Toprağı tutmak istedim, toprak altımdan kaydı. Bu öyle bir kaymaydı ki, yüzümden her bir toprak tanesi asice geçerek tenimde iz bıraktı. Kapalı gözlerimin arasında bir görüntü belirdi.
Hevybanû, neşeyle gülümsüyordu ama bana değil... Yanında boncuk gözlü bir kız çocuğu vardı.
“Ölüyorsun, Alp Aslan,” dedi iç sesim. “Ölüyorsun...” İç sesim bile hâlime acır bir şekilde gülümsedi.
“Senin kızın olmaz... Ondan kız çocuğu görüyorsun...”
Ardından o kız çocuğu büyüdü, kırlar arasında kelebek kovaladı. Kovaladığı kelebeğin, babasının ruhu olduğunu bilemeden...
“Ölüm Allah’ın emri de Aslan’ım, yolun sonunda Hevybanû’dan ayrılmak olmasaydı...”
Bilincim kapanmadan son gördüğüm, zihnimin bana gösterdiği mutlu görüntüler olsun isterdim ama benim naaşım bir hayvan ölüsü gibi bir yere atıldı. Oysaki şehit cenazesine böyle muamele yapılmazdı...
Aradaki gün farkına rağmen iki oturuşta bitirdim kitabı. Ağlamaktan iflahım kesildi, duygu durumum alt üst oldu ama gözüm kapalı 5/5 verecek gibiyim. Bir yerde ALLAHIM YETMEZ Mİ BU ACI diye haykırasım geldi kendimi tuttum ama odaya 5-6 peçete götürmek zorunda kaldım çünkü en son Elveda Rumelinde bu kadar ağlamıştım. Hala aklıma geldiğinde gözlerim doluyor alsslslöaşs
Bundan sonrası Spoiler içerir.
AH BENİM ALP ASLANIM. Kör kütük aşkını koca yüreğine sığdırdın da 3 gram beynine sığdıramadın. Sevdin, sevildin ama acıyı kendinle taşıdın. Üstüne gittin Heyvbanu’nu kimsesiz bıraktın. Ömrünü kimsesizlikle geçirmiş, bir kez olsun gözyaşı dökememiş kıza “Ağlama” dedin. Sonra 123 gramını senin için feda etmiş karını bir başına bıraktın, intikam peşinde koştun. Mal evladım, ne yazık ki seni çok seviyorum ve en az Heyvbanu kadar sana kıyamıyorum.
Jülidem🫠 Keşke kimsesizliğini alıp silsem ve kocaman sarılsam sana. Kendini ve bebeğini bir sona feda ettin canımın içi… Sana ne desem bilmiyorum ama yaptıklarını anlayabiliyorum. Geçecek. Alp Aslanı da birlikte döveriz istersen sen yeter ki yalnız hissetme. CANIM JÜLİDEM🥺🤍🫂
Dediğim gibi, maalesef çok güzeldi. Ben biraz daha ağlayacağım. 😔
This entire review has been hidden because of spoilers.
Maalesef yarıda bıraktım kitabı. Erkek karakterin bu kadar manipülütif olması resmen travmalarımı tetikledi ve aralarındaki toksik ilişki de kitaptan beni itti.
"Gömmem gereken bir çocuğum vardı," dediğinde, çocuğumuzla birlikte beni ve kendi ruhunu da gömüğü belliydi. Annesinin unuttuğu bebeğini, babasının unutmadığı için sevinmeli miydim* "Onun da yükü sana kalsın istemedim," diye tutunduğu gaddar tonunu bırakmadan devam etti. "Şimdi de onu gömmeme neden olanların, kesmem gereken nefesleri var..."
Seri hareketlerle önüne dönüp çantasını hazırlamaya devam etti. "Hemen mi?" dedim sinir bozucu bir tonda. "Derhal? Peşi sıra?"
Bana doğru öyle bir hamleyle döndü ki, bir adam geri kaçtım ve kalçam camın pervazına çarptı. Kollarımı kendimi dizginlemek adına göğsümün üzerinde bağladım. Alp Aslan'ın yüzünden sinirli bir gülümseme geçti. "Yüzüne bakamıyorum," dedi heceleyerek. Konuşurken yüzüme de bakmamıştı. "Aynada kendi yüzüme bakamıyorum! Aynadaki yüzüme bakamazsam senin nasıl yüzüne bakacağım ben?" Kaşlarım anlamazlığın getirdiği etkiyle çatıldı. "İstiyorsun ki karşında boyun bükeyim..." Sinirlie gülümsemesi, sinirli bir kahkahaya evrildi. "kabulleneyim istiyorsun! 'S*kip attılar bizi, sen de kabul et,' diyorsun!" Eli kolu hırsla sağa sola savruldu. "Kırk yılın başında bir hayal kurdum, onu da kana buladım!"
diğer kitapları da var ama benim için olması gereken son budur serinin devamını okumama kararı verdim🙏 melihin kendi kitabı olsa keşke bir AŞKTIR benim için