Jump to ratings and reviews
Rate this book

The City in Crimson Cloak

Rate this book
Dünya okurlarınca geleceğe kalacak elli yazar arasında sayılan Aslı Erdoğan´ın Türkiye´de olduğu kadar Avrupa´da da ses getirmiş kitabı: Kırmızı Pelerinli Kent. Bir kentin karanlık sokaklarında, kuytu köşelerinde kendi izini süren bir yalnızlık öyküsü.

168 pages, Paperback

First published January 1, 1998

48 people are currently reading
1219 people want to read

About the author

Aslı Erdoğan

18 books381 followers
Aslı Erdoğan (born 1967) is a prize-winning Turkish writer, human rights activist and former columnist for the newspaper Radikal, whose second novel has been published in English Language translation.

Born in Istanbul, she graduated from Robert College in 1983 and the Computer Engineering Department of Boğaziçi University in 1988. She worked at CERN as a particle physicist from 1991 to 1993 and received an MSc in physics from Boğaziçi University as a result of her research there. She began research for a PhD in physics in Rio de Janeiro before returning to Turkey to become a full-time writer in 1996.

Her first story The Final Farewell Note won third prize in the 1990 Yunus Nadi Writing Competition. Her first novel, Kabuk Adam (Crust Man), was published in 1994 and was followed by, Mucizevi Mandarin (Miraculous Mandarin) a series of ınterconnected short stories in 1996. Her short story Wooden Birds received first prize from Deutsche Welle radio in a 1997 competition and her second novel, Kirmizi Pelerinli Kent (The City in Crimson Cloak), received numerous accolades abroad and has been published in English Language translation.

She was the Turkish representative of International PEN's Writers in Prison Committee from 1998 to 2000. She also wrote a column entitled The Others for the Turkish newspaper Radikal, the articles from which were later collected and published as the book Bir Yolculuk Ne Zaman Biter (When a Journey Ends) and featured in the 2004 edition of M.E.E.T.'s journal.

She is widely-traveled and has an interest in anthropology and Native American culture.

From December 2011 to May 2012 at the invitation of the Literaturhaus Zurich and the PWG Foundation Erdoğan was Zurich's "writer in residence".

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
445 (25%)
4 stars
639 (36%)
3 stars
484 (27%)
2 stars
153 (8%)
1 star
25 (1%)
Displaying 1 - 30 of 139 reviews
Profile Image for Murat Dural.
Author 18 books626 followers
February 6, 2017
"Mucizevi Mandarin"in ardından "Kırmızı Pelerinli Kent"te bitti. Aslı Erdoğan'ın diline, kurgusuna, anlatımına hayranım. Anlattığı derinlik tekinsizlik, negatif karanlıklar arz etse bile okuma isteği uyandıran, içine alan, sarmalayan, iştah açan bir yapısı var. Aslı Erdoğan gerçekten çok iyi bir yazar. Tabii bu kitabı okuduktan sonra başta Brezilya-Rio olmak üzere Latin Amerika ülkelerine gitmekten vazgeçebilirsiniz. Sevgiler :)
Profile Image for Hakan İlker.
334 reviews
February 16, 2017
Başarısızdı maalesef. Sürekli aynı şeyleri okuyup durduk. Yani, nasıl anlatılır bilmiyorum ama ertesi gün kitabı okumaya devam edeceğiniz zaman neyi okuyacağınızı, okuyacağınız şeyin nasıl anlatılmış olacağını kolayca tahmin edebiliyorsunuz. Hoşuma gitmedi. Fakat bazı vurucu cümleler de yok değildi.
Profile Image for Evren.
57 reviews8 followers
September 2, 2017
Leo Tolstoy'un Anna Karenina'ya başladığı meşhur cümleyi düşündürdü bana bu roman: "Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır."

Şimdi bunu romana uyarlayıp yeniden formüle edersek, başarılı romanlar (belirli kriterleri yerine getirmeleri bakımından) birbirine benzer. Her başarısız romanın ise kendine özgü bir başarısızlığı vardır.

Bunun nedeni şu bence; matematik bir denklem gibi parmağımızı üzerine koyamasak da, her romanın okurca belirlenmiş kriterlere vurulması kaçınılmazdır: Karakterler, olay örgüsü, zaman, mekan, ilişkiler (mekan, karakter ve zaman ilişkileri kombinasyonu), edebi atıflar, çok katmanlılık vb. gibi. Bu kriterleri herkes kendi okuyucu deneyimlerine göre genişletebilir veya önceliklerine göre kısaltabilir. Burada anlatmak istediğim şu: (Elbette kişisel bir değerlendirme olarak) İyi bir roman, okuyucunun belirlemiş olduğu bu kriterlerin büyük bölümünü hakkıyla sağlamalıdır diye düşünüyorum.

