كلبٌ يخرج لسانه يلهث من الحرارة، يمشي بخطواتٍ ثقيلة ومرهقة، يعبر السَّاحة من طرفٍ إلى آخر، ويتوقف أمام اللحَّام في الزاوية. لا تبدي قطط الطريق الكبيرة التي تقف هناك أيَّ اهتمامٍ بهذا الكلب العجوز الذي بات يشبههم. مدخل دكان اللحَّام مغطَّى بأشرطة بلاستيكية ملوَّنة ومزيَّنة بالخرز تمنع دخول الذباب والحشرات. تقف الأشرطة جامدة بلا حراكٍ. لا وجود حتى لنسمة خفيفة في الجو. اجتاحت حرارة منتصف النهار المدينة. كأن السَّماء تمطر جمرًا.
1947'de Erzincan'da doğdu. Erzincan Lisesi'ni (1963), Erzurum Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi (1968). Tunceli ve İstanbul'da edebiyat öğretmenliği yaptı. Öğretmenlikten ayrılarak (1974) Dergâh Yayınları'nda idareci olarak çalışmaya başladı. Hareket ve Dergâh dergileriyle, Türk Dili Edebiyatı Ansiklopedisi'nin yayın faaliyetlerini yürüttü. Senaryolar yazdı. Televizyonda sohbet programları yaptı.
Mustafa Kutlu Eserleri Hikaye Ortadaki Adam (1970), Gönül İşi (1974), Yokuşa Akan Sular (1979), Yoksulluk İçimizde (1981), Ya Tahammül Ya Sefer (1983), Bu Böyledir (1990), Sır (1990), Arkakapak Yazıları (1995), Hüzün ve Tesadüf (1998) Uzun Hikâye (2000), Beyhude Ömrüm (2001), Mavi Kuş (Hikaye 2002).
Deneme: Akasya ve Mandolin (1999)
İnceleme Sabahattin Ali (1972) Sait Faik'in Hikaye Dünyası (1968)
Mustafa Kutlu'nun en eğlenceli kitabı belki de:) çok sevdim, hatta aşık oldum kitaba. Sonu çok şaşırttı:)
O Mavi Kuş , ne güzel bir yolcu otobüsüydü öyle; beni bir sürü kişi ile tanıştırdı. Kitap boyu yolculuk ettik. Şu kitap tutkunu doktor en ilginç olanıydı . Karısı kitap tutkusu yüzünden ona bir gün " Ya ben, ya kitaplarım." dedi. Sonra ne mi oldu? Okuyun görün:)
“Bizim sevmediğimiz kimse yoktur. Belki yüreğimize biraz serin gelenler vardır.” Birçok kişinin bu cümleler ile tanıdığı bir kitap Mavi Kuş. Fakat bendeki hikayesi bambaşka: 10 yaşında biraz inat biraz merak ile okuduğum ilk kitaplarımdan biri; sonrasında en sevdiğim yazar olacak kişi ile ilk tanışmamdı. Diğer kitaplarını okuyunca fark ettiğim gibi klasik bir Kutlu eseri denebilir kitaba. Her zaman olduğu gibi sıcacık bir Anadolu hikayesi sunuyor okurlarına. Mavi Kuş, yöredeki kasabalardan tren istasyonuna yolcu taşıyan bir otobüsün adı, Kenan’ın kıymetlisi. İlk bakışta bir otobüs yolculuğunu anlatıyor gibi görünüyor kitap. Fakat yolculuk sürecinde herkesin hikayesini öğrenmeye başladıkça kitabın heyecanı da artıyor. Anadolu’da büyüyen biri olduğum içindir belki ama herkesin bu kitaptan kendine pay çıkarabileceğini düşünüyorum. Basit ve yalın bir şekilde fark etmek istemediğimiz ya da fark etmediğimiz şeyleri bize hatırlattığı için okunmalı en çok da. Bir yolculuk ancak bu kadar öğretici ve güzel olabilir.
Mavi Kuş adlı minibüsün yaptığı yolculuk anlatılıyor.Mavi Kuş'u güzel yapan,bu yolculuktaki herkesin hayatından biraz biraz işlenmiş olması.Şoför desen kucağında kedi ile sürüyor Mavi Kuşu,bir elinde maydonoz.Yolcular desen tam bir anadolu dokusu.Yani anlayacağınız ilginç bir kitap.Sonu ise oldukça şaşırtıcı.Okurken ara ara gülümsememe sebep oldu,beni geçmişe doğru bir yolculuğa çıkardı.(Çocukluğumda Mavi Kuşa benzer bir servisle okula giderdim.)Bazı satırları kıyıda köşede kalmış anıları canlandırıyor.
