İki oyun: Balıkesir Muhasebecisi -1953 Tanrı Dağı Ziyafeti - 1954
Sahne yarı karanlıktır. Arka salonda kahkahalar, haykırışmalar, alkış ve düdük gürültüleri ile dansedilmekte, çiftlerin gölgeleri kuvvetle aydınlanmış buzlu camlar üzerinden geçmektedir. Şerif Ali Dayı ıskarpinlerinden birini çıkararak sağdaki koltuklardan birine tünemiş bu gölgeleri seyretmektedir. Başında melon biçimi bir fötr şapka vardır. Koltuğun yanında bir bavul, bir sepet, bir de şemsiye duruyor. Huriye soldaki kapıdan girer. Yaşına uymayan bir gece elbisesi ve baş tuvaleti.
Reşat Nuri Güntekin (Istanbul, 25 November 1889 - London, 13 December 1956) was a Turkish novelist, storywriter and playwright. His novel, Çalıkuşu ("The Wren", 1922) is about the destiny of a young Turkish female teacher in Anatolia; the movie was filmed on this book in 1966, and remade as TV series in 1986. His narrative has a detailed and precise style, with a realistic tone. His other significant novels include Yeşil Gece ("Green Night") and Yaprak Dökümü ("The Fall Of Leaves")
Biography
His father was a major in the army. Reşat Nuri attended primary school in Çanakkale, the Çanakkale Secondary School and the İzmir School of Freres. He graduated from Istanbul University, Faculty of Literature in 1912. He worked as a teacher and administrator at high schools in Bursa and Istanbul, then as an inspector at the Ministry of National Education (1931). He served as the deputy of Çanakkale between 1933 and 1943 in the Turkish Parliament, the chief inspector at the Ministry of National Education (1947), and a cultural attaché to Paris (1950), when he was also the Turkish representative to UNESCO.
After his retirement, he served at the literary board of the Istanbul Municipal Theatres. He died in London, where he had gone to be treated for his lung cancer. He is buried at the Karacaahmet Cemetery in İstanbul.
Reşat Nuri Güntekin’in oyunu (1953) • Balıkesir’de muhasebeci Tahir Bey, arkadaşlanna uyarak vurgunculuğa başlar, az zamanda zengin olur; ama bundan utanmaktadır. Yolsuz bir işten dört ay hapse girince oğlu onu "manevî ölü" olarak görür, misafirlerin yanına bile çıkarmaz olur. Bu durumda muhasebeci, ortağınm getirdiği iki buçuk milyonluk bir işi, geri çevirdiği gibi, servetini hayır kurumlanna dağıtmak, tekrar Balıkesir’de dürüst hayatına dönmek isterse de, alıştıkları yeni hayatın elden gideceğini anlayan aile, buna karşı çıkarlar; o da gene vurgunculuğa döner.