Jump to ratings and reviews
Rate this book

Yalan

Rate this book
Gülünç ile acıklının iç içe geçtiği anlatımıyla, yaşadığımız dönemin çelişkilerine tanıklık eden ilginç kişileriyle Yalan, günümüz toplumunun hastalıklı yanlarından birine parmak basıyor. Romanın odak kişisi, şaşırtıcı bilgisini ansiklopedilere ve olağanüstü belleğine borçlu olan, yapayalnız, silik, beceriksiz, ama benzerine güç rastlanır bir adam: Yusuf Aksu. Saçma bir aşk yüzünden on yedi yaşında kendini öldüren bir sınıf arkadaşının anısı, Yusuf'un yaşamına bambaşka bir yön verir. Arkadaşının kuramı kendisine mal edilince de çok geniş bir hayran kitlesinin gözdesi olur. Çevresinin kendisine dayattığı kimliği üstlenir. Ancak mutsuz bir aşkın ardından, yalnızca yanıldığını görmekle kalmaz, başka kendi kimliği olmak üzere, her şeyin yalan üzerine kurulduğunu anlar.
Yalan,edebiyatımızın usta yazarı Tahsin Yücel'in en çok ses getiren,en çok tartışılan romanlarından biri.Günümüz toplumunu anlamamıza yardımcı olacak unutulmaz bir yapıt.

672 pages, Paperback

First published January 1, 2002

19 people are currently reading
520 people want to read

About the author

Tahsin Yücel

156 books68 followers
Tahsin Yücel (17 August 1933 – 22 January 2016) was a Turkish translator, novelist, essayist and literary critic.

Born in Elbistan, Yücel studied at the Istanbul University, graduating in French philology. After completing his postgraduate studies, in 1978 he became professor in the same university. In addition to being author of essays, novels and short stories, Yücel was mainly active as a translator of about 70 novels from French into Turkish.

(from Wikipedia)

Kunduracı olan Ahment Yücel'le Nuriye Münevver Hanım'ın oğludur. İlköğrenimini Elbistan Gazi Paşa İlkokulu'nda tamamladıktan sonra 1945'te İstanbul'a gelmiştir. Burda; 1953'te Galatasaray Lisesi'ni, 1960'da da İÜEF Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bitirdi. Fakülteyi bitirdikten sonra, orda kalmayı tercih etti ve 1969'da doktorluk, 1972'de doçentlik, 1978'de de profesörlük ünvanlarını aldı. 2000 yılına kadar burda kaldıktan sonra emekliliğe ayrıldı.

Ratings & Reviews

What do you think?
Rate this book

Friends & Following

Create a free account to discover what your friends think of this book!

Community Reviews

5 stars
125 (42%)
4 stars
107 (36%)
3 stars
45 (15%)
2 stars
14 (4%)
1 star
3 (1%)
Displaying 1 - 30 of 35 reviews
Profile Image for Jaguar Kitap.
48 reviews348 followers
February 17, 2019
(Bugün, Tahsin Yücel'in doğum günü vesilesiyle)

Türk edebiyatının başyapıtlarından biri. Özellikle 'gecekondulara yapılan ziyaret' bölümü ülkemize dair yüzlerce sosyolojik vb. çalışmalardan öğrenemeyeceğimiz şeyleri göstermiştir bize.
Karakterlerin dil'e dair yaptıkları sohbetler, fikirler de nefis bir tat bırakıyor okurun belleğinde.
Profile Image for Erkan.
285 reviews64 followers
May 16, 2022
Epey emek verilmiş ve ciddi bir entelektüel bilgi birikimiyle yazılmış bir roman olduğu çok belli oluyor. Alt metinde ülkemizdeki aydın profiline eleştirilerle dolu. Bir de insanların bir şeyleri kıymetine bakmadan, hatta bu konuda fikir sahibi bile olmadan moda haline getirip ona tapınması durumu güzel ve hiç aceleye getirmeden anlatılmış. Romanın yazıldığı dönemden sonra sosyal medya kullanımının artmasıyla çok daha güncel bir sorun haline geldi tabi bu sorun. Garip canlılarız vesselam..
Profile Image for Hande.
11 reviews6 followers
September 8, 2015
Uzun cumleleri takip edemediginizi mi dusunuyorsunuz? Yok o oyle degilmis, onlari yazmasini bilmiyorlarmis meger.
Konusundan, kurgusundan bagimsiz son yillarda okudugum en guzel, en akici Turkce'ye sahip roman oldu Yalan. Bunun disinda romanin kahramanlarini da gunluk hayatta soyle bir etrafa bakar bakmaz yakalamak mumkun. Turk toplumunun son zamanlardaki durumunun guzel bir yansimasi verilmis kitapta. Kendinizi basta gulunc buldugunuz dusuncelere sonradan katilirken yakalarsaniz sasirmayin.

