What do you think?
Rate this book
Gariplerin Kitabı
'Kitapları kullanıyorsun.
Ama bilgi sahibi değilsin.
Şimdi bilgiyi bulacaksın.
Seni onun yakınına kadar götüreceğim.
Senin aradığını içeren bir kitap var.
Adı Gariplerin Kitabı.
İçinde bu dünyada ve sonrasında
bilmek istediğin herşey var.'
'Gariplerin Kitabı mı?'
Hemencecik
birçok soruya hazırlandığımı anlayıp
elini dudaklarına götürdü.
'Bulmak ister misin onu?'
Ama bilgi sahibi değilsin.
Şimdi bilgiyi bulacaksın.
Seni onun yakınına kadar götüreceğim.
Senin aradığını içeren bir kitap var.
Adı Gariplerin Kitabı.
İçinde bu dünyada ve sonrasında
bilmek istediğin herşey var.'
'Gariplerin Kitabı mı?'
Hemencecik
birçok soruya hazırlandığımı anlayıp
elini dudaklarına götürdü.
'Bulmak ister misin onu?'
147 pages, Paperback
First published January 1, 1972
12 people are currently reading
340 people want to read
About the author
Ian Dallas
17 books39 followersThe modern writer submits his literary work to the critics. My desire is to submit my work to those fellow travellers who seek for maps to make sense of their life’s journey. Ronald Laing, the psychiatrist, once said to me, ‘The only reason I go on psycho-analysing my patients, is in the hope that just one of them in his narration will reveal to me something that will help to make sense of my own life.’
I look back on my works as being, as it were, way-marks on a journey, one which when taken had seemed not only without destination, but in itself nothing but a troubled and turbulent wandering. All I took with me through what seemed the disorder of my life was a satchel with two connected compartments. One was the formal education and culture as a child of my time. The other hidden pocket contained another version of events, both historical and familial, which gave glimmerings of significance that seemed to indicate that in all the dreadful business of living and the great wasted tracts of enjoyment, that there was meaning to be found and that illumination would one day emblazon both the road and the landscape.
I look back on my works as being, as it were, way-marks on a journey, one which when taken had seemed not only without destination, but in itself nothing but a troubled and turbulent wandering. All I took with me through what seemed the disorder of my life was a satchel with two connected compartments. One was the formal education and culture as a child of my time. The other hidden pocket contained another version of events, both historical and familial, which gave glimmerings of significance that seemed to indicate that in all the dreadful business of living and the great wasted tracts of enjoyment, that there was meaning to be found and that illumination would one day emblazon both the road and the landscape.
Ratings & Reviews
Friends & Following
Create a free account to discover what your friends think of this book!
Community Reviews
Displaying 1 - 28 of 28 reviews
April 2, 2017
If you have regularly read any Western Buddhist magazine, and are familiar with the "monkey mind" and the incessant stories of people realizing the value of self-restraint and the traps of the intellect, then you already know the content of the second half of this book, which is in no way unique. The romantic attitude towards life is definitely relatable, but I got fairly exhausted by the never-ending procession of all-knowing Oriental teachers. In that sense this book is inferior to Herman Hesse's Siddartha, The Glass Bead Game, and The Journey to the East.
However, the book is not without its charm -- the first half contains an extended burlesque about the Anglo-American academy, which is fairly accurate and enjoyable, and the frame story is pretty good.
However, the book is not without its charm -- the first half contains an extended burlesque about the Anglo-American academy, which is fairly accurate and enjoyable, and the frame story is pretty good.
June 30, 2018
A friend gave me this book as a gift;undoubtedly one of the best gifts I've ever received. I thoroughly enjoyed it. There were moments I just looked into the air and tried to imagine what it means to be a Sufi and what pursuing God wholeheartedly really meant. Dr Ian Dallas is highly spiritual. Only a man whose heart has been deeply touched by God can write so beautifully about seeking Him. The first page made me weep.
