Söyleyemediğim gerçeklerin yerine yaptığım kabalıkların canını yaktığını, kabullenircesine başını salladı. “Affetme!” diyerek sesli bir nefes verdim. Ardından peşi sıra önüne doğru ilerledim. Hafifçe önünde eğilecek gibi olduğumda, sağ eli sol koluma yapıştı. Ne tam diz çökebildim ne de utancımdan doğrulabildim ama yine de talep etmekten geri kalamadım. “Ama her şeye rağmen burada kal be Hevybanû!”
Yüzümden buruk bir tebessüm geçti. Gideceğim demişti. Gidene kadar gözüne gözükmeyeceğim… Aylardır gözüme gözükmekten kaçındığı gibi, gözlerini de ilelebet benden sürgün eylemişti. Yaşattığı sürgün dayanılmaz olduğu için yeni farkına vardığım gönlümden bile vazgeçip;
“Tamam yine görmezden gel beni ama burada aldığın nefesleri hissedeyim,” dedim.
Dudağının solu yukarı doğru kıvrıldı. “Seni affettiğim gün…” Ağırca yutkununca kaşlarım çatıldı. “Şehadet haberin bana ulaşsın Alp Aslan!”
Yazılan en gerçek asker kurgusu yorumlarını sonuna kadar hak eden bir kitaptı, bunu söyleyerek başlamak isterim. Yazarın, dili ve anlatımı çok akıcıydı. Basit değil aksine kendini okutan bir dildi. Ben zaten kitaba başlarken eleştireceğim yerler hakkında önden uyarılmıştım. Erkek karakter kadına başlarda çok kötü davranıyor. Ben bi ara gıcıklığından sansam da onun altı dolduruldu fakat kitabın ilerleyen kısımlarında da dilinin kemiği olmadığını görüyoruz. Ben iki karakterle de empati yapabildim. Tabii ki asker adam diyip sineye çekmiyorum ama bir yerde anlayabiliyorum. Bazı yerlerde ilişki dinamiklerine yetişemedim, bazı kavgalarını anlayamadım ama keyifle okudum hep. Jülide karakteri bu yaşına kadar ayakta durmuş, güçlü bir kadın karakterdi. Ona da yer yer kızsam da düşünce yapısı küçüklükten şekillenmiş, böyle büyümeye mecbur kalmış bir kız. Sadece şundan rahatsız oldum küfürlü/argolu konuşma bir tık fazlaydı. Erkek grupları arasındaki muhabbetten ziyade bu durum Jülide'nin yanında ve bazen de Jülide'ye yönelik olunca olmasaydı daha iyiydi dedim. Onun dışında olay akışını, çift dinamiğini sevdim. İlk kitabı okurken seriye devam etmem diye yer yer korksam da devam edeceğim okumaya. Devamı için heyecanlıyım ☝🏻
Ne yapsam doğru düzgün akıcı olmadı. Erkek baş karakter inanılmaz sinirimi bozdu. Birbirini tutmayan hareketleri vardı sinir oldum kitaba yarısında falan bıraktım.
