Resmi Tarih, bütün kahramanlardan bir kahraman heykeli yapma işidir. Tarih olan, gizli tarihtir. Gizli Tarih'i yazıyorum. Artık resmi tarih, sadece hutbedir. Bundan böyle ne camilerde ve ne de üniversitelerde yeri var. Yeri, sadece ana okullarıdır. Tarihimizin karanlıkta kalan köşelerinde atılan bir işaret fişeği.
Yalçın Küçük (d. 1 Temmuz 1938, İskenderun), Türk sosyalist, yazar, düşünür, ekonomist, tarihçi, isim-bilimci, medya ve edebiyat eleştirmeni, Kürdolog,Sovyetolog, siyaset bilimci, teorisyen, gençlik önderi.
Yalçın Küçük, İskenderun'a Halep'ten gelip yerleşmiş bir ailenin çocuğudur. Baba tarafından Türkmen, anne tarafından ise Kafkasyalı bir aileye mensuptur. Kabataş Lisesi'nden mezun olmasının ardından, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ndeki öğrencilik hayatı boyunca; Fikir Kulüpleri Federasyonu, ardından Sosyalist Fikir Kulüpleri Federasyonu, Dev-Genç ve Türkiye Halk Kurtuluş Partisi olan Fikir Kulübü Başkanlığı’nı yaptı. Siyasal Bilgiler’i 1960 senesinde birincilikle bitiren Küçük, 27 Mayıs Darbesinde, büyük öğrenci eylemlerinin başında yeraldı. 27 Mayıs 1960 darbesi sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı'nda görev aldı. Bir süre sonra Uzun Vadeli Planlar Dairesi Müdürlüğüne getirildi, ardından istifa etti. Yalçın Küçük, buradan ayrılınca Amerika'ya gitti, Yale Üniversitesi'nde lisans eğitimi aldı. Ardından mülakatı kazanarak dört ay boyunca da Dünya Bankası'nda staj yaptı.
1966'da Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyeliğine başladı. Yön, Emek, Ant dergilerinde, Sosyalist Devrim yanlısı yazılar yazdı.1968-70 yılları arasında Birmingham Üniversitesi Rus ve Doğu Avrupa Araştırmaları Merkezi'nde bulundu. Sovyetoloji araştırmalarını kitaplaştırdı. Bu kitaptan dolayı sekiz yıla mahkûm edildi.
1971'de doçent oldu. 12 Mart 1971 Muhtırası'ndan sonra görevden alındı. 1973-76 yılları arasında Cumhuriyet gazetesinin ekonomi servisini yönetti. 1970'lerde, Türkiye İşçi Partisi'nin ikinci kez kuruluşu için çalışmalara katıldı. 1973 yılı sonlarında askere alındı.
Kıbrıs Harekâtına katıldı. Bu savaşta yaşadıklarını anlattığı bir anı-söyleşi kitabı bulunmaktadır. 1975'ten itibaren yayınlanan ve partiye yakınlığıyla bilinen Yürüyüş gazetesi'nin editörlüğünü yaptı. 1978'de partiden ihraç edildi. 1979'da kendisiyle beraber TİP'ten ihraç edilenlerle birlikte Sosyalist İktidar dergisi'ni çıkarmaya başladı. Aynı yıl Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde öğretim üyesi oldu. 12 Eylül Darbesi'nden sonra üniversiteden uzaklaştırıldı. 1983'te Bir Yeni Cumhuriyet İçin adlı yapıtından ötürü tutuklanarak cezaevine girdi; daha sonra aklandı. 1987'de Gazi Üniversitesi'nde profesör oldu ve 1994'te emekli oldu.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra aydınların yönetime karşı örgütlenmesinde büyük çaba gösterdi. Aziz Nesin ile birlikte "Aydınlar Dilekçesi Hareketi"ni örgütledi. 1987-1992 yılları arasında Toplumsal Kurtuluş adlı sosyalist bir aylık dergi çıkardı. Daha sonra bu dergi kapanarak yerine Hep İleri adlı bir dergi çıkmıştır. "Özgür Üniversite" adıyla bilinen "Özgür Ekin Derneği"nin kurucusudur. 1993'te Süleyman Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasını ve Matild Manukyan'ın vergi rekortmeni olmasını öne sürerek Fransa'ya gitti. Küçük, burada öğrenci olur, İranoloji ve Kürdoloji okur; Kırmançi, Sorani, Farisi öğrenir. Onomastik üzerine çalışmalarına yoğunlaşır. Daha sonra gene 1993 yılında Suriye'de Bekaa Vadisi'ne giderek PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Bu görüşmeyi "söyleşi" adıyla kitaplaştırdı. Çeşitli sol dergiler çıkarttı. Bu arada PKK'nın medya organı olan MED-TV'de programlar yaptı. Bu dönemde dönemin Başbakanı Tansu Çiller tarafından emredilen Abdullah Öcalan'ın yok edilmesi istihbaratını, dönemin muhalefet lideri Mesut Yılmaz'dan öğrenerek PKK'yı bilgilendirdiği ve olayı engellediği iddia edilmektedir.
