Kemal Haşim Karpat was born in the village of Armutlu in the Dobruja region of Romania on February 15, 1923. Descending from Crimean Tatar immigrants, Karpat was proud of his heritage and frequently returned to his family’s roots in his scholarship. In the midst of World War II, he left Romania for Turkey where he ultimately entered Istanbul University Law School, graduating in 1947. While in law school, he also received Turkish citizenship.
Always interested in new challenges and adventures, Karpat moved to the United States to study political science at the University of Washington in Seattle. Upon completing his master’s degree, he pursued his doctorate at New York University where he also worked in the United Nations Economic and Social Council for the Turkish delegation. In 1957, he completed his PhD in political science and took his first teaching job at Montana State University. He enjoyed recounting how as a Crimean Tatar born in Romania with Turkish citizenship his first class at MSU was teaching American Constitution. Two years later he published Turkey’s Politics, an extended version of his dissertation in which he emphasized the continuity between the late Ottoman era and Republican Turkey, a theme he revisited throughout his career. He returned to NYU in 1962 as an associate professor.
In 1967 he settled permanently in the History Department at the University of Wisconsin-Madison. He recalled that he was drawn to the UW to develop a Middle East studies program because many of the department’s members were the leading scholars in their fields like George Mosse, Jan Vansina, and David Cronon, among others. He said that their excellence pushed him to be a better scholar. Additionally, during his initial visit to campus he took a drive in the countryside outside of Madison and found the landscape reminiscent of the lands of his childhood in Dobruja. He had found his home. At Wisconsin Karpat mentored over two dozen PhD students, hosted countless conferences, was named a Distinguished Professor (1979), published the International Journal of Turkish Studies (1980-), developed the Central Asian Studies program (1989), and founded the Center for Turkish Studies (2001). To ensure the study of Ottoman history at the UW, he personally provided financial support for the Kemal H. Karpat Professorship in Ottoman History.
As a teacher, Karpat was demanding of his students, always pushing for further research, and encouraging the acquisition of new languages. Over meals with graduate students at his home he repeatedly told them that he always regretted in graduate school that his professors did not push him to become the best scholar possible, so he felt obliged to avoid this mistake with his own students. His undergraduate classes in Ottoman and modern Middle East history were always at capacity. He kept students rapt with his engaging lecture style and his often humorous storytelling.
Professor Karpat was known to most as a scholar, authoring or editing over two dozen books and over one hundred articles. Among his many works are Inquiry into the Social Foundations of Nationalism in the Ottoman State (1973), The Gecekondu: Rural Migration and Urbanization (1976), Ottoman Population, 1830–1914: Demographics and Social Characteristics (1985), and The Politicization of Islam: Reconstructing Identity, State, Faith, and Community in the Late Ottoman State (2001), all of which had major impacts in their field.
Professor Karpat also did much to promote Ottoman, Turkish, and Central Asian studies outside of the University of Wisconsin as well. He was the founding president of the Turkish Studies Group from 1971–74, renamed the Turkish Studies Association (1972), and now known as the Ottoman and Turkish Studies Association. He served as the president of the Middle East Studies Association (1985). He was the founding chair of the Central Asian Studies Association, serving from 1985–95. His expertise on Turkey, Central Asia,
Kemal Karpat'ın bu kitabında derlenen makaleler iki gruptan oluşuyor. Kimlik başlığı altındakiler daha çok 2000 yılı sonrasında kaleme alınmış. İdeoloji başlığı altındakiler ise birkaç istisna dışında 1960'lı ve 1970'li yıllara ait. İkinci gruptakiler arasında Karpat'ın 1960'lı yıllarda Forum dergisinde yayımlanan ve dönemin güncel tartışmalarında taraf olan kısa siyasi denemeleri de var, İngilizce yayımlanan akademik makaleleri de. Yine de kitabın genelinde bu parçalı yapıya rağmen ortak bir izlek bulunabilir. Bu izlek Türkiye'de siyasi ideolojilerin toplumsal kökenlerinin ne olduğu sorusu etrafında ilerliyor.
