de işlevsiz hale geldiğini kabullenmek istemez. Ömrü boyunca bir hayale tutunan ve fakat bunun için hiçbir çaba harcamayan Peygamber, daldığı gaflet uykusundan güçlükle uyanır. Kara kışta ikinci baharı getireceğini düşünür. Bildiği yolda, varacağı hedefe doğru harekete geçmeye karar verir.

Pek çok açıdan trajikomik nitelikte pasajlar barındıran hikaye; solun ve ona gönül verenlerin çıkmazlarına ve dağılmışlıklarına vurgu yaparken, kahraman olmak için ödenmesi gereken bedellerin de “reçetesini”sunma gayretine giriyor. Kapitalizmin insan ruhunu uyuşturan ve uyutan duvarına çarpan bireylerin, toplumdan kopuşlarına mercek tutuyor.
Profile Image for Seba.
21 reviews
February 4, 2011
الرواية اول ما قرأت في الأدب التركي،الترجمة العربية للعنوان هي " الايام الخمسة الاخيرة لرسول". بالوصف.. هي سيرة سردية لحياة شاعر ثوري ملقب ب "رسول" تقوم على تتبع مراحل حياته و احداثها بسخرية مرّة.يقسم الكاتب "تحسين يوجيل" الرواية الى قسمين ، قسم يفصل فيه الايام الخمسة الاخيرة لحياة رسول و يجمل بقية حياته في القسم الأول... و يخط من رسول نموذج الازدواجية و انعزال الفكر عن الواقع و يتفنن باسقاطة مرة بعد الاخرى في الهوة المتنامية بين مثالياته المتجذرة في زمن آخر وواقعه الذي يرفض ان يراه . صورة - وان كانت متطرفة بعض الشيء- الا و انها تعكس متناقضات متصارعة في نفسية انسان عصر الحداثة، يجبر المرؤ معها ان يواجه بعض تناقضاته الشخصية
Profile Image for Mehmet B.
259 reviews19 followers
July 27, 2021
Devrimci ozan Rahmi Sönmez'in ilk bölümde hayatının kısa hikayesi, ikinci bölümde ise son 5 gününün Don Kişot'vari anlatısı... Her yaşadığı olayda devrimin kuramının kılgısal izlerini arayan, Nazım'ın şiirlerinden yola çıkarak dünyayı algılayan bir ozan, arkadaşlarının verdiği isimle Peygamber, yoldaşları yaşları ilerledikçe farklı yollara yönelse de o doğru bildiğinden hiç vazgeçmeden kararlı bir devrimci hayatı sürmek istiyor...
Profile Image for Sibel.
78 reviews4 followers
January 8, 2024
Konusu kısaca: Fehmi Gülmez ve Rahmi Sönmez yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen, her konuda birbirlerini tamamlayan ve daha ileriye götüren iki arkadaştır. Bu iki arkadaş mezun olunca aynı üniversiteye gitmeye karar verirler ve sınıflarında kimseye yüz vermeyen Feride adlı bir kız ile yakın arkadaş olurlar. Feride bu iki arkadaşı komünizm ile tanıştırır ve onları kusursuz birer devrimci olarak yetiştirme görevini üstlenir. Daha sonraları Feride Rahmi ile evlenir ve bir kızlar olur. Hayat Rahmi’yi devrimci bir ozan, Fehmi’yi de kapitalist bir işadamı haline dönüştürür. Kitap Rahmi‘nin namı diğer Peygamber’in hayatını anlatırken kapitalizm, marksizim, komünizm ve terörizm gibi çeşitli kavramlara yoğunlaşır; ülkemizde zamanla bu kavramların nasıl iç içe geçtiğini, nasıl değiştiğini anlatır. Bolca Nazım Hikmet ve yaşamına atıfta bulunur. Anlayacağınız dinle, bildiğimiz peygamberlik kavramı ile pek bir ilgisi yoktur.
Eser postmodern bir roman ve üst kurmaca örneğidir.
Başlarda içine girmekte biraz zorlandığım, ortalarında keyif aldığım, sonlara doğru bazen gülümseyerek okuduğum bir kitap oldu. Çokça karakterleri sevemediğim, sarsma ihtiyacı hissettiğim bir metindi.
