20. yüzyılın anahtar kavramları, bir bakıma, değişim ve ilişkidir. Özellikle doğa bilimleri, maddeyi mutlak, somut ve sınırları kesin bir nesne olmaktan çıkarmış, enerji dalgalarının ve devinimlerin bir kesişme ve yoğunlaşma noktası olarak yorumlamaya başlamıştır. Doğa bilimlerinde oluşan bu anlayış, toplum bilimlerine de yansımıştır. Göstergebilim de bu anlayışın bir uzantısıdır. Göstergebilim, nezaket ilişkilerinden, yeme alışkanlıklarına, modaya, siyasete, edebiyata, müziğe, mimariye ... kadar her türlü toplumsal örgütlenme biçimiyle ilgilenir, bu alanlardaki dizgeleri, ilişki ağlarını inceler. Göstergebilime göre, bir dizge ve ilişkiler ağı içinde yer alan tüm değerler görecedir, her bir değer, dizgedeki öteki değerlere göre anlam kazanır, her bir dizge de öteki dizgelere göre. Ama, acaba, dizge kurma alışkanlığı ve yöntemi, her şeyi önce bir gösterge ile temsil edip sonra kullanıma sokma eğilimi, gerçekten insan türüne özgü, değişmez bir özellik midir?
Prof. Dr. Fatma Erkman-Akerson was born in Istanbul, graduated from Istanbul German High School, completed her undergraduate and doctoral studies at Istanbul University, Faculty of Letters, Department of German Language and Literature. She worked as a faculty member at Istanbul, Mimar Sinan and Marmara Universities.
She worked at Yeditepe University, Department of Turkish Language and Literature between 1999 and 2012.
In addition to the books Meaning-Translation-Comparison (ABC, 1987),
Characterization in Turkish (Simurg, 1998 / Turkish Language Association, 2015),
Introduction to Semiology (Multilingual, 2005), A General View of Language (Multilingual, 2007),
The Adventure of Individualization in Our Literature (Edited by; Ayrıntı, 2013),
The Red Motorcycle (Narrative; Yapı Kredi, 2013),
April (Novel; Yapı Kredi, 2014),
Starting to Read Mimesis (İthaki, 2015)
and Architecture and Language (Translation; Daimon, 2015), many articles have been published in the fields of semiotics and linguistics.
Dünyadaki her şey bir metindir. Her Metin bazı sembollerden oluşur. Bu sembollerin zihinde oluşturdukları kavramlar vardır. Yani bir gösteren bir de gösterilen mevcuttur. Tüm bunların anlam kazanması yorumlanması süreci kavramlar kuramlar ve temel olarak Göstergebilim için çok kıymetli bir eser
Erkman'ın bu kitabı temelde üç kısımdan oluşuyor. Başlarken adlı ilk kısımda göstergebilimin ne olduğuna dair açıklamalar yapılıyor, terimlerin açıklamalarına yer veriliyor ve örneklerle gösterge ve dizge gibi birçok kavram somutlaştırılıyor. İkinci kısım olan Tarihsel Süreç'te Platon ve Aristoteles'ten başlayıp 20.yy'a uzanan gösterge ve göstergebilim kavramının tarihi açıklanıyor. Tabi burada işin içine dilbilim, mantık, yapısalcılık gibi diğer disiplinler de giriyor ama bunlara ayrıntılı olarak değinilmiyor. Ayrıntılı olarak üzerinde durulan iki isim Saussure ve Peirce. Son kısım olan uygulamalarda ise şiir, hikaye, karikatür, sinema filmi vb. gibi birçok eser göstergebilimsel açıdan inceleniyor.
Kitabın en iyi kısmı ise dilinin sadeliği, yazarın örnek seçiminin gündelik hayatta karşılaştığımız trafik lambası gibi örneklerden Andy Warhol tablolarına, Şehname minyatürlerine kadar geniş bir yelpazede seçimidir. Örneğin gösterge ve dizgeden bahsederken trafik lambasının gösterge olarak neye işaret ettiği, nasıl bir mekanizmada işleyip uyumlu çalışarak bir dizge içinde işlediğini anlatıyor. Bu açıdan göstergebilimi direkt bir metin üzerinden okumak yerine bu tarz daha anlaşılır ve sürekli karşımıza çıkan nesneler üzerinden anlatmak göstergebilimin zihnimizde daha kolay bir şekilde somutlaşmasına ve kalıcı olmasına neden oluyor.
Bu kitabı okumadan önce Saussure okumak ve yapısalcılık hakkında bilgi edinmek faydalı olabilir. İleri okumalar için Kubilay Aktulum, Roland Barthes, Umberto Eco'ya bakılabilir.
Bu yorumu okuyan kişi, el emeği göz nuru ben de göstergebilim konusunda öğrendiklerimi şöyle uzun uzadıya ve açıklayıcı bir biçimde özetlemeye çalıştım. Şuradan - https://kitapyorumlar.com/gostergebil... - bakabilirsin.
göstergebilim dersimin okuma listesinde yer aldığı için keşfedip okudum, benim için (ismine rağmen) birincil kaynaktan ziyade ikincil kaynak kategorisinde