Selam millet 👩🏻🦰 Okurken içimi titreten bir kitap ile geldim 🥰 Askeri kurguları okumayı ayrı bir seviyorum 😍
Siz askeri kurguları sever misiniz ya da okurken etkilenir misiniz? 🤔
🌸Kitabın Konusuna Gelecek Olursak🌸
•Jülide şehit olmuş bir annenin kızıdır ve doktordur •Annesinin barut kokusunu özlediği için Urfa’ya sınır bölgesine askerlerin özel operasyonlarına yardımcı olmak için tayin ister •Gitmeden önce gönlünü eğlendirdiği bir gecenin ucu Urfa’da Alp Aslan olarak çıkıyor. •Operasyonun ortasında karşısına çıkınca ikisi de şaşkına döner. •Çevrelerinde çatışma sürerken onlar kendi çatışmalarına kapılırlar •Geçmişindeki kırıklıklar, yalnız kalpleri ve aralarındaki çekim 😍 •Askeri ortamdan mahalle ortamına evrilen bir kurgu
🌸Kitabın Yorumuna Gelecek Olursak🌸
•Kitabın başından sonuna kadar dolu dizgin bir kitap •Yazarın kalemi baya akıcı ve sevdim •Askeri operasyonlar tüylerimi diken diken etti diyebilirim •Sınırlarda bu ve benzeri olan olayları yaşan askerler, şahadet haberleri alan aileler ve onlara yardım etmeye çalışan doktorlar elbet bir yerlerde vardır 🥺 •Jülide ailesizlikle ve askerlerle büyümüş. İçerisindeki duyguları ne kadar bastırmaya çalışsa da içinde hep ukte kalmış. Askeri terimleri ezbere bildiği için birlikte hemen dikkat çeker. Hatta kardeşi gibi gördüğü Erman’a evinde bir oda bile yapar. •Alp Aslan otoritesi sağlam bir karakter. Tabii bu sağlamlık Jülide’nin karşısında yerle bir oluyor 😅 •Jülide’ye ne kadar karşı koysada bir o kadar kalbini kırdı ki aşırı sinirlendim. •Özellikle sadakatsizlikle suçladığı yerlere ayrı sinir oldum. Başlarda sert ve patavatsızca konuşmalar yaptı. Ama Jülide’ye Hevybanû demesi çokça kalp❤️ •Kitap öyle bir yerde bitti ki merak etmemek elde değil •Umarım devamı hemen gelir 😍 •Kitapta ilk ilgimi çeken ise kapağı oldu 😍
Sizlere alıntı bırakarak kaçıyorum👩🏻🦰
#alıntı 🌸 Ben ateştim, Hevybanû bir kelebek. Ateşimin tek kıvılcımıyla kanatlarını yakardım. Bir daha ne o uçabilirdi, ne de ben yangınını söndürebilirdim. Anca benim korlarımın altında, önce umutları sonra hayalleri yanarak tükenirdi. Bu yüzden ona tek bir kıvılcımım dahi sıçramamalıydı. Çünkü onu yakarsam, kendimde onunla birlikte o yangında kalırdım. Ne o bana Leyla olurdu, ne de ben zaten Mecnundum. Biz sadece ziyan olurduk...
Ergen danışanlarımla bağ kurabilmek adına çıktığım bu yolda yeni seriye başladım. Rahatsız oldum artık bu çabamdan da. Kitap beni yordu. Ana erkek karakterin öküzlüğü, ayılığı, sığ düşünceleri beni yordu. Sevmek sevilmek böyle bir şey değil. Asker olmak zaten böyle bir şey değil. Kitaba altı vermemin tek nedeni ana kadın karakter. Uzun zamandır bu kadar güçlü bir karakter okumamıştım. Ama aşık olduktan sonra şirazesi kaydı. Neden böyle oluyor? Aşık edince niye mallaştırıyorsunuz insanları? Neden aynı anda güçlü olup aynı anda aşık birisi göremiyoruz? Hemen bir kedi formuna döndü falan. Rahatsız oldum ya.
Kitabı yazarken -de/-da ayrımı yapamadınız anladım. Hiç mi son okuma yapılmadı bu kitap? Kitapta baştan sona abartısınız %80 oranında yanlış yazılmıştı. Zaten ana karakter öküz sinirleniyorum bir de bunları görünce şok içerisinde kaldım. Bu kitabın okuyucuları küçük yaşta ve bu kadar yazım yanlışına maruz kalmamaları gerekiyor. Anlamakta zorlandım.
Sevmedim. Hikaye aktı mı aktı sanırım bilemiyorum. Ama içimde bir yorgunluk var. Üst üste zihnimi zehirlemiş de olabilirim bu tarz kitaplar okumak için. Sabrım tükendi. Yazarken de iyice fark ettim. Sevmedim.
"Şu hale bak," dedi gövdesini göstererek. "Kapından ayrılamıyorum! Söylesene bana, sevdiğini söyleyince mi sevmiş oluyor bir insan yoksa canını yoluna serince mi? Hangisi daha büyük? Hangisi daha yüce? Hangisi daha eşsiz? Nedir bunun kıstası? Söyle ben de bileyim!"
"Kıstas yapan ben değilim. Ben diyorum ki zihnime sokma. Sokma işte!" diyerek sesli bir nefes verdim. "Ben bunu düşünmek istemiyorum. Bir başka insanın varlığını, kıymetini... 'Acaba beni de sever mi?' düşüncesiyle kavrulmak istemiyorum!"