Kitabın geneli, en çok da giriş bölümü bana Tutunamayanlar romanını hatırlattı. Aynen o kitapta olduğu gibi kurmaca içinde kurmaca okumak farklı bir deneyimdi.
Peygamber’in orta ve ileri yaş dönemi ise Don Kişot’u hatırlattı. Aynen orada olduğu gibi Rahmi Sönmez’de gerçeklikten kopuk, hayaller peşinde koşan bir karakterdi.
Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Aynen çevirilerinde olduğu gibi bu kitapta da türkçede çok kullanılmayan kelimeler vardı. Zaman zaman bu sözcük seçimleri beni rahatsız etti. Son kısım okurken bana biraz fazla uzatılmış gibi geldi. Genel itibari ile konuyu ve anlatımı beğendim. Ancak okuduğuma kesinlikle pişman olmadığım hatta yazarı okumakta geç kalmış olduğumu düşündüğüm bir kitaptı.
Profile Image for محمد ذهني.
Author 6 books151 followers
June 7, 2014
لا أدري كم من الأعوام مرت منذ قرأت هذه الرواية البديعة. المؤكد أنه بعد فوز باموق لنوبل 2006 فقرأت له ومعه يشار كمال وأرسلت لي صديقة هذه الرواية ضمن روايات تركي أخرى.
تذكرتها وأنا أقرأ رواية أخرى شبيهة لكاتب عربي .ولكنها ليست بذات المستوى.
الرواية قصة حياة شاعر يساري في تركيا. وهي قصة يحكيها بعض الباحثون المكلفون ببحث حياته من مليونير مجهول. طبعاً قصة حياته مليئة بانتصارات وهمية وانكسارات مدوية وفقد وأوهام وجنون أخير. أطرف ما فيها أنه كشاعر موهوب بشهادة الجميع لم يشتهر أبداً وكان يتساءل عن السبب فاكتشف أنه لن يشتهر إلا إذا سجن. ففي السجن يحولك الرفاق لعبقري ولو كنت لا تستقيم لك جملة مفيدة. أما لو ظللت بالخارج فأنت مجرد كاتب عادي. سعى كثيراً لكي يسجن ثم اكتشف قبيل وفاته أنه هنك من كان يحميه رغماً عنه. طبعاً لن يعرف قيمة هذه التفاصيل إلا من يرى كيف يتحول البعض من مجهول إلى نجم لمجرد أن قبض عليه ولو ساعة. وكيف يحول اليسار أقطابه لنجوم ثقافية ويتجاهل بقية الأيدولوجيات.
Profile Image for Orcun Seyrek.
21 reviews4 followers
August 11, 2019
Tahsin Yücel’ in bu değerli eserinde kullandığı farklı türkçe kelimelerden dolayı başlarda bazı soru işaretlerim oldu. Ancak, ilerleyen kısımlarda bu anlatım tarzına alışıyor ve kendinizi öykünün içinde buluyorsunuz. Her sayfayı çevirdiğimde “Ah be Peygamber çok yazık ettin kendine” demek zorunda bıraktı beni Tahsin Yücel. Okunması gereken çok değerli bir eser.
Profile Image for Tuğçe Kozak.
278 reviews284 followers
November 29, 2023
Tahsin Yücel’in en iyi karakterlerinden biri bence Rahmi Sönmez. Okuması çok keyifliydi. Türkiye’de birbiri içine giren komünist, anarşist kavramları üzerine çokça kafa yorulmuş. Ayrıca 80’lere dair de güzel gözlemler sunuyor. Yine de kitabın alameti farikası karakter yaratımı. Rahmi Sönmez çok iyi yazılmış bir karakter. Okuyucu istemsiz olarak bir bağ kuruyor.
Profile Image for Tuba Kılıç.
192 reviews1 follower
April 5, 2024
Ülkeyi yabancılar basacak olsa, adam gibi savaşırsın ama kendi insanların basınca, yabancılardan da kötü olsalar iş zorlaşıyor çünkü her şey birbirine karışıyor, anlıyor musun?
Profile Image for Aslihan Yayla.
531 reviews65 followers
January 7, 2024
Bu benim ilk Tahsin Yücel kitabım, başlangıç olarak beni ters köşe yapmış olan yazar, kendi zihin panomdaki yazarlar arasına girdi. İsminden mütevellit dini ögelerin bolca serpiştirilmiş olduğu hissi barındırdı lakin -bu kısım alıtını çizdiğim bir şok dalgası yarattı- siyasi bir metinle ironik şekilde biz okurlara dönem ideolojisini gösteriyor.