Profile Image for nur ö..
160 reviews32 followers
September 12, 2019
Fazlasıyla doyurucu, yorucu, derin, nitelikli, içsel bir yolculuğun tam da içindeydim "Yalan"la birlikte...

Öyle bir kitap düşünün ki, bir ömrün birikiminin sığdırıldığı, bunun üretkenlik ile birleştiği, insanın; özellikle yalan duygusunun bütün kitaba yayıldığı bir kitap. Tahsin Yücel, bu yapıtıyla birlikte kesinlikle bunu düşünmüş, tasarlamış ve en sonunda eşsiz bir yapıt haline getirerek okurlara bu kitabı sunmuş. Elinden gelenin fazlasını yapmış demek daha doğru olur aslında.

Yusuf Aksu, karşımıza bir ansiklopedi sevdalısı olarak çıkıyor kitabın başında. Bunu özellikle belirtmek istiyorum. Çünkü Yusuf'u ansiklopedileriyle hatırlayacağım her daim. Ama daha da önemlisi düşünceleriyle, ruh haliyle, arayışlarıyla yer edecek zihnimde.

Tahsin Yücel'in usta çevirmenliği kuşkusuz okurlar tarafından en iyi bilinen şey. Bu kitapla birlikte bir çevirmenin aynı zamanda usta bir yazar, usta bir edebiyatçı da olabildiğini gördüm. Göstergebilim, yapısal dilbilim, Saussure ve dilbilim üzerine daha birçok birikimini ve düşüncelerini de karakterler üzerine de vermeyi ihmal etmemiş. Alanımdan ötürü dilbilim hakkında yer verilen düşünceler ve kısımları gördüğümde okumakta hiç zorluk çekmediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.

Özetle Yalan, çoğunlukla Yusuf Aksu'nun arayışları ve yüzleşmeleri üzerine kurulu, güçlü bir yapıt.
Profile Image for Yasemin  Çürük.
25 reviews7 followers
March 22, 2020
Bir dilci olarak dil üzerine bu kadar düşündüren başka eserle karşılaşmadığımı söyleyebilirim şimdiye kadar. Bunda tabii Tahsin Yücel'in dil çalışmalarının da etkisi olsa gerek. Bu yüzden insanlara dili sorgulatması, belki iletişimsizliğimizin sebebini dile bağlaması ve üstelik yalan kavramını sorgulaması çok güzeldi. Sahi dil nedir? Yalan nedir? Aşk nedir? Aile nedir? Bunların hepsini düşündüm okurken. Gerçi yer yer sözcüklerin öz Türkçesini kullanacağım derken anlaşılmayı zorlaştırmış yazar ama yine de ben beğenerek okudum. Tavsiye ederim.
Profile Image for Irmak.
65 reviews39 followers
January 15, 2019
Yusuf Aksu, sorularına ansiklopedilerde cevap arayan bir münzevidir. Çocukluğunu annesinin ona çizdiği sınırlar içinde geçirmiştir. Arkadaşsız geçen günleri, karşısına Yunus'un çıkmasıyla değişir ama Yusuf'un kaderinde yalnız kalmak vardır. Yine de tek dostundan ona bir yadigâr kalır. Yusuf'un geleceği bu yadigâr etrafında şekillenir.

