Uzun zamandır soluksuz okuyabildiğim ilk kitap oldu. Gamze Hanım’ın kalemine hayran kaldım ve bir kitap daha yazmaya karar verirse, hangi tür olursa olsun hiç tereddütsün onu da okurum. Gönlünü de kalemini de çok sevdim. Kendisine gıyabında saygılarımı gönderiyorum.
Bu güzel kitabı, yanımda gönül defterimle, altını çize çize okudum. Dilerim Gamze Hanım’ın dediği gibi bir gün doğru ve yanlışın ötesinde, bir yerde karşılaşıp konuşuruz ❤️
Bir insanın sahip olabileceği en değerli şey anılarla ve deneyimlerle dolu bir çocukluk, korktuğunda sırtını yaslayabileceği değerler ve gelenekler, örnek alabileceği, sevgisini esirgememiş büyükler…
Hangi kültürden gelirse gelsin, bunlara sahip birinin anlatmaya değer bir hikayesi, o kayenin de hevesle dinleyenleri oluyor.
Hayalinden vazgeçmeyen ve hep nasıl yaparım diye düşünen Gamze Cizreli’ nin otobiyografisi hem iş hayatı hem de özel hayatı hakkında yalın ve akıcı yazılmış bir otobiyografi olmuş. Bir çırpıda okunuyor.
İş hayatında başarılı olduğu kadar yazın konusunda başarılı olamayacağını düşünerek başlamıştım ama yanılmışım. Sağlam karakteri, özgünlüğü, cesareti ile rol model olabilecek bir kişi ve bu kitap ile onu tanıma fırsatı bulmuş oldum, iyi ki yazmış, iyi ki paylaşmış.
Gamze Cizreli uzun zamandır ilgiyle takip ettiğim ve derinden takdir ettiğim bir isim. Kendisinin ismi, belki farkında olmadan, yıllar boyu yaşamıma dokundu; Ankara’nın soğuk, resmi havasına getirdiği sıcaklık ve yeniliklerle...
Lise yıllarımızda Ankara’nın sokaklarında açılan ve bir anda dillere destan olan Cafemiz’le başladı her şey. Hemen ardından yenilikçi pastane konseptiyle yine Ankara’ya farklı bir soluk getiren Kuki. O dönemde herhangi bir şey satın almanın bizim için hayal bile edilemeyecek kadar uzak olduğu, fakat içine girip gezdiğimizde bile kendimizi özel hissettiğimiz, minimalist dekorasyonuyla aklımızda yer eden DKNY mağazası... Ve tabii ki, sonunda evimin yakınlarına açılan, içerisinde kocaman bir masa ve kütüphanesiyle, diğer restoranlardan tamamen farklı bir havası olan Big Chefs. Gamze Cizreli adı, işte bu sebeplerle hep zihnimin bir köşesinde yer etti.
Gamze Cizreli’nin kaleme aldığı "Ateşle Oynayanlar" adlı kitap, işte bu anılarımı tazeledi ve Cizreli’nin yaşamına dair bilinmeyen yönlerini gösterdi.
Kitap, bir ders vermeye çalışmaksızın ders niteliğinde bir anlatı sunuyor; hayatını, yaşadığı deneyimleri, iniş ve çıkışları, ona destek olanları ve köstek olanları samimi bir dille anlatıyor.
Kitapta, bugün “Big Chefs restoranlar zincirinin kurucusu ve iş dünyasında güçlü bir kadın” olarak özetlenebilecek Cizreli’nin, bu başarıya ulaşırken yaşadığı her şeye yer verilmiş. Genetik mirasından, Diyarbakır’da geçirdiği yazlardan, ODTÜ’deki üniversite yıllarından, idealler ile çevre baskıları arasında sıkışmış hallerinden, aşk ve evlilik serüvenlerinden, boşanma ve dipteki hayat mücadelesinden bahsediyor. Cizreli’nin yaşamını şekillendiren her bir detay, bugün bildiğimiz başarılı iş kadını kimliğinin ardındaki "insan" yönünü de ortaya koyuyor.
Kitabı okurken özellikle birkaç noktanın altını çizmeden geçemedim. İlk olarak, kadın girişimci olmanın zorluklarını içtenlikle dile getirirken, aynı zamanda okuyucuya ilham verecek bir hikâye anlatıyor. Kadın olarak iş dünyasında var olmanın getirdiği mücadeleleri okurken, kendi deneyimlerimle de bir bağ kurdum.
İnsanın Önce Kendini Tanıması Lazım
Cizreli, başarı yolunda sadece bir meta olmadığımızı, en nihayetinde insan olduğumuzu hatırlatıyor. Bu hatırlatma, bize, iş hayatının hırslı dünyasında kendi kimliğimizi ve değerlerimizi korumanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Kendini Gerçekleştirmek (Self-Actualization)
Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisinde en üst basamak olarak tanımlanan "kendini gerçekleştirme", bu kitapta somut bir örnek olarak karşımıza çıkıyor. Cizreli, kendi potansiyelini keşfetme ve bu potansiyeli hayata geçirme yolculuğunu paylaşırken, aslında hepimize bu konuda ilham veriyor. Kendini gerçekleştirmek, kişinin hayatında anlamlı ve tatmin edici bir yol bulması demekse, Cizreli’nin hayatı bu yolun haritası niteliğinde.
Etkileyici Alıntılar ve Düşündürücü Felsefeler
Kitapta birçok düşünür, yazar ve şairden alıntılara yer verilmiş olması da beni ayrıca etkiledi. Hiç duymadığım sözler duydum, not ettim, bir kenara yazdım. Kitabın sonlarına doğru Cizreli’nin "Verdiğin aldığından fazla olsun" felsefesine yer vermesi ise, yaşamın özüne dair derin bir anlayışı yansıtıyor. Yardım etmeyi, insanların kendi kendilerine yardım edebilmeleri için onlara fırsat sunmayı savunuyor. "Balık verme, balık tutmayı öğret" klişesinden bir adım öteye geçerek, "balık tutmayı bilen ama bunu yapamayanın oltaya ulaşmasını sağla" yaklaşımını benimsemiş. Bu felsefe, sadece iş dünyasında değil, hayatın her alanında uygulayabileceğimiz bir rehber olabilir.
Gamze Cizreli’nin hayatından kesitler sunduğu bu kitabı okurken, sadece bir başarı öyküsü değil, aynı zamanda insan olmanın, düşüp kalkmanın, mücadele etmenin ve en nihayetinde kendini gerçekleştirmenin hikâyesine tanık oldum. Ve bu hikâye, bana bir kez daha hatırlattı ki, ne kadar uzak veya imkânsız gibi görünse de, kendi yolumuzu bulmak ve o yolda yürümek, yaşamın en anlamlı yanı.