Jump to ratings and reviews
Rate this book
Rate this book
Mehmet eğer buradan kurtulabilirse bu savaşı unutabilecek miydi? Ruhunu zalim bir efendinin buyruğuna vermek, kölesi olmak: Savaşmak buydu. Ama savaşı unutmak! Bundan emin değildi.

Doksanlı yılların Güneydoğusu... Biri Rojin diğeri Mehmet olan ve birbirlerine karşı savaşan iki asker... Benzer hassasiyetlerle büyümüş iki düşmanın, bir erkekle bir kadının gözünden cepheler...

Sarp ve yüksek dağlar, sarımtırak çalılar, çıplak yamaçlar, çorak düzlükler. “Hâkimde kal, mahkûma düşme” uyarıları, mayın tarlaları. Konvoylar, devreler, nöbetler, subaylar, “Hayrola Heval Önderlik ne diyor?”. Şehitler ve leşler... Kurtaranlar ve ölümü özleyenler...

Savaşta her şey tekdüzedir, ölürsün ya da öldürürsün...Gerisi nedir ki...Kitapları kim hatırlar? Mevzide uyuyan ölür. “Ben Kürdüm, asıl senin burada ne işin var?”



Mehmet Eroğlu, Fay Kırığı Üçlemesi’ni Rojin’le tamamlıyor. Geriye, hikâyenin başladığı yere dönüyor. Rojin, insan kalmanın romanı. Eğer savaşı unutabiliyorsa, insan her şeyi unutabilir...

494 pages, Paperback

First published September 19, 2013

2 people are currently reading
55 people want to read

About the author

Mehmet Eroğlu

25 books53 followers
Mehmet Eroğlu (born 2 October 1948) is a Turkish novelist. His most known work is Issızlığın Ortasında ("In the Midst of Isolation").

He was born on 2 August 1948 in İzmir. In 1971, he graduated from the Department of Civil Engineering at the Middle East Technical University. He then worked as a civil engineer at the Turkish General Directorate of State Hydraulic Works, the Tourism Bank and at a private company.

He shared the first award at the Milliyet Novel Contest (of the Milliyet news paper) in 1978 with Orhan Pamuk, with his novel Issızlığın Ortasında (In the Midst of Isolation).[2] He also collected the Madaralı Novel Award in 1985 with the same work and the Orhan Kemal Novel Award in 1985 with Geç Kalmış Ölü (The Delayed Dead), which was a continuation of the previous book. His work reflects various situations of humanity by creating anti-heroes, while also not concealing his political point of view.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
17 (33%)
4 stars
20 (39%)
3 stars
9 (17%)
2 stars
5 (9%)
1 star
0 (0%)
Displaying 1 - 5 of 5 reviews
Profile Image for Buğra Eskiçınar.
7 reviews8 followers
September 9, 2017
Fay Kırığı 3: Rojin epeyce hacimli, toplam 1295 sayfalık Fay Kırığı üçlemesinin son kitabı. Kitap ilk iki kitabın aksine zamanda geriye sıçrayıp 2007 yılından Türk-Kürt çatışmasının sıcak olduğu 1993-1994 yıllarına uzanıyor. Kurgu, savaşın iki farklı cepheden, TSK’da komando olarak görev yapan Mehmet ve İstanbul’a göç etmiş varlıklı bir Kürt ailenin kızıyken ani bir kararla dağa çıkıp PKK’ya katılan Zeynep’in (Kod adı Rojin) gözünden ilerliyor. Mehmet Eroğlu bunu yaparken olduğunca tarafsız kalmaya çalışmış ve bu iki karakteri kurgularken ikisinin de içinde bulunduğu koşullara karşı uyumsuz birer kişilik olarak oluşturmuş. Mehmet, savaşmaktan çok hayatı sürekli bir her şeyden kaçış halinde olan; ama en çok da ihanete uğradığı kadından kaçma peşindeyken, Zeynep düşlediği o romantik bir devrimin dağlardan geçmediğini görse de girdiği bu yolda inatla devam eden biri. Ve sonrası Şemdinli, kar, soğuk, silahlar, operasyonlar ve dağların insanın ensesine her an o soğuk nefesini üflediği ölüm, enfes doğa tasvirleri ve bol bol aforizma.