Dil; yüceltmek, karalamak, üzmek ya da sevindirmek için insanoğlunun yarattığı yapay bir araçtır ve bazı bazı isteseniz de istemeseniz de sizin kontrolünüz dışında kendine silahlar yaratır, bu silahlardan birinin adı da yalandır.

Profile Image for Yasemin Salihoglu Karagul.
321 reviews27 followers
July 14, 2022
Bu romanla beraber en sevdigim roman kahramani artik Erkek Cemile. Bana kalirsa olanları gerçeküstü bir dille anlatıyor, o yuzden hayal mi gercek mi ruya mi yoksa yalan mi merak icinde okuyor insan.
Daha once Kumru ile Kumru kitabini okumustum ve cok sevmistim. Bu kitapta da Tahsin Yucel kaleminin farkliligini ortaya koyuyor.
Profile Image for S.Cihan Sönmez.
113 reviews6 followers
June 26, 2018
Siyasi ve ahlaki eleştirileri mizahi bir tonda anlatması bakımından Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü hatırlatan bir roman oldu benim için.
Yalan üzerine kurulu bir düzeni-dünyayı, basit gibi gözüken tek bir konu üzerinden o kadar güzel bir dille anlatmış ki hayran olmamak elde değil.Son bölüme doğru ana karakterin Budala'daki Prens Mışkin'e dönüştüğünü hissetmem, sonrasında açık açık Dostoyevski ve Budala'ya yapılan göndermeler Budala'yı tekrardan okuma isteği yarattı.
Ben en çok ikinci bölümde yer tutan Maçka Çarşambalarını sevdim. O kadar güzel tasvir ediyor ki sanki her hafta o toplantılara ben de katılmışım gibi hissettim. Katılanların entelektüel olma çabaları ve bunu dile yansıtmalarına karşın, Cemile Hanım'ın genelde kahveleri getirirken, hiç bozmadığı diliyle lafı dolandırmadan anlatmak istediğini kısa ve öz biçimde söylediği
ve gerçeğin aslında çok daha basit ve görünür olduğunu bize anlattığı anları çok sevdim. Cemile karakteri favori karakterimdi diyebilirim. Kendisi Yusuf(Yunus) Aksu'nun dil ile ilgili teorisini destekleyen ana kolonlardan biriydi bence.
Profile Image for manolya.
46 reviews5 followers
August 28, 2016
200lü sayfalardan sonra Yusuf Aksu,Prens Mişkin'i anımsatmıştı bana,nitekim sonlara doğru Aksu Budala ile tanışıp Mişkin ile kendi karakteri arasındaki benzer yönleri fark ediyor.Ana karakterin günümüz insanlarında bulunmayan gülümseten doğallığı kitabın sürükleyici olmasında büyük bir etken bence.Yaklaşık on gündür elimde olan kitapta yaşadım resmen,Maçka Çarşambaları na gidip geldim,bir boşluğa düştüm gibi şimdi.Bitmek bilmeyen cümleleri zaman zaman beni benden alsa da seviyorum Yücel'i.
11 reviews
July 16, 2017
200 sayfada yazılacak bir romanın 550 sayfada yazıldığını düşünün. Çok tekrarlı ve çoğu zaman tekdüze. Çok sıkıldığımı söylemeliyim.
Profile Image for aslı.
214 reviews26 followers
October 11, 2021
İlk kez Tahsin Yücel okudum ve ana karakter Yusuf Aksu olsa da her bir karakteri en az onun kadar önemli bulup, sevdim. Kitabın dil bilimi konu etmiş olması yıldız verme konusunda beni yanlı davranmaya itmiş olabilir ama 2003'te Yunus Nadi Roman Ödülü'nü de kazanmış olduğunu belirteyim.



