Özdenören hikayesinde, ülkemizin yaşadığı keskin ve köklü bir kültür değişiminin kuşaklar arası iletişimsizliği nasıl derinleştirdiği, giderek nasıl kopma noktasına gittiği işlenirken insan olgusu sadece dış yapısı ve davranışlarıyla ele alınmaz; onun bilinçaltı boyutu ve zihinsel macerasının topografyası da ortaya çıkarılır. Hışırtı bu karakteristik öğelerin yer aldığı hikâyelerden oluşuyor.
1940’ta Maraş’ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini Maraş, Malatya, Tunceli gibi Güney ve Doğu şehirlerinde tamamladı. İ.Ü. Hukuk Fakültesi’ni ve İ.Ü. Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirdi. Devlet Planlama Teşkilâtı’nda uzman olarak çalıştı. Bir ara araştırma amacıyla ABD’nin çeşitli eyaletlerinde, 1970-1971’de iki yıl kadar kaldı. 1975 yılında Kültür Bakanlığı Bakanlık Müşavirliği görevine geldi. Aynı bakanlıkta bir yıl da müfettişlik yaptı. 1978’de istifa ederek ayrıldığı devlet memurluğuna bir süre sonra(1980)Devlet Planlama Teşkilâtı’nda çalışmak üzere tekrar döndü. Uzman, daire başkanlığı, genel sekreter yardımcılığı, genel sekreterlik, müşavirlik görevlerinde bulundu. 2005 yılında, devlet memurluğuna noktayı koyarak kendi deyimiyle özgürlüğünü ilân etti. Türk öykücülüğünün ve deneme yazarlığının gelmiş geçmiş en usta kalemlerinden biri olarak temayüz etti.
Yazarın eserleri şunlardır: Hastalar ve Işıklar (hikâyeler, 1. bs. 1967; 7. bs. 2013), Gül Yetiştiren Adam (roman, 1. bs. 1979; 24. bs. 2013), Çözülme (hikâyeler, 1. bs. 1973; 7. bs. 2013), Çok Sesli Bir Ölüm (hikâyeler, 1. bs. 1974; 6. bs. 2012), Çarpılmışlar (hikâyeler, 1. bs. 1977; 5. bs. 2012), Eşikte Duran İnsan (denemeler, 1. bs. 2000; 5. bs. 2013), Denize Açılan Kapı (hikâyeler; Yazarlar Birliği’nin 1984 ‘hikâye’ alanında ‘yılın hikâyecisi’ ödülü, 1. bs. 1983; 7. bs. 2012), İki Dünya (denemeler, Türkiye Millî Kültür Vakfı fikir dalında 1978 jüri özel ödülü, 1. bs. 1977; 4. bs. 2013), Yaşadığımız Günler (denemeler, 1. bs. 1985; 8. bs. 2013), Ruhun Malzemeleri (denemeler, 1. bs. 1986; 5. bs. 2013), Yeniden İnanmak (denemeler, 1. bs. 1987; 4. bs. 2013), Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler (denemeler, 1. bs. 1985; 22. bs. 2013), Müslümanca Yaşamak (denemeler, 1. bs. 1988; 13. bs. 2013), Kafa Karıştıran Kelimeler (denemeler, 1. bs. 1987; 12. bs. 2013), Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı (denemeler, 1. bs. 1987; 6. bs. 2012), Red Yazıları (denemeler, 1. bs. 1988; 4. bs. 2013), Yeni Dünya Düzeninin Sefaleti (denemeler, 1. bs. 1996; 5. bs. 2013), Ben ve Hayat ve Ölüm (denemeler, 1. bs. 1997; 5. bs. 2013), Acemi Yolcu (denemeler, 1997, 5. bs. 2013), İpin Ucu (denemeler, 1997, 4. bs. 2013) Çapraz İlişkiler (denemeler, 1. bs. 1987; 5. bs. 2013), Kent İlişkileri (denemeler, 1998, 3. bs. 2011), Yüzler (denemeler, 1. bs. 1999; 5. bs. 2013), Köpekçe Düşünceler (denemeler, 1. bs. 1999; 4. bs. 2013), Kuyu (hikâye, 1. bs. 1999; 6. bs. 2012), Hışırtı (hikâyeler, 1. bs. 2000; 5. bs. 2013), Ansızın Yola Çıkmak (hikâyeler, 2000; 5. bs. 2012), Aşkın Diyalektiği (denemeler, 1. bs. 2002, 7. bs. 2013) Toz (öyküler, 1.bs. 2002, 5.bs. 2013) Yazı İmge ve Gerçeklik (denemeler, 2002; 3.bs. 2011), Düşünsel Duruş (denemeler, 2004, 6.bs. 2013), İmkânsız Öyküler (öyküler, 1. ve 4. bs 2010), Siyasal İstiareler (denemeler, 2009; 2.bs. 2010), Açık Mektuplar (2014).
Çok Sesli Bir Ölüm ve Çözülme adlı hikâyeleri ayrıca TV filmi yapılmış, bunlardan ilki, Uluslararası Prag TV Filmleri Yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır.
Türk Dil Kurumu, Kültür ve Turizm Bakanlığı, RTÜK’ün iştirakiyle düzenlenen Karaman Türk Dili Ödülü’nde “Türkçeyi güzel ve doğru kullanan edebiyatçı ödülü” Rasim Özdenören’e verilmiştir (2008). 2009 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü’ne layık bulunmuştur.
icindeki hikayelerden biri bile icimi acmadi; cok karamsar ve kasvetli. bazilarini anlamakta zorlandim. edebi olarak degerlendirmek istemedim cunku tarzi belki benim duzeyimin ustundedir. fakat bu kadar derin duygu ve acilari anlatan hikayelerin isimlerinin, genelde basli basina derin manasi olan tek kelimelerden olusmasi bana hikayelere son basim anina kadar isim bulamayip hadi bu olsun napalim denmis gibi hissettirdi. isimler boyle olunca hikayeleri aklimda tutma ve anlamam da acikcasi zorlasti. sonuc olarak yazar evlenmeyin psikolojiniz bozukur diyor :). tum olumsuzluklara ragmen beni en cok etkileyen seylerden bazilari, insanin evlendiginin ertesi sabahi esinin aslinda yanlis kisi oldugunu anlayip yillarca bu duyguyla mucadele etmesi, bir kisinin yanina sigindigi arkadasinin daha ilk gun esini kiskanmaya baslayip belli etmesi.