28 Şubat sürecinde, 16 Eylül 1996'da yurtdışından Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na Refah Partisi'nin kapatılması için harekete geçmenin zorunluluğunu ifade eden bir dilekçe sundu. 29 Ekim 1998'de Türkiye'ye geri döndü ve "Kürtçülük Propagandası" yapmaktan suçlu bulunarak iki yıl hapis cezasına çarptırıldı. 2000 yılında tahliye oldu.
Sn. Yalçın Küçük'ün, okuduklarım arasında, tezlerini bu kadar net ve yalın anlattığı tek kitabı diyebilirim. Genellikle lafı uzatır başka konulara girerek bize tezini sunan bir yazar olmuştur. Bakış açısı geliştirmek ve sabit kalmamak düşünce insanları için aslidir. Fakat her zaman bu mümkün de olmayabilir. Kendisi Kopernik örneği verip bu yazdıklarım masaldır, gerçek değildir, inanmayınız dese de özellikle 90lı yıllar sonrasında bahsettiği sabetayizm ve judaize Türkler hakkında tezlerine bu kitapta da yer vermiş. 100 yıl önceye gidip Mustafa Kemal'in hayatının detayları arasında görünmeyen tarihi ararken bir anda günümüze gelip cumhuriyetin kendi deyimiyle sonunu hazırlayan 1980 sonrası şebekeyi anlatırken buluyoruz Yalçın Küçük'ü. Araya serpiştirdiği aforizmalar her kitabına tat katmakla birlikte ufuk açıyor. Gizli Tarih 1. Cilt Yalçın Küçük okumaya başlayanların ilk tercihi olmalı bence. Çünkü bahsettiği tezlerin temellendirilmesi bu kitapta yapılmış. Dediklerinin hepsine katılıp katılmamak size kalmış, kendisi entelektüel olarak dilbilime de sevdalı biri olduğundan yer yer etimolojik çıkarımlarla her zaman kitaplarını süslemekte ve her kitabı bitirdiğimde bana bir şeyler katmaktadır. Her halükarda okunmalı, hangi görüşü idealize ediyorsanız edin. Bu kitap de facto tarih kitabı değil bir düşünce kitabıdır. Son 100 yılın analizi ve geleceğin de göstergesidir. Kendi deyimiyle 1918 yılındayız ve devrimciler kalpak takmaktadır.
Ben de biz 1918i yaşadık, artık 1920 İstanbulunu yaşıyoruz ve kalpaklıları vuruyorlar diyorum.
Cildin ikinci kısmı televizyon programlarının scriptlerinden oluşuyor. İlk kısımdaki bölümlerin birçoğu Tezler'de kenarından da olsa değinilmiş konular. Ancak yine de müthiş nüktedanlığıyla okutturdu kendini.
Ne zaman okumuşum ki bunu? Ama çok sıradışı iddiaları vardı. Atatürkçüler bu adamı nasıl Atatürkçü sayıyor demiştim. Bizans tarihi okuma isteği de uyandırmıştı ama Caligula filmi ve Ben Claudis dizisinden çok etkilenmişti. Tesadüfen bu iki yapıtı da o yıllarda Toronto'da izlemiştim. Ciddiye almadan ama eğlenmek için okunmalı.