Profile Image for Ozan YILMAZ.
121 reviews4 followers
April 11, 2024
hep çevirilerini okuduğum tahsin yücel'in ilk kez kendi kitabını okudum, niye bunca yıl okumak aklıma gelmemiş bilmiyorum. ortalara doğru düğüm kısmı uzayıp biraz sıkıcı olmaya başlar gibiydi ki son kısım hepsini silip süpürdü.

tamamen kişisel bir not olarak iki yıl yaşadığım kumrulu sokak kitapta geçince fazladan keriz sevinci yaşadım.

neyse, tahsin yücel'in türkçe kelimeleriyiz.
Profile Image for Emre.
23 reviews
September 27, 2014
Zor bir kitap. Toplamda 3 bolumden olusuyor. Birinci bolum ilginc bir hikayenin cekiciligle bir sekilde bitiyor. İkinci bolum zor, ama pes etmeyin cunku ucuncu bolum kendisini daha hizli okutuyor. Bence kitap, maksadi bu olmasada, dervis, hoca vs. sifatlarla anilan kisilere, bircok insanin koru korune nasil baglandigina iliskin psikolojik ipuclarini gosterdigi icin bile okunmaya deger.
Profile Image for Isil.
106 reviews15 followers
July 4, 2015
Zor kitap. Bana saçlarımı yoldurttu. Kitabı okurken depresyona girdim.
26 reviews
January 24, 2020
Tahsin Yücel hareketli yerine "devingen" doğaüstü olay yerine "tansık" sözcüğünü kullanmış. Gıcık olduğum birisiyle konuşurken bunu kullanacağım, gitsin benim gibi google'da sürünsün.
Profile Image for TUNC YILMAZ.
3 reviews
March 8, 2021
Tahsin Yücel’in okuduğum ilk romanı. Notum 3 yıldız olarak görünse de 3 ile 4 arasında kalıp tercihimi sonunda 3’ten yana kullandım. Sebeplerini daha detaylı şekilde aşağıda açıklayacak olsam da şunu belirtmeliyim ki, tıpkı bir başka yorumcunun da kısa ve öz bir şekilde yazdığı gibi, en büyük eleştirim 300 sayfada yazılabilecek bu romanın 670 sayfa olması. Sayfa sayısının mutlak değeri gerçekten de önemli değil halbuki, keşke 1300 sayfalık içerik olsa dolu dolu da okusak. Bu romanda bazı bölümlerin neden bu kadar uzun tutulduğunu (özellikle 2. kısımda) nedenleriyle anlatsalar çok sevinirdim.

Öncelikle pozitif düşüncelerimi aktarmak isterim: Giriş bölümü, ve sonuç bölümü çoğunlukla sürükleyici ve şahsi zevkime göre oldukça edebi sekanslar içeriyor. Bunlara birkaç örnek verecek olursam tabii ki de Yusuf ve Yunus’un gençlik yıllarındaki karakterinin kurgulandığı bölümler, Yusuf’un sonlara doğru ölü yakınlarının eşyaları arasında yaşadığı yarı hayal çöküşler, 5. Murat ile yapılan sohbetler. Katıksız bir Dostoyevski müridi olarak bu sonuncusunu seçerken yanlı davranmış olabilirim. Yusuf Aksu’nun yaşadığı buhranı, yazar sağolsun, 500 sayfada falan yavaş yavaş, didik didik takip ettik. Burda benim hoşuma giden, ki başta verdiğim alıntı da alakalıdır, Yusuf’un kendiyle ve hayatla ilgili içe dönüşlü çıkarımının ve keşfinin varoluşsal bir yanının olması, hatta sanki kaçınılmaz bir biçimde pesimizm ve melankoli içermesiydi. Yaşama ediminin içkin olarak ölüm yokmuş gibi davranmayı/hissetmeyi gerektirmesinin daha en başından büyük bir yalana yol açtığının ima edildiğini görmek, ve bunun çeşitli açık Dostoyevski anıştırmalarıyla desteklendiğini de fark etmek kitaba karşı - son bölümlerde - ısınmamı sağladı. Yoksa toplumda sayılan kişilerin tartışmaya açık güvenilirliği, kraldan çok kralcılık, at izinin it izine karışması, postmodernizm ve değerlerin/kavramların içinin boşaltılması gibi konular hoş olmakla beraber bana çok özel gelmedi, ve dediğim gibi kanımca uzun tutulmuştu.