'I remember, when I was a young girl, a long, long time ago, a strange man came to our city, begging. He was in rags like us and he wore a pointed cap. I can still remember the peace in his eyes as he put his hand on my arm and whispered to me, La ilaha il' Allah'"
So breathtakingly beautiful. I am a Christian and this book changed my entire perception of Islam.
'I remember, when I was a young girl, a long, long time ago, a strange man came to our city, begging. He was in rags like us and he wore a pointed cap. I can still remember the peace in his eyes as he put his hand on my arm and whispered to me, La ilaha il' Allah'"
So breathtakingly beautiful. I am a Christian and this book changed my entire perception of Islam.
December 20, 2021
Nedendir bilmem, İslam ile sonradan müşerref olan Batılı kimselerin bu tarz seyri sülûk hikayeleri bana pek tatsız tuzsuz geliyor. Ian Dallas, diğer adıyla Abdülkadir es-Sufî'nin hikayesi de biraz öyle. Zikir halkasına bir gözü kapalı kendini kaptırmış halde dahil olurken diğer gözüyle etrafı analiz edip aktarması bana garip geliyor. Kitabın ilk yarısı o Batılı bilimsel perspektifin yetersizliğini hissettiriyor ancak bunu açıklarken ki üslup sahibi de o dile dahil olduğundan yazarı dışarıda tutamıyorsunuz. İkinci yarıda, yolculuk başlıyor fakat hemen kılık kıyafetin değişip zikirlere başlanan kısım değil. Bence kitabın en dürüst ve özel kısmı, yazarın şeyhini bulduktan sonra söylediği şu kısım:
"Şimdi bir yol göstericiye ihtiyacım vardı ama bunu yapacak kimse yoktu. Ne kabul edilmiş ne de reddedilmiştim. Bana öğretmiyorlardı. Kimse bir şey söylemiyordu, olanla yetinmem gerekiyordu ve bu "olan" da benim kendim oluşumdan ibaretti. Evet bütün sıkıntının kaynağı "benim kendimdi". İnsanın kendisini silmesi iyi bir şey diye düşündüm, ama ne kadar çok silmeye çalışırsam ben'im o kadar çok görünüyordu! Nefs... Bunun hakkında okuyup konuşmak bir şeydi ama yaşanmakta olan tamamen başka bir şey."
Kitap, Gariplerin Kitabı değil de kalbi aklının arayışına klavuz olanların kitabı diyebiliriz. Bu tarz otobiyografik tarzda romanlar okumayı sevenler bakabilirler.
"Şimdi bir yol göstericiye ihtiyacım vardı ama bunu yapacak kimse yoktu. Ne kabul edilmiş ne de reddedilmiştim. Bana öğretmiyorlardı. Kimse bir şey söylemiyordu, olanla yetinmem gerekiyordu ve bu "olan" da benim kendim oluşumdan ibaretti. Evet bütün sıkıntının kaynağı "benim kendimdi". İnsanın kendisini silmesi iyi bir şey diye düşündüm, ama ne kadar çok silmeye çalışırsam ben'im o kadar çok görünüyordu! Nefs... Bunun hakkında okuyup konuşmak bir şeydi ama yaşanmakta olan tamamen başka bir şey."
Kitap, Gariplerin Kitabı değil de kalbi aklının arayışına klavuz olanların kitabı diyebiliriz. Bu tarz otobiyografik tarzda romanlar okumayı sevenler bakabilirler.
April 24, 2007
This book is out of print I think (I have a copy from the 1970s that my dad bought), and I've never seen anything like it before or since. It's written by Ian Dallas, a convert to Islam (a contemporary of Dr. Umar Faruq, actually), who uses a fictional narrative set in the future to explore the idea of tasawwuf. The central character is thrust onto a quest for truth, and finds himself led onto the Sufi path. I've never come across a novel since that deals with Sufism and was actually written by a Muslim...
