Eğitim, yediden yetmişyediye hepimizin bir şekilde içinde, kenarında yeraldığımız, asla dışında ve uzağında kalamadığımız önemli bir kurum. İsmail Kaplan’ın bu kapsamlı araştırmasında Türk millî eğitim sisteminin, ulus-devletin kurulduğu 1920’lerden başlayarak günümüze kadar geçirdiği evrelerin hem felsefî, hem ideolojik hem de pratik bir panoramasını çiziyor. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’ndan köy enstitülerine, Darülfünûn’un kaldırılmasından YÖK Yasası’na, imam hatip okullarının yaygınlaştırılmasından sekiz yıllık temel eğitim kanununa kadar Türk eğitim tarihinin en önemli kavşakları ve kavşaklara ulaşırken kat edilen yollar gözler önüne seriliyor.
Yazarın dünya görüşü kitaba yansıyor ve haliyle kitabı objektif olmaktan uzaklaştırıyor. Dönemin koşulları değerlendirilmeden, toplumun ve düşüncelerinin zamanla geliştiği, farklılaştığı veyahut gerilediği gözetilmeden sadece yazarın dünya görüşüne ters olan parti programları, yasa metinleri makaslanarak oluşturulmuş. Pratikte ne gibi sonuçlar ortaya çıktığına ise hiç değinilmemiş. Yani kitapta ne sebebe yer verilmiş ne de sonuçlara. Kitap kısmi bir genel kültür bilgisi sağlamaktan öteye gitmiyor.