İki bölüm ile ayırmış Tahsin Yücel bu kitabı. Öncesi ve sonrası ile adlandırırsak, gençlik süreci yani Rahmi'nin Fehmi ile geçen çocukluktan gençliğe giden hayat çizgisini aktarır. Sonrası ise eşinin (Feride) kaybından bize kalan peygamber lakaplı Rahmi olur. Hoş onu peygamber yapan düşünce Marksizim, bana göre bu ideolojinin kokusunu her sayfada alıyoruz. Yazar "İnsan hayatının içinde elbet bölünmeler yaşıyor; peki ama siz hiç kuşbakışı baktınız mı kaç kez yaşandığına?" demiş gibi sanki. Biz her sayfada Rahmi'nin bölünmelerini çok gerçek, bayasız ve acı-tatlı gözlemliyoruz. Kendimizden, karşı komşumuzdan veyahut yıllar önce yaşamış olan bir devrimcilik hayali ile yanıp tutuşmuş bir adamın hayalini tekelinde tutmuşcasına anımsatıyor Tahsin Yücel. Eh pek tabi Nazım Hikmet'i de anmadan edemiyor.

Toplum, tarih, siyaset, sanat, edebiyat, aile, dostluk, fedakarlık, sevgi, kayıp, din ve daha nicesini barındıran bir yelpaze vardı. Bana göre yazarın farklı bir lugatı var. Sanki okumadan önce şu alfabeyi öğrenmelisin gibi bir kullanım kılavuzu...

Farklı bir deneyim oldu. Aklımda kalan en büyük soru işareti ise şu; bir insan bir insanın hayatını bunca yıl nasıl etkileyebilir? Feride bana kalırsa asıl devrimi Rahmi üzerinde yaratmış. Ocak ayı #kitapagacidevrialemkulübü kapsamında @pinuccias öncülüğünde okudum.

#peygamberinsonbeşgünü #tahsinyücel #canyayinlari
Profile Image for NAMIK SOMEL.
206 reviews114 followers
January 7, 2024
Öncelikle Tahsin Yücel ile geç kalmış, ilk tanışma kitabım olduğunu belirtmek isterim. Hani hep akıldadır ama bir türlü sırası gelmez ya öyle bir şey. Okuyup bitirdikten sonra neden bu kadar geç kaldım diye sordum kendime. Devr-i Alemin ilk kitabı çok doğru seçilmiş, teşekkür ederim.
Bir kitabı okurken benim için en önemli kriter dildir. Eğer metinin dilini sevemezsem o kitabı okuyamam. Onun için raflarda önce bir kitabı ortalarından açar bir kaç paragraf okurum ve seçime öyle karar veririm. Roman, arı bir dille yazılmış, kusursuz bir Türkçe kullanılmış. Onun için okuma keyifi çok yüksek. Zaman zaman kafanız karışsa da akıcı, sürükleyici bir metin.
Romanın baş karamanı Peygamber benim için çok tanıdık birisi. 12 Eylül öncesi eylemlerin içinde olan herkesin çok iyi tanıdığı bir karakter. Eylem değil de söylemle devrimcilik taslayan, cesur ve mücadeleci olmak isteyip bunu bir türlü başaramayan bir karakter. Yaşam biçimi ve söylemle ilgili ayrıntılılar, politik katmanlar bize göre daha genç kuşağı sıkmış olabilir. Nedense baştan itibaren hep Vedat Türkali'nin Birgün Tek Başına romanını anımsadım okuma boyunca. Görünen öykü çok benzer ama arkada bir katman var ki o metni çok özgün kılıyor.
Nazım gerçekten var mı? Yoksa bir hayal mi? Tüm metin boyunca düşünüyorsunuz? Peygamberin olmayı hep hayal edip hiç olamadığı bir kişi Nazım.
Romanın en hareketli kısmı kitapların satılması ve evde çıkışla başlıyor. Müthiş bir tempo ve bilinç akışı ile Peygamberle sürükleniyorsunuz. Mezarlık, pavyon ve tren macaraları muhteşem.
Metin baştan sona Nazım'ın şiiriyle iç içe. En çok da Memleketimden İnsan Manzaraları ile. Adeta manifesto gibi görünüyor onu.
Kitabın en gereksiz kısmı son bölümdeki Ekti bence. Bu kadar güzel bir akıştan ve tempodan sonra ne gerek vardı? Mahsun Kırmızıgün filmi gibi olmuş. Okuyucuya düşünmek, hayal kurmak için bir fırsat vermek gerekir oysa ki. O bölümü yok var sayıyorum ve bana göre son beş gün "Karanlık parçalayacağım seni" sözüyle bitiyor.
Güzel ve farklı bir deneyimdi. Tahsin Yücel'den bundan sonra okuyacağım roman Kumru Kumru olacak.
Profile Image for Fulya.
545 reviews197 followers
June 30, 2023
Şu ana kadar okuduğum Yücel kitapları içinde bana göre en zayıfı. Belki de konu itibariyle ilgimi çekmemesi, belki karakterlerin fazla abartılı, fazla karikatürize oluşu, belki de lafın fazla uzaması kitabın okuma zevkini düşürmüş.
Yücel takıntılı karakterler yaratmayı pek seviyor. Peygamber de aynı şekilde takıntılı birisi. Tam olarak Türkiyedeki aşırı sol fraksiyonların ete kemiğe bürünmüş hali. Bu yüzden de aşırı itici bir karakter. Yine aynı şekilde gülmeden de edemiyorsunuz, acımadan da. Özellikle şu tvde kovboy filmi izlerken kendine serzenişine epey güldüm.
Küçük Nazım’ın “ Go ahead, make love. I don’t care” demesine de.