July 9, 2019
This work is a Sufi version of Hesse's Siddhartha. It's also a good story, and would hold the reader's interest even if he or she had no prior knowledge of Sufism. It's obviously a fictionalized version of the author's discovery of Sufism and Islam, and Dallas has written in such a way that the reader gets a true feeling of the seeker's contact with the mystical tradition of Sufism. A well-written, interesting, educational, and transforming book.
February 5, 2020
Bazı kitaplar tesadüfen sizi bulur. "Ne okuyayım" diye ararken karşınıza çıkmaz. Ama çok şey söyler, garip biçimde doğrudan sizin o an bulunduğunuz duruma ve aklınızda o an bulunan soru işaretlerine denk düşen cümlelerle karşılaşırsınız. Gariplerin Kitabı böyle bir kitap.
Galiba kitabın mesajı da kitapla rastlaşmanızı sağlayan mekanizmayla aynı. Arama. Ama ara. Ancak böyle bulabilirsin.
Galiba kitabın mesajı da kitapla rastlaşmanızı sağlayan mekanizmayla aynı. Arama. Ama ara. Ancak böyle bulabilirsin.
June 27, 2009
This is a novel about a spiritual journey, and ultimately, tasawwuf. I enjoyed reading it and found myself comprehending some of the states the character was going through. Short book, easy to read.
February 22, 2011
''Islam datang sebagai sesuatu yang asing, dan akan kembali menjadi asing, maka berbahagialah orang-orang yang asing.'' (HR Muslim dari Abu Hurairah).
Menghipnotis dan mencerahkan. sayang novelnya terlalu tipis :D
Menghipnotis dan mencerahkan. sayang novelnya terlalu tipis :D
June 16, 2008
Well-written novel about the Sufi path.
January 20, 2020
Bu kitap radarıma dostum Mustafa Levent'in önerisiyle girdi. Federico Fellini ve İsmet Özel'i fazla dolaylı da olsa birbirlerine ulaştıran bir öyküsü var kitabın.
Gariplerin Kitabı'nın yazarı Ian Dallas (yeni adıyla Abdülkadir Es-Sufi) Fellini'nin 8.5 filminde sihirbaz rolünde izlediğimiz karakter. O meşhur "asa nisi masa" sahnesinde Fellini'yi canlandıran Mastrioanni'nin aklındakileri okuyor. Ve "anima"nın kuş dilindeki söylenişi "asa nisi masa"ya ulaşıyor. Buradan da bir Jung bağlantısı kuruluyor. Gerçekten birbirlerinden farklı dönemlerde yaşamış, birbirlerini tanımayan birçok sanatçı-düşünür bu sahnede buluşuyor: İsmet Özel, Federico Fellini, Carl Gustav Jung ve Ian Dallas...
İsmet Özel bu buluşmaya Ian Dallas'ın Gariplerin Kitabı'nı çevirmekle katılıyor ve kitabın Türk okura ulaşmasını sağlıyor. O çevirmese muhtemelen hiç kimse çevirmezdi ve bu kitaptan haberdar olamazdık.
Kitap yarı otobiyografik bir karakterde, tıpkı Fellini'nin 8.5'u gibi. Bir kütüphaneci, yerine geldiği kütüphanecinin arkasında bıraktığı eşyaları ve notları inceleyerek bir yolculuğa çıkma fikrine kapılır. Kendisini çölün ortasında bir kentte bulur ve orada Müslüman olarak bir zaviyeye katılır.
Kitap, yolculuğa çıkmadan önce ve yolculuğa çıktıktan sonra olarak ikiye ayrılabilir. Yolculuğa çıkmadan önce, karakterin hala şehirde, modern dünyada yaşadığı bölümde, modern dünyanın ve modern insanın bir eleştirini görürüz. Ian Dallas, kendi hayatında onu arayışa iten nedenin modern dünyanın sunduğu anlamsızlık olduğunu üstüne basa basa dile getirmiş. Modern dünyada insani ereklerini kaybetmiş insanların tek tek psikolojik analizlerini yapan yazar, kitabın ikinci bölümünde, yani yolculuğa çıktıktan sonra, artık modern dünyadan uzaklaşıp çöle girer.