"Kırmızı Pelerinli Kent"e gelince, bana öyle geliyor ki, bu kitap bir sancının gölgesidir. Bir yaratış sancısı seziliyor ama heyhat sonuç tatmin edici değil. Boşa çekilen bir sancıdır bu. Anlatılmak istenen anlatılamamış, maksat hasıl olamamıştır.

Bunun üç nedeni olduğuna inanıyorum: Birincisi şu; tek kişilik bir romandan bahsediyoruz. Açlıkla, fakirlikle, karamsarlıkla yoğrulmuş bir tek kişilik roman. Ancak anlatıcı kendisine acınmasını da bekler gibidir. Mesela bence, ilk çırpıda akla gelen iki iyi tek kişilik roman Knut Hamsun'un AçlıkAçlık ve Göçebe, Saul Bellow'un Dangling Man romanlarıdır. Suç ve Ceza da bir yere kadar böyledir. Bununla beraber, iyi denebilecek tek kişilik romanların karakterleri ne kadar introspektif iseler de, çevreleriyle ilişki içindedirler. Karakterleri kendi kendileriyle olan diyaloglarından çok dışarıyla olan münasebetlerinden tanırız. Çünkü biliriz ki anlatıcı yanlıdır ve/veya güvenilmezdir. Hele otobiyografik romanlarda, roman tekniği açısından "üçüncü tekil anlatıcı" anlatıyorsa da hikayeyi aslında en az güvenilir olan "birinci tekil anlatıcı"dan dinliyoruzdur biz hikayeyi.

İkinci neden şu: Yazar davasını iyi savunamıyor. Neyi ispatlamanın peşinde olduğu belli değil. Konformizmini neden terk ettiği, yaşadığı buhrana nereden düştüğü bir muamma. Ahlakın göreceliğini mi tartışıyor; doğanın (veya Tanrı'nın) kendisine geçtiğini düşündüğü iltimasla mı hesaplaşma içinde? Sebepsiz bir dekadans, bir kendi kendini yok ediş mi söz konusu? Yaşanan bu sıkıntıları başkalarıyla paylaşmaya değer kılan ne var? Bu da bir başka soru işareti.

Üçüncüsü ise şu: Kendine çok büyük önem atfeden bir roman/karakterle karşı karşıyayız. İngilizcede "self-important" denen türden. Büyük acıların içinden çok ciddi ve ince bir mizah duygusu doğar. Örneğin “Şurik”, Allah n'est pas obligé, Gazap Üzümleri gibi zorluk romanlarında bu ince mizah buram buram tüter. Taziye evinde gülünür!

Beni asıl şaşırtan ise bir ilk roman olduğundan neredeyse hiç kuşkum olmayan bu kitabın aslında yazarın üçüncü romanı olduğunu öğrenmek oldu. Diğer romanlarını okumadım Erdoğan'ın henüz; ancak okuyup yazan bir gencin, kendi içindeki felsefi hesaplaşmasını edebiyatla eritmeye çalıştığı bir roman yirmili yaşlarındaki tüm yazar olma heveslilerinin rüyasını süsleyen ancak vebadan kaçar gibi uzak durmalarını gerektiren romanlardır gibi geliyor bana.

Dolayısıyla bu roman, hakkında dillendirildiğini duyduğum “çok katmanlılık” açısından bence eksik.

En iyiyi en sona bıraktım gerçi ancak şu var; roman tekniği açısından zayıf olduğunu düşünsem de Erdoğan’ın bir Türkçe ustası olduğunu düşünüyorum. Her şeye rağmen kendisini okutuyor ve bazı cümleleriyle açık bir gecede arada sırada kayan yıldızlar gibi okuyucuya düzenli heyecanlar yaşatmayı iyi biliyor. Kitaptaki düşünce izleri de, kendini fazla önemseyen tavrını göz ardı ederseniz, çoğunlukla başarılı ve düşündürücü.
245 reviews5 followers
November 13, 2016
Review published: https://chronicbibliophilia.wordpress...

“Why on earth did I ever choose this city that is so viciously cruel to me? This Rio de Janeiro, which conceals its sharp, pointy teeth behind its carnival masks, and envelops my very self in its crimson cloak, woven fiber for fiber of human pain…? There is only one thing for which we abandon safe waters and cut off our roots. Only one thing, for which Adam rejected immortality: THE UNKNOWN.”