Olumlu şeyler yazmaya çalışırken aradan pörtleyen olumsuzlukların haricinde romanla ilgili hoşuma gitmeyenleri önem sırasına göre listeleyecek olursam: İlk olarak, yan karakterlerin Bayram Beyaz örneğinde olduğu gibi belli bir noktaya kadar örülmüş hikayecikleri asla bir yere varmadılar ve esas karakterin etrafında bağlantısız süsler gibi sonlandılar. Sormak istiyorum mesela, 50 sayfayı (belki de daha fazlasını) aşkın bir süre boyunca geliştirilen Cemile - Müslüm - Bayram ilişkisinin romanın bütünü düşünüldüğünde nasıl bir işlevi var? Bence burada Tahsin Yücel’in romanı 10 sene gibi bir sürede yazdığı da düşünülürse, belki bir yan hikaye olarak başlatılmış ama daha sonra bağlantıları unutulmuş birçok örgünün önemli bir örneğini görüyoruz. İkinci ve birle bağlantılı olarak, bu yan karakterlerin hiçbiri doyurucu değil, oldukça sıradan, etkisiz, derinliksiz ve basmakalıp (5. Murat’ı bir Dostoyevski karakteri denemesi olarak ayrı tuttuğumu bir daha söylemeyeceğim söz). Kadın karakterler özellikle çok vasıfsız ve yetersiz, Yunus ve Yusuf’a bahşedilen ilginç detayları başka karakterlerde görmek mümkün değil. Burada yazarın hakkını şöyle vermeliyim ki, bir yandan da yalan dolanla bezenmiş koca bir güruhu resmetmek için böyle vasıfsız karakterlerin onlarca karbon kopyasını yapmak zorunda kalmış sanki. Bu gelip geçici karakterler Yusuf’un etrafında kaldıraç görevi görüp, işleri bittiğinde de kimi zaman bıçakla kesilmiş gibi atılıp yok ediliyorlar.

Birkaç tane de anlamadığım ya da garipsediğim durum oldu. Mesela Cemile ile Bayram’ın çocuğu neden olmaz (Cemile karakterinde hayat bulan dobra ve gelenekçi Anadolu insanı - oğlan sahibi olmaya çok önem veriyor vs.)? Konusu bile çok yapılmıyor, ne kendi içlerinde ne çevrelerinde. Ya da 5. Murat ile Yusuf’un bar diyalogunda (15. baskıda 605-606. sayfalarda) yapılan gay’lik iması, 5. Murat’ın postmodern ressamı tersler gibi cevaplar vermesi. Ne mana, yazar bu kısmı uzaydan gelmiş gibi 30-35 satırda araya sıkıştırmış ama en hafif tabirle gereksiz olmuş.

Neyse, sonuç olarak yazarın vermek istediği mesajı bence çok uzatarak ama en azından net bir şekilde verdiği, bu sayede bizi düşündürdüğü, aralarda geçen ufak diyaloglar ve olay betimlemeleriyle de güzel süslediği bir roman. Bu kadar yazdığım olumsuzluğa rağmen son tahlilde bir Tahsin Yücel romanı daha okumak istiyorum mesela. Çünkü çoğunlukla iyi yaptığı şeylerden oluşan bir romanı varsa tadından yenmeyebilir.
This entire review has been hidden because of spoilers.
5 reviews
February 26, 2019
Pas mı daha güçlüdür, demir mi? Hangi çocuğa sorarsanız sorun, hiç duralamadan “Demir!” der size. Öyledir de. Ama demir pasla değil, pas demirle beslenir. Uygun koşulları buldu mu yer ve kendine dönüştürür onu. Bir de, yetmişli yıllarda, kitabının adını Pas demiri yiyor koymuş olan Rauf Mutluay’ın yaptığı gibi, olguyu bir benzetme olarak kullanmak isterseniz, ülkemizde, şu son yıllarda, nerdeyse her alanda pasın demiri kemirmekte olduğunu, hatta yiyip bitirdiğini söyleyebilirsiniz.