Çöle girmesiyle yepyeni bir hayata başlayan karakter yer yer şarkiyatçı düşüncelere de kapılır. Doğulu (çölde yaşayan) karakterlerin sert, yakışıklı, haşin ama şefkatli bir tasviri sunulur. Tabii ki şarkiyatçılığın en önemli unsurlarından olan gizem de anlatıma hakimdir. Burada çok derinden ve örtülü de olsa cinsellik de ön plana çıkar. Doğuya (çöle) gelen karakterin burada karşılaştığı erkekleri hep güçlü, haşmetli, yakışıklı, sert ama sevecen bir yapıda anlattığı görülür. Batıda yaşanan bir baba eksikliğinin doğuda giderilmesi söz konusu demek aşırı bir yorum olsa da o kadar da uçuk bir yorum olmadığı kanaatindeyim.
Zaten din değiştirmek ödipal bir eylemdir. Din çocukluğumuzdan beri otoriter bir baba gibi bize öğretilir ve onu takip etmemiz, onun sözünden çıkmamamız öğütlenir. Din değiştiren kişi babasını kastre etmekte ve yeni bir babaya gitmektedir. Ama burada önemli olan yeni babaya gidiş değil önceki babanın kastre edilmesidir. Yani din değiştirmedeki isyan, din değiştirme eyleminin en önemli yanıdır.
Kitapta bu düşünceleri destekleyen birçok kısım bulunur. Bunları açıklamaya geçmeden önce kitabın ikinci bölümünü teşkil eden yolculuk sonrası bölüme değinelim. Yolculuk sonrasında karakter bir taraftan eski, modern yaşamına son vermeye çalışırken bir yandan da yeni, Doğulu, arkaik yaşam tarzıyla çatışır. Modern alışkanlıklarını hemen terk edemez ve zaviyede bir oryantasyon süreciyle karşılaşır. Süreç içerisinde bu dönemi aşar. Sonunda da şeyhi onu modern yaşamına geri gönderir, çünkü bu bir döngüdür, birileri gidecek ve birileri gelecektir.
Kitabın lineer olay akışı da etkileyicidir. Kitap içinde kitap, kitabın sürekli çerçeve öyküsüyle ana öyküsü arasında bağ kurması, kitap içinde anlatılan hikayeler, karakterin ilgisini çeken ayet ve hadisler... Hepsi dikkate değer ve güzel. Ben biraz önce yarım bıraktığım meseleye devam etmek istiyorum.
Din değiştirmenin ödipal bir kastrasyona benzediğini söylemiştik. Bunun yanında din değiştirme insanın içinde yaşadığı toplumla uyuşamaması ve kendini o toplumdan ayırması amacını da taşıyabilir. Kitapta karakter yer yer kendisini içinde yaşadığı topluma ait hissetmediğini ifade ederken, katıldığı zaviyede kendisini evinde gibi hissettiğini de ifade eder. Karakter salt din değiştirmemiş buna ek olarak bir zaviyeye katılmıştır. Bu ilginçtir çünkü her Müslüman illa ki bir zaviyeye katılır gibi bir zorunluluk yoktur ancak karakter bir şeyhe bağlanmayı zaruri görür ve zaman zaman şeyhini peygamberden de daha üst bir konuma yerleştirir. Bu noktada anlatımın fiziksel oluşu, cinsel bir temel üzerinde yükselen inanç meselesini ortaya koyar. Günlük hayatımızda duyduğumuz şeyhin ayakkabısından su içme, şeyhin eteklerini öpme gibi eylemler de tarikatların cinsel bir temelde faaliyetlerini yürüttüklerini, tekkelerdeki ritüellerin cinsellikle bağlantılı bir karakterde olmasını gözler önüne serer.
Kitaptaki karakterin, Ian Dallas'ın din değiştirmenin yanında bir tarikata katılmasını da bu pencereden açıklamak mümkündür.
