"Tünelden Önceki Beyaz Ev" serisini okuyup çok beğendiğim için bu kitabı da okumaya karar verdim ama bu kitap diğer seri kadar tat vermedi. Gerçi, kitabın sonundan bu kitabın da devam kitapları olabileceği izlenimine kapıldım, belki onlardan daha çok keyif alırım.
Kitap, Beyaz Ev'e çok benzer şekilde başlıyor; nasıl Eren, dedesi Beyefendi'nin ölümüyle vatana geri dönüyorsa, burada da Mabel, kuzeni Beliz'in ölümüyle İngitere'deki işini bırakıp ülkeye dönüyor ama aradaki fark şu: yağmurlu havada koşu yaparken ayağı kayıp tepeden aşağı yuvarlandığı düşünülen Beliz'in ölümü, sanıldığı kadar basit olmayabilir.
Yazar, olaylar arasındaki geçişi yumuşak tutmak yerine kitabı sahneler hâlinde yazmış ve ne zaman olayla ilgili bir sır ya da gerçek ortaya çıkacaksa ona şahit etmiş okuru ama bence bu tarz hikâyenin akışına biraz zarar vermiş.
Bir de yazar, sanırım hikâyenin gizemini muhafaza etmek adına, karakterlerin planlarını ve bulgularını ya hiç paylaşmıyor ya da yarım bırakıp büyük resmi görmemize engel olmaya çalışıyor. Buna rağmen, hikâye o kadar tahmin edilebilirdi ki, bunun nasıl olabildiğine ben bile şaşırdım. Yani, uçurumdan düşüp ölenin Beliz değil de ona çok benzeyen Hana olduğunu veya Mabel'in teyzesinin ağır hastalığının ve Mabel'in yaşadığı, tek bir kasını bile oynatmasına izin vermeyen gece terörlerinin, hemşire Deniz'in başının altından çıktığını tahmin etmek hiç de zor değildi.
Mabel ve Deniz arasındaki romantizmi de bir türlü sevemediğimi eklemeliyim, sanırım.
Son olarak, Deniz'in kadınlardan itaat beklediğini ve onlara, kafasına estikçe uyuşturucu ilaç verdiğini zaten tahmin ettim ama bunu yapmak için öne sürdüğü nedenden (hayatı kendi tiyatro sahnesine çevirmek istemesi) tatmin olmadım. Hayatlarındaki kadınları kontrol etme ihtiyacı hisseden erkekler olduğunu biliyorum ama bunun tiyatro tutkusuyla birleştirilmesini biraz garipsedim, açıkçası.
Nitekim, Deniz'in hikâyesi daha ayrıntılı, daha derinlemesine işlenseydi belki bu da aklıma yatardı ama Deniz'e ayrılan kısım yalnızca birkaç sayfadan ibaret ve üstünkörüydü.
Genel olarak, kısa, öz, ve tempolu sayılabilecek bir kitaptı ve kafama takılan mantık hatalarıyla bile fazla sıkılmadan kitabı okuyup bitirebildim. Yazarın okuduğum en iyi kitabı diyemem ama devam kitapları gelecek olursa onları da okumak isterim.
This entire review has been hidden because of spoilers.
Mabel, İngiltere'de oldukça popüler bir gazetecidir. Özellikle adli vakalarda kıvrak zekası, farklı tarzı ile bilinir. Türkiye'den aldığı bir telefon ile ülkesine geri dönmek zorunda kalır. Kuzeni Beliz'in spor esnasında ölmesi dikkat çekici şüpheler uyandırır. İntihar, kaza ya da cinayet... Mabel'in olayı araştırmasıyla her şey gün yüzüne çıkması an meselesidir.
Polisiye seven bir okur olarak kitabı beğendim. Yıllardır Youtube'dan takip ettiğim birinin -özellikle mistik vakaları seyirci karşısında anlatan- edebiyatta bu türle varolması beni şaşırtmadı. Agatha ile büyümüş bir nesilin parçasıyım. Bu yüzden polisiye yazabilmek büyük bir meziyet. Ters köşelerin bol olduğu, sizi her an daha farklı bir bağlantıya sürekleyen güzel bir kurgu var. Fazla mı övdüm? Gerilim, polisiye ya da korku edebiyatından kaç tane Türk kadın yazarımız var? Bence Işıl Işık kalemiyle farklı bir soluk katıyor. Kitapta her karaktere yakınlık duymanız ya da sevmeniz zor. Fakat Mabel kesinlikle kendini gösteriyor. Sevdiğim karakterler arasında yerini aldı. Sonu için okunur dediğimiz türden bir okuma yapmak isteyenler bu kitap tam size göre.