Asli Erdogan, a Turkish writer, has created a seemingly autobiographical portrait of a young Turkish writer caught in the demonic undertow that is Rio de Janeiro. Özgür has come to Rio to write, intending to stay for a summer but instead staying for years. Her relationship with Rio – a city of constant danger and interminable darkness – is much like a junkie in the throes of addiction. Özgür is starving and unhinged; she vacillates between isolating herself in her slum apartment and brazenly inserting herself in perilous situations.

“Here I am in this semi-savage land, all alone, an unfamiliar feeling of being both free and besieged brewing within me. (Lonely, alone, derelict, vagrant, orphaned…I can list any number of adjectives, but I cannot build a bridge between words and reality.) The absolute, impeccable, infernal freedom of having not a single person who needs me, or anyone looking after me…I can brandish the lies of my choice, fabricate the past that I long for, pursue the most sinful of fantasies.”

Throughout this infernal novel, the story alternates between a day in the dystopian life of Özgür and excerpts from Özgür’s unfinished novel, also called “The City in Crimson Cloak.” The stories are deeply synchronous and intertwined, a fascinating execution of the ‘Droste effect’ of picture within picture, narrative within narrative.

The Rio of “The City in Crimson Cloak” is savage, brutal, and damned. Özgür sees Rio clearly:

“A sentry every fifty meters. Commando Vermelho’s rankless soldiers, Hades’ pubescent guards…The sharp eyes of a huge bird of prey always at their back…They wear fat gold chains and watches; on their feet are sneakers the size of babies’ tombs; their Bob Marley t-shirts conceal their pistols, the keys that open up all the doors that the world has slammed in their faces. They dress like rap stars, they strut like Hollywood gangsters, and they die like flies.”

Her knowing and seeing, however, do nothing to protect her from the city’s insidious charm. Unable and seemingly uninterested in extracting herself, Özgür is circling the drain while the reader looks on in fascinated horror.

Erdogan’s is a novel about being an outsider, about life in a foreign land, and about the irresistible draw of danger. Her writing is lyrical and hyperbolic, her characters and scenes hellish and irredeemable. No other-worldly demons and haunts are necessary; the depths to which humanity can sink are enough to keep one up at night. “The City in Crimson Cloak” is, in the truest sense, a masterpiece of modern horror.

Profile Image for Mihaela.
284 reviews79 followers
July 19, 2022
"Daca mi-am irosit doi ani lungi din viata, macar stiu pentru ce am facut-o: am scris o carte. Poate n-o sa ma ajute sau bucure cu nimic. Cartea mea contine doar simboluri care substituie realitatea, minciuni construite ca sa-mi aline durerea...Cateva licariri tremuratoare pe o mare neagra ca taciunele. Tremuratoare, simple, magice...Am scris-o pentru ca era singurul meu scut in fata mortii din acest oras unde o viata de om valoreaza intre zece si patru sute de dolari. Si uite-ma acum, singura cu copilul meu cocosat, la fel de singura ca inainte."

Orasul este Rio de Janeiro si copilul lui Asli Erdogan nu e deloc cocosat, poate este imatur, uneori prea exuberant, de cele mai multe ori deprimat, dar ne comunica atat de multe lucruri despre ce a trait autoarea aici, in acest oras incredibil de dur, halucinant, corupt si sarac, bogat si plin de moarte.

Cartea nu este de memorii, dar romanul e foarte intim intretesut cu propriile-i perceptii.
Eu asa l-am citit.
Profile Image for Стефани Витанова.
Author 1 book934 followers
August 18, 2025
„Градът в алена пелерина“ ни среща с Йозгюр – бедна, гладна, на ръба на психически срив жена, която решава да поживее в Рио де Жанейро. Единственото ѝ „оръжие“ срещу града, причинил ѝ всичко това, е да го напише.

Дълбочината на човека, белязан от мазохизъм, винаги ми е изглеждала неизмерима, но все още ме изненадва колко лесно животът може да бъде приет като низ от самоналожени страдания и беди. Излишни и предотвратими. Защото едно е да си роден в страдание и да не успееш да се измъкнеш, а съвсем друго - сам да избереш мизерия, отвъд всяко нормално човешко усещане за самосъхранение и чистота на духа.

Романът се оказа истинско предизвикателство за четене. Клаустрофобичното усещане ме преследваше на всяка страница. Сюжетът е трудно проследим – по-важни са преживяванията, усещанията и образите, отколкото линейната история. Това е роман в романа, в който за мен границата между автор и лирически персонаж е напълно размита. Аслъ и Йозгюр сякаш са един и същи човек, без никаква рамка помежду им.

