Gunes coktan batmisti; fakat ciftlik gene, sabah oluyormus gibi, coskunlugunu kaybetmeyen bir aydinlik icinde, kus civiltilariyle dolu, golgesiz, uzuntusuzdu.Sayfa 79Baski 2015 Inkilap Kitabevi
Mudurnu'dan İstanbul'a göçen Karakayış ailesinden Maliye Başveznedarı Mehmed Halit Bey'in oğlu olarak 15 Mart 1888’de İstanbul’da doğdu. Galatasaray Sultanisi'nde ve Hukuk Mektebi'nde okudu. Maliye Nezaretinde memur olarak çalıştı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra gazetecilik ile uğraşmaya başladı; Tercüman-ı Hakikat gazetesinde mütercimlik ve muhabirlik yaptı. Yazıları yüzünden ilk önce Sinop'a daha sonra Çorum, Ankara ve Bilecik'e sürgün olarak gönderildi. İstanbul'a dönünce bir süre Türkçe öğretmenliği yaptı. PTT (Posta Telefon Telgraf) Genel Müdürlüğü'ne getirildi. Bu sırada Hürriyet ve İtilaf Fırkası'na üye oldu ve İstiklal Savaşı aleyhine yazdığı yazılarından ötürü vatan hainliği suçuyla yüzellilikler listesine girerek Beyrut ve Halep'te sürgün hayatı yaşadı.
Atatürk'e yazdığı şiir ve mektuplarla 150'likler listesindekilerin affedilmesinde çok büyük rol oynadı. Af kanunu ile yurda döndü, daha önceden çıkardığı Aydede adlı mizah dergisini tekrar yayınladı. Türk Edebiyatı'nda ilk defa Anadolu'yu tanıtan eserleri ile ismini duyurmuş, yergi ve mizah türündeki yazıları ile de ün yapmıştır. Gözleme dayanan eserlerinde, tasvirler, portreler, benzetmeler kullanarak, sade, akıcı dili, güçlü tekniği ile 20. yüzyıl romancıları arasında seçkin bir yere sahip olmuştur. İstanbul'u bütün renk ve çizgileriyle yansıtarak Türkçeyi ustalıkla kullanan Refik Halit, Türk edebiyatına birçok eser kazandırmıştır.
Yazar 18 Temmuz 1965’te İstanbul’da yaşamını yitirdi.
Refik Halit Karay’ın kalemi beni her zaman etkisi altına almıştır ama yine bir edisyon kurbanı oldum. Onun o kendine özgü betimlemeleri, kelimelerle yaptığı büyü yerine öylesine, dümdüz bir şeyler okudum.
Sevgili Karay’ın tadını bilenler için kesinlikle tatmin edici değil.
Bana kalırsa bu günümüz Türkçesine uyarlama olayı Türk Edebiyatının baltalandığı durumlardan biri. Keşke imkân olsa da bu ve benzeri basitleştirilmiş metinleri toplayabilsek. Yapılması gereken eserler üzerinde oynamak olmamalı bence. Asıl yapmamız gereken kendi değerlerimizi anlayabilecek seviyeye gelmek için çabalamak olabilir. Olmalıdır da.
Hikâyeler, Refik Halid Karay’ın betimlemeleri beni etkiledi. Yazarın üslubu , dili çok güzel. Fakat günümüz Türkçesi’ ne uyarlanmış olması yer yer bu güzel dili bozmuş , dümdüz yapmış hissi uyandırdı .
Kitap tek seferde okunup bitirilebilecek kısa bir kitap. Çoğu hikaye okuyucuya tanıdık gelecektir. Büyük ihtimalle bir kısmı ilkokul kitaplarında okuyup sonra unuttuğumuz hikayeler.