Jump to ratings and reviews
Rate this book

1902 Doğumlular

Rate this book
1902 doğumluydular. Birinci Dünya Savaşı sırasında 12 - 16 yaşlarındaydılar. Cephe gerisinden de olsa, bu çocuklar, savaşı bütün korkunçluğuyla yaşadılar. Kendisi de 1902 doğumlu olan Ernst Glaeser'in bu kitabı için kimi ünlüler şunları söylemişti:

"Olağanüstü güzellikte bir roman." -Ernest Hemingway-

"Bir başyapıt." -C. W. Ozzietzky-

"Bu güzel romanın önemi, yalnızca usta işi bir edebiyat yapıtı oluşundan gelmiyor. 1902 Doğumlular bir başka açıdan da çok çok önemli bir roman. Eksiksiz bir tarih değeri taşıyor bu kitap." -Erich Maria Remarque-

224 pages, Paperback

First published January 1, 1928

7 people are currently reading
264 people want to read

About the author

Ernst Glaeser

22 books2 followers

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
73 (39%)
4 stars
88 (47%)
3 stars
23 (12%)
2 stars
2 (1%)
1 star
1 (<1%)
Displaying 1 - 26 of 26 reviews
Profile Image for Argos.
1,258 reviews489 followers
April 22, 2017
I. Dünya Savaşı'nı 12-16 yaşları arasında yaşayan bir Alman çocuğun gözünden savaş ve onun getirdikleri daha doğrusu götürdükleri anlatılıyor. İlk üçte bir bölümü savaş öncesi çocukluk dönemi yaşamı, cinsellik yönündeki gözlemler ve küçük kent insanlarının yaşamı anlatılıyor. Sonra savaşın gelişini, vahşeti, açlığı, insanlığın bitişini okuyoruz.
Savaş milliyetçiliğin en sıkı sarıldığı bir silah ve ne yazık ki bu bataklığa yani milliyetçilik-ulusculuk batağına girenler sol düşüncedeki işçiler de oluyor aydın, entellektüel kişiler de. Romanda bu çok iyi vurgulanıyor. Şu cümle romanın ruhunu yansıtıyor: "...şimdi artık eşitiz, savaş bizi de sizin gibi Alman vatandaş yaptı...". Bunu söyleyen ve kapısına kocaman bir Alman bayrağı asan yahudi bir vatandaş, o güne kadar hep itilmiş, hor görülmüş bir alman. Savaşın acımasızlığı yanında insanların çelişkilere düşüşünü çok güzel anlatıyor. Özellikle ikinci yarısı çok etkileyici ve hızla okunuyor.
Profile Image for Henry.
128 reviews12 followers
July 25, 2015
Overshadowed by "All Quiet on the Western Front", this is a novel set in a German town during WWI and it has a unique perspective. Copies available online. Read it!
Profile Image for Baran Şen.
14 reviews2 followers
March 13, 2017
Çocuk olduğumuz zamanlar, belki de tüm hayatımız boyunca en saf, en temiz olabileceğimiz zamanlar. Dünyayı, bedenimizi, kimliğimizi anlamlandırmaya çalıştığımız ve bu noktada çevremizdeki “büyük”lerden yardım alamadığımız oranda da her şeyi kendimizce değerlendirdiğimiz bir süreç çocukluk. Rol model aldığımız büyükler karakterimizi şekillendirir. Hareketlerimizi onlara benzetmeye çalışır, ağızlarından çıkan sözleri gururla tekrarlarız. İnsanları, eğer bize büyükler tarafından öğretilmemişse, şu, bu diye ayırt etmez ve “Arkadaş olalım mı?” cümlesinden sonra dostluklar kurabiliriz. Yaşımız o çocukluk denen dönemden uzaklaştıkça ise kaybederiz saflığımızı. Yalanlar ilişkilerin olmazsa olmazı olmaya başlar. Bu yüzdendir ki çocukluğu anlatan romanlar, hikayeler yazmak zordur. Bir kere geçti mi o dönem, insan olayları farklı hatırlamaya başlar. O ilk hissettiği zamanda duyduğu hisleri zaman geçtikçe farklı niteler olur. Safça, temiz bakış açısının yerini farklı şeyler almıştır ve aynı olaylar bambaşka anlamlar bulur içimizde.
1902 Doğumlular, bu saydığım zorlukları aşmayı başarmış, çocukluğun saflığını, çocukların bakış açısını olduğu gibi anlatmayı başarmış bir roman. Seçtiği konular ne kadar zorsa, anlatımındaki başarısı bir o kadar üstün. 1914’ün başlarında Almanya’da yaşayan 12 yaşındaki çocuklar kitabın baş karakterleri. Yaşları gereği yaşadıkları değişimleri, sınıfsal farklılıklarının ilişkilerindeki yansımalarını, cinsellikle tanışmalarını, oyunlarını, dostluklarını, düşmanlıklarını okurken insanı bir yandan kendisinin içine çeken, bir yandan da okuyucuyu kendi çocukluğuna ve kendi yaşanmışlıklarına götüren bir kitap 1902 Doğumlular. Kitap esnasında ve sonrasında daha önceden unutulmuş anıları hatırlatan, anlık da olsa insanı eski zamanlarına götürmeyi başaran bir roman. Savaşın insanlarda yarattığı değişimler, egemenlerin yönettikleri insanları kendi çıkarları için birleştirmek ve yöneticilerini sorgulamasını engellemek için yarattıkları “yurttaşlık” ve “millet” kavramlarını bir çocuğun gözünden görmek, savaşın başından sonuna insanların bu kavramlara bakışlarındaki değişimler ve tüm bunların ortasında sürekli olarak çevresinde olup bitenlere anlam vermeye çalışan çocuklar... Uzun zamandır okuduğum en iyi kitap olan 1902 Doğumlular, işte tüm bunları bir yazar ne kadar iyi anlatabilirse o kadar iyi anlatmış. Özellikle, savaşın eksik olmadığı, her gün çocukların öldüğü ve aynı devlet oyunlarının dünyanın dört bir yanında daha da şiddetli oynandığı günümüzde herkesin okuması gereken bir kitap.
Profile Image for Ahmet.
4 reviews9 followers
December 29, 2018
Bu yıl okuduklarım arasında beni en çok etkileyen kitapların başında geliyor. Birinci Büyük Savaşa giden zamanı Almanya’da taşrada yaşayan bir grup çocuğun gözünden anlatıyor. Keşke özellikle gençlere okutabilsek bu kitabı. Hemingway’in sözleriyle “olağanüstü güzel bir roman.” Çevirmen Öner Ünalan’ın ince Türkçesi, okumayı daha şenlendiriyor. Yordam Kitap’a sevgilerimizle...