Mustafa Kutlu okumayalı uzun zaman olmuş. Nihan Kaya imza gününde birisi ona Mustafa Kutlu'dan bahsetti hangi kitabından bilmiyorum artık o da ben Mavi Kuş'u biliyorum dedi. Ordan düştü aklıma yeniden. Birkaç gün sonra okulun kütüphanesine şöyle bir göz atayım dedim pek de ilgimi çekmeyen kitaplar arasında bir baktım Mavi Kuş, aldım hemen. Bir kütüphaneden kitap almayalı da yıllar olmuştur. Bütün bunlar olurken kitap hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Dün sabah Giresun için yola koyulurken kitabı çantama attım ve yolda okumaya başladım. Meğer mavi kuş bir otobüs imiş. Üzerinde beyaz bir kuş resmi olan mavi renkli bir otobüs. Şebinkarahisara gidiyorum, Kenanlara, otobüsün şoförü Deli Kenan. Yolculardan Beşir ağa dedelerinin hikayesini anlatıyor 'Eskiden. Bunlar ta giresuna kadar gider,oradan mal yükler Diyarbakır 'a ..'diye devam ediyor. Diyarbakır yıllarıma gidiyorum Giresun yolunda. Giresun yolculuğu bitiyor Şebinkarahisar yolculuğu başlıyor. Döne döne bir tırmanıyoruz bir iniyor bir çıkıyoruz halim harap ve artık kitabı okumayı bırakıyorum. Şimdi son yüz sayfayı okurken diyorum ki belki bu kadar hikaye barındırmıyor içinde( Neşe ve Murat öğretmen, Arkeolog Gül ve mühendis Kemal, Doktor Yahya, hasta kadın ve kocası, John ve Elizabeth, Avcı Bilal ve köpeği, Muavin Seyfi, kaçak yolcu çocuk Erol, Kuyumcu Nazım, esansçı ve köylü adam ve hikayeleri) ve belki o minibüs bir mavi kuş değil ama benim için mavi kuş yolculuğu kadar meşakkatli ve unutulmaz bir yolculuktu. Her yolculuk bir hikaye barındırıyor,bir şekilde bir iz bırakıyor o an farkında olmasakta; yolun sonunda kitapta olduğu gibi 'Stop' diyerek bir film setinde olduğumuzu bize gösteren Kutlu'ya selam verip yolculuk filmimizi başa sarmalıyız belki de. Aynalar, sırlar, hakikatler,hikayeler derken meçhule adım attıran o soru 'Ne yaptık biz?'
~Issız bozkırın ortasından geçip giden bir otobüs Otobüsün ardı sıra uçup gelen bir uçurtma Sanki bir çizgi-roman Sanki bir çocuk resmi Bir masal minyatürü. . Mavi Kuş, bir yolculuk hikayesi. Otobüsten trene doğru bir yolculuk yapılmaktadır. Otobüstekiler, doktor, yeni evli öğretmen Murat ve eşi Neşe, arkeolog Gül, madenci Kemal, kuyumcu Nazım, mahkum, jandarmalar, Beşir ağa, kahya, kaçak Erol muavin Seyfi, esanscı, şoför Kenan ve dostu Bilal. Binbir türlü aksiliğe karşı trene varabilecekler mi? İşte onların hikayesini okuyoruz. Benim favori karakterim Kemal oldu. Sonu çok farkıydı böyle bir şey beklemiyordum ve baya şaşırdım. Kitabı daha iyi anlamanız için iki alıntı bırakıp gidiyorum 💜. ~ O yıllarda taşra böyledir. Küçük ve Sıcak. Yoksul ve Samimi. İçedönük ve Derin. ~ Bizim sevmediğimiz kimse yoktur. Belki gönlümüze serin gelen vardır.
Yeni bir tanışıklık hali ama memnun bir ayrılma...
Eski bir otobüse "mavi kuş" ismi ne de yakışmış... Benimkine de pamuğum diyorum ben :) Buradan bir ortak nokta çıkardık mı kitapla aramızda, hemen koy cebe :))
Gayet şahsına münhasır mavi kuşumuza yakışan gayet şahsına münhasır yolcuları da koyduk, çıktık mı bir yolculuğa... Tıngır mıngır... Kah gülüyoruz, kah hüzünleniyoruz derken bir bakmışız kitabın sonuna geliyoruz. Son da gayet sürprizli bir son üstelik...
Daha ne istiyorsunuz ki :))
"Issız bozkırın ortasından geçip giden bir otobüs Otobüsün ardı sıra uçup gelen bir uçurtma Sanki bir çizgi-roman Sanki bir çocuk resmi Bir masal minyatürü."