Mehmet Eroğlu’nun okuyucuya vermek istediğini çok iyi kotardığını düşünüyorum. Savaşın anlamsızlığı, psikoloji, insanın ruhuna sirayet eden o ıssızlık ve sarp dağların körüklediği dehşet duygusu, kısaca her şey yerli yerinde. Zaten yazar bu romanı oluşturmak için ciddi bir emek sarf etmiş ki, bu eserin doyuruculuğundan hissediliyor. Hatta kitapta geçen bütün operasyonlar gerçeği yansıtıyor. Özelikle kendi açımdan PKK terör örgütünün ve orada hüküm süren çatışmaların çözümlenmesini kurgunu içine yedirerek gerçekçi bir yaklaşımla yapması Türkiye’nin başına bela olan bu sorun hakkında aklıma takılan bazı sorulara yanıt bulduğumu söyleyebilirim. Bu anlamda kitap beklediğimin karşılığı fazlasıyla verdi ve başından kalkmadan bir film izler gibi soluksuz okudum. Ancak küçük bir de eleştiri yapmak istiyorum. Yer yer tekrara düşüldüğü ve aforizmaların çokluğunun kitaba eksi yönde katkıda bulunduğunu düşünüyorum. (Özellikle Zeynep’le Nusret’in bol felsefe dolu ilişkisi her ne kadar enfes cümlelerle kurgulansa da bazen konu ile pek bağdaşmıyordu.) Ama şundan eminim, güzel bir Türkiye panoraması sunan bu seri kesinlikle okunmalı.
Profile Image for Hakan.
830 reviews632 followers
November 24, 2013
Filozofça, aforizma tadına konuşan karakterlerin bol olduğu bir Mehmet Eroğlu klasiği. Güneydoğu'daki çatışma ortamını çarpıcı bir şekilde yansıtması bence kitabın en öne çıkan özelliği. Yalnız bolca yapay diyaloglar, bazen ağdalı boyutlara ulaşan tasvirler romanın ikna ediciliğine zarar veriyor. Özellikle Rojin (Zeynep)-Nusret diyalogları, "bilgiç üstat" Nusret'in dışavurduğu cevherler, katlanmak için biraz sabır istiyor. Mehmet-Aslı ilişkisi de tam oturtulmamış, zaman zaman ikna edici olmaktan uzak. Cenk karakterinin neredeyse mitolojik bir niteliğe büründürülmesi, Saldıray karakterinin ise fazlasıyla karikatürize edilmesi yardımcı olmayan unsurlar. Bence üçlemenin zayıf halkası. Ama yine de Güneydoğu'daki ortamı daha iyi anlamamıza katkı sağlıyor. Üstelik olaya iki taraftan da yaklaşması değerini artırıyor.
Profile Image for Eren Akdemir.
3 reviews1 follower
October 17, 2023
"Aşk söz konusu olduğunda herkes kendi mutsuzluğunun mucididir..."
Profile Image for Yasemin.
155 reviews1 follower
August 30, 2024
3,5 ⭐️

Kurgunun işlenişi ve diyalog akışı açısından benim için serinin en derli toplu kitabı oldu. Rojin’in hikâyesini çok merak ediyordum; genel olarak aradığımı buldum. Aforizmaları seven Eroğlu bu sefer ağırlığı Nusret ve Zeynep ( Rojin) sohbetlerine vermiş, durum bu olunca iki sevgilinin sohbetleri doğallıktan oldukça uzaklaşmış. Kalan karakterlerle ilgili az çok bilgi ve fikir sahibi olduğumuz için bildiğimiz birilerinin genç-yetişkin dönemlerini gözlemlemek hoştu. 90’ların çatışmalar, suikastler; ölümler ve acılarla kaplı havasında hem insanların günlük dertlerini hem de ülkenin durumunu olabildiğince objektif kalarak anlatabildiğini düşünüyorum; bence yazarın kaleminin güçlü yanı burası.
Profile Image for Oğuzhan.
56 reviews
September 9, 2016
spoiler içerebilir. okuyan olursa bu yorumları kitabı eklerken, uyarayım şimdiden ama bir kaç şey yazmazsam olmayacak.

her iki cepheyi de anlattığı bölümler - sadece askeri olarak değil, fikirlerden de bahsediyorum, misal her iki tarafın da kendi arasında yaptığı özeleştiriler - bana kalırsa çok sürükleyiciydi. zaten kitabı elime aldığımda daha çok karşılaşmayı beklediğim kısımlar da bunlardı. belki filozofça yaklaşımları bırakıp buralara eğilseydi daha sıkı bir yapıt olabilirmiş. mehmet eroğlu belli ki iyi bir okur, bu iyi okurluğunu da kitapta bolca göze sokması bende olumlu etki yaratmadı. hatta kitaptan soğuttu diyebilirim ara ara.
tüm bir kitap boyunca, nusret'in bütün o kibriyle yaptığı felsefeyi okurken içim kıyıldı, dönüp baktığımda varlığına çok gerek var mıydı diye düşünüyorum. aynı şekilde bu görevi, tüm kitap boyunca sürdürmeye çalıştığı 'tarafsız-her iki cepheden de olaya bakan' anlatımda, karşı tarafta da prof yapıyordu ama onun filozofluğu en azından romanda çok sırıtmıyor ve çok da fazla yer kaplamıyordu. zaten aşırı aforizmadan artık kusma noktasına gelecektim, nasıl oluyorsa bu aforizmaları da roman kahramanları hep mırıldanıyor ve hemen sonra birisi ona sesleniyor. bu yapı o kadar çok tekrarladı ki.. ki bu tekrarlardan nasibi dağdaki koyun bile aldı. o da bir kez kaybolmasına rağmen, nasıl oluyorsa bir iki ay sonra yeniden romanda hiç kaybolmamış gibi bahsedildi ve tekrar kayboluverdi. en azından sonraki basımlarda bu hata düzeltilir herhalde.

neyse, seriye de üçüncü kitaptan başladık, şimdi ilk kitaba dönünce de mehmet'in sık sık geriye dönüşleri çok sıkıcı olacak gibi duruyor, o yüzden herhalde yaza doğru ancak okurum.
Displaying 1 - 5 of 5 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.