И все пак дори те не заемат главната роля. Тя принадлежи на Града – на Рио. Той е истински жив организъм: враждебен, обсебващ, хипнотизиращ. Поле на постоянна борба за оцеляване. Трудно ми е да си представя по-ужасно място за живеене.

,,Телесните течности трудно можеха да я трогнат. Рио я бе научил да приема за нещо ествествено инфектираните рани, гангрените, ходещите по голяма нужда и мастурбиращите насред пътя".

Излизаш, без да знаеш дали ще се прибереш жив. Можеш да бъдеш обран, изнасилен или убит по всяко време, навсякъде. Няма полиция, няма правосъдие, няма елементарна човечност. Липсва базова хигиена. Няма лекари, няма лекарства. Можеш да се разболееш от всичко. Мизерията е неизмерима. Сифилисът и наркотиците са навсякъде.

„Градът в алена пелерина“ не е нито лесна, нито при��тна книга за четене. Тя е тежка, болезнена, крайно отблъскваща на моменти. Но именно в тази сурова поетичност се крие силата ѝ. Аслъ Ердоган ни показва как литературата може да превърне крайната разруха на средата около нас и душевността вътре в нас, в език, чрез който да оцелеем. Литературата като последен акт на съпротива.
Profile Image for Simay Yildiz.
729 reviews184 followers
January 27, 2015
For English, please visit Community BookStop.
Orijinali, Zimlicious'ta yayınlandı.

Aslı Erdoğan’ın Kırmızı Pelerinli Kent’i: Rio. Okurken hem merak edeceğiniz, hem tiksineceğiniz; pisliğini, sıcaklığını birebir hissedeceğiniz bir kent. Kentteki gerginliği hissederek gerilecek, silah sesleri kulaklarınızda çınlayınca kapınızı kilitleyip, kitlemediğinizi kontrol edeceksiniz muhtemelen. Kırmızı Pelerinli Kent’in etkisine kapılırsanız hatta bir dahaki bakkala gidişinizde kapının yakınlarında toplanmış bir grup insan varsa gerilebilirsiniz bile…

Anlayacağınız, kitabın ana karakteri Rio. Bir de Rio’ya kaçmış olan, sigara ve yemek parasını denkleştirmeye çalışarak kitabını yazmaya çalışan Özgür var. Kırmızı Pelerinli Kent‘in havasının boğuculuğunu, tişörtünü üstüne, nefesini gırtlağına yapıştırmasını sevmiyor. Artık gündelik fon müziği olmuş pompalı tüfek seslerini sevmiyor. Her adımda parasını, hatta hayatını koruması gerekmesini sevmiyor. Durum böyle olsa bile satırların arasında şehir yutup götürüyor Özgür’ü… Anlayacağınız, kitapta Rio’nun renkli, neşeli festivallerdeki halini değil, karanlık, bunaltıcı ve tehlikeli yanını görüyoruz.

Aralık ayında bile sıcak olan, yapış yapış bir şehir Rio:
Güneş yıl boyunca taşıdığı cömert kraliçe maskesini çıkarır, öldürme tutkusuna kapılmış bir diktatör gibi davranırdı.

Kırmızı Pelerinli Kent‘in karanlığı, insanların da içindeki karanlığa yansıyor. Özgür sayesinde bir insanın neden bu kadar uzaklara kaçabileceğini, onu yazmaya neyin ittiğini, bilinmeyenin ve tehlikenin çekiciliğini, içinde bulunduğumuz durumu sevmesek de neden değiştiremediğimizi düşündürüyor.

Profile Image for Bahar.
158 reviews25 followers
November 24, 2016
Aslı Erdoğan, mesafeli, soğuk, sizi içine almayan, ama yine de çarpıcı, tuhaf bir şekilde cazibeli, farklı bir tonda yazmış Kırmızı Pelerinli Kent'i. Bazı yerlerini içim bulanarak okudum, sindirim gerildi, yine de elimden bırakamadım. Türkçe'yi çok iyi kullandığını da söylemeliyim. Özetle hem sevdim, hem nefret ettim.
Profile Image for Ina.
74 reviews1 follower
June 27, 2024
„Rio, das waren Regentropfen, so schneidend wie Rasierklingen; das waren die Bisse nach Santa Teresa, voller Säufer und Banditen, die einstimmig miteinander sangen; das nervenzerreißende Schlagen der Karnevalstrommeln; die melancholische schwarze Stimme, die sie schon vom ersten Tag an mitgerissen hatte; die gutherzigen Gauner; Eduardos Geschenke; die Mangobäume der Ballettschule, in deren Ästen Affen sprangen; die Muscheln, die mit dem Windhauch aus dem Tag klirrten; Elis Lächeln am ersten Tag, das nie vergehen würde; die Guanabarabucht, die das entsetzliche Gelächter des Ozeans überdeckt; der Dschungel, der in seinem schrecklichen Durst nach Licht immer weiter vordringt und schließlich auch in ihrem Herzen wucherte. Sie hatte sich in die gefährlichen höllischen, traurigen Tropen verliebt“