Yine değerli bir Kutlu eseri, mekân algısını incelemek adına bolca insight da veren tatlı, sıcak bir uzun hikaye. Herhangi bir kurgu eseri okumakla ilgili şu zıralar yine çok zorlanıyorum, o sebeple başka bir dönem okursam daha çok seveceğimi düşünüyorum. Üzerine yazılmış birçok makale gördüm, okuyup en beğendiğim bu oldu: https://dergipark.org.tr/en/download/...
Bir uzun yolculukta okusam çok daha keyif alırdım muhtemelen :)
Elif Sena'ya buradan da çok teşekkür ederim hediyesi için! Çok mutlu oldum ve bana bu dönemimde kurgu okuttun :)
9. Sınıf edebiyat hocamın bir sözlü için bana tavsiye ettiği ve okunması gerektiği yönünde bu tavsiyeyi verdiği harika bir kitaptır Mavi Kuşun ortaya çıkışını ve zamanın gelişimiyle daha çok konusunun ortaya konulduğu bir hikayeyi anlatır..... Okuduğum Kitaptan şöyle bir özlü sözü bırakmak istiyorum kitap ya da herhangi bir sanat yönünde bir işi yapıyorsanız GERÇEK KİŞİNİN YAPMAYA MAHKUM OLDUĞU BİR İŞ, HAYATIN HAKİKATİNİ GÖSTERMEK DEĞİL DE,. BU HAKİKATI TAŞIYAN SIRRA, VE O BİLİNMEZLİĞE İŞARET ETMEKTİR.....
- Ulan alçak, ulan namussuz, nerde kaldın sen!.. Bu sevgi genç kızı şaşırtmıştır. Kenan'a:
- Kediyi çok sevdiğiniz anlaşılıyor. Ama ne biçim sevgi bu. İki de bir "lan" diyorsunuz. Kenan pos bıyıklarının altından beyaz dişlerini göstererek güler:
Nasıl ki NBC’nin taşrasına karşılık olarak Ahmet Uluçay’ın taşrası da samimi geliyorsa başka yazarların taşrasına kıyasla da Mustafa Kutlu’nun taşra anlatımı daha sıcak, daha samimi geliyor. Mavi Kuş’un yolcularından her birinin hikayesi güzeldi. Ben bilhassa Şoför Kenan’la Doktor’un hikayesini sevdim. Haddini aşma tehlikesi taşıyan bibliyomanlığı kendimin de taşıdığını düşünürüm hep. Umarım sonum Doktor gibi olmaz (ya da muhîbb-ül kütûb birisiyle evlenip onunla bu dipsiz kuyuya düşülebilir) Muavin Seyfi’nin otobüsün penceresinden uçurtma uçurduğu sahne masalsıydı. Kapaktaki resmi Mustafa Kutlu’nun yaptığını öğrenince kitabı daha bir sevdim. Belki resmi odamın duvarına asmak iyi bir fikir olabilir. Velhasıl, bir başka Mustafa Kutlu kitabı ve bir başka güzel hikaye oldu benim için.
"Muavin Seyfi Mavi Kuş'un arka kapısı camından tıraşlı koca kafasını, kollarını çıkarmış, ta beline kadar sarkmıştır. Oradan uzattığı bir ip ile şeytan uçurtması uçurmaktadır. Beyaz üzerine iri kırmızı benekli kaplama kağıdından yapılmış uçurtma otobüsün hızıyla zorlanmakta, havada taklalar atmakta, tam yere çakılacak gibi pike yapıp yeniden havalanmakta, Seyfi'yi zevkten dört köşe etmektedir.
Issız bozkırın ortasından geçip giden bir otobüs. Otobüsün ardı sıra uçup gelen bir uçurtma. Sanki bir çizgi-roman. Sanki bir çocuk resmi. Bir masal minyatürü."
İçindeki binbir türlü yolcusuyla, mavi kuş, umut trenine yetişmeye çalışanlara aracılık ediyor.
Mustafa Kutlu beyler koskoca kitapta anlata durduğu hikayenin sadece, aynadaki görünen zahir kısım olduğunu, aslının ise aynanın ardındaki sırda saklandığını çok güzel vurguluyor. Mesela, zahiren karadan kopamayan eski püskü güç bela giden minibüs, sırların ardında ise ruhu özgür bir kuş. Hikaye de hayat gibi henüz anlaşılamadan, beklentileri tamamlamadan sonlanıyor ve anlatıcı da sırra kadem basıyor.
"Ne yolculuk be! Mübarek safariye döndü." diyeceğiniz, sürpriz sonlu bir yol hali sizi bekliyor:) 🌱 Nasıl güzel betimlemeler, nasıl güzel bir hikaye! Tanıştığımıza sevindim Mustafa Kutlu...