Mutfak Çıkmazı’nı nasıl sevdiysem, bunu da o kadar sevmedim. Elbette Yücel’in diline, yazarlığına diyecek yok. Üstelik iyi de bir kitap, sadece kıyasla zayıf buldum.
Profile Image for Aymir  Gamze Ünalır.
148 reviews8 followers
December 20, 2023
" Peygamberin Son Beş Günü, sürekli bir bölünmenin öyküsü. Devrimci ozan Rahmi Sönmez, takma adıyla Peygamber, bir kış akşamı, Taksim Meydanı'nda, arkasındna kimsenin gelmediğini bile bile, en önden gidiyormuş gibi bir duygu içinde yürür. Bu yürüyüş bir bakıma onun bütün yaşamını özetler. Hep en önde olduğunu, hep ileriye doğru gittiğini sanırken yaşamın dışına sürüklenir, gerisinde kalır. Hep çevresindekilerle kaynaşmak istemiş ama onlar kendisini şu ya da bu biçimde yarı yolda bırakmışlardır. Bir yarı bilinç içinde geçen son beş gününde ise, hayallerini gerçekleştirdiğini sanır ama yalnızca yıkılışını yaşar. "
.
.
#kitapagacidevrialemkulübü kulübü ile maratonun ilk kitabını okudum. Uzun süredir okunmayı bekleyen bir kitatı benim için. Tahsin Yücel'in kalemiyle, biyografi olarak başlanıp, roman olarak biten güzel bir kitaptı...
.
.
Kitapla
Sevgiyle 🙏
.
.
Profile Image for Emre vs..
118 reviews11 followers
April 18, 2019
Tahsin Yücel'i seviyorum.
Ancak haddime olmayarak, bir noktada kopuş var. O kopuşla birlikte siz de giderek kitaptan uzaklaşıyorsunuz.
80 reviews4 followers
April 19, 2017
​Bir türlü ısınamadığım bir roman oldu Peygamberin Son Beş Günü. Yazar sanki çağdaşı olan aydınlara ve yazarlara bilmem hangi nedenlerden dolayı duyduğu öfkeyi doğrudan onlara aktarmak yerine böylesi bir kitabı kaleme alma ihtiyacı hissetmiş gibi geldi bana. Yazarın, eylemde Don Quixote'ye fazlasıyla benzeyen Peygamber lakaplı sevimli roman karakteri üzerinden Marksist değerlere anlatı boyunca yönelttiği ironik, hatta yer yer sarkastik yaklaşımları açıkçası beni epey yordu, rahatsız etti, romanın içine girmeme engel oldu. Post modern edebiyat teknikleri de yazarın eleştirilerinden nasibini alanlar arasındaydı. Bunun yanında toplumun seksenler sonrası dönüşümü bir ölçüde yansıtılabilmiş olsa da sanki roman genel olarak bugünlere ulaşmayı başaramamış, yazıldığı dönem olan doksanların başında kalakalmış gibi geldi bana.

Oysa ki hikaye oldukça sürükleyici başlamıştı. Orta kısımdaki bana kitabı yarıda bırakmayı düşündürtecek kadar sıkıcı akan kısa bölümü saymazsak sonuna kadar da bu tempoyla devam etti. Yazarın dile hakimiyeti, onu kullanış biçimindeki zerafet ve pırıltı karşısında büyülenmemek de mümkün değil. Ama işte bazen olmayınca olmuyor.
Profile Image for Baris Balcioglu.
387 reviews10 followers
January 10, 2020
Valla yazarın yazınımıza katkısına saygıdan üç yıldız. Bizim Filiz ne zaman OP’yi aşağılamak istese, bizde yazar mı var, Saramago oku da gör, hiçbiri onun gibi değil ser dururken, bir gün bu romanı çok beğendiğini söylemesin mi? 90’lı yıllardan çıktığı zamanları anımsıyorum. Filiz’den alıp okumaya başladım. Bu garip öyküden insan ne zevk alır anlamadım. Yani eski solcular hata mı yaptı demek istiyor? Kitap boyunca hapse atılmayı bekleyen ama çevresinden koptuktan sonra kıyıda köşede kaldığı için İstanbul’un değişiminden bile bihaber, saftirik bir ozan okumak ne kadar açar birini. Ortasına geldikten sonra atlaya zıplaya okudum. Ozanın torunu fırlamanın allahı iken meğer azılı anarşistmiş, ozanı bir dergiye gönderen Nilüfer niye işi bitince yok olur, bunun gibi bir sürü şey ozana hizmet için var. Son anda yattığı hayat kadını bile gitsin mezarına dua okusun diye. Hiç olmamış, yazık, dostları da roman ödülü vermiş yazara işte.
Profile Image for Fethi Naci.
125 reviews180 followers
Read
January 21, 2014
#64
Tahsin Yücel, Marksizmi de, Türk solunu da gülünçleştirmek için elinden geleni yapmış

