Jump to ratings and reviews
Rate this book

Çözücü

Rate this book
'Tekerlekli boy aynasının önünde duran şey görünüş olarak genç bir kadındı. Siyah saçlı, duru tenli, orta boylu ve çırılçıplaktı. Tamamlanmamıştı henüz. Kalbi atmıyordu, nefes almıyordu. Kirpikleri, göz bebekleri, kulak delikleri, meme başları, anüsü ve vulvası yoktu. Soğuk, sıcak, uyku, yorgunluk, neşe, sıkıntı, endişe ya da mutluluk gibi duyguları tanımıyordu. Kıvamlı ışıktan yaratılmıştı. Bir niyet düğümü türeviydi. Bekliyordu. Beklemeyi biliyordu.'Pera bölgesinde dört kilometrekarelik bir alana sıkışıp kalmış yirmi altı kişi, bir gece sabaha karşı yeni realiteyle burun buruna geldiler. Eşleri, dostları, düşmanları, akrabaları sınırötesi realitesi denen bilinmezde kalmışlardı. Tıpkı mazileri gibi.

Bu yeni cennette her biri bambaşka kişiliklere bürünecek, sevgiyi ve dostluğu yeniden keşfedecekti. Yalnızca kendilerine ait olan bu yaşam alanında eski dünyadan hatırladıkları tüm endişe ve korkulardan arınmışlardı. Hepsi de mükemmel aşkın doruklarında geziyorlardı. Ama yine de içlerini kemiren merak duygusuyla bugüne kadar sahip oldukları her şeyi yutan o sınırı geçmenin yollarını arayacaklardı.

Yer yer sürükleyici bir polisiyeye dönüşen Çözücü, Sadık Yemni’nin kıvrak diliyle gerçekliğin sınırlarını yırtıp atan bir yapıt.