-

#Yalan #TahsinYücel #canyayınları #istanbulartnews #kitap #vsco #vscocam

-

✍#kitapyorumu

Tahsin Yücel ile tanışma kitabım oldu, Yalan. Yolculuğumuz biraz uzun sürdü ama bu, kitabın içeriğiyle ilgili değildi kesinlikle. Aksine kitabı çok beğenerek, tadına vara vara okudum. Böyle kitapları bir çırpıda değil de sindire sindire okumayı daha çok seviyorum. Bu yüzden kitabın elimde uzun süre gidip gelmesi -çoğu kitapların aksine burada- beni olumsuz etkilemedi. Gelelim kitaba... Kitapta Yusuf Aksu adlı tam ansiklopedi tutkunu, asosyal denebilecek kadar insanlarla ilişkileri kısıtlı, kendisini Evrensel Dilbilim adını verdiği kitabına adamış (yazılamamış bile olsa) asosyalliğinin yol açtığı hastalık derecesinde olan dürüstlüğü ile antipatik bir karakter. Bu noktada Türk edebiyatının öne çıkan en ilginç başkahramanlarından birisi Yusuf. Özellikle dil bağlamında savunduğu fikirlerin alışılmışın, tarihsel gerçekliğin tam tersi yönde oluşu da onu ilginç kılan bir yönü. "Önce söz vardı" fikrine katılmayıp tam tersi "Önce yazı vardı, diller daha sonra oluştu" diyecek kadar fikrisabit bir bilgin.


#neokudum


P.s: Kitap yazarla tanışma kitabı olarak pek fazla tavsiye edilmiyor. Okumayı düşünenler için, 670 sayfa oluşu ve yer yer yazarın tekrarlara düşüyormuş hissi uyandıran uzun betimlemeleri sıkıcı gelebilir. Şans verip bence sonuna kadar devam etmeli 👌
Profile Image for Alphan Lodi.
329 reviews1 follower
July 23, 2021
İkinci Tahsin Yücel romanı da bitti. Göstergebilime yaptığı katkıların nasıl bir derinliğe sahip olduğunu bu romanla kavramak mümkün. Usta işi bir anlatım. Yaşadığımız dönemin çelişkilerine tanıklık eden ilginç kişileriyle “Yalan” günümüz toplumunun hastalıklı yanlarından birine parmak basıyor. Romanın kahramanı şaşırtıcı bilgisini ansiklopedilere ve olağanüstü belleğine borçlu olan, yapayalnız, silik, beceriksiz ama benzerine güç rastlanır bir adam: Yusuf Aksu. Saçma bir aşk yüzünden on yedi yaşında kendini öldüren bir sınıf arkadaşının anısı, Yusuf’un yaşamına bambaşka bir yön verir. Arkadaşının kuramı kendisine mal edilince de çok geniş bir hayran kitlesinin gözdesi olur. Çevresinin kendisine yüklediği kimliği üstlenir. Ancak mutsuz bir aşkın ardından, yalnızca yanıldığını görmekle kalmaz, başta kendi kimliği olmak üzere, hayatındaki her şeyin yalan üzerine kurulduğunu anlar. Son olarak kitaptan: ““Gerçek, çoğu zaman, yalanın son dönüşümü, yani kuruyup donmuş biçimidir.”
126 reviews1 follower
October 30, 2017
Başlangıçta Elias Canetti'nin 'Körleşme'sindeki Profesör Kien ile karşı karşıya zanneder okur kendini: Zira yetiştiriliş süreci benzer; hafızası ve ezberi kuvvetli Yusuf Aksu da kitabi bilgilerle donatmışsa da kendini hayatın kendisinden kopuk bir yaşam sürmektedir. Ne var ki Kien'in aksine tüm saflığına ve temizliğine rağmen etrafı onun kandırılmasına imkan vermediği gibi kendisi de zaman zaman gülünç durumlara düşse de Yusuf Aksu ülkemizde zaman zaman karşılaştığımız ya da karşılaşabileceğimiz kadar gerçek bir karakterdir.
Anlatının akışı zaman zaman kesintiye uğrar gibi olsa da akıcı ve duru bir dille aktarılmış, 'entellektüel ya da aydın' tanımı üzerinde düşünmeye sevk eden bir metin.
Üstelik okuru, bazı metinlere ( Dostoyevski'den, Rousseau'dan, Valery'den ve/ya Flaubert'en) yönlendirmekte.
Profile Image for Serbülent K.Saracoğlu.
79 reviews3 followers
May 16, 2020
Akıcı olduğu kesin! Benim değerlendirmem 3 ile 4 arasında aslında. Yeni bir yazar daha tanıdım! Yazarın kullandığı kelimelerden-sözcüklerden- bazıları.. "Uslamlama", "Tümce", "Tansık", "Saltık", "Us"... "Tansık" mucize, "Saltık" ise hiçbir koşula bağlı olmayan, koşulsuz demekmiş.