Romanda çok sık tekrarlanan 'kenter' sözcüğü sanırım romanı okuyan herkesi rahatsız etti.

Marksizmi ve komünistleri gülünçleştiren, tek eleştiri yöneltmediği kurulu düzenin yanında yer alan bir romancı durumuna düşüyor.
Profile Image for Cem Yüksel.
381 reviews66 followers
November 1, 2019
Beğenmesen de , değişimin ne olduğunu takip etmediğinde yaşamı ve zamanı ıskalamanın öyküsü. İdeallerin de yaşayan ve canlı olmaması halinde, sonradan gerçekleşmelerinin mümkün olmadığı bir safhada yıkılışın kaçınılmazlığı. Tahsin Yücel’in derin betimlemeleri ile.
Profile Image for Ebru Çökmez.
264 reviews60 followers
July 3, 2024
Değerlendirmem çokça spoiler içerir.
 
Kitabın dediğine göre çok çok ünlü bir işadamı gençliğinde beraber devrimcilik oynadıkları, aynı zamanda çocukluk arkadaşı olan Rahmi Sönmez adlı bir ozanın hayat hikâyesini yazdırmak için bir grup yazarla anlaşıyor. Fakat daha sonra işadamı hazırlanan dosyayı beğenmiyor ve yayınlatmıyor. Emeklerinin heba olmasını istemeyen yazarlar da kitapta geçen isimleri değiştirip Peygamberin Son Beş Günü başlığıyla kendileri yayınlatıyor.

Kitapta bu üst kurmaca “Zorunlu bir Açıklama” başlığıyla verilmiş. Kurguya göre proje sonradan romana dönüştürüldüğü için iki kısma ayırmak zorunda kalmışlar. İlk kısımda ozanın yaşam öyküsü, ikinci kısımda da yazarların daha çok hayal gücüne dayanarak oluşturdukları ozanın hayatının son beş günü anlatılmış.

Kitabı neden sevmediğimi en sona bırakarak Tahsin Yücel’in bu kitabı gerçekten niye yazmış olabileceğini anlamaya çalışıyorum. Rahmi Sönmez karakteri aşağıdaki şekilde oluşturulmuş olsa, mesela?

Rahmi, İslam dininin tüm bilgisini şeyhinden öğrenen, evine şeyhinin izin verdiği kitaplardan başka bir şey sokmayan, bu kitaplardaki bilgileri yakın çevresine sürekli dayatarak yakınlarını bunaltan, tüm hayatı inancı çerçevesinde yorumlamaya çalışan ve karşılaştığı sorunları bu doğrultuda çözmeye çalışırken afallayan, teori pratiğe uymayınca kendi kendine senaryolar geliştiren dogmatik bir dincidir. Yönetim şeklinin Şeriat olmasını düşlemekte ve bunun için mücadele edilmesi gerektiğine inanmakla birlikte evinde oturup ibadet ederek, şeyhinden kalan kitapları, hadisleri okumaktan başka bir şey yapmamaktadır. Kendisi bu durumdan içten içe rahatsızdır. Cihat etmek, kâfirleri dize getirmek inancının gereğidir. Kendini bu yolda düşlemekten ömür boyu vazgeçmemiştir. Bir gün torunu Kazım (Nazım diyemezdim kusura bakılmasın) adi suçlardan, çetecilikten hapse düşer. Rahmi’nin hastalıklı zihni onu manipüle ederek torununun cihat yolunda mücadele ederken hapse girdiğine inandırır. Onun için cihat sonunda başlamıştır.

Bu haliyle Rahmi acınası bir karakter midir? Evet diyemeyiz. İslam dinini benimseyen çoğu insan bu karakteri üstüne alınıp da “Vay efendim, İslamcıları nasıl gösteriyor!” diye yazarı eleştirmez. Hatta radikaller bu karakteri hak yolunda bir mümin olarak algılayıp kıvanç duyabilirler. Rahmi karakteri bu haliyle edebiyat dünyasında fırtınalar koparmaz. Bir edebiyat eseri olarak bile sayılmaz.