Gariplerin Kitabı'nın yazarı Ian Dallas (yeni adıyla Abdülkadir Es-Sufi) Fellini'nin 8.5 filminde sihirbaz rolünde izlediğimiz karakter. O meşhur "asa nisi masa" sahnesinde Fellini'yi canlandıran Mastrioanni'nin aklındakileri okuyor. Ve "anima"nın kuş dilindeki söylenişi "asa nisi masa"ya ulaşıyor. Buradan da bir Jung bağlantısı kuruluyor. Gerçekten birbirlerinden farklı dönemlerde yaşamış, birbirlerini tanımayan birçok sanatçı-düşünür bu sahnede buluşuyor: İsmet Özel, Federico Fellini, Carl Gustav Jung ve Ian Dallas...
İsmet Özel bu buluşmaya Ian Dallas'ın Gariplerin Kitabı'nı çevirmekle katılıyor ve kitabın Türk okura ulaşmasını sağlıyor. O çevirmese muhtemelen hiç kimse çevirmezdi ve bu kitaptan haberdar olamazdık.
Kitap yarı otobiyografik bir karakterde, tıpkı Fellini'nin 8.5'u gibi. Bir kütüphaneci, yerine geldiği kütüphanecinin arkasında bıraktığı eşyaları ve notları inceleyerek bir yolculuğa çıkma fikrine kapılır. Kendisini çölün ortasında bir kentte bulur ve orada Müslüman olarak bir zaviyeye katılır.
Kitap, yolculuğa çıkmadan önce ve yolculuğa çıktıktan sonra olarak ikiye ayrılabilir. Yolculuğa çıkmadan önce, karakterin hala şehirde, modern dünyada yaşadığı bölümde, modern dünyanın ve modern insanın bir eleştirini görürüz. Ian Dallas, kendi hayatında onu arayışa iten nedenin modern dünyanın sunduğu anlamsızlık olduğunu üstüne basa basa dile getirmiş. Modern dünyada insani ereklerini kaybetmiş insanların tek tek psikolojik analizlerini yapan yazar, kitabın ikinci bölümünde, yani yolculuğa çıktıktan sonra, artık modern dünyadan uzaklaşıp çöle girer.
Çöle girmesiyle yepyeni bir hayata başlayan karakter yer yer şarkiyatçı düşüncelere de kapılır. Doğulu (çölde yaşayan) karakterlerin sert, yakışıklı, haşin ama şefkatli bir tasviri sunulur. Tabii ki şarkiyatçılığın en önemli unsurlarından olan gizem de anlatıma hakimdir. Burada çok derinden ve örtülü de olsa cinsellik de ön plana çıkar. Doğuya (çöle) gelen karakterin burada karşılaştığı erkekleri hep güçlü, haşmetli, yakışıklı, sert ama sevecen bir yapıda anlattığı görülür. Batıda yaşanan bir baba eksikliğinin doğuda giderilmesi söz konusu demek aşırı bir yorum olsa da o kadar da uçuk bir yorum olmadığı kanaatindeyim.
Zaten din değiştirmek ödipal bir eylemdir. Din çocukluğumuzdan beri otoriter bir baba gibi bize öğretilir ve onu takip etmemiz, onun sözünden çıkmamamız öğütlenir. Din değiştiren kişi babasını kastre etmekte ve yeni bir babaya gitmektedir. Ama burada önemli olan yeni babaya gidiş değil önceki babanın kastre edilmesidir. Yani din değiştirmedeki isyan, din değiştirme eyleminin en önemli yanıdır.
