Kokuşmuş hayatları toparlamak için mumyalanmış suratlara ihtiyaç duyulan yıllardı. Ufacık çocukların devrimciliğiyle bir devre falçata atılan, işkencelerden geçilen, kan kardeşliği için cesetlerin tutarlılığını kural koyan yıllar...
21 yaşındaki bir zayıf şair, yazdığı şiirleri Memet Fuat'a götürdü.
Eylül sendromundan çıkmak için imgenin ironisine sığınmak, oradan yeni bir algı yaratmak artık kaçınılmazdı. Şaşıran, alaycı konuşan ve pervasızlığı ilke edinen bir "küçük".
küçük İskender'in 1980'lere damga vuran ilk kitabı Gözlerim Sığmıyor Yüzüme yeni baskısıyla Sel'e kapılıyor.
Dilinizin ucuna gelen habis sözleri bir de onun mısralarından takip edin.
Acı sizi itirafa, iftiraya zorlarken, o, iltifata yöneliyorsa, hâlâ bir yanlışı savunuyorsunuz demektir. (Tanıtım Bülteninden)
Derman İskender Över (28 Mayıs 1964, İstanbul), Türk şair, eleştirmen.
1964 yılında İstanbul'da doğdu. Kabataş Erkek Lisesini bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi son sınıfında okulu bıraktı. Ardından İstanbul Üniversitesi sosyoloji bölümüne girdi, 3 yıl sonra bıraktı. 1980'li yıllardan başlayarak günümüze kadar çeşitli dergilerde şiirler, eleştiriler, denemeler yazdı. İlk şiiri Milliyet Genç Sanat Dergisi'nde, İskender Över ismiyle çıktı. Profesyonel olarak 1985'te Adam Sanat Dergisinde şiirleri yayımlanmaya başladı.
Girit adasının egemeni kral minos’un eşi pasifae’nin bir boğayla ilişkisi olmuş. bu ilişkiden, yarısı boğa, yarısı insan olan minotaurus dünyaya gelmiş… Kral, bu utancını gizlemek için saray mimarını çağırarak buna bir çözüm bulmasını, bu yaratığı içinden bir daha çıkamayacağı bir yere kapatmasını, yine bu yaratığa yaklaşacak olanın da yine aynı biçimde kaybolacağı bir yer yapmasını istemiş. Ve saray mimarı daidalos, insanın kaygılarından kaynaklanan karmaşıklığı taştan, topraktan işleyerek yeryüzündeki ilk labirenti yapmış.