Hazırsak ona kadar saymaya başlıyorum. Fakat her şeyden önce tek bir uyarım var; kimseye güvenmeyin!
Bir ev,bir cinayet. Ya da iki mi demeliyim? Peki ya ölmüş bir insanı yeniden öldürmek mümkünmüdür? Diyelim ki öldürdük; peki bu ikinci bir cinayet sayılır mı?
Yıllar önce youtube korku hikayeleri ile tanıdığım yazar @ışılışık tan okuduğum ikinci kitap oluyor. İlk olarak Paranormal hikayeler eserini okumuş kalemini sevmiştim. Şimdi @pınar arkadaşım iki kitaplık bir serisini beraber okuyalım deyince bu fırsatı değerlendirmek istedim. Çünkü ben korku ve paranormal hikayelerin hastasıyım belli etmesemde. Bu türde şeyleri izlemeyi çok seviyorum yıllardır fakat okumada biraz zayıftım. Nitekim yazarla bu arayıda kapatacağız gibi.
Polisiye ve gerilim tarzında yazılmış bir serinin ilk kitabı #onakadarsay. İngiltere’de yaşayan ama aslen Türk olan adli muhabir Mabel baş rolü oynuyor. Kendisi dünya çapında adını duyurmuş başarılı muhabir. Aniden Türkiye’den aldığı acı bir haberle ülkesine dönmek zorunda kalıyor. Kardeşi gibi gördüğü kuzeni Beliz’in ani ölümü onu çok sarsıyor. Birde ölümüne dair şaibeli noktalar keşfetmeye başlayınca bu işin üstüne gitmeye karar veriyor. Kuzeninin ölümünü örten sır perdesini aralamaya başladıkça altından pek çok şaşırtıcı şey çıkıyor. Kendini gün geçtikçe bu işin içinde bulan ve kaptıran Mabel, yapbozun parçalarını birer birer tamamladıkça akıl almaz şeyler ortaya çıkıyor. Aslında öldü sandığı kuzeni ölmemiş, ve tanıdığı kişi gibi olmadığını düşünüyor. Onu böyle düşünmeye iten kanıtlardan dolayı. Fakat işin aslı öyle değil ve kendini bu işin içinde kaybettikçe aslında tehlike çanları onun içinde çalmaya başlıyor.
Bugün kitabı yüzeysel anlatmak istedim. Zira aslında öyle detaylar var ki soluksuz okuyorsunuz. Şaşırtıcı yönlere rastladıkça da ağzınız açık kalıyor desem yeridir. Hikaye tam bitti, gizem çözüldü derken yeniden sizi içine çekecek bir olaya rastlıyorsunuz. Bir gecede gözümü kırpmadan okudum. Fazla beklemeden ve meraktan ölmeden ikinci kitaba geçiyorum.
Kitabımız gerilim/polisiye türünde olduğu için konu ile ilgili fazla detay vermeden kendi yorumuma geçeceğim. Mabel İngiltere'de yaşayan, Türk bir adli muhabirdir. Babasının ölümünün ardından Türkiye'den ve birçok kişiden uzaklaşan Mabel, bir telefon alır ve çok sevdiği birinin ani ölümü üzerine Türkiye'ye hızla dönüş yapar. Terzi kendi söküğünü dikemez derler ama Mabel için bu geçerli değil; istediği zaman istediği şekilde gazeteci kimliğine bürünerek başrolü olduğu bir takım esrarengiz olayları araştırmaya başlar.
Herhangi bir karakter için ufak bir şey bile söyleyecek olsam spoiler olabileceğinden dolayı bu yorumu yazarken gerçekten çok zorlanıyorum. Çünkü bütün karakterler hakkında deli gibi konuşmak istiyorum. Ancak sadece Mabel hakkında konuşabilirim ve neyse ki onu çok sevdim. Mabel hepimiz gibi gayet normal bir insandı ve kitapta en çok sevdiğim yön zaten bu oldu. Çünkü bu gibi kitaplarda karakterler bir şekilde bizden uzakmış gibi gelir. Ama Mabel’e kendimi çok yakın hissettim. Onunla birlikte hiç abartmıyorum ne yaşadıysa hepsini misli misli yaşadım.