Kitapta bahsedilen "Sözde Evrensel Dilbilim Kuram" ını günümüzde kitleleri peşinden sürükleyen aslında içi ve içeriği boş bir sürü olguya gösterge olarak düşünebiliriz. Örnekler buraya yazılamayacak kadar çok ve onları burada anmak oldukça riskli olabilir.

Kitabın ilk sayfalarında "Raslantı ve Zorunluluk"tan bahsedince, vaktiyle o isimde okumaya çalıştığım bir kitap vardı, yazarın tabiriyle o geldi usuma, neyse ki zorlayıcı bir felsefe ile karşılaşmadım kitapta ilerledikçe. Diyaloglar çok basit. Olması gereken bu mudur emin değilim.

Yazarın diğer kitaplarını da okumayı düşünürüm!
Profile Image for Gökçe Aytekin.
37 reviews
February 16, 2024
Yusuf Aksu'yla Oblomov'u çok benzettim birbirine. Aksu, Oblomov'un eğitimli, entelektüel bir versiyonu gibi, ve öyle olduğu için Yalan okunması biraz daha zor ya da daha az akıcı bir roman. İki karakter de insanlardan, dolayısıyla hayattan uzak durmaya yazgılı gibi. Tabii gerçekte bu bir yazgı meselesi değil, psikolojik bir sorun. Burada uzak durmaktan kastım, dostluk kurmamak, sevgili olmamak vesaire.
Yalan'da farklı olarak Yusuf Aksu'ya temelde benzeyen ama daha asi, taşkın, dışa dönük olan, insanlarla daha kolay iletişim kuran Yunus Aksu var. Oblomov'da hatırladığım kadarıyla böyle bir karakter yok. Zaten Yunus Aksu ayrı bir karakter değil, Yusuf'un alter egosu bence. Zira insanlardan uzak olan Yusuf'un Yunus'a coşkuyla bağlanmasını garipsedim ama Yunus'u bir başka insan değil de alter ego diye düşününce garip gelmiyor.
173 reviews1 follower
December 20, 2025
“Zenginlikler de iktidarlar gibi hep böyle damarlardan beslenir: kim bilir belki de bir toplum yasasıdır: senin büyük adamının Maçka’nın yukarısından denize bakarak rahat rahat dil felsefesi yapması için Karagümrük’te o insanların o pislik içinde oturması, bir de bunun karşılığını ödemesi gerekiyor.”

“Bir gecede bir ev diken yabanıl gücün bir kez bu eve yerleştikten sonra, çok daha büyük şeyler yapacağını, toplumu ve ülkeyi geliştirip yenileyeceğini söylediler. Adamlar gerçekten yenilediler her şeyi, adaleti, onuru, ekini, sanatı, dini, her şeyi. Sonra ortaya senin kendini cehennemde sanmana yol açan yeni yaşam biçimi çıktı.”