wie magisch realistisch die Welt, eine Stadt, Rio, für eine die gleichzeitig außen und innen ist, sein kann. Ein komplett verschwimmen von Wirklichkeit und Unwirklichkeit (aber ist es unwirklich? für wen ist es unwirklich? und für wen ist eben genau das das Wirklichste, was je existieren wird.) in Kombination mit der komplett Verschwimmung zwischen Wirklichkeit und Roman.
Profile Image for Nihal Vrana.
Author 7 books13 followers
November 21, 2018
Cok aglak bir kitap bu. Ozellikle de hayatimin bir 4-5 yilini benzeri sekilde gecirdigim icin bana oldukca anlamsiz geldi. Kitabin sorunu su ki, Ozgur karakterinin Rio'da bulunmak icin hic bir gecerli sebebi yok. Madem bu kadar mutsuzsun don evine be kardesim; derdin ne? dedirtiyor insana. Her kanserli semirmis metropol gibi, Rio'nun korkunc yonlerinin olduguna eminim; City of God'da da gordugumuz gibi. Sorun su ki; oradaki karakterler o gercekligin icine dogmus ve de oradancikma yollari genelde kapali kisiler; drama orada yatiyor. Bu kitap ise oldukca disaridan ve de oldukca yargilayici bir gozle anlatiyor sehri. Bir nevi, Discovery channel'daki cangil kabileleri programlarinin banliyo versiyonu gibi. Bu ruh haliyle yabanci bir ulkede yasamini surdurmek mumkun degil. On binlerce yillik tortunun yarattigi farkli kulturler biz begenmedik diye degisecek degiller; gurbette yasaminin belki de birinci kurali bunu kabul etmek...
Yari otobiyografik kitaplardaki baska bir sorun da, insan yazarin kendisini nasil gordugunu sevmeyince; metni de sevemiyor; cunku yazar metin, metin yazar. Kitapta betimlenen karakter biraz toksik bir karakter (biraz da ondan etrafinda cok fazla insan tutunmamasi bence); ondan derdi tasasi beni hic cekmedi. Kotu bir kitap degil; ama bana hic hitap etmedi.
Profile Image for Duygu.
202 reviews105 followers
November 5, 2016
Aslı Erdoğan'dan okuduğum ilk kitap. Biraz beklentimi yüksek tutmuş olmalıyım ki (duyduğum birkaç yorum, goodreads puanları vesaire) kitap beni hayal kırıklığına uğrattı. Kullanılan dilde tam olarak ne olduğunu tanımlayamadığım bir yapaylık problemi var. Konusu çekici olsa da bu postmodern izler taşıyan eser genel olarak benim için iyi bir örnek değil.
Profile Image for squirtle.
98 reviews3 followers
July 8, 2022
ghidul turistic perfect, brutal de sincer

also, i finished this on the train!! 🥳
Profile Image for Rada.
14 reviews13 followers
Read
August 5, 2024
В „Градът с алена пелерина“ Аслъ Ердоган създава два портрета – автобиографичен портрет на млада турска писателка, попаднала в плашещия, но пленителен град Рио де Жанейро и втори портрет на самия град. Йозгюр идва в Рио с намерение да остане за кратко и да преподава и пише, но вместо това остава две години. По време на лятната ваканция тя не изкарва пари и изпадна в безпаричие, но в градът на крайностите, с безмилостна тропическа жега и ширеща се престъпност, гладът и трудностите са обичайно състояние. Връзката на Йозгюр с Рио е сложна и се люшка между силна омраза и изблици на привързаност, постоянно колебание дали да се затвори в мизерната си квартира или да се впусне навън в приключения сред опасните улици на фавелите.
„Градът с алена пелерина“ е роман, в който градът е главен персонаж, мястото е част от тъканта от книгата, задавай атмосферата и определя сюжета и съдбата на героите. Аслъ Ердоган попада там в края на осемдесетте години, когато Рио е подчинен на „Командо вермельо“, мощна престъпна групировка, която по онова време контролира 70 процента от трафика на дрога. Постоянно има престрелки и случайно загинали минувачи, пускат се „фойерверки“ над Синия квартал всеки пък когато е пристигнало новото зареждане с дрога, а улиците са джунгла от бездомници, наркомани, изоставени деца и проститутки. Изобщо атмосферата е напрегната, и затова Йозгюр трудно се решава да излезе от къщи.
Същевременно в кратките си съприкосновения с Рио, освен изстрели и дебнеща навсякъде смърт, градът подарява на Йозгюр прекрасните звуци на самбата и боса новата, пищни танци, изобилие от плодове и плодове сокове, спиращи дъха гледки към залива Гуанабара, сребриста безкрайна плажна ивица. Йозгюр е неспособна да се измъкне и изпитва неустоимата притегателна сила към опасностите, разхождайки читателите из фавелите и оставяйки привкус на ужас, който пленява.
Profile Image for Gökçen Caan.
4 reviews4 followers
August 26, 2015
Beni bir adam tanıştırdı bu kadınla. Sonra baş başa kaldık. Örtüşen duygularımızı defterime taşıdım. Karaladıklarımdan bir tanesi de burada kalsın, bakar dururuz.