Rahmi Sönmez Marksist bir ozan olarak kurgulanınca iş değişiyor. Hâlbuki tipoloji birebir aynı. Dogmanın içine sıkışmış, olduğu yerde dönen bir karakter. Böyle yazılınca kitap, Rahmi Sönmez üzerinden tüm eski solcuları (onlara salon sosyalisti mi diyorlardı?) ironik bir şekilde topa tutuyor. Kitabın yazılış amacının bu olduğuna ikna oldum galiba.

Kitap ele aldığı konu bakımından çok katmanlı değerlendirmeler sunabilirdi. 1940’tan günümüze Türk solu-toplum ilişkisi, devrimci edebiyat, Nazım Hikmet’ten günümüze şiir, Marksist kuramın günümüz dünyasındaki geçerliliği vs.

Ancak kitapta yazarın bu konularla ilgili bir savı yok. Bu konular, Rahmi Sönmez’in acınası halini tekrar tekrar gözümüze sokmak amaciyla atmosfer oluşturmakta araç olarak kullanılmış. Rahmi’nin eski solcu arkadaşlarından biri büyük kapitalist, biri pavyoncu olmuş. Devlet tarafından dikkate alınarak hapis yatmak onuruna ermiş olanlar cenaze törenlerinde Rahmi’ye burun kıvırıyorlar. Marksist kuramın olmazsa olmazı örgütlü mücadele kitabın hiçbir yerinde yok. Darbelerin sadece iması yapılırken, dönemin baskıcı koşullarından bahis yok.

Bu bir dönem ve hiciv kitabıysa eğer bu unsurların kitapta yer alması gerekirdi. Böylelikle Rahmi Sönmez, dönemin devrimci yazar-çizer skalasındaki yüzlercesinden biri olur ve bu karakterin kitlenin genelini temsil etmesinin önüne geçilmiş olurdu.

Üst-kurmaca bölümünde sözde yazar grubu Rahmi Sönmez’i çok sevmiş, hayatının bilinmesine karar vermişler bilgisi var. Ayrıca, Peygamberin Son Beş Günü kısmında bu yazarlar hayal güçlerini çalıştırdıklarını ve böylelikle biyografinin biraz olsun roman niteliği kazanabildiğini belirtiyorlar. (İnsan sevdiğine bunu nasıl yapar!). Bu son beş günü yazarak gerçek bir Roman Kahramanı olma hakkını elinden almış ve onu bir Mr. Bean, bir Recep İvedik gibi parodi bir tiplemenin içine hapsetmişler.

Sözüm Tahsin Yücel’e değil tabii ki, ısmarlama kitap yazan o beş kişilik gruba!
Profile Image for Aykut Kısa.
222 reviews16 followers
January 5, 2024
Kitabın ismine bakıp dini bir içerik beklemeyin. Kitap devrim, devrimcilik, komünistlik, anarşi ve Nazım Hikmet şiirleri içeren bir metin.

Kendisini Devrimci bir ozan olarak tanımlayan Rahmi Sönmez’in hayatını okuyoruz. İlk bölümde Rahmi Sönmez ve arkadaşı Fehmi Gülmez’in hayat hikayesi anlatılıyor. İkinci bölüm ise -aynı zamanda kitaba ismini veren bölüm- Rahmi Sönmez’in enteresan deneyimler yaşayıp geçmişten kişilerle karşılaştığı ve Proleter Devrim’e doğru yol aldığı beş günü anlatıyor.

Rahmi Sönmez, tüm benliğiyle Komünizm’e adanmış biri. Hayatının her anında ve alanında sevdiği kadından öğrendiği Marx’ın öğretilerini kullanıyor. Tarih ileriye akar diyor.
E tabi 40 kuşağının ‘ozanı’ olduğu için Nazım Hikmet’i sevmemesi ve şiirlerini bilmemesi de olanaksız. Satır aralarında Nazım’ın şiirlerini görüyoruz düzenli aralıklarla.

‘’Ben sadece ölen babamdan ileri,
doğacak çocuğumdan geriyim…’’
diyor sürekli Rahmi Sönmez.

Rahmi Sönmez’in kendi kuşağının devrimcileri ve devrim anlayışıyla kitapta anlatılan 70-80’ler kuşağının anlayış farklılığı ve toplumun devrimci/komünist/anarşist diye ayırmayıp hepsini aynı kefeye koyduğunu gösteren satırlar çok hoşuma gitti. Değerli buldum.
Birkaç örnek vereyim kitaptan:

‘… Kominis diye götürdüler diyelim ama huzur ve güven ortamında hepsi aynı kapıya çıkar.’