Kitapta bu düşünceleri destekleyen birçok kısım bulunur. Bunları açıklamaya geçmeden önce kitabın ikinci bölümünü teşkil eden yolculuk sonrası bölüme değinelim. Yolculuk sonrasında karakter bir taraftan eski, modern yaşamına son vermeye çalışırken bir yandan da yeni, Doğulu, arkaik yaşam tarzıyla çatışır. Modern alışkanlıklarını hemen terk edemez ve zaviyede bir oryantasyon süreciyle karşılaşır. Süreç içerisinde bu dönemi aşar. Sonunda da şeyhi onu modern yaşamına geri gönderir, çünkü bu bir döngüdür, birileri gidecek ve birileri gelecektir.
Kitabın lineer olay akışı da etkileyicidir. Kitap içinde kitap, kitabın sürekli çerçeve öyküsüyle ana öyküsü arasında bağ kurması, kitap içinde anlatılan hikayeler, karakterin ilgisini çeken ayet ve hadisler... Hepsi dikkate değer ve güzel. Ben biraz önce yarım bıraktığım meseleye devam etmek istiyorum.
Din değiştirmenin ödipal bir kastrasyona benzediğini söylemiştik. Bunun yanında din değiştirme insanın içinde yaşadığı toplumla uyuşamaması ve kendini o toplumdan ayırması amacını da taşıyabilir. Kitapta karakter yer yer kendisini içinde yaşadığı topluma ait hissetmediğini ifade ederken, katıldığı zaviyede kendisini evinde gibi hissettiğini de ifade eder. Karakter salt din değiştirmemiş buna ek olarak bir zaviyeye katılmıştır. Bu ilginçtir çünkü her Müslüman illa ki bir zaviyeye katılır gibi bir zorunluluk yoktur ancak karakter bir şeyhe bağlanmayı zaruri görür ve zaman zaman şeyhini peygamberden de daha üst bir konuma yerleştirir. Bu noktada anlatımın fiziksel oluşu, cinsel bir temel üzerinde yükselen inanç meselesini ortaya koyar. Günlük hayatımızda duyduğumuz şeyhin ayakkabısından su içme, şeyhin eteklerini öpme gibi eylemler de tarikatların cinsel bir temelde faaliyetlerini yürüttüklerini, tekkelerdeki ritüellerin cinsellikle bağlantılı bir karakterde olmasını gözler önüne serer.
Kitaptaki karakterin, Ian Dallas'ın din değiştirmenin yanında bir tarikata katılmasını da bu pencereden açıklamak mümkündür.
July 31, 2024
I thought it was an interesting and cool story. Learned alot of words I’ve heard said before in Arabic. I’m glad to know the meanings now. Bismillah!
“You are now afloat on the deepest sea of Sufism. There is between you and the ocean . . . only this frail bark—yourself.”
“You are now afloat on the deepest sea of Sufism. There is between you and the ocean . . . only this frail bark—yourself.”
This entire review has been hidden because of spoilers.
June 3, 2025
Bir adamın İslami yolculuğu ve bulduklariyla ilgili gerçek bir hikaye.
İnsanı kendinden alip uzaklara sürükleyen dertler vardır. Ucu bucağı olmayan ışıklar ve içinde kendi kendine gezemezsin. Rehbersiz hicbir şey olmaz bu alanda. O yüzden etkileyici olmasada hos bir kitapti diyebilirim.
İnsanı kendinden alip uzaklara sürükleyen dertler vardır. Ucu bucağı olmayan ışıklar ve içinde kendi kendine gezemezsin. Rehbersiz hicbir şey olmaz bu alanda. O yüzden etkileyici olmasada hos bir kitapti diyebilirim.
January 4, 2019
la ilaha illallah
October 10, 2013
This novel was not what I expected, and definitely not comparable to Siddartha, as some have suggested. However, the book is expertly crafted with its mirror-like, infinity loop it makes for fun exegesis and an interesting introduction to the basics of Sufism.
November 30, 2012
A very interesting novella that mixes fantasy with certain facts. It deals with Sufi adventures in an unknown place in the future and relates the quest for revelations within the Islamic faith.
December 29, 2024
Yolculuk ve arayışa dair hoş bir kitap...
