Osmanlı İmparatorluğu’nun “klasik” devrinde mimarbaşı olarak yaklaşık yarım asırlık görev dönemi boyunca (1539-1588), Sinan’ın tasarladığı yüzlerce bina ve kendine özgü mimarî üslûp, Tuna’dan Dicle’ye kadar uzanan muazzam bir imparatorluk coğrafyasında kalıcı izler bıraktı. Gelmiş geçmiş en ünlü Osmanlı mimarı olarak tanınan Sinan, İstanbul’un dünyaca meşhur şehir siluetinin yeniden yapılanmasına katkıda bulundu. Rönesans İtalya’sındaki gelişmelerle karşılaştırılagelen, ışık dolu, merkezî mekânlı kubbeli camileri mimarbaşının önde gelen eserleri olarak nam kazandı.
Sinan’ın yaratıcılığı, Osmanlı yönetici elitinin en seçkin erkek ve kadın mensuplarının himayesi altında inşa ettiği anıtsal camikülliyelerinde özellikle doruğuna ulaştı. Sinan’ın eserlerinin çok sayıda görsel malzemeyle zenginleştirilmiş bu yepyeni değerlendirmesinde Gülru Necipoğlu, mimarbaşını, sanatsal denemelere doymak bilmez bir dürtünün etkisi altındaki “Türk Mikelanjı” olarak betimleyen kalıplaşmış yaklaşımlara meydan okuyor. Necipoğlu’nun yenilikçi çözümlemesi, Sinan’ın cami tasarımlarındaki geniş çeşitliliğin, hâmileri ile onun arasındaki bir müzakere sürecinin ürünü olduğunu ortaya seriyor. Yazarın gösterdiği gibi, mimarbaşının Osmanlı İmparatorluğu’nun toplumsal ve bölgesel hiyerarşilerine uyarlanmış temsilî bir sistem olarak yarattığı çok katmanlı cami tipolojisi, aynı zamanda kimlik, bellek ile âdâb kavramlarıyla da biçimlendirilmişti. Bu perspektiften yorumlanan Sinan’ın cami ve cami odaklı külliyeleri, bundan önce tanımlanmamış anlam boyutlarının taşıyıcıları olarak karşımıza çıkıyor.
Sinan Çağı, ilk defa olarak, yayınlanmış ve yayınlanmamış çok zengin bir birincil kaynaklar yelpazesi kullanarak, mimarbaşının eserlerinin üretildiği ve alımlandığı bağlamlara ışık tutuyor. Erken modern dönem Akdeniz dünyasında çığır açan bir mimarın eserlerini kendi bağlamları içinde yeniden anlamlandıran, Osmanlı mimarisînin kültürel ve toplumsal tarihi üzerine son derece derinlikli ve incelikli bu çalışma, sanat ve mimarlık tarihi araştırmacıları ile öğrencileri için olduğu kadar, Osmanlı İmparatorluğu’na ilişkin her türlü araştırma alanında bir temel danışma eseri olarak öne çıkıyor. Eserin Türkçe çevirisinde metin yeniden gözden geçirilmiş, bu süreç içinde yazar tarafından bazı yeni görüşler ve genişletilmiş Osmanlı metinleri kitaba ilâve edilmiştir.
Gülru Necipoğlu has been the Aga Khan Professor and Director of the Aga Khan Program for Islamic Architecture since 1993 at Harvard University’s History of Art and Architecture Department, where she earned her Ph.D. in 1986. She specializes in the arts and architecture of the pre-modern Islamic lands, with a focus on the Mediterranean. She is interested in questions of aesthetic cosmopolitanism, transregional connectivities between early modern Islamicate empires (Ottoman, Safavid, Mughal), and cross-cultural artistic exchanges with Byzantium and Renaissance Europe. Her studies have also addressed pre-modern architectural practice, plans and drawings, the aesthetics of abstract ornament and geometric design. Her critical interests encompass methodological and historiographical issues in modern constructions of the field of Islamic art.
Professor Necipoğlu edits the journal Muqarnas: An Annual on the Visual Cultures of the Islamic World (Brill) and her books include: Architecture, Ceremonial and Power: The Topkapı Palace (1991); The Topkapı Scroll–Geometry and Ornament in Islamic Architecture (1995); The Age of Sinan: Architectural Culture in the Ottoman Empire (2005, 2011). She recently edited the following volumes: Treasures of Knowledge: An Inventory of the Ottoman Palace Library (1502/3-1503/4) (2 vols, 2019, coeditors Cemal Kafadar and Cornell H. Fleischer); The Arts of Ornamental Geometry: A Persian Compendium on Similar and Complementary Interlocking Figures (2017); A Companion to Islamic Art and Architecture, in the Wiley-Blackwell Companions to Art History (coeditor F. Barry Flood, 2017); and Histories of Ornament: From Global to Local (coeditor Alina Payne, 2016).
Professor Necipoğlu is an elected member of the American Philosophical Society, the American Academy of Arts and Sciences, and the Centro Internazionale di Studi di Archittettura Andrea Palladio in Vicenza.
I was interested to read this art history book as Elif Shafak mentioned it as the inspiration for the writing of her novel, THE ARCHITECT'S APPRENTICE, which explored the Ottoman Empire during the life of Sinan. This is one of the most amazing biographical and architectural art history tomes I've ever come across, a true master work. The information on the designs, plans, decoration of the works overseen by Sinan during his long tenure, as well as the biographies of the Ottoman nobility and agents who commissioned his works, is so in depth and complex.
A wonderful, if long, book. AT times the historiography became overwhelming, getting in the way of a straightforward description and evaluation of Sinan's works and the environment they occurred in. But with that caveat, and the admission that I didn't read every chapter with the same dedication, this is a magisterial book!