Kitabın gerilim yönleri mi dersiniz, gizem mi, polisiye ve araştırmacı yönü mü... her yönde inanılmaz güzeldi. Özellikle gerilim sahnelerinde yüreğim ağzıma geldi diyebilirim. Çok çok başarılıydı. Onun dışında o kadar sürükleyiciydi ki yakın bir zamanda bu kadar akıcı bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Her sayfada her bölümde mutlaka bir şey oldu ama bunlar olurken fazla hareketli değildi. Yani hiçbir şey olmuyorken bile bir şeyler oluyordu ve bu inanılmaz hoşuma gitti.
1 puan düşük vermek zorunda kaldım. Çünkü sonlara doğru bazı şeyleri tahmin ettim ve olan şeye benzer bir kitabı daha önce okumuştum. Okumasaydım tahmin edebilir miydim? Sanmıyorum o yüzden polisiye ve gerilim seviyorsanız bu kitabı okumalısınız. Okumayan çok şey kaçırıyor!
Verona'da önemli bir olayı aydınlatarak başarı elde eden gazeteci Mabel, en sevdiği kuzeni Beliz'in ölüm haberini alınca apar topar Türkiye'ye döner. Telefonda ölüm sebebi hakkında ayrıntı verilmemiştir. Mabel döndüğünde ölümde bazı gariplikler olduğunu farkeder. Kuzeni çok bildiği bir yerden düşmüş oradaki kameralar sökülmüştür. Bir de kendisine artığı "hemen gel" mesajı vardır. Beliz'in annesi demanstan dolayı konuşma yetisini kaybetmiş tüm gün öylece durmaktadır. Mabel evin oda ve pencerelerindeki asma kilitleri farkeder. teyzesinin bakıcısı, Beliz'in eski sevgilisi Deniz hala teyzesine bakmaktadır. Mabel bir gün Beliz'in günlüğünü bulur. Oradaki yazılar sanki kuzeninin elinden çıkmamıştır. Olayı kendisi araştırmaya karar verir. Anlatım oldukça akıcı ve içine okuru çeken cinsten. Yazarın diğer serisinin ilk kitabını okumuştum keza o da öyleydi. O seriyi arka kapaktan ötürü korku diye alıp polisiye çıktığı için bırakmıştım. Bu seride beklentim en azından daha sağlıklı oldu. Şüphelerim kanıtlandı kitapla ama yine de acrmi gerilimciler için harika olacağını düşünüyorum. Ben zaten kitabın ilk 1/3'ünde tüm olası senaryoları düşünüyorum. Bir tanesi çıkıyor gerilim kitaplarında. Hele alice feeney gibi usta yazarları çok sık okuyunca şüphe rtmeyi ve ber tür olasılığı düşünmeyi öğreniyorsunuz. Brny baya beğendim tavsiye ederim kitabı. Not: kitabın başındaki kasap hikayesini Alvin schwartz'ın korku hikayelerinde okumuştum. Yazarın ordan esinlendiğini farkettim. Giriş için iyi olmuş. Benim okuduğum hikayede kasap karısını parçalayıp domuz etine karıştırıyordu ve bu etler ünlü olunca herkesi kesip etlerine katmaya başlıyordu 🫣
Kitabın paranormal bir havası varmış gibi hissetseniz de gizem/gerilim kitabı. Konumuz bir ölümün aslında cinayet olabileceğinden şüphelenen Mabel'in Türkiye'ye dönmesiyle başlıyor. Kuzeninin başına gelenleri çözmeye çalışırken aslında tahmin ettiğinden çok daha derin bir mevzuyla karşılaşıyor ve kurgu tahmin edilebilir, ucu da açık bitiyor.
Eğer gizem/gerilim kitaplarında yeniyseniz ve akıcı, çok yormayan, çok çetrefilli olmayan kurguları seviyorsanız bu kitap size uyar. Ancak sıkı bir gizem/gerilim okuruysanız ve sizi şaşırtacak, yazım dili basit olmayan bir kitap arıyorsanız bu kitap sizin için uygun değil.
Kitabı tek oturuşta 2 saatte falan bitirdim. Dili basit, yorucu değil, çok şaşırtmadı beni ve akıcıydı. Ama biraz şaşırmak isterdim. Bir de kitabın yazım dilimi bana birazcık toy geldi.