"dr. hoffmann'ın sırtında ceketatay, ayaklarında sarı ayakkabılar var. şapkasını biraz arkaya yıkmış." s.39,

edebiyat öğretmenimiz, "jaketatay herkese yakışmaz," derdi. yıllar sonra bu kelimeyi yeniden hatırlamak güzel :)

"bir kısrak kulunlayacak. içeri girelim mi?" s.43

neredeyse unutulmuş bir kelime. at,eşek, katır gibi hayvanlar için doğurdu, yavruladı denmez; "kulunladı" denir gerçekten de.

"annesinin yüzündeki ezginliğe bakıyorum. yüzü yüzlükten çıkmış, kül gibi, bir deri bir kemik." s. 81

insanı yıkacak kadar büyük bir acı çekme halini en iyi anlatan kelimelerden birisi: ezginlik. çok olmuştu rastlamayalı.
Profile Image for Emre K.
7 reviews
June 3, 2019
Orjinal adı "jahrgang1902" olan Alman yazar Ernst Glaeser 'in başyapıtı olarak kabul edilen "1902doğumlular"; 1.dünya savaşına giden yolda yaşananları bir çocuğun gözünden anlatıyor.
Kitap özellikle savaş başlamadan önceki toplumla, başlangıcından sonra hızla değişen Alman toplumuna ayna tutarken aslında tüm dünya toplumları için ders niteliğinde gözlemler paylaşıyor.
Savaşın başlangıcını büyük coşkuyla kutlayan, farklı hayaller içinde yaşayan insanların, yıllar geçip de savaş bitmeyince ne derece toprağa gömüldüğünü, ne denli büyük bir yıkım yaşadığını gözler önüne seriyor. Yordam kitap baskısı müthiş!
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Mehmet Koç.
Author 26 books90 followers
March 17, 2020
1902 Doğumlular, kendisi de 1902 doğumlu bir Alman olan Glaeser’ın, ufak bir kasaba özelinde ve çocukların gözünden, I. Dünya Savaşının coşkusunu/yıkımını anlattığı çok iyi bir roman

Kendi adıma, benzer kategorideki Sineklerin Tanrısı ve Göremediğimiz Tüm Işıklar’ın hemen yanına koyuyorum bu okunası tanıklığı

Ömer Ünalan’ın 1970’te yaptığı çevirisi de özellikle başarılı ve akıcı
Profile Image for Yosum.
247 reviews6 followers
January 10, 2020
1. Dünya Savaşı sırasında ergenliğe yeni girmiş bir çocuğun cinselliği keşfetmesini, savaşı ve savaşın kötülüklerini, yaşanan acıları bir solukta okudum. Bütün acılara rağmen “umut” veren bir kitap.Yazarın kendisi de 1902 doğumluymuş. Kitabın akıcı anlatamında usta çevirmen Öner Ünalan ‘ın da büyük katkısı var.
Profile Image for K.
49 reviews1 follower
July 7, 2022
It's been a while since I've read this book. But after all these years, I still remember one idea from it. It pops up in my mind every once in a while.