"Aşk öykülerinde konu mankeni olduğunun ayırdına varmıştı varmasına; ama yalnızlıktan öyle şaşkına dönmüştü ki, en çıkarcı ilişkilerde bile bulunan titrek, kırılgan sevgi soluğuyla yetinmeye hazırdı. Düş gücü eften püften anıları peri masalına dönüştürüyor; belleği, aldığı zevki de, oynadığı rolü de abarttıkça abartıyordu."
Profile Image for Oytunla Hayat.
176 reviews5 followers
October 17, 2022
Bir şeyler eksikti… Tekrar üzerine tekrar olaylar zinciri…Sıkıcı değildi ama çokça sancılıydı.
Tanışma kitabı olarak çok uygun değildi sanki benim için…
Bir gün yine yollarımız kesiştiğinde son kararımı vereceğim sanırım yazarla ilgili…
Profile Image for Betul Pehlivanli.
374 reviews14 followers
August 19, 2019
Yazarla tanışma kitabımdı.Aldığım diğer üç kitabının arasından rastgele seçip okudum.Güney Amerika,bazı turist mekanları haricinde beni hiç çekmemiştir.Bilinçaltımdaki Brezilya’ya daha da olumsuz imgeler ekleyerek kitabı bitirmiş bulunuyorum.İnanılmaz etkileyiciydi.Böyle bir yerde insan nasıl yaşar ve nasıl hayatta kalır mevzusunu son derece vurucu,karanlık bir dille anlatmış.Aslında belki de karanlık olan kullandığı dil değil de,anlattığı dünyaydı.Başka türlü de anlatılamazdı sanırım...Yaşadığım hayata ve doğduğum yere bir kez daha şükrettim...
Profile Image for Ceren.
54 reviews
August 6, 2016
Okuduğum yorumlardan anladığım kadarıyla insan bu romanı ya bütün acımasızlığına rağmen çok seviyor ya da sadece bitirmek amacıyla zar zor sayfaları çeviriyor. Kendimi ilk kategoride görebilirim ve bunun tabii ki birkaç sebebi var.
Roman, Rio hakkındaki bilgileri birkaç cümleyi geçemeyecek insanlar için -mesela ben- ufuk açıcı. Bunu sadece çoğu zaman ''bu kadar da olamaz!'' dedirten olayları gözler önüne serdiği için değil, günlük yaşamda kullanılan kelimeleri, o kültürü yaşamadıkça bilemeyeceğimiz ayrıntıları (havai fişek günlerinin asıl anlamı gibi) gösterdiği için de söylüyorum. Bütün o olayların Özgür'ün kişiliğinde yarattığı değişikliğe tanık olmak, bazen kim olduğunuza sizden çok yaşadığınız yerin karar verdiğini görmek de şaşırtıcı. Ve bir noktada üzücü. Sanırım bu sebeple kitapta en çok sevdiğim ayrıntı Özgür'ün yine de bir yerlerde ''İstanbul noktası''na sahip olması oldu.
Uzun lafı kısası, Kırmızı Pelerinli Kent okuduğum tek Aslı Erdoğan romanı olarak kalmayacakmış gibi.