Görüldüğü gibi yazar toplumun komünist=anarşist=terörist bakış açısına sahip olduğunu aksettiriyor.

‘…Bizim kuşak bu düzeni yıkmanın yolunu şiirde gördü, yeni kuşak silahta görüyor’

Burada da değişen anlayışlara dem vurulmuş. Adam kaçırmalar, banka soymalar, silahlı direnişler vs. Bunlar ‘devrim’ için gençlerin kullandığı yeni araçlar olmuş artık. Ve devrime işçiler değil gençler ön ayak oluyor artık. Bu da değişen diğer kısımlardan biri.

Şu an toplumumuzun siyaset, sendikalaşma ya da STK’lara olan mesafeli duruşunun sebebinin ne olduğunu anlamak için bu kitabı okumak baya fayda sağlar.
Çünkü 80 darbesi sonrası toplumun giderek apolitik hale gelmesi sebebiyle kavramlar birbirine karışmış durumda. Yani bunu test etmek çok kolay. Çıkın sokağa hatta ne sokağı evdeki aile üyelerinize sorun -özellikle yaşı büyükler- komünist ne demektir? Komünist kelimesini duyunca aklına gelen üç şey nedir? diye alacağınız cevaplar aşağı yukarı Tahsin Yücel’in kitapta anlattığı gibi olacaktır.

‘huzur ve güven ortamında hepsi aynıdır!’

Özetle kitap güzel. Okutuyor kendini. Kavram karışıklığının toplumdaki sirayeti üzerine önemli yorumlar da içeriyor. Beni rahatsız etmek değil de şaşırtan şey kitaptaki bazı kelime tercihleri oldu. Devinim, kenter, imlemek, özdeksel, yalıtlanmak, somutlaşım, yarsımak, us vb. Tahsin Yücel’in okuduğum ilk kitabı olduğu için tüm kitaplarında bu tercihler var mı yoksa bu kitaba özgü deneysel bir çalışma mı bilmiyorum. Ama enteresan!
Profile Image for Nevra Arslanturk.
245 reviews5 followers
June 17, 2021
İlk kez Tahsin Yücel romanı okudum. Çevirilerini okumuştum. Çevirilerine baya bir tepki var, tepkilere katıldım ben de. Kendi kitabını yazarken yeni bir dil kullanması uygun olmakla birlikte, Camus gibi zaten zor olan eserlerde bir de Tahsin Yücel anlamaya çalışmak başka bir iş.

Bu Roman 1993 Orhan Kemal ödülünü almış. Ödüllerin gerçekten dönemi iyi yansıtan, ses getiren eserlere verildiğini-iyi seçildiğini düşünüyorum.
En çok bilinen ve övülen eserleri: Yalan, Haney Yaşamalı, Gökdelen, Kumru ile Kumru ve Orhan Pamuk Kara Kitap Eleştirisi

Kitabımıza gelirsek, çok güzel ve yüksek başladı benim için. Kitabın yazılış yöntemini de ayrıca sevdim. Kurgu-anlatı-deneyimler iç içe geçmiş; kurgu sorgusunu- yazarlar girişi ile soru işareti bırakıyor okuyucuya. En sondaki Ek’de bu açıdan iyi olmuş, zekice. Birinci bölüm-ilk hayat hikayesi bölümü de iyiydi. İkinci Bölüm Peygamberin Son Beş Günü kısmı sanrılarla beni bitirdi. Kitabı okunacak kitaplar kategorisine koymakla ve alt metin eleştirilerini sevmekle birlikte, rahatsız edici bir yönü de var. Genele baktığımızda idealizmin, devrimciliğin içini boşaltıyor bir yandan. Şimdi böyle karakterlerde olabilir denebilir, yine de yani dememek ise elde değil. Eylemsiz bir devrimci var-sanrılarda hayal aleminde-okuduklarını anlamış ama tam anlamış mı belli değil. Küçük Nazım karakteri ise oldukça zorlama, böyle duyarsız bir tip şimdi devrimci mi oldu-kitap olduğunu söylüyor-belki sadece peygamberin hayalinde devrimci oluyor. Yine de bu satırlar niye yazıldı soru işareti. Bizim Nazım’a olan bağlılık da biat boyutunda yazılmış, rahatsız ediciydi o da. Zaten devrimci olduğu söylenen küçük Nazımın da bu ad çok taşıması başka bir durum.

