Yirminci yüzyıl, insanlık tarihinin en kanlı yüzyılıdır. İki büyük dünya savaşı geçirmiş, yüz milyonlarca insanın ölümüne tanıklık etmiştir. Yirminci yüzyıl, tarihin çağ değiştirdiği bir yüzyıldır.
Osmanlı İmparatorluğu da Birinci Dünya Savaşı'nın sonunda dağılmış yok olmuş, buna karşı Anadolu'nun yanmış yıkılmış dünyasında genç bir Türkiye Cumhuriyeti doğmuştur. Bu mucizeyi Anadolu insanı, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının rehberliğinde, kan ve ateş içinde yoğrularak meydana getirmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu'ndan kalan miras çok ağır, çok karanlıktır. Türkiye Cumhuriyeti'ne fakir bir halk, büyük kısmı yanmış yıkılmış topraklar ve muazzam bir borç bırakarak tarihe karışmıştır. Türkiye Cumhuriyetini kuranlar, bu boşluk içinde yoktan var ederek sağlam bir ekonominin temellerini attılar. İnsan yetiştirdiler, fabrikalar kurdular. Bugünkü Türkiye'yi böyle yarattılar.
Zamanlar geçti, sömürgecilik savından vazgeçmeyen Batı ile gafil yerel yöneticiler bu başarıyı tahrip etmek için ellerinden geleni yaptılar. Yeni kuşakların bu mucizeyi yaşatmak görevi ve sorumluluğu var.
Bu kitapta, bu görkemli serüvenin öyküsünü okuyacaksınız.
Başlangıç seviyesi olarak sayabileceğim,hikayesel bir biçimde Türk ekonomisini anlatan 3 cildin 1. kitabı.
Atatürk dönemi ve 2. Dünya Savaşı döneminin önemli bölümlerini birkaç sayfa ile anlatan yazar,çıkan yasaları veya köprü gibi devlet yapımı binaları da birkaç cümle ile söylemiş.Yani yazarın dediği gibi ekonomistlere,ekonomi profesörlerine,ekonomiyle ciddi bir şekilde ilgilenenler için kaynak niteliği sağlayabilecek bir kitap değil.