Aniden üzerime doğru adımlayıp, nihayet bulup takabildiğim künyemi hoyratça çekti. Künyemden tutup kendisine doğru çektiği için acıyla yüzüm kasıldı. Sağ avuç içimdeki, çiftli hale gelen künyeme bir bakış atarken, sol eliyle boynundaki künyesini tişörtünün içerisinden çıkardı. "Bak bakayım, diğer yarısı nerede?" diyerek başını iki yana salladı. "Ben bu künyeyi bir kez çıkardım boynumdan. Onda da senin boynuna geçti. Ben sana sordum. Şimdi kalkıp bana mızmızlanmaya hakkın var mı?" Birbirimize meydan okurcasına kaşlarımız havalandı. "Ben sana hiç 'seni seviyorum,' demek ama sen bunu iliklerine kadar hissedersin. "
Kitabı gerçekten çok beğendim. Özellikle sonu öyle bir yerde bitti ki ikinci kitabı nasıl bekleyeceğimi hiç bilmiyorum. Çok akıcı bir yazım dili vardı ve arada betimlemeler olması çok hoşuma gitti. Sizi sıkacak bir anlatım dili yok sade ve anlaşılırdı. Askeri kurgular zaten bayılıyorum. Bu kitap da çok hoşuma gitti. Yarım puan kırmamın sebebi ise başta karakterlerin davranışları oldu. Başta karakterlere pek alışamadım ve yaptıkları çok gözüme battı ama ilerledikçe de karakterleri çok sevdim. İlk başlarda çok uzattılar dedim ama her şey bir anda gelişti ve o kadar hızlı adapte oldular ki bir anda ne olduğunu şaşırdım ama bence bu daha iyiydi. Süründürmesindense hızlı gelişmesi bence daha iyi. 9.5/10.
Çok duyduğum ve çok övüldüğü için başladım asker kurgularını severim kafa dağıtmak için mükemmel oluyorlar ama bu kitabı çok sevemedim. Alp Aslana aşırı gıcık oldum kitabın başlarında çok saçma sapan davrandı kadın düşmanı gibi herkesi aşağılayan yaptığı meslekten dolayı halleri vardı ama sonra birden çok değişti bu kadar hızlı değişmesi aşırı saçmaydı bence kız sürekli yalnızlıkta gem vurup ağlayıp üzülüyor ama Melih gibi muhteşem birine sahip onu bulamayanlarda var kısacası okudum kafa dağıtma için fena değildi ama çok bir beklentiniz olmaması lazım bence.
kitabı yıllar önce okuyup sevmiş biri olarak unuttuğum için tekrar okuyayım dedim ama yok yani, şuanki halimle hiç sevemedim. çok cringe sahneler var çiftin çok toksik bir ilişkisi var. olay bakımından çok eksik 400 küsür sayfa neredeyse hiç aksiyon falan yok, sürünerek bitirdim resmen. 300lü sayfalarda kitap aslında benim için bitmişti. 4 kitap ne anlatılmış olabilir hiç bilmiyorum ama ben sanırım bu seriyi bitiremeyeceğim.
Askeri açıdan kesinlikle tatmin edici, kurgusal anlamda da bazı gıcıklıkları olmasına rağmen keyifliydi… Alp Aslan Şahin, red flag erkeklerin önde gidenisin. Kaç kere kitaba girmek ve seni eşşek sudan gelinceye kadar dövmek istedim Allah bilir. Yine de uysal bi kediye dönüşmen🤭 Jülideyle aramızda o bağ oluşmadı neden bilmiyorum ama kötü de değildi, ben paşacı bir okuyucuyum😔 Onun dışında ŞARKI ROMANTİZMİNDEN NEFRET ETTİM Gerçekten her şarkı sahnesinde her anı sahnesinde böyle göz devirdim bir iki sahne olur ama özellikle Melih(🤍) her geldiğinde abartılı bir melankoliyle o şarkılı göndermeler beni illallah ettirdi kitabı bıraktıracaktı. Yine de gerçekten beğendim, güncel kurgu almayacağıma yemin etmiştim ama ikinin ve üçün siparişini verdim ✨