This book is about the looming threat of war, it's about uncertainty and one could describe it as a coming of age novel. It's also an interesting portrait of a mobilising proto-Nazist Germany as seen through the eyes of a little boy. One line that runs through the book is: "La guerre, ces sont nos parents (The war- that is our parents)".

That is not the idea that I was referring to earlier, however. Just before the First World War breaks out, two characters are in a heated discussion about whether or not the war will break out or not. I remember vividly the Marxist idea that war would be impossible, since the proletariat would interfere. The theory was that the proletariat would sabotage their own mobilisation out of class solidarity, as would the proletariat of the other nation: "Our brothers in France, and everywhere else, will make sure to prevent their side from attacking us, as we will halt any plan from our side to attack them."* Everyone knows, however, that the First World War still took place. Class solidarity turned out to be no match for the poison that is nationalism.

Another theme of the book is the senselessness of war. When the war breaks out, the main character and his mother were at a sanatorium in the Swiss Alps. There, they met people from all over Europe. The main character befriends a French boy, but then the war breaks out and Germany and France become enemies. This 'evidently' means their friendship must also come to an end. The main character and his mother return home, to Germany. At first they don't really notice the war, but eventually the war and its devestating consequences reach them as well. The atmosphere of the book reminds me of a quote from Camus in his novel The Plague: "When a war breaks out, people say: 'It's too stupid; it can't last long.' But though the war may well be 'too stupid,' that doesn't prevent its lasting."

Seeing the events in Ukraine at the moment, this book has not lost its relevance. So, I say, give it a shot.