“Çok sevdiğin bir ezgiyi kaç sanatçıdan dinlemişsindir, her seferinde beğenmişsindir, ama biri bir kez, yalnız bir kez, öyle çalmıştır ki bir daha unutamazsın, yaşamın boyunca ararsın, hocanın Marx yorumu böyle bir ezgiydi.”
Profile Image for Ülkü Acar.
57 reviews12 followers
October 21, 2021
Hayatı boyunca hiç yalan söylememiş bir insanın tüm yaşamı aslında baştan aşağı bir yalandan ibaret olabilir mi? Ya da koskoca bir toplum bir yalana inanıp onun peşinden sürüklenebilir mi?

Ana karakter Yusuf Aksu’nun dilin kökeni, ortaya çıkışı, dallanıp budaklanıp farklılaşarak yayılması üzerine “ezber bozan” yaklaşımı çevresinde dönmeye başlayan yalanla gerçeğin bir birine geçtiği, hiçbirimize yabancı olmayan bir dünya…

Yalan, çevirilerinden ismine fazlaca aşına olduğum Tahsin Yücel’in okuduğum ilk kitabı. Yunus Nadi Roman ödülü almış olduğunu bilerek başladım okumaya ancak açıkçası bu kadar büyük bir eserle karşılaşacağımı düşünmemiştim.

Oldukça uzun bir kitap ama başlayınca bırakamadığım , okudukça akıp giden bir okuma oldu benim için. Tahsin Yücel okumaya devam edeceğim.
Profile Image for Macit Emre Laçin.
54 reviews
December 8, 2022
Kara mizah içeriyor. Bana kimi Kemal Sunal filmlerini hatırlattı. Hani şu akıl hastanesinden kaçıp bir köyde atanan yeni kaymakam sanıldığı Deli Deli Küpeli filmi gibi olanları... Romanda egzantrik bir kişilik olan Yusuf Aksu onu Türkiye'nin gelmiş geçmiş en özgün kuramlarımdan birini geliştiren sıradışı bir deha olarak gören bir çevre tarafından kuşatılıyor. Önceleri bu duruma kayıtsız kalan Yusuf Aksu nam-ı diğer Yusuf Hoca birkaç bölük pörçük düşünceden oluşan ve zaten ilk tasarlayanın da kendisi olmadığı kuramın getirdiği şöhretten ve samimiyetsiz ilgiden zamanla sıkılıyor. Sahip olduğu serveti kendine getiren ve dahi sıfatını kendisine yakıştırılmasına yol açan olayları çözümlemeye ve bir yalan üzerine inşa edilen kimliğini umutsuzca sorgulamaya girişiyor.
This entire review has been hidden because of spoilers.
5 reviews
May 6, 2020
Belki Tahsin Yücel'in döneminin ölçütleri içinde iyi bir kitap olsa da, bu çağın okuru için fazla uzun ve ağır... Konu akışı fazla yavaş... Muhtemelen kütüphaneleri süslese de bitirilmeyecek kitaplar arasında değerlendirilebilir... Ben de bitiremedim, itiraf ediyorum... Her şeye rağmen temiz bir anlatımı ve kurgusunun olduğu söylenebilir...
1 review
August 24, 2024
Tahsin Yücel’in anlatım tarzı sayesinde Yusuf Aksu’nun çocukluğundan ölümüne değin her gününe tanıklık ettiğimi, onunla birlikte yaşadığımı dolayısıyla da yaşlandığımı hissediyorum. Daha öncesinde bir roman karakteriyle birlikte yorulup sıkılıp yaşlanmamıştım. Bu ilginç deneyim için yazara teşekkür ederim.
This entire review has been hidden because of spoilers.
17 reviews
January 22, 2025
Çok farklıydı, etkisi çok güzeldi, düşünceler mükemmeldi. Bunlar yeterliydi.
Profile Image for Duygu.
2 reviews
March 5, 2019
Herkesin, herşeyi, görmek istediği gibi gördüğünü anlatan güzel kitap.
Displaying 1 - 30 of 35 reviews

Can't find what you're looking for?

Get help and learn more about the design.