40 reviews
June 27, 2021
I'm really torn between 3 and 4 stars.
Asli tells a very sensual and harsh image of the Rio de Janeiro, if you pick this up you might as well get used to Asli’s writing style, endless sentences with no pauses accompanied by long descriptors and comparisons of every detail. I'm still not sure entirely sure of the premise of the story... the main character Özgur was never stuck there she decided to stay for two years to finish her book, the last lifeline she had... But while stays there she tells a very brutal heart wrenching story of this horrifying city. While moving through the city slums the dreadful fictions written in her little green book become real with every minute and every step. I wish I could have read this in the original language (but I sadly don’t know Turkish). I can imagine the translation to Danish might have left some holes here and there. I want to give this a 4 but I will settle on the mid-way point and maybe re-review the book after a second read in the future, but I would still recommend this one.
Profile Image for Sibel Kaçamak.
84 reviews18 followers
December 28, 2016
Bir kaç arkadaşımın ne güzeldir yeniden okusak diye dile getirmesiyle evet işte ben de yeniden okuyayım diye başladığım ama sanki daha önce hiç okumamışım gibi keyifle ve bir çeşit merakla elimden bırakamadan okuduğum Aslı Erdoğan kitabı oldu. Şu an tereddütteyim... belki daha önce hiç okumamıştım belki de metin her okuyuşta farklı kapılar açtığından böyle bir hisse kapıldım hangisi doğru, gerçek nerede bilemiyorum. Bir önemi yok, kitabın bir özeti de yok. Vahşi bir ortamda hayatta kalmanın nasılını, ne pahasına ve neden sorularını takip ederek kişisel bir deneyim kurguluyor. Bu kent ille de Brezilya'nın Rio'su olmak zorunda değil, o kadar tanıdık aslında...
Profile Image for Deniz.
145 reviews
September 26, 2017
Bu kadar övülmesine şaşırdım açıkçası. Göçmen olmaya ve kadınlığa dair çok güzel cümleler var içinde ama bütün olarak çok dağınık ve okunması zor buldum. Hiç keyif vermedi. Baş karakteri çok suni ve anlattığı hikayeler son derece dağınık. Rio'yu merak ettirmekte dahi epey başarısız.
Profile Image for Duygu Sevimli Çeltik.
185 reviews25 followers
May 15, 2017
Aslı Erdoğan'ın okuduğum ilk kitabı değil ama anlayarak okuduğum ilk kitabı. Varoluşunu anlamlandırmaya çalışan yazar için biyografik bir çalışma olmuş. Gerçeği arama, bir türlü bulamama, bulduğunu sandığında ne yapacağını bilememe ve Rio de Janeiro'da hayatta kalma çabası çok sesli bir kaos ve kaostan doğan bir melodram çıkarmış ortaya. Kurguyu ve felsefik alt temayı ben çok sevdim. Merak edenlere Aslı Erdoğan'a bu kitabıyla başlamasını tavsiye ederim.
Profile Image for Büşra  .
263 reviews89 followers
January 30, 2018
Sonunda şehir betimlemeleri ile dolu bu kitabı bitirebildim. Fena bir kitap değildi ancak yazar da, Özgür de, Ö de sadece Rio'dan yakınıyorlar. Biri bana "Ankara'dan çok şikayetçisin." derse ona bu kitabı okutacağım. Bir de uzun bir süre "favela", "cangıl" ya da "gringa" kelimelerinden birini bile duymak istemiyorum.
Profile Image for Elif.
61 reviews1 follower
August 25, 2018
“Bütün sıkılgan ya da açık yürekli insanlar gibi, kendisinden kat kat aptalların elinde kolayca oyuncağa çevrilirdi”
Profile Image for Tuva S..
239 reviews11 followers
April 8, 2022
Yazarın bir röportajına denk gelmiştim kitaba başlamadan, beklentim yüksekti açıkçası. Belki ileride başka kitaplarına şans veririm.
Profile Image for Canan.
28 reviews3 followers
February 24, 2017
Sade anlatımına rağmen, Özgür'ün yaşadıklarını okuyucuya, okuyanı rahatsız edecek kadar iyi hissettirdiğini düşünüyorum.
Kitapta geçen olayların, yaşanan travmaların, pek çok noktada yazarın hayatıyla örtüşmesi, kurguyu yazardan soyutlayamıyor olmak, beni bu kitaba - daha fazlasını hak ettiğini düşündüğüm halde - 3 yıldız vermeye itti.