Karpat ideoloji derken milliyetçiliği ve Marksizmi anlıyor genel olarak. Kitapta Amerikan siyasi düşüncesindeki ideolojilerin sonu tezine eleştirel yaklaşsa da nihayetinde kendisi de tam teşekküllü bir demokraside ideolojilere yer olmadığı görüşüne varıyor. Böylelikle mesela 2000'lerdeki makalelerinde Ak Parti'nin ideolojiden bağımsız bir parti olduğunu söyleyip onun ortaya çıkışını devrimci bir hamle olarak selamlıyor. Kitabın ilk baskısı 2009'da yapılmış. Dolayısıyla kitabın nihai rengini veren 2000'li yılların liberal konsensüsü biraz da.
Karpat Marksizme mesafeli yaklaşsa da yaptığı çözümlemelerin temel biriminin sınıf olduğu göze çarpıyor. 1960'lı yıllarda dönemin yaygın Marksizm anlayışından çok daha vurgulu bu dönemdeki yazılarındaki sınıf olgusu. Teorik düzlemde birçok Marksistten daha Marksist yani. 2000'li yıllarda kimlik meselesinin gündem haline gelişiyle yazılarındaki kavramsal ağırlık kimliğe yönelmiş görünüyor. Yine yaygın eğilime uygun olarak din konusu yazılarda ağırlığını hissettiriyor. Ancak buna rağmen sınıf kavramı yazılarının temel bakış açısını belirleme devam ediyor. Türkiye'yi ideolojilerin boyunduruğundan kurtarıp mütekamil bir demokrasiye sahip kılacak da buna inanan güçlü bir orta sınıf mesela Karpat'a göre.
Milliyetçilik ve Marksizm'e karşı çıkışında kendi hayat tecrübesinin büyük etkisi var anlaşıldığı kadarıyla. Bunu kendi hayat hikayesini anlattığı nehir söyleşiyi okuyarak daha iyi tespit etmek mümkündür muhtemelen. (Ben henüz okumadım.) Bu kitapta da kendi şahsi tarihçesine kısaca değindiği bir yazı var. Orada çocukluğunda Romanya'da yaşadığı çokkültürlü ortamı nostalji duygusuyla anıyor. Sonra bu ortamın milliyetçi ve sosyalist rejimlerce nasıl şiddetle ortadan kaldırıldığını anlatıyor. 1960'lı yıllarda Türkiye'deki sosyalist eğilimle mesafeli bir ilişki kurmasında bu etkin rol oynamış gibi görünüyor. Yine hakeza çalışmalarında Balkanlarda ve Türkiye'de milliyetçiliğin gelişimine bakışında da kendi hayatından devşirdiği acı tecrübeler etkili olmuş gibi.
Karpat 2000'li yıllardaki makalelerinde nihai olarak küreselleşmenin ideolojileri ortadan kaldırıp demokrasiyi tesis ederek bir cennet yaratacağını ifade ediyor. Bir yandan da bunun Türkiye'de Osmanlı çokkültürcülüğü biçiminde gelişmesi gerektiğini söylüyor. Kitap boyunca yaptığı ideoloji eleştirisinin sonunda buraya varmış olması biraz talihsiz olmuş. Karpat'ın liberal mesiyanizminin hayatının son döneminde onun farklı toplumsal gruplar tarafından kabul görüş ve algılanış biçimini belirlediği söylenebilir. Bu da onun Türkiye'de siyasi ideolojilerin toplumsal mantığına dair yaptığı önemli tespitleri gölgeliyor. Bunlara çok da takılmadan Karpat'ın bakış açısının farkında olarak tespitlerini değerlendirmek zihin açıcı olabilir.
"Türkiye’de demokrasinin gelişmesi ilk adım olarak her demokratik ülkede olduğu gibi siyasi partilerin kurulması, muhalefetin güven içinde gelişmesi ve serbest bir seçim sisteminin yerleşmesi sayesinde olmuştur. Kitap, Türkiye’yi gerçek demokrasiye götürecek bir çaba ve arayış etrafında dönen siyasi, ideolojik ve kültürel olayları inceleyerek din, ırk, devlet, ulus, modernleşme ve gelenek gibi pek çok kavrama Osmanlı ve Türkiye bağlamında ışık tutuyor."