*p. 128, translated by myself from Dutch
Profile Image for Otto.
750 reviews49 followers
June 7, 2014
Eine der hervorragendsten mir bekannten Auseinandersetzungen mit WK I. Aus Sicht der deutschen männlichen Jugend, mit unterschiedlichem Blickwinkel und vor allem ein Plädoyer gegen Krieg und Fanatismus.
Profile Image for Laura.
98 reviews
November 20, 2012
Reminded me some how of A Separate Peace and it made me sad
Profile Image for Cagdas.
16 reviews6 followers
August 23, 2022
Daha önce bir yerde de okumuştum. İnsanlar 1.dünya savaşı başladığında çok sevinmiş. Oğullarını, eşlerini güle oynaya savaşa göndermişler. Her ulus birkaç ay içinde savaşın biteceğini ve kazanacağını düşünüyormuş. Yazar, kitapta bu bölümü ve sonrasında değişen ruh hallerini, açlığı, yoksulluğu, ölümün sıradanlaşmasını 12 yaşında bir çocuğun gözünden çok iyi aktarmış. Belki final bölümü biraz basit kalmış sayılabilir ama onun dışında her şey savaşın yarattığı yıkımı, insanların kandırılmasını ince ince işleyerek ilerliyor. Yazarın Sisavaş karşıtlığı nedeniyle de Nazi döneminde eserleri yasaklanıyor
Profile Image for Sinemayla.
59 reviews
February 16, 2021
Savaş karşıtı çok güzel bir kitap. Sizi sarsıyor alıp götürüyor bir çocuğun bakış açısıyla tam savaş ortamının ortasına bırakıyor. Beni çok etkiledi altını çizdiğim çok yerler oldu. Savaştan bir kez daha nefret ettim. Yazarın bu kitabını okumanızı tavsiye ediyorum. Bir yumru oturacak boğazınıza ve bir süre orada öyle kalacak.
Profile Image for Amy Sawyer.
144 reviews2 followers
June 13, 2022
I kept thinking of “All Quiet on the Western Front” throughout this book. My only issue with the book is it ended!!! I wanted it to go on; at least, to the end of the war. I would have been satisfied with an epilogue!! Grr.
154 reviews
January 20, 2022
1914 yılı…Küçük bir Alman kasabasındaki çocukların gözünden büyüme ve savaşın hikayesi…
Uluslararası gerilimin çözümü savaşta bulununca tüm kasaba tek vücut olur. Herkes aynı fikir ve duygudadır. Tüm düşmanlıklar unutulur, Yahudi karşıtlığı bile…Faşisti, solcusu kol koladır. Umutla, coşkuyla, büyük kutlamalarla gönderilirler cephe ve gerisine babalar, ağabeyler, eşler, sevgililer…Çok kısa zamanda zaferle dönecekleri kesindir.
“Bu acılar dünyası önümde yeni bir ışıkla aydınlanıyordu. Nereye baksam bu dünyanın insanları kucaklaşıyordu. Eskiden birbirlerine kötü oldukları ölçüde iyiydiler şimdi. …Birlikte içiyor, birlikte söylüyorlardı. Gözlerinde aynı parıltı vardı. Dünya gençleşmişti. Savaş dünyayı iyileştirmişti.”
Tabi ideolojik aygıtlar da bu duygu ve düşünceleri körüklüyor durmadan. Kilise ve okul…
“Rahibin konuşmaları içimizi sevinçle dolduruyordu. Babalarımızla övünüyorduk. Ölümsüz işler yapabilmek için zaman zaman gerektiğini çabucak kavradık.”
Kışa beklenirken sonu artık belirsiz bir zamana kalır… Savaşın yüzü de değişir. “Savaşın o kış bitmeyeceği belli olduktan sonra annelerimiz suskunlaştı. Kendilerini yalnızca günlük işlerine verdiler. Onlar için büyük bir kardeşlik mucizesi değildi artık. Sessiz soluksuz hayran kalınacak bir kahramanlık destanı da değildi. Savaş daha çok çalışmalarını gerektiriyordu. Bize ilk dokunan da bu oldu.”
Kendini günlük yaşamda hissettirmeye başlamıştır artık. Yavaş yavaş kaybedilen erkeklerin haberleri de gelmeye başlar. Ve sonunda ölümcül bir açlık baş gösterir.
Artık savaşın ne olduğunu biliyorlar. Ne işe yaradığını da!!!!
“Savaşı zenginler çıkarır. Fakirler ölür”
Dilini, karakterleri ve hikayeyi sevdim. Kendisi de 1902 doğumlu. Otobiyografik bir roman. Belki de bu yüzden çok samimi ve insan sıcağı.
Bir çocuk yansızlığıyla, sanki her yanından bakabilmiş, yaşamın içinden anlatabilmiş…
8️⃣
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Joseph Hirsch.
Author 50 books130 followers
July 24, 2020
Für mich gibt es zwei Arten von Kriegsbücher: die ich lese um weiter Forschungen zu machen, und die ich mit der gleichen Absicht anfangen, aber endliche lese nur weil sie mich berührte haben. "Jahrgang 1902" gehört nicht nur dieser zweiten Kategorie, sondern auch vielleicht ist es das beste Beispiel davon. Es hat mein Herz gebrochen, nach ich dachte, daß es nicht mehr möglich wäre.

Es handelt von dem Heimatfrontleben während dem Krieg, für einen Jung, der nur ein bisschen zu jung für den Krieg ist. Aber er erfahrt den Krieg trotzdem, die (frühe) Freuden des Sieges, später die Hunger, die Traurigkeit, die Angst vor dem Postmann mit dieser besonderen "Botschaften" von der Front. Und während er alle dieser Problemen duldet, musst er ebenfalls die Seelenqual eines durchschnittlichen Teenagers leiden. Er versucht durch das Buch das "Geheimnis" zwischen Männer und Frauen zu entdecken, manchmal komischerweise. Doch ist das Buch lustig, aber paradoxisch gesehen bedeutet das, daß das Weh und Traurigkeit sogar tragischer sind. Denn das Leben kann so schön sein, aber zu oft ist es nicht. Warum? Schade.

