Gazeteci-yazar Hüseyin Aykol, sol örgütlerle ilgili yıllar süren araştırmaları sırasında can sıkıcı bir gerçekle karşılaştı. Neredeyse bütün sosyalist örgüt liderleri erkekti. Yazar, konuyu biraz daha derinden araştırınca, Türkiyede verilen toplumsal mücadele tarihinin aslında kadınlarla dolu olduğunu, fakat "erkek tarih"in onları ya görmezden geldiğini ya da öykülerini kısaltıp önemsizleştirdiğini fark etti.
Yoksa solun yaşadığı başarısızlıkların temel nedeni kadınların hep geri planda kalmaları mıydı? Bu sorudan hareket eden Hüseyin Aykol, bir kez daha ismi tarih kitaplarında geçen kadınların peşine düştü.
Lider olarak öne çıkan kadınların yanı sıra, eşini yaratan, ama onun gölgesinde kalan kadınların da mücadele ve katkılarıyla anlatıldığı Aykırı Kadınlar, bütün bu düşünce ve çabaların ürünü olarak ortaya çıktı.
chatgpt gibi bir kitaptı, o dönemdeki önemli kadınlarla ilgili bilgi vermek istemiş ama 3 cümle yazıp geçmiş onun da yarısı özel hayat zaten yok hamile kalamamış yok dört defa boşanmış eee ne yapmış peki hangi dergilerde neler yapmış 2 kelime bahsetmiş sadece. ayrıca tarafsız bir metin gibi görünse de senin atatürk düşmanı kokunu alırız hocam, zaman kaybı. bu isimleri tek tek araştırıp okumak daha iyi
Hüseyin Aykol kitabı şöyle bitirmiş: "Portrelerle ilgili gözlemlerimi burada kesiyorum. Çünkü en başta da söylediğim gibi bu çalışma, kadın ve mücadelesi üzerine bir değerlendirme değil, kadınları görmezden gelmeyi, küçümsemeyi alışkanlık haline getirmiş olan erkek egemen tarih anlayışından dolayı kadınlardan özür dileme adına minik bir denemeciktir sadece..."