Altını çizdiğim muhteşem anlatımlardan bazıları;
"İnsan, gerçekte duymadığını tüketmeye bir türlü doyamıyordu."
"Hiçbir şey söylemeden, hiçbir şey söylememek için konuştuklarının..."
"Sıfır Noktası'na varan herkesin bildiğini o da biliyor artık, insanın yoluna çıkan bütün cesetler, onu tek bir yerinden, en zayıf yerinden vurur: Kendi içindeki cesetten."
"Bütün sıkılgan ya da açık yürekli insanlar gibi, kendisinden kat kat aptalların elinde kolayca oyuncağa çevrilirdi."
"Henüz ne tüketilmiş, ne de tanrıçalaştırılmıştı. Herhangi bir kurulu düzenin parçası olmamıştı."
"Erdemlerden daha vazgeçilmez şeyler vardır. Çaydaki limon gibi, pazar gazetesi ya da İtalyan mozzarellası gibi."
"Adım başı aç bir çocuk yanında bitiyor ve onu şu soruyla baş başa bırakıyordu: 'İnsanlıktan çıkıyor muyum? Yoksa insan olmak bu mu?'"
"Neydi acaba o gün yitirdiğim şey-gökyüzünün 'ışıltılı labirentini' çözdüğüm gün? Masumiyet mi? Yok canım böyle iri iri, yaman sözcüklere sığacak bir şey değil. "
This entire review has been hidden because of spoilers.
Profile Image for Zeynep Nur İspir.
3 reviews2 followers
September 5, 2013
Rio turizmini sekteye uğratacak potansiyele sahip sayfalar. Rio'nun dünyanın geri kalanına asla gösterilmek istenmeyen daimi temsilcilerinin, esas temsilcilerinin hikayesi. Dünyanın Yeni Yedi Harikası'ndan biri olan, görkemli kurtarıcı İsa heykeli kendini siper etmiş olsa da, heykelin gerisindeki şehir kurtarılmanın çok uzağında. Orada karnaval zamanı ara sokaklara serilen cesetler garipsenmiyor; favelalar arasındaki silahlı çatışmalar rutinin bir parçası haline gelmiş; onca suçun, yoksulluğun, hastalığın arasında havai fişek gösterileri bile masumiyetini koruyamamış.
Öte yandan, 'insan neden yazar' sorusuna cevap aranıyorsa, yazarın bizimle paylaştığı deneyimleri, yazmayı başaramadığı zamanlar büründüğü karanlık ruh hali, mütemadiyen uçurumun kenarında gezip bir türlü kendini bırakamıyışı ve her ne olursa olsun Rio'yu terk edemeyişi, bu meraka ışık tutabilir.
Profile Image for Bilgi.
102 reviews19 followers
July 3, 2018
Bir kitap vermek istediği duyguyu fazlasıyla veriyorsa başarılıdır. Bu anlamda çok başarılı bir kitap. Edebi olarak özgün, sarsıcı ve derinden vurucu. Rio'dan kaçmak istiyorsunuz. Romanın kahramanından da. Rio kadar ölümü de anlatıyor, ya da ölüm takıntısını. Ölümün karanlığı içinizi sarıyor. Başka şans tanımadan.
Okumamın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen kitap bende hala ağır bir sıkıntı hissi yaratıyor. Kitabı, tekrar elime alırken bile bir an önce bir yerlere yerleştirmek istiyorum. Tekrar satırlarına dönmek korkusu sarıyor içimi; sanki tekrar o Rio denen hapishaneye düşmekten korkar gibi oluyorum.
Endişeye bile umut, kasvete bile neşe katabilen yazarları daha çok seviyorum. Tamamen daraltan, hiç nefes aldırmadan basan kitapları - ne kadar değerli olurlarsa olsunlar - sevemiyorum. Bu da onlardan biri oldu.
Profile Image for NAMIK SOMEL.
206 reviews114 followers
October 30, 2016
“Kaosun denklemi çok basit aslında. Yaşam=yaşam. Ölüm=ölüm. Oysa hepimiz kendi denklemimizi kurmanın ve dünyayı ona eşdeğer kılmanın peşindeyiz. Ne aymazlık!


Senin içindekileri barındıracak derinlikte hiçbir yer yoktur gerçek dünyada; ama sen de, yaşamın, ölümün ve bütün düşlerinle geleceğin korkunç sonsuzluğunda, oylumsuz bir noktadan daha büyük değilsin. “


Aslı Erdoğan / Kırmızı Pelerinli Kent s.126


Yine güzel bir Aslı Erdoğan romanı okudum. Onun kalemi sıradan olayları çarpıcı metinlere dönüştürüyor. Güzeldi..
Profile Image for Aysegul Ozkan.
265 reviews24 followers
June 10, 2021
'90larin sonlarinda Rio'nun srka sokaklarinda ve favelalarda gecen bir yalnizlik hikayesi. Yavas yavas okunmasi gereken bir hikaye.
Displaying 1 - 30 of 139 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.