Aber ein Meisterwerk und das sage ich nicht oft. Ich hoffe zum Gott es gibt ein Himmel, aber wenn nicht, Ruhe zumindest in Friede, Herr Gläser.
Profile Image for Aslı E.
18 reviews
March 31, 2021
Ernst Glaeser, savaş karşıtı görüşlerinden dolayı Nazi Almanyası’ndan kaçmak zorunda kalan, eserleri toplanıp yakılan ve yasaklanan bir yazar. Kendisi de 1902 doğumludur ve bu kitabında da otobiyografik öğeler bulunur.
1902 Doğumlular, I. Dünya Savaşı sırasında Almanya’nın küçük bir kentinin savaşa sürüklenmesi ve sonrasında gelişen olayları, bir erkek çocuğunun bakış açısı ile anlatıyor. Derdi büyük insanların dünyasını ve aralarındaki ‘sırrı’ keşfetmek olan anlatıcı savaş atmosferi ile bambaşka bir dünyanın varlığını öğrenmek zorunda kalıyor.
İlk etapta kasabalılar, savaşı Tanrı’nın insanlar için cezası, dünyalarını güzelleştiren ve insanları birleştiren bir iyilik, insanların silkelemesi için gereklilik olarak farklı şekillerde tanımlıyorlar. Bu olağanüstü halin uzaması ve savaş sarhoşluğunun geçmesi ile toplumsal yaşamın değişimi, acı ve yıkıcı gerçekler ortaya çıkıyor.
Dönemin Almanya’sındaki sınıflar ve savaşa bakış açıları, cephenin gerisindekilerin yaşadıkları zorluklar, çocuk masumiyeti ve savaşın acımasızlığı tezatlığından yola çıkarak gerçekçi ve yalın şekilde kurgulanmış.Son zamanlarda okuduğum sarsıcı sonu olan etkileyici kitaplardan birisiydi, tavsiye ederim.
Profile Image for İsmet Yeniad.
56 reviews
August 19, 2020
Kendisi de 1902 doğumlu olan yazar, 1914 yılında 12 yaşında olan çocuk baş kahramanın gözünden savaş öncesi ve savaş sırasındaki Almanya'nın durumunu çok başarılı şekilde gözler önüne sermiş. Tabii ki baş kahraman çocuk olunca kitap sadece savaş kitabı olmaktan çıkıyor. Kitabın geçtiği dönemlerde 12-16 yaşlarında olan bir çocuğun cinsel ve siyasi uyanışlarını da içeriyor. Romanı başarılı kılan bir etken de Almanya özelinde o dönemin çoğu devletinin aynı süreçleri yaşamış olması. Yazar bu kitabı 1930'ların ortasında yani ikinci dünya savaşı öncesi yazdı. Aynı süreçler ikinci dünya savaşında da yaşandı.Roman olmanın yanı sıra tarihi bir niteliği de var bana kalırsa.
Profile Image for Elif.
8 reviews1 follower
October 2, 2020
Savaşın olağanca dehşetini anlatılabilecek en yalın dil ile anlatmış yazar, savaşın yıkımının yanında bir milletin duygu ve düşünce dünyasındaki savaş olgusunun değişiminide cok güzel gösteriyor. 1. Dünya savaşını Almanya cephesinden görmek ve anlamak için okuması gereken kitaplardan.
Profile Image for Necdet Yücel.
518 reviews16 followers
August 23, 2021
Birinci dünya savaşını bir çocuğun gözünden anlatan olağanüstü güzel bir roman
145 reviews
did-not-finish
March 10, 2024
Gav upp på sidan 101. Inte dålig men fångade mig inte tillräckligt för att fortsätta.
Profile Image for Emre Yalabık.
101 reviews51 followers
March 27, 2024
Kitap, ergenliği I. Dünya Savaşı'na denk gelen, şanssız bir neslin trajedisi aslında.
Profile Image for Akakiy.
90 reviews2 followers
September 18, 2024
başları baya sıkıcıydı ama sonra fena sarstı..
Profile Image for Tahir Yıldız.
116 reviews2 followers
April 3, 2017
Kendisi de 1902 doğumlu olan Alman yazar Ernst Glaeser, kitabında bir çocuğun gözünden 1. Dünya Savaşı Almanyasını anlatıyor: Barışı bir uyuşukluk hali gibi gören, savaşla özgürleşeceğine inanan Alman halkı. İçten içe geciktiği sömürge edinme yarışının sonucunda İngiltere ve Fransa'nın refah olarak gerisinde kalan Prusya krallığı çareyi milyonlarca insanın ölümüyle sonuçlanacak bir toplu kıyımda arıyor. 1928 yılında yazılan bu kitap, 1. Dünya savaşının da öncesinde Alman toplumunun derinliklerinde gömülü olan Yahudi düşmanlığını işaret etmesi yönüyle de yazılışından tam 10 yıl sonra başlayacak büyük soykırımın da emarelerini önceden haber verir nitelikte. Tüm bu yönleri sıraladığınızda, nazi almanyasının bu kitabı neden yaktığına şaşmamak gerekiyor. Bu kitap zamanında daha geniş kitlelere ulaşsaydı, savaşı özgürleşmek olarak gören sahte romantizmi sekteye uğratabilirmiş.
Displaying 1 - 26 of 26 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.