429 pages, Paperback

First published January 1, 2003

1 person is currently reading
9 people want to read

About the author

Sadık Yemni

37 books14 followers
Hayal Tozu Gölgecisi
Sadık Yemni 1951 yılında İstanbul, Kurtuluş’ta(Tatavla), Sopalı Hüsnü sokakta doğdu. İkibuçuk yaşında ailesi İzmir’e taşındı. Böylece 1954 kaldırılan tramvaylara son demlerinde binme şansını elde etti. İlkokulu Sadık Bey troleybüs durağındaki Hakimiyeti Milliye ilkokulu’nda okudu. İlk öğretmeni Muzaffer Öniz bey beş yıllık süreyi Sadık yıldızlar gibi bir parlıyor, bir sönüyor, ama varlığı her an hissedilir durumda cümlesiyle özetledi. Üç şeyde marifetli olduğu hemen anlaşılmıştı ayrıca. Yaramazlık, matematik ve edebiyat. Ünlü hamamın yakınındaki Karataş orta okulunu bitirdi. Çocukluğunda annesiyle o hamama çok gitmişliği vardır. Bu çocuk çok bakıyor, artık getirme dediklerinde ayağı ne yazık ki kesilmiştir. O yıl devlet liselerinin belki de tarihinde tek bir kez sınavlı olacağı tutmaz mı. Neyse 1500 kişi arasından 28.olarak Salah Birsel’in, Samim Kocagöz’ün ve Atilla İlhan’ın da okulu olan Atatürk Lisesine girmeyi başardı. Altı yıl sürecek olan olan lise yılları hem kendi, hem arkadaşları ve de okurları için unutulmaz olacaktı. Yakında yayımlanması beklenen Durum 429 kitabında her şeyi açıkça ortaya sermiştir. Lisede kimyaya merak saldı. Hibeler ve düşeşlerin yardımıyla evinde bir kimya laboratuarı kurdu. Kendisine kısa zamanda nam kazandıran roketlerinin yanı sıra kimya şakalarına da başladı. Kendi kendine tutuşan mendiller, suda yanan taşlarla falan kimya sihirbazı lakabına layık görüldü. Lise sıralarında bu yaşa kadar sürdüreceği birkaç işe birden bulaştı. Muntazam idman yapmak, fizik, kimya, matematik dersi vermek ve alengirli düş kurmak. 1969 yılında 18 yaşındayken Kimya hocasının yokluğunda üç sınıfa kimya dersleri vererek okulun tarihindeki en genç öğretmen olma sıfat ve şerefine erişti. 1972-1975 yılları arasında Alsancak’ta Kıbrıs Şehitleri caddesindeki dairesinde namı şehrin sınırlarını zorlayan olaylar yaşandı. Evin arka odalarından biri olan Kara Oda lakaplı mekân semtin en çok konuşulan yerlerinden biri oldu. Bütün bunlar da inşallah Emanet Apartmanı adlı romanda aynen faş edilecektir. 1975 yılında Ege Üniversitesinde Kimya mühendisliğinde 3. sınıf öğrencisiyken kısa bir hava değişimi için Amsterdam’a gitti. Gidiş o gidiş hâlâ orada.
Amsterdam’da ilk olarak dayısının konfeksiyon atölyesinde çalıştı. Ağır cin kumaş toplarını sırtında üçüncü kata çıkarmak, beş yüz buruşuk yeleği bir saatte ütülemek, polis baskına geldiğinde oturumu olmayan terzilerin arka taraftan iple sarkılarak kaçabilmeleri için adamları oyalamak gibi yeni beceriler edindi. Dayısının Kinker sokağı 27 numaradaki butiğinde kadınlara giysi satarken baştan çıkarılmanın 1001 farklı tekniği isimli bir kitap yazacak kadar ustalaştı. Aynı dükkân 1977’de Alsancak börekçisi olunca daha değişik deneyimlere açıldı. Sabahın ilk müşterileri Türk kumarbazlardı. Bütün gece oyundan sonra böreklerini yiyip, ayranlarını içip yatmağa giderlerdi. Onlarda Türk yeraltı dünyasının özet haberlerini bulmak mümkündü. Sabah on onbir civarında Amsterdam’ın ilk kuşak Türk restoran sahipleri düşer, palavracılık sanatından seçme eserler saatleri yaşanırdı. Adam öldürmüş kabadayılar, jigololar, daha o yıllarda kaşarlanmış işsizler, iş arayan kaçaklar, hırsızlık malı satan bitirimler, o biçimler, örtülü parlakçılar, acemi dolandırıcılar ve daha bin bir çeşit adem dükkâna düşerek günü renklendirirlerdi. Yetmiş sonlarında Amsterdam hâlâ hippi devrini yaşamaktaydı. Ünü yurt dışına taşan The festival of the fools gösterilerini asla kaçırmazdı. O yılların Melkweg’ini, orada iş tutan Türkleri bir öykü ya da romanda canlandırmayı düşünmektedir. Cüneyt Arkın’ın Kara Murat filmlerini oynatan Rex sinemasına da yeri gelince elbette değinecektir. 1978 –1981 yılları arasında Rozengracht ta ki belediyeye ait spor mekânının ünlü siması oldu. Gönüllülük bazında bu yıllar-da yeni başlayanlara antrenörlük yaptı. Sonra daha lüks bir idman yeri olan Splash’e kapılandı. Burada yıllarca yarışmalarda jürilik yaptı. Sadık Yemni 1978 –1980 yıllarında pazarlarda döner satma, mobilya

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
2 (22%)
4 stars
4 (44%)
3 stars
2 (22%)
2 stars
0 (0%)
1 star
1 (11%)
Displaying 1 of 1 review
Profile Image for Derya.
48 reviews5 followers
July 8, 2013
Distopik bir öykü gibi başlayan ama ütopyaya dönüşerek şaşırtan, devam ettikçe bilimsel referansların felsefe ve tasavvufla birleştiği, tahmin edilemeyen finaliyle "bir kez daha okusam" dedirten bir Sadık Yemni romanı.
Displaying 1 of 1 review

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.