Babus iste ben buna 5 puani yapistiririm Mutthistiii abi cok iyiydi,bana gore isilin en iyi kurgusu Karakterler,gizem,polisiye hepsi ondaon Kitabin konusu ayri bir guzeldi ama benim en sevdigim sey her bolumun sonunda bomba olup sonraki bolume gecme istegi.. Bunu isil gercekten cok iyi yapiyor bu yuzden kitabi birakamiyorum.Ters kosesiyle herseyiyle mukemmeldi butun karakterleri cok seviyorum uzgunum ama ‘o’ karakteri seviyorum.. Ayrica baya zekice yazilmis bir kitap oldugunu dusunuyorum YA YENİDEN BASLİCAM YTR
işin içine Wattpad ana karakteri Deniz girene kadar çok iyiydi. Mabel'ın "sular seller gibi aşık olduğu" kısımları pek beğenmedim. Bir tık da tahmin edilebilir bir hikayeydi. Ama daha sadece bir kaç kitap çıkartmış bir yazar için oldukça başarılı. Akıcı bir kitaptı ve Mabel'ın meraklı kişiliğine bayıldım. Ama Deniz'den en başından beri işkillenmiştim zaten. Ne varsa hep erkeklerde var. Pü
This entire review has been hidden because of spoilers.
I started casually, but the book gradually took me in and swallowed me. I experienced such a twist in the final section that I couldn't keep my mouth shut for a long time. This is a book that contains psychologically heavy content and should not be read by those with sensitive souls. But the ending was very enjoyable.
WOW. Normalde türk yazarların kitaplarını fazla okumam fakat Sezin karameşe'den sonra ön yargılarımı kıran ikinci kişi kişi Işıl Işık oldu. Tam Freida McFadden tarzında bir gerilim kitabıydı. Aşırı akıcı ilerliyor ve sürekli ağzınız açık kalıyor. Gerçekten bayıldım... Bu Işıl'dan okuduğum ilk kitaptı ve imza gününde de imzalattığım ilk kitap. Devamı kesinlikle gelecek.💗
Mabel, İngilterede cinayet olaylarını çözmeye çalışan bir gazetecidir. Birgün bir telefon alır ve beraber büyüdüğü kuzeninin öldüğünü öğrenir, apar topar İstanbula döner. Kuzeninin ölümüyle ilgili şüpheleri vardır ve araştırmaya başlar.
Öncelikle kurgu harika, hafif tahmin edilebilir yanları var tabiki ama bence güzel kurgulanmıştı. Temposu yüksek bir kitaptı. Sadece yazım dilini çok beğenemedim, ben normalde kitaplarda betimleme seven bir insan değilim bu kitapta da hiç betimleme yoktu ama sadece olayları anlatmak, 4-5 kelimelik cümleler de kitabı biraz çıplak bırakıyor bence. Bir de Mabel’in bir anda denize tutulması, ozanın yanında çekip öpmesi falan bu kısımları beni irite etti. Bir anda noluyoruz ya ne okuyorum ben dedim o nedenle 1 puan kırdım. Genele baktığımda güzel bir kitaptı, yazardan daha fazla kitap okurum gibime geliyor
öncesinde bu yazarın tünelden önceki beyaz ev serisini okumuştum ve çok sevmiştim ama bu kitap sanki tünelden önceki beyaz evin başka versiyonu gibiydi ve tahmin edilebilir bir kitaptı
Kitap, akıcı ve sürükleyici bir anlatıma sahip. Karakterlerin ve hikayenin gelişimi oldukça başarılı. Ancak, hikaye kurgusu benzer türdeki kitapların ötesine geçmiyor ve bazı bölümleri tahmin edilebilir nitelikte. Yine de, macera ve cinayet türü kitapları sevenler için kesinlikle okunmasını tavsiye ederim.
Öncelikle Işıl Işık’ın imza günlerine bile gitmiş bir seveni olarak bu kitabın olmadığını söylemek istiyorum. Mantık hataları ve anlatım bozuklukları beni delirtti. Ayrıca Mabel’ın kendini çok zeki sanıp ben ünlüyüm bir sürü cinayet çözdüm havalarına girip ölen kuzeninin bilgisayarına bakmak neden 10 bölüm sonra aklına geldi? Mabel sen hani baya ünlü bi gazeteciydin de bir sürü cinayet çözmüştün? Olaylar çok saçma ilerledi bence ama sondaki Deniz ters köşesi iyiydi ama eksikti. Kurgu zaten 10 numara 5 yıldız ama yazım tarzı olmamıştı. Çok kesik kesik ve çok hızlı ilerliyordu. Kitabın biraz daha uzun olup biraz daha ayrıntılı olmasını isterdim. 2 verilecek kadar kötü değil ama 3 verilecek kadar da iyi değildi yani aslında puanım 2,5.
This entire review has been hidden because of spoilers.