May 25, 2020
After finishing "The Power of Habit", I found this book tucked away between the bookshelves in my living room. The stiffness and yellowed pages revealed its age, and I realized that this must have been a book that belonged to my grandfather who had passed away almost 16 years ago. How strange that despite keeping this book all these years that no one else in my household had read it! (I confirmed this at the dinner table.)
The story begins with our unnamed protagonist who is assigned to step in for "Kasul", the Keeper of Archives at the State University Library. Kasul has gone missing, and through a series of interesting clues, the protagonist pieces together where he has gone, while also trying to figure out what kind of changes are occurring inside of him to cause him to become so curious about this man, and the wider world that we live in.
As someone who is always striving to understand myself better, the protagonist's (physical and) spiritual journey throughout the book left me wishing I could have an experience like that.The writing style of the book was heavily influenced by Romanticism, and yet I still couldn't help but chuckle at some of the inner thoughts that would be injected by the protagonist following some of these scenes as they truly emphasized that the protagonist, despite finding a way that he thought would bring him peace, is still a human with desires and wants at the end of the day. But it was this continuous struggle of his to improve that really endeared the book to me.
The world building and sci-fi setting actually fell to the side pretty quickly and wasn't explored much, but I appreciate the inclusion of the data libraries that existed in S.U.L. to really drive home the point that sometimes there are experiences and emotions that cannot be properly measured in quantitative terms. I also found myself wishing to know more about what happened to Kasul after he left, although I guess as the reader we have a small idea of what happened. Oh well.
As a last note, I'd like to share a small excerpt that I found to really ring true with me:
I would recommend this book for others who have a spiritual side to them, or to those who find themselves contemplating about the meaning of their life and their purpose on this Earth. I'll also add in that it will likely be enjoyable for those who like to reflect about their own life and character as they might be able to relate to the struggle of the protagonist.
The story begins with our unnamed protagonist who is assigned to step in for "Kasul", the Keeper of Archives at the State University Library. Kasul has gone missing, and through a series of interesting clues, the protagonist pieces together where he has gone, while also trying to figure out what kind of changes are occurring inside of him to cause him to become so curious about this man, and the wider world that we live in.
As someone who is always striving to understand myself better, the protagonist's (physical and) spiritual journey throughout the book left me wishing I could have an experience like that.The writing style of the book was heavily influenced by Romanticism, and yet I still couldn't help but chuckle at some of the inner thoughts that would be injected by the protagonist following some of these scenes as they truly emphasized that the protagonist, despite finding a way that he thought would bring him peace, is still a human with desires and wants at the end of the day. But it was this continuous struggle of his to improve that really endeared the book to me.
The world building and sci-fi setting actually fell to the side pretty quickly and wasn't explored much, but I appreciate the inclusion of the data libraries that existed in S.U.L. to really drive home the point that sometimes there are experiences and emotions that cannot be properly measured in quantitative terms. I also found myself wishing to know more about what happened to Kasul after he left, although I guess as the reader we have a small idea of what happened. Oh well.
As a last note, I'd like to share a small excerpt that I found to really ring true with me:
Ibn Abd'Allah al-Ansari records him as saying,
'Do not attend the circle of any learned man except him who would call upon you to relinquish five things in favor of five others, namely:
to relinquish doubt in favor of belief,
hypocrisy in favor of sincerity,
worldliness in favor of asceticism,
pride in favor of humility,
enmity in favor of love.'
I would recommend this book for others who have a spiritual side to them, or to those who find themselves contemplating about the meaning of their life and their purpose on this Earth. I'll also add in that it will likely be enjoyable for those who like to reflect about their own life and character as they might be able to relate to the struggle of the protagonist.
May 24, 2017
Kitabın ilk bölümü fena halde, Gurdjieff'in meşhur oryantalist hikâyesi: "Meetings With Remarkable Men"'i (Olağanüstü İnsanlarla Karşılaşmalar) çağrıştırıyor. O kitabın bundan bir on yıl öncesinde çıkmış olduğunu düşünürsek, bir etkileşim olduğunu söyleyebiliriz sanıyorum. Tabii tam olarak o kitaptan bahis yok; burada çok daha farklı bir yöne gidiş ve yine bir tür kemâle ermek hadisesi var. Ben özellikle ilk bölümü çok beğendim.