Kitabın adına dönersek, ateist bir Ozanın Peygamber adını alma ironisi güzeldi. Fenerbahçeli taksi şöförü takımı için en azından dua edebileceğini söylediğinde; “Ben hiçbir şey için dua etmem dostum”diyor peygamberimiz. Şair, Meryem adında bir hayat kadını ile Feride biatından kurtuluyor. Kitapta da Magdanalı Meryem vurgusu var zaten.

Kenter’ler tabirini sevdim - burjuvazi için net ve öz bir tanım olmuş. Kendisinden başka da kullanan yokmuş sanırsam, kullanıma sokabiliriz.

Kenter: kentli anlamına geliyor. Burjuvazi burg ( kent, şehir) sözcüğünden geliyor o yüzden kentsoylu sözcüğü kullanılıyor.

Tv’ye ilk adaptasyonda, kendini Kızılderililerin karşı tarafında Kovboy taraftarı olarak farkeden şairin manipülasyonu keşfedişi de gol bir detaydı.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Yaşar Nuri.
14 reviews
Read
September 27, 2024
Tahsin Yücelin Peygamberin Son Beş Günü kitabı, 1992 yılında yayımlanmış ve 1993 yılında Orhan Kemal Roman Ödülü’nü almıştır. Kitap, devrimci ozan Rahmi Sönmez’in, takma adıyla Peygamber’in, hayatının son beş gününü anlatır. Peygamber, bir kış akşamı, Taksim Meydanı’nda, arkasından kimsenin gelmediğini bile bile, en önden gidiyormuş gibi bir duygu içinde yürür. Bu yürüyüş, onun bütün yaşamını özetler. Hep en önde olduğunu, hep ileriye doğru gittiğini sanırken, yaşamın dışına sürüklenir, gerisinde kalır. Hep çevresindekilerle kaynaşmak istemiş ama onlar kendisini şu ya da bu biçimde yarı yolda bırakmışlardır. Gerçek devrimci ozanlar arasına katılmasını sağlayacak "tabutluk"lar hayal edip durmuş ama evinde bir tür tutuklu yaşamı sürdürmüştür. Bir yarı bilinç içinde geçen son beş gününde ise, hayallerini gerçekleştirdiğini sanır ama yalnızca yıkılışlarını yaşar.

Kitap, temelde iki bölümden oluşur. Birinci bölüm, Peygamber’in kısa yaşam öyküsünü ikinci bölüm ise son beş gününü anlatır. Kitap, Peygamber’in kişisel tarihini, Türkiye’nin toplumsal tarihine paralel olarak sunar. Peygamber, 1960’larda sol hareketin içinde yer alır, 1970’lerde darbeyle yüzleşir, 1980’lerde ise bunalıma girer. Kitap, Peygamber’in yaşadığı dönemin siyasi, kültürel ve ideolojik çatışmalarını, ironik bir dille yansıtır. Peygamber, hem kendisiyle hem de çevresiyle sürekli bir bölünme yaşar.
Profile Image for Sema Dural.
394 reviews11 followers
July 24, 2023
‘Peygamber bir parça ekmekle bir parça peynir koparıp protezinin uygun noktalarına getirerek ağır ağır
çiğnerken, Fehmi Gülmez, eskiden olduğu gibi, masanın
öbür yanına, tam karşısına oturdu, hiçbir şey söylemeden gözlerini çevresinde dolaştırdı, evin yıllar önce bıraktığından hiç de farklı olmadığını gördü, yaşamı sürekli değişim olarak anlayan bir insanın nerdeyse bütün bir yaşamı aynı çerçeve içinde geçirmesinin çelişkisi karşısında hüzünlendi.
"Bakıyorum, evde hiçbir şey değişmemiş," dedi.
Peygamber gene güldü.
"Doğru," dedi, "ben de değişmedim, yirmi yaşında
nasıl düşünüyorsam bugün de öyle düşünüyorum; yani
gene o komünist herifim; yalnızca yaşlandım." ‘

Peygamber lakaplı, devrimci, marksist ozan Rahmi Sönmez’in hikayesini okurken hüzünlenmemeniz işten bile değil. İnandıkları, savundukları ilkeler uğruna tavizsiz bir yaşam sürmeye çalışırken hayatın kendilerine oynadığı oyunlar karşısındaki çaresizlikleri, her şeyi ben bilirimcilikleri, en sonunda da yıkılışları gözler önüne serilmiş. ‘Gerçek devrimcilik’ kavramı üzerinden kenter yaşamı eleştirirken, kenter yaşamının nimetlerine karşı kayıtsız kalamamak, proleterleri ve onların haklarını savunurken aslında içten içe proleteryayı hakir görmek gibi fikirleri dışa vurması bakımından da önemli tespitler dile getirilmiş.
Displaying 1 - 30 of 64 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.