Works, such as the novels Crime and Punishment (1866), The Idiot (1869), and The Brothers Karamazov (1880), of Russian writer Feodor Mikhailovich Dostoyevsky or Dostoevski combine religious mysticism with profound psychological insight.
Fyodor Mikhailovich Dostoevsky composed short stories, essays, and journals. His literature explores humans in the troubled political, social, and spiritual atmospheres of 19th-century and engages with a variety of philosophies and themes. People most acclaimed his Demons(1872) .
Many literary critics rate him among the greatest authors of world literature and consider multiple books written by him to be highly influential masterpieces. They consider his Notes from Underground of the first existentialist literature. He is also well regarded as a philosopher and theologian.
İnsancıklar Dostoyevski’nin daha sonra yazacağı büyük romanların bir yerde özeti ön safhası gibi. Burada da yoksulluktan yarı çıldırmış aynı karekterler var. Pokrovski , İvan Karamazov ve Raskalnikov’un,Anna Fyodorovna Suç ve Cezadaki tefeci kadının ,Makar Devuşkin Yeraltı İnsanının ; Varvara Alekseyevna Suç ve Cezadaki Sonya’nın öncüleri ve bu karekterlerin bir yerde tam olmasa da taslakları gibiler. Romanda Makar Devuşkinin çalıştığı devlet dairesinde amirinden azar işitirken yere düşen paltosunun düğmesi ve o düğme çerçevesinde anlatılan olaylar ve Makar’ın bir anda değişen çeşitlenen duygu durumunun betimlenişi eşsizdi.
Fakirliği ve Rusya soğuğunu içimizde hissettiğimiz bir roman olmuş, 1846'da 178 yıl önce yazılan bir roman ve halen yaşıyor cıvıl cıvıl diyemesem de rutubetli küf kokan güneş görmeyen bodrum kat tek odalı bir ev gibi, bakıldığında insanın içini burkuyor. Romandaki ilişkinin aşk mı yoksa baba kız ilişkisi mi olduğuna net karar verilemiyor, yanlızlık ve fakirlik üstüne de gelen kötü olaylar hayatı ne kadar yaşanmaz kılabilir gözler önünde. Gözlerinin içine bakıp kendisinin de fakir olduğunu bildiğin birinden borç para istemek nedir, insanda nasıl duygular uyandırır, fakirlerin gururu olur mu, üzerinde düşünülmesi gereken konular veriyor
Insanciklar Makar ve Varvara'nin birbirine yazdigi mektuplar uzerinden ilerliyor. Soylenenler kadar soylenmiyenlerin, anlatilanlar kadar anlatilmayanlarin da onem kazandigi bu eser arka olanda Rusya'nin fakirligini, toplumsal esitsizligi ve insan ruhunun derinliklerini ustaca islemis. Dostoyosky'e bir daha hayran oldum.
Çok kolay okunan bir Dostoevsky kitabı ilk kitabı olmasina rağmen onun sesini duyurmasini sağlamış okuyunca dilinden de anlaşılıyor zaten bir dehanın ortaya çıktığı. Gogolun Paltosuna da baya bir eleştiri getirmiş ki bu kısımlar da onun bakış açısını anlamamız açısından önemli. Kitaba gelince biri orta yaşlı bir memur, diğeri hayatta tek başına mücadele vermeye çalışan caresiz genç bir kızın mektuplasmalarindan oluşuyor. Mektuplardan onların yaşadıkları çevre, etraflarında gelişen hayat ve dönemin şartlari hakkında da fikir sahibi oluyoruz. Dönemin Rusyasi ve halkın yaşayış şekli olanca zorluğu ile yansıtılmış. Çaresizlik, yoksulluk içerisinde yaşayan iki insanın yaşam şekli olanca gerçekliği içinde verilmiş ve hiçbir şekilde okuyucuyu sıkmıyor.
Yayımladığı ilk yapıtıyla zavallı, yoksul insanları, insancıklar'a üleştiren eserin, yazarının ''Yeni Gogol doğuyor'' ünvanına ve Rus Edebiyatı'na yeniden önem verilmesi ve değerinin anlaşılmasına okur gözünde değer atfedilmiştir. Yoksunluğun yalnızca fakirlikten ibaret olamayacağı, aşkın romantizminin, yoksulluğun kursakta kalan umudu ve mutluluğu yutkunacak gücü bulmasına sebep olabiliyor.
Zavallılığın potresinin mektup satırlarına taşınmış bir görünümü olan eserin insancıkları, dünyevi zevkleri kendilerine yabancılaştırmıştı.
Bu romanda insan değil, yoksulluk konuşur; kalem değil, açlık yazar mektupları. Makar Devuşkin’in her kelimesi, çaresizliğin yutkunarak kâğıda döküldüğü bir ağıt gibidir. Sevgisi ince, narin, ama çaresizliği kalın ve boğucudur. Varenka’ya yazdığı her satır, daha da küçülerek yok oluşuna yürüyen bir adamın haykırışıdır aslında. Onurlu bir eziliş, sessiz bir çığlık... İnsancıklar, insan onurunun yavaşça söndüğü, yoksulluğun sadece bir durum değil, bir yazgı olduğu, kurtuluşun ise mektuplarda bile yer bulamadığı bir düşüştür.
"...hepimiz, bir tanem, biraz çizmeci gibiyiz. ... ama bu zengin şahsın yanında onun kulağına fısıldayacak, "Yeter böyle düşünmek, bir tek kendini düşünmek, bir tek kendin için yaşamak yeter, sen çizmeci değilsin, senin çocukların sağlıklı, karının da bir ihtiyacı yok; çevrene bir bak, kaygılanmak için kendi çizmelerinden daha soylu bir şey görmüyor musun etrafında!" diyecek biri olmaması kötü asıl."
İnsanı sevgi, merhametlik, fakirlik, toplumsal eşitsizlik konularında oldukça düşündürten, başarılı betimlemeleriyle birlikte insanın kendisini orada hissettiren bir kitaptı. Dostoyevski okumaya ilk eseriyle başlamak istedim. Diğer eserlerini de merak ediyorum.
Okurken cok odaklanamadigim icin yeniden okumak istuyorum. Ama dostoyevski nin dostoyevski olayazarkenki baslangicini gormek cok etkiledi. Hem yalin ham diger kitaplarindan daha saf..