February 23, 2024
I'd like to come back to this and write a proper review but for now I will say that this book has touched me in the perfect way. It touches really on the difficulty in seeing our own flaws and ego and how we can overcome it. It's about love, and trust and being content with whatever comes by and through you. It's about a journey, inward more so than outward, which is quite relevant for me at this stage in my life.
October 11, 2024
I have made many mistakes, but I'm ready to learn from them. Just like the protagonist.
Although I found the book somewhat unrelatable as it is written for those of the Islamic faith, I enjoyed the coming of age story.
Although I found the book somewhat unrelatable as it is written for those of the Islamic faith, I enjoyed the coming of age story.
June 21, 2022
Interesting read.
October 6, 2022
gibberish.
April 15, 2020
Anlatmak istediği şeyleri bir çok insanı iç içe karışıklığa gitmeden muhteşem şekilde olayın içindeki kahramanla aktarmış çok memnun kaldım
February 18, 2022
Hz Muhammed'in( s.a.v) bir hadisi şöyledir: İSLAM GARİP OLARAK BAŞLADI VE BAŞLADIĞI GİBİ GARİP HALE DÖNECEKTİR. O HALDE NE MUTLU O GARİPLERE.
Bu gariplerin kim olduğu sorulunca şöyle buyurdu: O GARİPLER BENİM SÜNNETİMDEN HALKIN BOZDUĞUNU DÜZELTEN VE YIKTIĞINI İHYA EDENLERDİR.
Hızlı geçişlerle anlatılmış bu islamiyet yolculuğu beklediğim tadı veremedi.Belki de gerçekten çok hızlı yaşanmıştı ve yazarın asıl anlatmak istediği benim göremediğim noktalardı.Tekrar okumadan bunu bilemeyeceğim. Bununla beraber zihnime kazınan cümleleri benim için kazanım olarak kalacak.
Bu gariplerin kim olduğu sorulunca şöyle buyurdu: O GARİPLER BENİM SÜNNETİMDEN HALKIN BOZDUĞUNU DÜZELTEN VE YIKTIĞINI İHYA EDENLERDİR.
Hızlı geçişlerle anlatılmış bu islamiyet yolculuğu beklediğim tadı veremedi.Belki de gerçekten çok hızlı yaşanmıştı ve yazarın asıl anlatmak istediği benim göremediğim noktalardı.Tekrar okumadan bunu bilemeyeceğim. Bununla beraber zihnime kazınan cümleleri benim için kazanım olarak kalacak.
October 27, 2014
Just skimmed through as I didn't get it.
Interesting start with "The End" amidst despair and mayhem in the world, two women, dying beggars, turn to each other. One says, "It is awful. Look at them... What is the meaning? Did anyone ever know?" The other woman responds saying when she was a girl, a beggar came to her city. With peace in his eyes he put his hand on her arm and whispered:
" lā ʾilāha ʾillā-llāh (There is no god but God).
Interesting start with "The End" amidst despair and mayhem in the world, two women, dying beggars, turn to each other. One says, "It is awful. Look at them... What is the meaning? Did anyone ever know?" The other woman responds saying when she was a girl, a beggar came to her city. With peace in his eyes he put his hand on her arm and whispered:
" lā ʾilāha ʾillā-llāh (There is no god but God).
July 30, 2014
Ortalama bir arama-bulma (tasavvuf) kitabı. Ancak Ismet Özel çevirisi biraz sıkıntılı.
May 13, 2013
just read Siddhartha
November 30, 2015
Bir delinin çölde uyuşturucu alarak Müslüman olmasını anlatıyor. Tamamen vakit kaybı.
Displaying 1 - 28 of 28 reviews